Muş'un Geleceği İstanbul'da Ele Alındı
Muş Valiliği koordinesinde, Muş Vakfı ev sahipliğinde düzenlenen “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi” teşvik sistemi bilgilendirme toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi.
Muş Valiliği koordinesinde ve Muş Vakfı ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi” teşvik sistemi bilgilendirme toplantısına Vali Seddar Yavuz, Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, AK Parti Muş İl Başkanı Namık Ergün, Muş Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Orhan Sami Gültekin, Muş Vakfı üyeleri, İstanbul’daki Muşlu iş adamları, DAKA Genel Sekreteri ve uzmanları ile ilgili kurum müdürleri katıldı.
Düzenlenen bilgilendirme ve istişare toplantısı Muş Vakfı Başkanı Dr. Orhan Sami Gültekin tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından protokol konuşmalarıyla devam etti. Programda bir konuşma yapan Vali Seddar Yavuz, 23 ili kapsayan cazibe merkezleri programının devrim niteliğinde olduğunu söyledi.
“Teşvik sistemi bir devrim niteliğindedir”
Düzenlenen toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Valli Seddar Yavuz, “Muş için hayırlı sonuçlar doğurmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Hepinizin bildiği gibi hükümetlerimizce geçmişte görece olarak az gelişmiş illere yönelik teşvik sistemleri uygulamaya konmuştu. Bu teşvik uygulamaları süreçlerinde zaman zaman başarılı olduk. Sayın Başbakanımızın açıkladığı 23 ili kapsayan ve taslak çalışmaları devam eden ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi’ teşvik sistemi bir devrim niteliğindedir. Bugün DAKA Genel Sekreteri, Muş Yatırım Destek Ofisi uzmanları ve ilgili kuruluş müdürleri ile birlikte siz değerli katılımcılara bu programın detaylarını anlatacağız. Ayrıca, Muş’un kalkınması ve işsizlik sorununu nasıl çözeriz? Onları sizlerle konuşmak ve görüşlerinizi almak üzere bu toplantıyı düzenledik. Ev sahipliği için Muş Vakfı Başkanı ve yönetim kuruluna çok teşekkür ederim. Muş’ta görüştüğüm değerli iş adamı Coşkun Ergün ve Muş Vakfı Başkanımızdan bu toplantının bir hemşehri toplantısından ziyade Muş’u nasıl kalkındırabiliriz, yatırımcıyı Muş’a nasıl davet ederiz gibi konuları konuşacağımız bir toplantı olmasını istedim. Biz valilik olarak bu toplantının aynısını Bursa’da, Ankara’da ve Uşak’ta da yapmayı düşünüyoruz” dedi.
“En büyük eksiklik, kendimize olan güvensizliğimizdir”
Muş’un ihtiyaçlarının neler olduğu üzerinde duran Vali Seddar Yavuz, “Öncelikle Muş’ta neye ihtiyacımız var? Ondan bahsetmek istiyorum. 15 aydır Muş Valiliğim sürecinde gördüğüm en büyük eksiklik kendimize olan güvensizliğimizdir. Kendimizi beğenmememizdir, hatta ve hatta kendimizi küçük görmemizdir. Nasıl büyük görmek eksik ve yanlış ise, küçük görmekte aslında bir şehrin ufkunu kapatan bir olgudur. Bizim özgüvenimiz yüksek olmalı, şehir olarak kendimize güvenmeliyiz. Muşlu olarak iş hayatında, bilimde, bürokraside başarılı olmuş örnek şahsiyetlerle daha fazla bir araya gelmeliyiz. Başarı hikâyelerini toplumla buluşturmamız gerekiyor ve buradan hareketle şehirlerle ilgili olumlu bir algı oluşturmamız gerekiyor. Malumunuz olduğu üzere yatırım için ön şart huzur ve güvendir. Türkiye özellikle barış süreciyle geçmişte sorun olarak görülen birçok problemi çözmüştü. Ama barış süreci birileri tarafından istismar edildi. 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütleri hendek kazmaya başladı.
Bu örgütlerin efendileri kendilerine ‘Türkiye’de barış sürecinde hendek kaz, barikat kur, biz de size Suriye ya da Irak’ta, hatta Türkiye’de bazı imtiyazlar verelim’ dediler. Muş’ta göreve başladığım 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren güvenlik sorununu birinci öncelik yaptık. Çok şükür bugün güvenlik diye bir sorunumuz kalmadı. Muş şu anda en güvenilir şehirlerden biridir ve öyle de kalacaktır” ifadelerini kullandı.
