'Hükümetlerimizin İsrail'i Cezasız Bırakması Utanç Verici'
İsrail ordusunun Gazze'ye 40 mil uzaklıkta müdahale ettiği 'Zaytouna' gemisinde bulunan İspanyol aktivist Sandra Barrilaro: 'İsrail'in yaptıklarını bugün başka bir ülke yapsa sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. Ama hükümetlerimiz hiçbir şey yapmıyor' 'İsrail'e yasa dışı yollardan girdik diye hakkımızda soruşturma açtılar. Biz orada hiçbir belge imzalamadık. Hepsini reddettik. İsrail'in suçlaması çok gülünç' 'Gazze'de bizi bekleyenlerin kutlama hazırlıkları yaptığını duyduğumuzda gözyaşlarımızı tutamadık' 'Gazze’ye uygulanan ablukanın yasa dışı olduğunu, Filistin’in işgal altında bulunduğunu söylemeye devam edeceğiz'
ŞENHAN BOLELLİ - Gazze'ye uygulanan ambargoyu sembolik olarak delmek için oluşturulan 'Kadınlar Gazze'ye doğru' girişimine bağlı Zaytouna (Zeytin) gemisinde bulunan 13 kadından biri olan İspanyol aktivist Sandra Barrilaro, 'Hükümetlerimizin, İsrail'i cezasız bırakması utanç verici.' dedi.
AA muhabirine konuşan Barrilaro, 5 Ekim'de uluslararası sularda seyir ettikleri sırada, Gazze'ye yaklaşık 40 mil kala İsrail ordusunun müdahale ettiği Zaytouna gemisinde yaşadıklarını anlatıp, 'başta Avrupa olmak üzere dünyadaki hükümetlerinin duyarsızlığını' eleştirdi.
'Dünyanın herhangi bir yerinde, 13 farklı milletten kadını taşıyan bir gemiye başka bir ülkeden askeri müdahale olsa ve kadınlar alıkonulsa bu skandal, diplomatik kriz olur.” diyen Sandra, 'İsrail'in yaptıklarına diğer tüm hükümetler razı oluyor. Hükümetlerimizin, İsrail'i cezasız bırakması utanç verici. Uluslararası yasalara ve BM kararlarına bu kadar karşı koyan, insan haklarını bu kadar çok ihlal eden başka bir ülke yok. İsrail'in yaptıklarını bugün başka bir ülke yapsa sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. Ama hükümetlerimiz hiçbir şey yapmıyor.' diye konuştu.
Uluslararası sivil girişim olan Özgürlük Filosu'nun Gazze'ye uygulanan ambargoyu kırmak için organize ettiği 4. girişimi olan 'Kadınlar Gazze'ye doğru'nun İsrail ordusunun müdahalesine rağmen hedefine ulaştığını kaydeden Sandra, 'Özgürlük filosunun şimdiye kadarki en küçük gemisinin yalnızca 15 metre uzunluğunda ve içinde sadece 13 kadın olmasına rağmen çok fazla etki yarattık.' dedi. İspanyol aktivist, İsrail ordusunun müdahalesinin sorumlularına karşı suç duyurusunda bulunup, hukuk mücadelesi vereceklerini söyledi.
- 'İsrail, kirli yüzünü temizlemeye çalıştı'
Hepsi kadın olan, 8 aktivist, 1 kaptan, 2 mürettebat ve 2 gazeteciyle Zaytouna gemisine binerek Gazze'ye gitmeye çalıştıklarını ifade eden Sandra, 5 Ekim'de başlarından geçenleri şöyle anlattı:
'Gazze kıyısına 100 mil kadar yaklaştıktan sonra her an İsrail’in müdahelesinin olabileceğini biliyorduk. Zihinsel olarak hazırdık ve hepimiz rahattık. Gazze'ye yaklaşık 40 mil kala İsrail ordusunun zodyak botlarını görünce barışçıl direniş yapmak için hepimiz yan yana oturup, üzerimizi örtüp, ellerimizi görünebilecek şekilde dizimizin üstüne koyduk. Yaşları çok genç olan, 15-20 kadar İsrailli erkek ve kadın askerler gemiye çıktı. Her yeri aradılar, kimlik ve tüm belgelerimizin kopyasını aldılar. Hepsinin bu misyon için çok iyi eğitildikleri belliydi. Hiçbir düşmanca ve ya sert bir müdahale olmadı. An ve an herşeyi kayıt ederek, medyatik bir şov yaptılar. Aslında İsrail devletinin yapmaya çalıştığı, hem Mavi Marmara olayı hem de 2014'te Gazze'ye vahşice yapılan bombalamanın ardından dünyadaki kötü imajını değiştirmeye çalışmaktı. İsrail, kirli yüzünü temizlemeye çalıştı.'
