Vali Çiçek Açıklaması Camiler 24 Saat Açık Kalacak
Diyanet İşleri Başkanlığınca 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan ‘Camiler ve Din Görevlileri’ haftası etkinlikleri kapsamında Muğla Müftülüğünce ‘Tarihsel Süreçte İlim Halkaları ve Camiler’ paneli düzenlendi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi salonunda düzenlenen panele Vali amir Çiçek de katıldı. Panele konuşmacı olarak Başbakanlık Baş Müşaviri Dr. Necdet Subaşı, Prof. Dr. Namık Açıkgöz, Prof. Dr. Alaattin Karaca ve Doç. Dr. Adnan Çevik katıldı.
Panel Kur’an-ı Kerim tilaveti ile açılırken, açılışta konuşan Muğla Müftüsü Abdurrahman Koçak, camilerin Türklerin yaşamında çok farklı bir yere sahip olduğunu açıkladı.
Koçak, “Bizim kültürümüzde camiler mihrabı ile mabed, mimberi ile devlet, kürsüsü ile mekteptir” dedi.
“CAMİLER 24 SAAT AÇIK OLACAK”
Muğla Valisi Amir Çiçek, insanın kalbinde olan Allah aşkının ruhu ile buluşarak ibadetlere yönelmesindeki en önemli toplu ibadet yapılan yerlerin mescitler ve camiler olduğunu açıkladı.
Vali Çiçek, “Camiler kutsal yerlerdir ve Allah’ın evidir. Ama en önemlisi de inanan insanların orada kaynaşmasını, birleşmesini, Allah aşkı ile ve sevgi ile buluşup insanların toplum haline gelmesini sağlayan en önemli mekânlardan biridir. İl Müftümüze, ilçe müftülerimize, camilerimizdeki imam hatiplere söylediğim ve sürekli verdiğim bir talimat var. Camilerimiz 24 saat açık olacak. Cami mesai ile sınırlı değil. Yani devlet dairesi değil. 5 vakit namaz kılınıyor ve görevli kapısını kapatıp gidiyor. Camide imam olmayabilir, ama Müslüman vatandaşımız ibadetini yapacak, gerektiğinde kitap okuyacaktır. İki Müslüman gidip istişare yapacaktır. Sohbet edecektir, ama dedikodu değil. Minarelerimizden ezan okunmalı, sala verilmeli. İşte 15 Temmuz’da milletimizin birliğine, vatanın bölünmez bütünlüğüne, bayrağımıza, hatta ezanlarımızı susturmaya çalışan o canilere karşı minarelerimizden salalar verildi.
Camiler milli birliğimizin de, dini birliğimizin de sosyal anlamda kaynaştığımız yerlerdir” dedi.
CAMİLER KÜTÜPHANE OLARAK DA KULLANILDI
Panelin moderatörlüğünü yapan Prof. D. Namık Açıkgöz ‘Bir kültür ve medeniyet merkezi olarak camiler’ konusunda bilgi verdi. Açıkgöz, “İstanbul, Bursa, Edirne ve Manisa’da camilerin kaldırılmasından sonra geriye ne kalır?’ sorusunu sordu. Açıkgöz, “Cemaat toplamak, cami toplayan bir araya getiren demektir. Kur’an-ı Kerim’de Mescit diye geçer. Camiyi termolojik olarak kullanan bizleriz. Camiler kültürel fonksiyonlarına baktığımızda cami. Ama bilginin yalınlaşması için en önemli kurum. Camileri biz kütüphane olarak da kullanmışız” dedi.
“BİR COĞRAFYANIN VATAN KILINMASINA CAMİ ÖNEMLİDİR”
Prof. Dr. Alaattin Karaca, caminin ve camilerin bir coğrafyanın vatan kılınmasındaki yeri ve önemi fonksiyonu hakkında bilgi verdi. Karaca, “Cami bizim coğrafya ile olan asli, ruhi ve kimliksel bağımızı kuran en önemli unsurdur. Buradan yola çıkarak biz bir toprağı fethederken, camilerle fethederiz. Bu toprakların vatan kılınmasında askeri unsurdan sonra en önemli unsur kolonizatör dervişlerdir. Yesevi’lerdir, Yunus’lardır, Mevlâna’lardır ve Abdal’lardır” dedi.