“Malazgirt gibi bir nimet varken, biz bundan yeterince faydalanamadık”
Malazgirt’ten faydalanılamadığına dikkat çeken Vali Yavuz, “Önemli bir konumuz da; bizim bir markamız yok. Elimizde tarihin akışını değiştiren Malazgirt gibi bir nimet varken, biz bundan yeterince faydalanamadık. Oysa eğer Malazgirt olmazsa Selçuklu olmaz. Selçuklu olmazsa Osmanlı Devleti olmaz. Osmanlı Devleti olmazsa Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Dolayısıyla bizim tarihsel bir referansımız ve sırtımızı yaslayacağımız 1071’imiz var. 1040’larda başlayan Türkler, Kürtler ve diğer Müslüman milletler arasındaki birliktelik, 1071’de bir sözleşmeye bağlandı. Bu sözleşmenin ikincisi Çaldıran’da yapıldı. Daha sonra Arap’ların da bu sözleşmeye katılımı ile 1000 yıldır bu topraklarda hakkı ve hukuku haykırmaya devam ettik. 1071’de ve Çaldıran’da bizim zihnimizde etnikçilik ve ırkçılık kavramları yoktu. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin zihninde ırkçılık yoktur” diye konuştu.
“Sahip olduğumuz imkânlarla bunu geliştirebiliriz”
“Muş ili sahip olduğu tarihsel mirası ve mümbit ovaları, genç nüfusu ile geleceğin yıldızı olmaya aday bir şehirdir” diyen Vali Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün Muş’ta sanayi belgeli 130 kuruluşumuz var. Bu kuruluşlarda yaklaşık 3 bin kişi istihdam ediliyor. Biz sahip olduğumuz imkânlarla bunu geliştirebiliriz. Bunun için ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi’ teşvik paketi büyük önem arz ediyor. Bu paketle ilgili bir teknik çalışma yaptık, birazdan uzmanlarımız sizlere detaylı sunumlar yapacaklar. Bu program Doğu ve Güneydoğu illerinin makûs talihini değiştirecek programdır. Bu program; yatırımcının ihtiyaç duyduğu fizibilite raporundan işletme ruhsatına, arsa tahsisinden fabrika binasının yapılmasına kadar bütün konuları içermektedir. Yatırımcının bütün bu sorunlarını yatırımcı adına takip edecek bir mekanizma kuracağız. Bu mekanizma valilerin gözetim ve denetimde olacak. Arkadaşlarımın sunumlarından sonra soru cevap bölümünde bu teşvik sistemi ile hali hazırda uygulamada olan teşvik sistemleri hakkında aklınıza takılan tüm soruları cevaplamaya çalışacağız. Konuşmama son verirken tekrar bu toplantının hayırlara vesile olmasın diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Toplantı, soru cevap kısmının ardından sonra son buldu.
Kaynak: İHA
Düzenlenen bilgilendirme ve istişare toplantısı Muş Vakfı Başkanı Dr. Orhan Sami Gültekin tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından protokol konuşmalarıyla devam etti. Programda bir konuşma yapan Vali Seddar Yavuz, 23 ili kapsayan cazibe merkezleri programının devrim niteliğinde olduğunu söyledi.
“Teşvik sistemi bir devrim niteliğindedir”
Düzenlenen toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Valli Seddar Yavuz, “Muş için hayırlı sonuçlar doğurmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Hepinizin bildiği gibi hükümetlerimizce geçmişte görece olarak az gelişmiş illere yönelik teşvik sistemleri uygulamaya konmuştu. Bu teşvik uygulamaları süreçlerinde zaman zaman başarılı olduk. Sayın Başbakanımızın açıkladığı 23 ili kapsayan ve taslak çalışmaları devam eden ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi’ teşvik sistemi bir devrim niteliğindedir. Bugün DAKA Genel Sekreteri, Muş Yatırım Destek Ofisi uzmanları ve ilgili kuruluş müdürleri ile birlikte siz değerli katılımcılara bu programın detaylarını anlatacağız. Ayrıca, Muş’un kalkınması ve işsizlik sorununu nasıl çözeriz? Onları sizlerle konuşmak ve görüşlerinizi almak üzere bu toplantıyı düzenledik. Ev sahipliği için Muş Vakfı Başkanı ve yönetim kuruluna çok teşekkür ederim. Muş’ta görüştüğüm değerli iş adamı Coşkun Ergün ve Muş Vakfı Başkanımızdan bu toplantının bir hemşehri toplantısından ziyade Muş’u nasıl kalkındırabiliriz, yatırımcıyı Muş’a nasıl davet ederiz gibi konuları konuşacağımız bir toplantı olmasını istedim. Biz valilik olarak bu toplantının aynısını Bursa’da, Ankara’da ve Uşak’ta da yapmayı düşünüyoruz” dedi.
