Selçuk Özdağ'dan 'Demokrasi Meydanı' Önerisi
15 Temmuz darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın kararlılığı, siyasi ve millet iradesinin üstün çabasıyla bastırıldığını ifade eden ve artık Türkiye’de kolay kolay kimsenin darbe girişiminde bulunmaya cesaret edemeyeceğini belirten AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, boşaltılan askeri alanlara başta İstanbul ve Ankara olmak üzere tüm Büyükşehirlerde Demokrasi Meydanı kurulması önerisinde bulundu.
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi Meclis Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, askeri birliklerin ve kurumların ayrılmasıyla ortaya çıkacak geniş alanların en verimli ve sağlıklı şekilde kullanılması gerektiğini belirterek, “Şehirlerin öncelikle nefes alması gerekiyor. Bu nedenle ortaya çıkacak alanlar halkımızın topluca yaşayabileceği, eğlenebileceği, sosyalleşeceği, paylaşımda bulunabileceği, dinlenebileceği, spor yapabileceği yeşil ve içinde çok büyük su merkezli kolaylıkların da yer alabileceği yaşam alanları olarak inşa edilmesinin yerinde olacağına inanıyorum. İnsanların yüzüne güldüğü, nefes aldıran, hayat veren çevreci alanları 15 Temmuz hain saldırısına karşı duran, demokrasi ve milli iradeden yana tavrını ortaya koyan milletimiz fazlasıyla hak ediyor. Büyük ve köklü bir maziyle, tarih ve kültüre sahip devletimiz de bunu halkına sunabilecek olgunluğa, yiğitliğe ve gönül zenginliğine sahip. Aziz halkımızın böylesine kıymetli ve özel bir armağanı ne kadar hak etmiş olduğu da, 15 Temmuz gecesi ve sonrası süreçteki kahramanlığı ve devletine bağlılığıyla kanıtlanmış durumda. Tüm bunları göz önüne aldığımızda ise oluşacak meydanın adı kendiliğinden ortaya çıkıyor. Her geçen gün daha da özgürleşen, zenginleşen, demokrasinin ve millet iradesinin güçlenmesinden yana önemli bir mesafe kat eden Türkiye’ye Demokrasi Meydanları yakışır. Bu nedenle oluşacak olan bu alanların adı da Demokrasi Meydanı adını almalıdır” diye konuştu.
“Şehir merkezleri nefes almalı”
Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere Büyükşehirlerin özellikle şehir merkezlerine gelindiğinde insanların nefes almakta ve yürümekte zorlandığını belirten Özdağ, “Tüm buna bir de araç ve nüfus yoğunluğunu da ekleyince şehirler nefes alamaz duruma gelmektedir. Bu nedenle Şehirlerimizin daha çok nefes almasını sağlayacak tedbirleri de ortaya koymalıyız. Örneğin Ankara şehrini örnek alacak olursak Kızılay’dan Çankaya’ya doğru yürüyüşe geçtiğimizde aşırı derecede araç ve nüfus yoğunluğu, peşi sıra dizilen Rezidanslar, AVM’ler, Bakanlık binaları, aralarında da askeriyeye ait binalar hemen dikkatimizi çekmekte. Bu sadece Ankara için geçerli değil tüm Büyükşehirlerimiz için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Bunun için şehrin ve insanların daha rahat nefes alacakları, bir ve beraberce istifade edeceği alanlara ihtiyacımız var. İyi bir tahlil yaptığımızda bu bina kalabalığını oluşturan binalar arasında vazgeçilemeyecek değerde, uzak ve yakın tarihimize ait ‘kültürel miras’ kavramıyla değerlendirilebilecek bir yapı örneğin Ankara Kızılay’da bulunmuyor, diğer şehirlerimizde ya bulunmuyor ya da çok nadir bulunmakta. Bulunmayan şehirlerdeki bina kalabalığından kurtulmamız gerekiyor. Elbette bunu yaparken de buradaki hak sahiplerinin hakları gerektiği şekilde, eksiksiz biçimde karşılanmalı” dedi.
