'Yangın Yerinde Orkideler', Tiyatroseverlerle Buluşacak
Mehmet Baydur'un yazdığı, Hülya Karakaş'un yönetmenliğini üstlendiği oyunun seyircili provası, Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde gerçekleştirildi Yönetmen Karakaş: 'Birleşmenin, buluşmanın, en farklı görüşlerin bile bir araya gelebileceğini, birbirimizi dinlememiz, anlamamız, ön yargılarla hareket etmememiz gerektiğinden yola çıkarak herkesin bir yerde buluşabileceğini anlattık oyunda' Oyuncu Sağlam: '15 Temmuz'da yaşanılanların ardından aydın olarak nerede duracağız? Pek çok aydının da kafasının karıştığını, dolayısıyla iki cami arasında beynamaz durumuna geçildiğini görüyoruz. Bu anlamda bu rol, benim için son derece önemli bir yerde duruyor'
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yeni sezon oyunu 'Yangın Yerinde Orkideler', 5 Ekim'de tiyatroseverlerle buluşacak.
Mehmet Baydur'un kaleme aldığı oyunun seyircili provası, Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde gerçekleştirildi.
Oyunun yönetmeni Hülya Karakaş, gösterim sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yazarın oyunda anlatmak istediklerini, kendi çapında çözümlediğini söyledi.
Oyunu yönetirken sorular sorarak ilerlediğini kaydeden Karakaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ülkemizdeki durumu yakalamak istedim. 1990 yılında yazılan bir metin, bugünün Türkiye'sine ve bize ne söylüyordu? Çok ayrı düştük, çok ötekileştirdik birbirimizi. Birleşmenin, buluşmanın en farklı görüşlerin bile bir araya gelebileceğini, birbirimizi dinlememiz, anlamamız, ön yargılarla hareket etmememiz gerektiğinden yola çıkarak herkesin bir yerde buluşabileceğini anlattık oyunda. Oyun, Mehmet Baydur'un aslında anlatmak istediği şey öne çıkarılarak orijinal metninden oldukça kısaltıldı. Onun yazdığı metinle oynasaydık oyun 3 saat sürerdi.'
Oyunun dramaturgu Ergün Özdemir de oyunun, karşılaşmaları mümkün olmayan iki üçgendeki insanların birbirleriyle karşılaşmalarını aktardığını dile getirdi.
Birçok farklı karakterin oyunun içinde yer aldığını anlatan Özdemir, 'Oyunun içinde bize yaşadığımız dünyayla kültürle bilgiler vermesi ve o karakterler üzerinden meseleyi anlatması... Aslında oyundaki tüm karakterlerin ortak özelliği Baydur'un ne anlatmak istediğini anlatan sözcüler.' ifadelerini kullandı.
- 'Nerede duracağız?'
Oyunda aydın bir karakteri canlandıran Eraslan Sağlam ise oynadığı rolün yaşanan güncel şeyleri tanımladığını vurguladı.
Mehmet Baydur'un, oyunun hikayesinde yaşam, ölüm ve var oluş meselelerine değindiğini belirten Sağlam, 'Çok sıcak gelişmelerin göbeğinde yaşıyoruz. Bu noktada aydınlarımızın ve benim gibi belki yarı aydınlarımızın sorduğu bir soru var; 'Nerede duracağız?' Bu, tam da aidiyet, var oluş ve kimlik problemini, bugün Baydur üzerinden okumamızı sağlıyor. Bir politik yapıya entegre olarak yaşamak ve adını böyle koymak en kolayı ama gerçeği ne? 15 Temmuz'da yaşanılanların ardından aydın olarak nerede duracağız? Pek çok aydının da kafasının karıştığını, dolayısıyla iki cami arasında beynamaz durumuna geçildiğini görüyoruz. Bu anlamda bu rol, benim için son derece önemli bir yerde duruyor.' diye konuştu.
Sağlam, oyundaki performansının, bıçak sırtı bir durum olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
'Rolümü oynarken zorlanıyorum. Var olan, alıştığımız oyunculuk anlayışı dışında bir tavırla oynanması gerekiyor. Bir aktör olarak işin psikolojik tarafını işin içine koymak zorundasınız ama bunu yaparken tribünlere düşmemek durumundasınız. Diğer tarafıyla da seyirci parasını verip geliyor. Seyirciyi sıkmadan bunu yapmalısınız.'
Oyunda Eraslan Sağlam'ın yanı sıra Can Ertuğrul, Gözde İpek Köse, Barış Bakova, Emin And, Zümrüt Erkin rol alıyor.