“En büyük eksiklik, kendimize olan güvensizliğimizdir”
Muş’un ihtiyaçlarının neler olduğu üzerinde duran Vali Seddar Yavuz, “Öncelikle Muş’ta neye ihtiyacımız var? Ondan bahsetmek istiyorum. 15 aydır Muş Valiliğim sürecinde gördüğüm en büyük eksiklik kendimize olan güvensizliğimizdir. Kendimizi beğenmememizdir, hatta ve hatta kendimizi küçük görmemizdir. Nasıl büyük görmek eksik ve yanlış ise, küçük görmekte aslında bir şehrin ufkunu kapatan bir olgudur. Bizim özgüvenimiz yüksek olmalı, şehir olarak kendimize güvenmeliyiz. Muşlu olarak iş hayatında, bilimde, bürokraside başarılı olmuş örnek şahsiyetlerle daha fazla bir araya gelmeliyiz. Başarı hikâyelerini toplumla buluşturmamız gerekiyor ve buradan hareketle şehirlerle ilgili olumlu bir algı oluşturmamız gerekiyor. Malumunuz olduğu üzere yatırım için ön şart huzur ve güvendir. Türkiye özellikle barış süreciyle geçmişte sorun olarak görülen birçok problemi çözmüştü. Ama barış süreci birileri tarafından istismar edildi. 7 Haziran seçimlerinden sonra terör örgütleri hendek kazmaya başladı.
Bu örgütlerin efendileri kendilerine ‘Türkiye’de barış sürecinde hendek kaz, barikat kur, biz de size Suriye ya da Irak’ta, hatta Türkiye’de bazı imtiyazlar verelim’ dediler. Muş’ta göreve başladığım 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren güvenlik sorununu birinci öncelik yaptık. Çok şükür bugün güvenlik diye bir sorunumuz kalmadı. Muş şu anda en güvenilir şehirlerden biridir ve öyle de kalacaktır” ifadelerini kullandı.
“Malazgirt gibi bir nimet varken, biz bundan yeterince faydalanamadık”
Malazgirt’ten faydalanılamadığına dikkat çeken Vali Yavuz, “Önemli bir konumuz da; bizim bir markamız yok. Elimizde tarihin akışını değiştiren Malazgirt gibi bir nimet varken, biz bundan yeterince faydalanamadık. Oysa eğer Malazgirt olmazsa Selçuklu olmaz. Selçuklu olmazsa Osmanlı Devleti olmaz. Osmanlı Devleti olmazsa Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Dolayısıyla bizim tarihsel bir referansımız ve sırtımızı yaslayacağımız 1071’imiz var. 1040’larda başlayan Türkler, Kürtler ve diğer Müslüman milletler arasındaki birliktelik, 1071’de bir sözleşmeye bağlandı. Bu sözleşmenin ikincisi Çaldıran’da yapıldı. Daha sonra Arap’ların da bu sözleşmeye katılımı ile 1000 yıldır bu topraklarda hakkı ve hukuku haykırmaya devam ettik. 1071’de ve Çaldıran’da bizim zihnimizde etnikçilik ve ırkçılık kavramları yoktu. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin zihninde ırkçılık yoktur” diye konuştu.
“Sahip olduğumuz imkânlarla bunu geliştirebiliriz”
“Muş ili sahip olduğu tarihsel mirası ve mümbit ovaları, genç nüfusu ile geleceğin yıldızı olmaya aday bir şehirdir” diyen Vali Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün Muş’ta sanayi belgeli 130 kuruluşumuz var. Bu kuruluşlarda yaklaşık 3 bin kişi istihdam ediliyor. Biz sahip olduğumuz imkânlarla bunu geliştirebiliriz. Bunun için ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi’ teşvik paketi büyük önem arz ediyor. Bu paketle ilgili bir teknik çalışma yaptık, birazdan uzmanlarımız sizlere detaylı sunumlar yapacaklar. Bu program Doğu ve Güneydoğu illerinin makûs talihini değiştirecek programdır. Bu program; yatırımcının ihtiyaç duyduğu fizibilite raporundan işletme ruhsatına, arsa tahsisinden fabrika binasının yapılmasına kadar bütün konuları içermektedir. Yatırımcının bütün bu sorunlarını yatırımcı adına takip edecek bir mekanizma kuracağız. Bu mekanizma valilerin gözetim ve denetimde olacak. Arkadaşlarımın sunumlarından sonra soru cevap bölümünde bu teşvik sistemi ile hali hazırda uygulamada olan teşvik sistemleri hakkında aklınıza takılan tüm soruları cevaplamaya çalışacağız. Konuşmama son verirken tekrar bu toplantının hayırlara vesile olmasın diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Toplantı, soru cevap kısmının ardından sonra son buldu.