Böhmermann Hakkındaki Soruşturmanın Durdurulması
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yeneroğlu: 'Mainz Savcılığının verdiği bu karar Alman adaleti için kötü bir karne ortaya koymaktadır' 'Böhmermann bu küfürlü şiirinde yalnızca Cumhurbaşkanımıza galiz hakaretlerde bulunmamış, aynı zamanda 'ilkel Doğulu' tiplemesi ve ön yargılara hizmet etmiştir. Ancak savcılık bu hususta tek kelime bile etmemiştir'
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren mizah programını hazırlayan Jan Böhmermann hakkındaki soruşturmanın durdurulmasını, 'Mainz Savcılığının verdiği bu karar Alman adaleti için kötü bir karne ortaya koymaktadır.' şeklinde değerlendirdi.
Yeneroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ve ırkçı ifadeler barındıran küfürlü şiiri nedeniyle Böhmermann'a açılan davanın durdurulmasını eleştirdi.Davanın durdurulmasını büyük bir şaşkınlıkla medyadan öğrendiğini belirten Yeneroğlu, 'Görünen o ki Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu'nun Almanya'ya yaptığı ihtarların hiçbir etkisi olmamıştır ve Mainz Savcılığı Almanya'nın itibarını önemsememektedir.' ifadesini kullandı.
Yeneroğlu, davanın durdurulmasının yanında sunulan gerekçenin de büyük bir skandal olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Mainz Savcılığının verdiği bu karar Alman adaleti için kötü bir karne ortaya koymaktadır. Bu denli açık şekilde işlenmiş bir suçun hukuki ayak oyunlarıyla ve aşırı detaycı manevralarla kovuşturulmamasını, Almanya'da eğitimini tamamlamış bir hukukçu olarak doğrusu beklemezdim.
Öyle görünüyor ki Savcılık Cumhurbaşkanımıza karşı hakim olan genel kanının etkisinden kurtulamamış ve hukuki hassasiyetin dışına çıkarak karar vermiştir. Ümit ederim ki itiraz edildiğinde karar değişecektir.'
Kararın ilan ediliş biçimini de eleştiren Yeneroğlu, konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatına dün saat 14.45'te tebliğ edildiğini ancak karardan birçok medya mensubu ve Böhmermann'ın daha önceden haberdar olduğuna dikkati çekti.
Yeneroğlu, 'Dava 28 Ekim'de zaman aşımına uğratılmak için kasıtlı olarak geciktirilmektedir. Böhmermann'ın ifadelerinin hakaret olduğu hususunda hiç kimsenin şüphesi bulunmazken, yalnızca Mainz Savcılığı bunun aksi kanaati taşımakta ve bu kanaatini de 'Hakaret ne kadar ağırsa o derece ciddi kastedilmemiştir ve dolayısıyla ceza tayinine yer yoktur.' diye tuhaf bir şekilde gerekçelendirmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu'nun 3 yıl önce Almanya'ya yaptığı ihtarları hatırlatan Yeneroğlu, şu ifadelere yer verdi:
'Komisyon, Thilo Sarrazin'in ifadelerinin açık şekilde ırkçı nitelikte olmasına rağmen kovuşturmaya tabi tutulmaması konusunda ihtarda bulunmuştu. Federal Hükümet'e, ceza gerektiren ırkçı tutumları teşhis edebilmeleri ve dava açabilmeleri için savcılık birimlerini eğitme ve hassaslaştırma yaptırımı uygulanmıştı.
Savcılığın sunduğu gerekçeden de anlaşılacağı üzere, bu ihtarların hiçbir etkisi olmamıştır. Savcılık malum şiirdeki hiç de önemsiz olmayan kısımları tamamen görmezden gelmiştir. Böhmermann bu küfürlü şiirinde yalnızca Cumhurbaşkanımıza galiz hakaretlerde bulunmamış, aynı zamanda 'ilkel Doğulu' tiplemesi ve ön yargılara hizmet etmiştir. Ancak savcılık bu hususta tek kelime bile etmemiştir.'
Kaynak: AA
Yeneroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ve ırkçı ifadeler barındıran küfürlü şiiri nedeniyle Böhmermann'a açılan davanın durdurulmasını eleştirdi.Davanın durdurulmasını büyük bir şaşkınlıkla medyadan öğrendiğini belirten Yeneroğlu, 'Görünen o ki Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu'nun Almanya'ya yaptığı ihtarların hiçbir etkisi olmamıştır ve Mainz Savcılığı Almanya'nın itibarını önemsememektedir.' ifadesini kullandı.
Yeneroğlu, davanın durdurulmasının yanında sunulan gerekçenin de büyük bir skandal olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Mainz Savcılığının verdiği bu karar Alman adaleti için kötü bir karne ortaya koymaktadır. Bu denli açık şekilde işlenmiş bir suçun hukuki ayak oyunlarıyla ve aşırı detaycı manevralarla kovuşturulmamasını, Almanya'da eğitimini tamamlamış bir hukukçu olarak doğrusu beklemezdim.
Öyle görünüyor ki Savcılık Cumhurbaşkanımıza karşı hakim olan genel kanının etkisinden kurtulamamış ve hukuki hassasiyetin dışına çıkarak karar vermiştir. Ümit ederim ki itiraz edildiğinde karar değişecektir.'
Kararın ilan ediliş biçimini de eleştiren Yeneroğlu, konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatına dün saat 14.45'te tebliğ edildiğini ancak karardan birçok medya mensubu ve Böhmermann'ın daha önceden haberdar olduğuna dikkati çekti.
Yeneroğlu, 'Dava 28 Ekim'de zaman aşımına uğratılmak için kasıtlı olarak geciktirilmektedir. Böhmermann'ın ifadelerinin hakaret olduğu hususunda hiç kimsenin şüphesi bulunmazken, yalnızca Mainz Savcılığı bunun aksi kanaati taşımakta ve bu kanaatini de 'Hakaret ne kadar ağırsa o derece ciddi kastedilmemiştir ve dolayısıyla ceza tayinine yer yoktur.' diye tuhaf bir şekilde gerekçelendirmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu'nun 3 yıl önce Almanya'ya yaptığı ihtarları hatırlatan Yeneroğlu, şu ifadelere yer verdi:
'Komisyon, Thilo Sarrazin'in ifadelerinin açık şekilde ırkçı nitelikte olmasına rağmen kovuşturmaya tabi tutulmaması konusunda ihtarda bulunmuştu. Federal Hükümet'e, ceza gerektiren ırkçı tutumları teşhis edebilmeleri ve dava açabilmeleri için savcılık birimlerini eğitme ve hassaslaştırma yaptırımı uygulanmıştı.
Savcılığın sunduğu gerekçeden de anlaşılacağı üzere, bu ihtarların hiçbir etkisi olmamıştır. Savcılık malum şiirdeki hiç de önemsiz olmayan kısımları tamamen görmezden gelmiştir. Böhmermann bu küfürlü şiirinde yalnızca Cumhurbaşkanımıza galiz hakaretlerde bulunmamış, aynı zamanda 'ilkel Doğulu' tiplemesi ve ön yargılara hizmet etmiştir. Ancak savcılık bu hususta tek kelime bile etmemiştir.'