- 'Konuşan askerlerin ürkek olduklarını gözlemledim'
İsrail ordusunun gemiye el koyduktan sonra yaklaşık 8 saatte kendilerini Aşdot Limanı'na götürdüğü kaydeden İspanyol aktivist, 'İsrailli askerlere yol boyunca Gazze’ye ablukanın yasa dışı olduğunu, 2 milyon kişiyi 10 yıldır insani haklardan mahrum bıraktıklarını anlattık. BM raporlarına göre 2020’de Gazze'nin tamamen yaşanamaz olacağını çünkü içilebilir su kalmayacağını söyledik. Genel olarak bizi dinleyip, her yaptığımızı ve dediğimizi kayıt edip, hiçbir diyaloğa girmek istemediler. Konuşanların da ürkek olduklarını gözlemledim. Yine de, asker olmalarına rağmen bazılarının yüreklerine dokunduğumuzu sanıyorum. 20-22 yaşlarındaki o askerlerle başka şartlarda bir araya gelseydik bizlerle diyaloğa gireceklerine eminim.' şeklinde konuştu.
Gemide yanlarında sadece yol için giysi, çekim yapmak için birkaç kamera ve cep telefonları olduğunu söyleyen Sandra, İsrail ordusunun tüm hafıza kartlarına el koyduğunu, diğer malzemeleri ise iade ettiğini belirtti. İsrail devletinin 'ülkeye yasa dışı girdikleri' gerekçesiyle Zaytouna gemisindeki iki gazeteci hariç 11 kadın hakkında soruşturma yürüttüğünü de anlatan Sandra, 'Biz İsrail'e değil, barışçıl bir girişimle Gazze'ye gidiyorduk. Oysa zorla İsrail'e götürüldük. Ve üstüne bir de İsrail'e yasa dışı yollardan girdik diye hakkımızda soruşturma açtılar. Biz orada hiçbir belge imzalamadık. Hepsini reddettik. İsrail'in suçlaması çok gülünç.' ifadelerini kullandı.
'Kadınlar Gazze'ye doğru girişiminde sizi en çok duygulandıran an ne oldu?' sorusuna ise Sandra, ağlayarak şu cevabı verdi:
'Özellikle son gün çok fazla mesaj aldık. Ve o mesajları gemide birlikte okuyarak hepimiz ağladık. Çok duygulandık. Gazze'de bizi bekleyenlerin kutlama hazırlıkları yaptığını duyduğumuzda gözyaşlarımızı tutamadık. O halde bile bizi cesaretlendirmeye çalışıyorlardı. Bizi yüreğimizden vurdular. Bir de, Gazze'ye varmamıza bir gün kala geceleyin tekneden kıyının ışıklarını görüyorduk. Gazze ile İsrail sınırı arasında büyük bir elektrik santrali kulesi var. İsrail tarafında her yerde ışık yanarken, 2 milyon kişinin yaşadığı Gazze tarafında tek tük ışık görmek çok acı vericiydi.'
- 'Vatandaş olarak hükümetlerin yapması gerekenleri yapmaya çalışıyoruz'
'Gazze’ye uygulanan ablukanın yasa dışı olduğunu, Filistin’in işgal altında bulunduğunu söylemeye devam edeceğiz.' diyen Sandra, 'Bu ambargo kırılana ve işgal bitene kadar durmayacağız.' sözünü verdi.
