'Başkanlık Tartışması Türkiye'nin Geleceği Üzerinden Yapılmalı'
HAKİŞ Genel Başkanı Arslan: 'Başkanlık sistemini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsı üzerinden yürüttüğünüz zaman Türkiye kaybediyor. Meseleyi Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği üzerinden tartışmak gerekiyor. Bu tartışmaları da 'amasız' 'fakatsız' rejim ve diktatörlük iddiaları dışında, Türkiye’nin yaşadığı fiili durum ve bunun getirdiği zorlukları dikkate alarak, yeni bir modele ihtiyacımızın olduğunun bilinci ile yapmalıyız' 'Başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanı ya da güçlendirilmiş parlamenter sistem. Bunun kararını Meclis verecek ve sonunda da referanduma giderse, son sözü halk söyleyecek. Buna rağmen, bu tartışmalardan niye kaçıyoruz, neden sadece kişiler üzerinde yapıyoruz açıkçası bunu anlamış değilim'
TANJU ÖZKAYA - HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, başkanlık sistemiyle ilgili tartışmaların rejim ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan isminin üzerinden yapılmasının Türkiye'ye zaman kaybettirdiğini belirterek, 'Meseleyi Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği üzerinden tartışmak gerekiyor. Bu tartışmaları da 'amasız', 'fakatsız' rejim ve diktatörlük iddiaları dışında, Türkiye'nin yaşadığı fiili durum ve bunun getirdiği zorlukları dikkate alarak, yeni bir modele ihtiyacımızın olduğunun bilici ile yapmalıyız.' dedi.
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun bir aradan sonra başkanlık sisteminin yeniden gündeme geldiğini, siyasilerin yanı sıra vatandaşların da konuyu dikkatle takip ettiğini belirtti.
'Başkanlık sistemi tartışmalarının tam da zamanı olduğunu düşünüyorum.' diyen Arslan, 'Parlamentodaki aritmetiğe, Türkiye'nin daha önce yaşadığı krizlere ve mevcut fiili duruma baktığımızda aslında bu tartışmaların artık çok kapsamlı bir uzlaşma ile bunun sonuçlanması gerekiyor.' ifadelerini kullandı.
2007'de cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Anayasa Mahkemesi'nin '367 kararı' ile parlamentonun by-pass edildiğini, daha sonra cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesini sağlayan referandum ile Türkiye'nin siyasi tarihinde yeni bir sayfa açıldığına vurgu yapan Arslan, şunları söyledi:
'Bu yeni aşama, Sayın Erdoğan'ın halk tarafından yüzde 52 oy ile seçilmesinden sonra daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Yani halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı gerçeği ile karşı karşıyayız ve bugünkü fiili durumun artık hukukileştirilmesi gerekiyor. Türk halkı neyi tercih edecekse elbette o olur. Sayın Erdoğan'ın zaman zaman ifade ettiği gibi cumhurbaşkanındaki yetkiler Obama'nın yetkilerinden daha fazla. Bunun sürdürülemez olduğunu bizzat bu yetkileri kullanan cumhurbaşkanımız ifade ediyor. Bu nedenle meseleyi Erdoğan'ın şahsı üzerinden yürüttüğünüz zaman Türkiye zaman kaybediyor. Bunun için başkanlık sistemini Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği üzerinden tartışmak gerekiyor. Bu tartışmaları 'amasız', 'fakatsız' rejim ve diktatörlük iddiaları dışında, Türkiye'nin yaşadığı fiili durum ve bunun getirdiği zorlukları dikkate alarak, yeni bir modele ihtiyacımızın olduğunun bilinci ile yapmalıyız.'
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni yönetim modeli hakkındaki son sözü halkın söyleyeceğini anlatan Arslan, 'Bu başkanlık olabilir, yarı başkanlık olabilir, partili cumhurbaşkanı olabilir veya parlamenter sistem güçlendirilebilir. Bunun kararını Meclis verecek ve referanduma gitmesi halinde de son sözü halk söyleyecek. Buna rağmen bu tartışmalardan niye kaçıyoruz, neden sadece kişiler üzerinde yapıyoruz, açıkçası bunu anlamış değilim.” değerlendirmesini yaptı.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemini yeniden gündeme getiren çıkışı ile Türkiye'nin geleceği adına oldukça önemli bir adım attığını bildiren Arslan, 'Bahçeli, 'nihai noktada kararı halk versin, ne gelirse de başımızın üstüne' diyor. Bence demokraside olması gereken bir tutumdur. Bu çıkış inşallah kısa zamanda ete kemiğe büründürülerek, fiili durum ile hukuki durum arasındaki açıklığın giderildiği şekilde bu sürecin sonuçlandırılmasını bekliyoruz.' diye konuştu.
- 'Demokratik adımları desteklemeye hazırız'
Başkanlık sistemiyle yeni bir anayasanın da artık kaçınılmaz olduğuna işaret eden Arslan, HAK-İŞ konfederasyonu olarak toplum iradesinin sandığı yansıtılacağı her türlü demokratik süreci desteklemeye hazır olduklarını bildirdi.