“MUĞLA’NIN ŞEHRE DÖNÜŞMESİNDEKİ İLK ÇEKİRDEK ULU CAMİDE BAŞLADI”
Doç. Dr. Adnan Çevik Muğla ve Cami konulu bilgilendirmesinde Muğla’nın tarihsel süreci ve camilerin önemine dikkat çekti. Çevik, “Muğla’nın bir şehre dönüşümü 13. Yüzyılın ikinci yarısında Menteşe Beyleri tarafından şehrin ilk çekirdeği de Ulu Cami’de başladı.
Muğla’nın şekillenmesi Beylik dönemi, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi olarak üçe ayrılır. Camilerimiz sadece bundan ibaret değil. 1671’de Evliya Çelebi 70 mihrap ve mescit olduğunu söylüyor” dedi.
“CAMİLER İLE TOPLUMUN İRTİBATI GÜÇLENDİRİLMELİ”
Başbakanlık Baş Müşaviri Dr. Necdet Subaşı, tüm gayretlere rağmen, Diyanet İşleri’nin olağanüstü çabasına rağmen türbelerin, mescitlerin ve camilerin hayat ile eş zamanlı bir şekilde tahrip olduğunu belirtti.
Subaşı, “Böyle ağır bir cümleyi koca bir kurumu rahatsız edecek bir şekilde kullanmayı tabi ki doğru bulmuyorum. Ama bahsetmek isteğim koca bir 100 yıllık hesap verilmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte gerçekten çok ağır şeyler yaşandı. Bu ağır travmalar, ağır müdahaleler ve maruz kaldığımız şiddet maalesef camileri hayatın kıyısına götürdü. İşin doğrusunu söylemek gerekir ise, cami ile olan irtibatımız nostaljik olduğu kanaatindeyim. Camiyi dışarıda bırakarak bu toplumun rahat ve huzura kavuşacağına inanmıyorum. Bu toplumun cami ile irtibatını güçlendirmesi, cami ile bütünleşmesi ve olmazsa olmazı bir yapıya büründürülmesi gerekir” dedi.
Toplantının sonunda Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri kapsamında Müftülüğe bağlı birimlerde çalışan ve başarılı olanlara ve emekli personele plaket Vali Yardımcısı Fethi Özdemir tarafından verildi.
Kaynak: İHA
Koçak, “Bizim kültürümüzde camiler mihrabı ile mabed, mimberi ile devlet, kürsüsü ile mekteptir” dedi.
“CAMİLER 24 SAAT AÇIK OLACAK”
Muğla Valisi Amir Çiçek, insanın kalbinde olan Allah aşkının ruhu ile buluşarak ibadetlere yönelmesindeki en önemli toplu ibadet yapılan yerlerin mescitler ve camiler olduğunu açıkladı.
Vali Çiçek, “Camiler kutsal yerlerdir ve Allah’ın evidir. Ama en önemlisi de inanan insanların orada kaynaşmasını, birleşmesini, Allah aşkı ile ve sevgi ile buluşup insanların toplum haline gelmesini sağlayan en önemli mekânlardan biridir. İl Müftümüze, ilçe müftülerimize, camilerimizdeki imam hatiplere söylediğim ve sürekli verdiğim bir talimat var. Camilerimiz 24 saat açık olacak. Cami mesai ile sınırlı değil. Yani devlet dairesi değil. 5 vakit namaz kılınıyor ve görevli kapısını kapatıp gidiyor. Camide imam olmayabilir, ama Müslüman vatandaşımız ibadetini yapacak, gerektiğinde kitap okuyacaktır. İki Müslüman gidip istişare yapacaktır. Sohbet edecektir, ama dedikodu değil. Minarelerimizden ezan okunmalı, sala verilmeli. İşte 15 Temmuz’da milletimizin birliğine, vatanın bölünmez bütünlüğüne, bayrağımıza, hatta ezanlarımızı susturmaya çalışan o canilere karşı minarelerimizden salalar verildi.