Özgürlük Filosu girişimi dışında farklı eylemler yapacaklarını ve dünya kamuoyunun dikkatini Gazze üzerinde tutmaya dikkat edeceklerini dile getiren İspanyol aktivist, 'Bunları yaparken İsrail'in gösterisine asla alet olmamalıyız. Gazze'ye uygulanan ablukanın, sadece bizim eylemlerimizle kaldırılamayacağını biliyoruz. Biz vatandaş olarak hükümetlerin yapması gerekenleri yapmaya çalışıyoruz. Hükümetlerin, İsrail’in üzerinde ısrarcı olmaları gerekir. Bu kadar yasa dışı bir işgal ve abluka son bulmalı.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
AA muhabirine konuşan Barrilaro, 5 Ekim'de uluslararası sularda seyir ettikleri sırada, Gazze'ye yaklaşık 40 mil kala İsrail ordusunun müdahale ettiği Zaytouna gemisinde yaşadıklarını anlatıp, 'başta Avrupa olmak üzere dünyadaki hükümetlerinin duyarsızlığını' eleştirdi.
'Dünyanın herhangi bir yerinde, 13 farklı milletten kadını taşıyan bir gemiye başka bir ülkeden askeri müdahale olsa ve kadınlar alıkonulsa bu skandal, diplomatik kriz olur.” diyen Sandra, 'İsrail'in yaptıklarına diğer tüm hükümetler razı oluyor. Hükümetlerimizin, İsrail'i cezasız bırakması utanç verici. Uluslararası yasalara ve BM kararlarına bu kadar karşı koyan, insan haklarını bu kadar çok ihlal eden başka bir ülke yok. İsrail'in yaptıklarını bugün başka bir ülke yapsa sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. Ama hükümetlerimiz hiçbir şey yapmıyor.' diye konuştu.
Uluslararası sivil girişim olan Özgürlük Filosu'nun Gazze'ye uygulanan ambargoyu kırmak için organize ettiği 4. girişimi olan 'Kadınlar Gazze'ye doğru'nun İsrail ordusunun müdahalesine rağmen hedefine ulaştığını kaydeden Sandra, 'Özgürlük filosunun şimdiye kadarki en küçük gemisinin yalnızca 15 metre uzunluğunda ve içinde sadece 13 kadın olmasına rağmen çok fazla etki yarattık.' dedi. İspanyol aktivist, İsrail ordusunun müdahalesinin sorumlularına karşı suç duyurusunda bulunup, hukuk mücadelesi vereceklerini söyledi.
- 'İsrail, kirli yüzünü temizlemeye çalıştı'
Hepsi kadın olan, 8 aktivist, 1 kaptan, 2 mürettebat ve 2 gazeteciyle Zaytouna gemisine binerek Gazze'ye gitmeye çalıştıklarını ifade eden Sandra, 5 Ekim'de başlarından geçenleri şöyle anlattı:
'Gazze kıyısına 100 mil kadar yaklaştıktan sonra her an İsrail’in müdahelesinin olabileceğini biliyorduk. Zihinsel olarak hazırdık ve hepimiz rahattık. Gazze'ye yaklaşık 40 mil kala İsrail ordusunun zodyak botlarını görünce barışçıl direniş yapmak için hepimiz yan yana oturup, üzerimizi örtüp, ellerimizi görünebilecek şekilde dizimizin üstüne koyduk. Yaşları çok genç olan, 15-20 kadar İsrailli erkek ve kadın askerler gemiye çıktı. Her yeri aradılar, kimlik ve tüm belgelerimizin kopyasını aldılar. Hepsinin bu misyon için çok iyi eğitildikleri belliydi. Hiçbir düşmanca ve ya sert bir müdahale olmadı. An ve an herşeyi kayıt ederek, medyatik bir şov yaptılar. Aslında İsrail devletinin yapmaya çalıştığı, hem Mavi Marmara olayı hem de 2014'te Gazze'ye vahşice yapılan bombalamanın ardından dünyadaki kötü imajını değiştirmeye çalışmaktı. İsrail, kirli yüzünü temizlemeye çalıştı.'