Arslan, şu görüşlerini paylaştı:
'1982 Anayasası'na karşı tutumuzu, 2010’daki kısmi anayasa değişikliği referandumuna verdiğimiz destek, bu ülkenin önünü açacak her türlü güzel adımı destekleyeceğimizi gösteriyor. Türkiye'nin mutlaka başkanlık sistemiyle birlikte yeni bir anayasaya ihtiyacı var. HAK-İŞ yeni anayasa platformunun üyesidir. Yeni anayasa için katkı sunmaya devam edecektir. Toplumun bütün kesimlerini kuşatan, herkesin kendisine ait olduğunu hissedebileceği yeni bir anayasayı destekliyoruz ve hayata geçirilmesi noktasında da elimizden gelen mücadeleyi veremeye hazırız inşallah.'
Kaynak: AA
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun bir aradan sonra başkanlık sisteminin yeniden gündeme geldiğini, siyasilerin yanı sıra vatandaşların da konuyu dikkatle takip ettiğini belirtti.
'Başkanlık sistemi tartışmalarının tam da zamanı olduğunu düşünüyorum.' diyen Arslan, 'Parlamentodaki aritmetiğe, Türkiye'nin daha önce yaşadığı krizlere ve mevcut fiili duruma baktığımızda aslında bu tartışmaların artık çok kapsamlı bir uzlaşma ile bunun sonuçlanması gerekiyor.' ifadelerini kullandı.
2007'de cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Anayasa Mahkemesi'nin '367 kararı' ile parlamentonun by-pass edildiğini, daha sonra cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesini sağlayan referandum ile Türkiye'nin siyasi tarihinde yeni bir sayfa açıldığına vurgu yapan Arslan, şunları söyledi:
'Bu yeni aşama, Sayın Erdoğan'ın halk tarafından yüzde 52 oy ile seçilmesinden sonra daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Yani halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı gerçeği ile karşı karşıyayız ve bugünkü fiili durumun artık hukukileştirilmesi gerekiyor. Türk halkı neyi tercih edecekse elbette o olur. Sayın Erdoğan'ın zaman zaman ifade ettiği gibi cumhurbaşkanındaki yetkiler Obama'nın yetkilerinden daha fazla. Bunun sürdürülemez olduğunu bizzat bu yetkileri kullanan cumhurbaşkanımız ifade ediyor. Bu nedenle meseleyi Erdoğan'ın şahsı üzerinden yürüttüğünüz zaman Türkiye zaman kaybediyor. Bunun için başkanlık sistemini Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği üzerinden tartışmak gerekiyor. Bu tartışmaları 'amasız', 'fakatsız' rejim ve diktatörlük iddiaları dışında, Türkiye'nin yaşadığı fiili durum ve bunun getirdiği zorlukları dikkate alarak, yeni bir modele ihtiyacımızın olduğunun bilinci ile yapmalıyız.'
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni yönetim modeli hakkındaki son sözü halkın söyleyeceğini anlatan Arslan, 'Bu başkanlık olabilir, yarı başkanlık olabilir, partili cumhurbaşkanı olabilir veya parlamenter sistem güçlendirilebilir. Bunun kararını Meclis verecek ve referanduma gitmesi halinde de son sözü halk söyleyecek. Buna rağmen bu tartışmalardan niye kaçıyoruz, neden sadece kişiler üzerinde yapıyoruz, açıkçası bunu anlamış değilim.” değerlendirmesini yaptı.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemini yeniden gündeme getiren çıkışı ile Türkiye'nin geleceği adına oldukça önemli bir adım attığını bildiren Arslan, 'Bahçeli, 'nihai noktada kararı halk versin, ne gelirse de başımızın üstüne' diyor. Bence demokraside olması gereken bir tutumdur. Bu çıkış inşallah kısa zamanda ete kemiğe büründürülerek, fiili durum ile hukuki durum arasındaki açıklığın giderildiği şekilde bu sürecin sonuçlandırılmasını bekliyoruz.' diye konuştu.
- 'Demokratik adımları desteklemeye hazırız'
Başkanlık sistemiyle yeni bir anayasanın da artık kaçınılmaz olduğuna işaret eden Arslan, HAK-İŞ konfederasyonu olarak toplum iradesinin sandığı yansıtılacağı her türlü demokratik süreci desteklemeye hazır olduklarını bildirdi.
Arslan, şu görüşlerini paylaştı:
'1982 Anayasası'na karşı tutumuzu, 2010’daki kısmi anayasa değişikliği referandumuna verdiğimiz destek, bu ülkenin önünü açacak her türlü güzel adımı destekleyeceğimizi gösteriyor. Türkiye'nin mutlaka başkanlık sistemiyle birlikte yeni bir anayasaya ihtiyacı var. HAK-İŞ yeni anayasa platformunun üyesidir. Yeni anayasa için katkı sunmaya devam edecektir. Toplumun bütün kesimlerini kuşatan, herkesin kendisine ait olduğunu hissedebileceği yeni bir anayasayı destekliyoruz ve hayata geçirilmesi noktasında da elimizden gelen mücadeleyi veremeye hazırız inşallah.'