Camiler milli birliğimizin de, dini birliğimizin de sosyal anlamda kaynaştığımız yerlerdir” dedi.
CAMİLER KÜTÜPHANE OLARAK DA KULLANILDI
Panelin moderatörlüğünü yapan Prof. D. Namık Açıkgöz ‘Bir kültür ve medeniyet merkezi olarak camiler’ konusunda bilgi verdi. Açıkgöz, “İstanbul, Bursa, Edirne ve Manisa’da camilerin kaldırılmasından sonra geriye ne kalır?’ sorusunu sordu. Açıkgöz, “Cemaat toplamak, cami toplayan bir araya getiren demektir. Kur’an-ı Kerim’de Mescit diye geçer. Camiyi termolojik olarak kullanan bizleriz. Camiler kültürel fonksiyonlarına baktığımızda cami. Ama bilginin yalınlaşması için en önemli kurum. Camileri biz kütüphane olarak da kullanmışız” dedi.
“BİR COĞRAFYANIN VATAN KILINMASINA CAMİ ÖNEMLİDİR”
Prof. Dr. Alaattin Karaca, caminin ve camilerin bir coğrafyanın vatan kılınmasındaki yeri ve önemi fonksiyonu hakkında bilgi verdi. Karaca, “Cami bizim coğrafya ile olan asli, ruhi ve kimliksel bağımızı kuran en önemli unsurdur. Buradan yola çıkarak biz bir toprağı fethederken, camilerle fethederiz. Bu toprakların vatan kılınmasında askeri unsurdan sonra en önemli unsur kolonizatör dervişlerdir. Yesevi’lerdir, Yunus’lardır, Mevlâna’lardır ve Abdal’lardır” dedi.
“MUĞLA’NIN ŞEHRE DÖNÜŞMESİNDEKİ İLK ÇEKİRDEK ULU CAMİDE BAŞLADI”
Doç. Dr. Adnan Çevik Muğla ve Cami konulu bilgilendirmesinde Muğla’nın tarihsel süreci ve camilerin önemine dikkat çekti. Çevik, “Muğla’nın bir şehre dönüşümü 13. Yüzyılın ikinci yarısında Menteşe Beyleri tarafından şehrin ilk çekirdeği de Ulu Cami’de başladı.
Muğla’nın şekillenmesi Beylik dönemi, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi olarak üçe ayrılır. Camilerimiz sadece bundan ibaret değil. 1671’de Evliya Çelebi 70 mihrap ve mescit olduğunu söylüyor” dedi.
“CAMİLER İLE TOPLUMUN İRTİBATI GÜÇLENDİRİLMELİ”
Başbakanlık Baş Müşaviri Dr. Necdet Subaşı, tüm gayretlere rağmen, Diyanet İşleri’nin olağanüstü çabasına rağmen türbelerin, mescitlerin ve camilerin hayat ile eş zamanlı bir şekilde tahrip olduğunu belirtti.
Subaşı, “Böyle ağır bir cümleyi koca bir kurumu rahatsız edecek bir şekilde kullanmayı tabi ki doğru bulmuyorum. Ama bahsetmek isteğim koca bir 100 yıllık hesap verilmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte gerçekten çok ağır şeyler yaşandı. Bu ağır travmalar, ağır müdahaleler ve maruz kaldığımız şiddet maalesef camileri hayatın kıyısına götürdü. İşin doğrusunu söylemek gerekir ise, cami ile olan irtibatımız nostaljik olduğu kanaatindeyim. Camiyi dışarıda bırakarak bu toplumun rahat ve huzura kavuşacağına inanmıyorum. Bu toplumun cami ile irtibatını güçlendirmesi, cami ile bütünleşmesi ve olmazsa olmazı bir yapıya büründürülmesi gerekir” dedi.
Toplantının sonunda Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri kapsamında Müftülüğe bağlı birimlerde çalışan ve başarılı olanlara ve emekli personele plaket Vali Yardımcısı Fethi Özdemir tarafından verildi.