Yaklaşık 1,5 saat süren oyunun koreografisi Özge Midilli'ye, ışık tasarımı Mahmut Özdemir, efekt tasarımı Nesin Çoşkuner, müzikleri ise Cihan Kurtaran'a ait.
Oyunun, sahne ve kostüm tasarımını ise Almilo Altunsoy ile Cihan Aşar üstleniyor.
İki perdelik oyun, 5 Ekim'de ilk gösterimiyle tiyatroseverlerle buluşacak.
Kaynak: AA
Mehmet Baydur'un kaleme aldığı oyunun seyircili provası, Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi'nde gerçekleştirildi.
Oyunun yönetmeni Hülya Karakaş, gösterim sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yazarın oyunda anlatmak istediklerini, kendi çapında çözümlediğini söyledi.
Oyunu yönetirken sorular sorarak ilerlediğini kaydeden Karakaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ülkemizdeki durumu yakalamak istedim. 1990 yılında yazılan bir metin, bugünün Türkiye'sine ve bize ne söylüyordu? Çok ayrı düştük, çok ötekileştirdik birbirimizi. Birleşmenin, buluşmanın en farklı görüşlerin bile bir araya gelebileceğini, birbirimizi dinlememiz, anlamamız, ön yargılarla hareket etmememiz gerektiğinden yola çıkarak herkesin bir yerde buluşabileceğini anlattık oyunda. Oyun, Mehmet Baydur'un aslında anlatmak istediği şey öne çıkarılarak orijinal metninden oldukça kısaltıldı. Onun yazdığı metinle oynasaydık oyun 3 saat sürerdi.'
Oyunun dramaturgu Ergün Özdemir de oyunun, karşılaşmaları mümkün olmayan iki üçgendeki insanların birbirleriyle karşılaşmalarını aktardığını dile getirdi.
Birçok farklı karakterin oyunun içinde yer aldığını anlatan Özdemir, 'Oyunun içinde bize yaşadığımız dünyayla kültürle bilgiler vermesi ve o karakterler üzerinden meseleyi anlatması... Aslında oyundaki tüm karakterlerin ortak özelliği Baydur'un ne anlatmak istediğini anlatan sözcüler.' ifadelerini kullandı.
- 'Nerede duracağız?'
Oyunda aydın bir karakteri canlandıran Eraslan Sağlam ise oynadığı rolün yaşanan güncel şeyleri tanımladığını vurguladı.
Mehmet Baydur'un, oyunun hikayesinde yaşam, ölüm ve var oluş meselelerine değindiğini belirten Sağlam, 'Çok sıcak gelişmelerin göbeğinde yaşıyoruz. Bu noktada aydınlarımızın ve benim gibi belki yarı aydınlarımızın sorduğu bir soru var; 'Nerede duracağız?' Bu, tam da aidiyet, var oluş ve kimlik problemini, bugün Baydur üzerinden okumamızı sağlıyor. Bir politik yapıya entegre olarak yaşamak ve adını böyle koymak en kolayı ama gerçeği ne? 15 Temmuz'da yaşanılanların ardından aydın olarak nerede duracağız? Pek çok aydının da kafasının karıştığını, dolayısıyla iki cami arasında beynamaz durumuna geçildiğini görüyoruz. Bu anlamda bu rol, benim için son derece önemli bir yerde duruyor.' diye konuştu.
Sağlam, oyundaki performansının, bıçak sırtı bir durum olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
'Rolümü oynarken zorlanıyorum. Var olan, alıştığımız oyunculuk anlayışı dışında bir tavırla oynanması gerekiyor. Bir aktör olarak işin psikolojik tarafını işin içine koymak zorundasınız ama bunu yaparken tribünlere düşmemek durumundasınız. Diğer tarafıyla da seyirci parasını verip geliyor. Seyirciyi sıkmadan bunu yapmalısınız.'
Oyunda Eraslan Sağlam'ın yanı sıra Can Ertuğrul, Gözde İpek Köse, Barış Bakova, Emin And, Zümrüt Erkin rol alıyor.
Yaklaşık 1,5 saat süren oyunun koreografisi Özge Midilli'ye, ışık tasarımı Mahmut Özdemir, efekt tasarımı Nesin Çoşkuner, müzikleri ise Cihan Kurtaran'a ait.
Oyunun, sahne ve kostüm tasarımını ise Almilo Altunsoy ile Cihan Aşar üstleniyor.
İki perdelik oyun, 5 Ekim'de ilk gösterimiyle tiyatroseverlerle buluşacak.