“Hayallerimiz büyük ve sağlam olmalı”
“Hayallerimiz büyük ve geniş olmalı ki erişebileceklerimiz de o denli kıymetli ve insana yaraşır şekilde olsun” diyen Özdağ açıklamasını şöyle tamamladı:
“Büyükşehirlerimizdeki bina ve araç keşmekeşinin, yer yer tacize ve zulme dönüşen yapısını göz önüne alın, bir de yeni yapıyla ortaya çıkacak güzellikleri. 2000’li yıllarla birlikte, sivil siyasetin güçlenmesi, dünyada ve ülkemizde bu yöndeki gelişmeler, halkın ulaştığı gelişme düzeyi ve nice parametreleri bir arada değerlendirerek, öncelikle askeri birliklerin ve alanların şehir dışında olması gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Yaşanan o iğrenç darbe girişiminin ardından, bugün gelinen noktada şartlar son derece uygun. Gerek devletimiz, gerekse sivil toplum olarak halkımız bu yönde bir bilinç düzeyine gelmiş vaziyette. Hemen herkes, bu bölgede yer alan askeri birliklerin daha uygun alanlara taşınmasının gereği ve önemi konusunda mutabık. Öyle ki devletimiz şehrin iskâna açılmış tüm bölgelerindeki askeri birliklerin şehir dışında başka bölgelere taşınması konusunda kararı alarak bu hızla uygulanmaya geçirildi. Tüm bunlar tamamlandığında hem şehirlerimiz nefes alacak hem de keşmekeşlik ortadan kalkmış olacak. Tüm bunların gerçekleşmesi yolunda yerel yönetimlere, şehir plancılarına, mimarlara, mühendislere, psikologlara, sanatçılara ve sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor.”
Kaynak: İHA
“Şehir merkezleri nefes almalı”
Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere Büyükşehirlerin özellikle şehir merkezlerine gelindiğinde insanların nefes almakta ve yürümekte zorlandığını belirten Özdağ, “Tüm buna bir de araç ve nüfus yoğunluğunu da ekleyince şehirler nefes alamaz duruma gelmektedir. Bu nedenle Şehirlerimizin daha çok nefes almasını sağlayacak tedbirleri de ortaya koymalıyız. Örneğin Ankara şehrini örnek alacak olursak Kızılay’dan Çankaya’ya doğru yürüyüşe geçtiğimizde aşırı derecede araç ve nüfus yoğunluğu, peşi sıra dizilen Rezidanslar, AVM’ler, Bakanlık binaları, aralarında da askeriyeye ait binalar hemen dikkatimizi çekmekte. Bu sadece Ankara için geçerli değil tüm Büyükşehirlerimiz için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Bunun için şehrin ve insanların daha rahat nefes alacakları, bir ve beraberce istifade edeceği alanlara ihtiyacımız var. İyi bir tahlil yaptığımızda bu bina kalabalığını oluşturan binalar arasında vazgeçilemeyecek değerde, uzak ve yakın tarihimize ait ‘kültürel miras’ kavramıyla değerlendirilebilecek bir yapı örneğin Ankara Kızılay’da bulunmuyor, diğer şehirlerimizde ya bulunmuyor ya da çok nadir bulunmakta. Bulunmayan şehirlerdeki bina kalabalığından kurtulmamız gerekiyor. Elbette bunu yaparken de buradaki hak sahiplerinin hakları gerektiği şekilde, eksiksiz biçimde karşılanmalı” dedi.
“Hayallerimiz büyük ve sağlam olmalı”
“Hayallerimiz büyük ve geniş olmalı ki erişebileceklerimiz de o denli kıymetli ve insana yaraşır şekilde olsun” diyen Özdağ açıklamasını şöyle tamamladı:
“Büyükşehirlerimizdeki bina ve araç keşmekeşinin, yer yer tacize ve zulme dönüşen yapısını göz önüne alın, bir de yeni yapıyla ortaya çıkacak güzellikleri. 2000’li yıllarla birlikte, sivil siyasetin güçlenmesi, dünyada ve ülkemizde bu yöndeki gelişmeler, halkın ulaştığı gelişme düzeyi ve nice parametreleri bir arada değerlendirerek, öncelikle askeri birliklerin ve alanların şehir dışında olması gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Yaşanan o iğrenç darbe girişiminin ardından, bugün gelinen noktada şartlar son derece uygun. Gerek devletimiz, gerekse sivil toplum olarak halkımız bu yönde bir bilinç düzeyine gelmiş vaziyette. Hemen herkes, bu bölgede yer alan askeri birliklerin daha uygun alanlara taşınmasının gereği ve önemi konusunda mutabık. Öyle ki devletimiz şehrin iskâna açılmış tüm bölgelerindeki askeri birliklerin şehir dışında başka bölgelere taşınması konusunda kararı alarak bu hızla uygulanmaya geçirildi. Tüm bunlar tamamlandığında hem şehirlerimiz nefes alacak hem de keşmekeşlik ortadan kalkmış olacak. Tüm bunların gerçekleşmesi yolunda yerel yönetimlere, şehir plancılarına, mimarlara, mühendislere, psikologlara, sanatçılara ve sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor.”