- 'Konuşan askerlerin ürkek olduklarını gözlemledim'
İsrail ordusunun gemiye el koyduktan sonra yaklaşık 8 saatte kendilerini Aşdot Limanı'na götürdüğü kaydeden İspanyol aktivist, 'İsrailli askerlere yol boyunca Gazze’ye ablukanın yasa dışı olduğunu, 2 milyon kişiyi 10 yıldır insani haklardan mahrum bıraktıklarını anlattık. BM raporlarına göre 2020’de Gazze'nin tamamen yaşanamaz olacağını çünkü içilebilir su kalmayacağını söyledik. Genel olarak bizi dinleyip, her yaptığımızı ve dediğimizi kayıt edip, hiçbir diyaloğa girmek istemediler. Konuşanların da ürkek olduklarını gözlemledim. Yine de, asker olmalarına rağmen bazılarının yüreklerine dokunduğumuzu sanıyorum. 20-22 yaşlarındaki o askerlerle başka şartlarda bir araya gelseydik bizlerle diyaloğa gireceklerine eminim.' şeklinde konuştu.
Gemide yanlarında sadece yol için giysi, çekim yapmak için birkaç kamera ve cep telefonları olduğunu söyleyen Sandra, İsrail ordusunun tüm hafıza kartlarına el koyduğunu, diğer malzemeleri ise iade ettiğini belirtti. İsrail devletinin 'ülkeye yasa dışı girdikleri' gerekçesiyle Zaytouna gemisindeki iki gazeteci hariç 11 kadın hakkında soruşturma yürüttüğünü de anlatan Sandra, 'Biz İsrail'e değil, barışçıl bir girişimle Gazze'ye gidiyorduk. Oysa zorla İsrail'e götürüldük. Ve üstüne bir de İsrail'e yasa dışı yollardan girdik diye hakkımızda soruşturma açtılar. Biz orada hiçbir belge imzalamadık. Hepsini reddettik. İsrail'in suçlaması çok gülünç.' ifadelerini kullandı.
'Kadınlar Gazze'ye doğru girişiminde sizi en çok duygulandıran an ne oldu?' sorusuna ise Sandra, ağlayarak şu cevabı verdi:
'Özellikle son gün çok fazla mesaj aldık. Ve o mesajları gemide birlikte okuyarak hepimiz ağladık. Çok duygulandık. Gazze'de bizi bekleyenlerin kutlama hazırlıkları yaptığını duyduğumuzda gözyaşlarımızı tutamadık. O halde bile bizi cesaretlendirmeye çalışıyorlardı. Bizi yüreğimizden vurdular. Bir de, Gazze'ye varmamıza bir gün kala geceleyin tekneden kıyının ışıklarını görüyorduk. Gazze ile İsrail sınırı arasında büyük bir elektrik santrali kulesi var. İsrail tarafında her yerde ışık yanarken, 2 milyon kişinin yaşadığı Gazze tarafında tek tük ışık görmek çok acı vericiydi.'
- 'Vatandaş olarak hükümetlerin yapması gerekenleri yapmaya çalışıyoruz'
'Gazze’ye uygulanan ablukanın yasa dışı olduğunu, Filistin’in işgal altında bulunduğunu söylemeye devam edeceğiz.' diyen Sandra, 'Bu ambargo kırılana ve işgal bitene kadar durmayacağız.' sözünü verdi.
Özgürlük Filosu girişimi dışında farklı eylemler yapacaklarını ve dünya kamuoyunun dikkatini Gazze üzerinde tutmaya dikkat edeceklerini dile getiren İspanyol aktivist, 'Bunları yaparken İsrail'in gösterisine asla alet olmamalıyız. Gazze'ye uygulanan ablukanın, sadece bizim eylemlerimizle kaldırılamayacağını biliyoruz. Biz vatandaş olarak hükümetlerin yapması gerekenleri yapmaya çalışıyoruz. Hükümetlerin, İsrail’in üzerinde ısrarcı olmaları gerekir. Bu kadar yasa dışı bir işgal ve abluka son bulmalı.' değerlendirmesinde bulundu.