'25 Aralık Darbeye Teşebbüs' Davası
İSTANBUL - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY), takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaptığı ve şüphelilere kumpas kurduğu iddiasıyla, firari sanık Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 69 kişinin yargılandığı davada sanık avukatları, yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesi talebinde bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük salonunda yapılan duruşmaya, tutuklu yargılanan eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı ve Kazım Aksoy ile İbrahim Şener, Arif İbiş, Mehmet Habip Kunt, Hüseyin Korkmaz ve 28 tutuksuz sanık katıldı.
Tutuklu sanıklar Mehmet Fatih Yiğit ve Mustafa Demirhan ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, müştekiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın avukatı hazır bulunurken, mağdur sıfatıyla yer alan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, eski bakanlar Taner Yıldız, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan'ı ise avukatları temsil etti.
Sesli ve görüntülü kayıt sisteminin kullanıldığı duruşmada, avukatların usule ilişkin beyanları alındı.
Saygılı ve Aksoy'un avukatı Muammer Aydın, dava konusu olaylarla ilgili hakim ve savcılar hakkında Yargıtay'da görülen dosyayla bu davanın bağlantılı olduğunu ifade ederek, davaya bakmakla yetkili yargı çevresinin Ankara olduğunu savundu.
Soruşturma aşamasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), kovuşturmada da Yargıtay'ın görevli olduğunu kaydeden Aydın, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini istedi.
- "Yetkili yargı yeri Ankara'dır"
Aydın, usulsüz olduğu iddia edilen dinlemelerin TİB tarafından yapıldığını, bunun yerinin de Ankara'da olduğunu dile getirerek, "Sanıklar hakkında darbeye teşebbüs suçu vardır. Darbe suçu devlete yöneliktir. Yürütme Ankara'dadır. Bu nedenle yetkili yargı yeri Ankara'dır" dedi.
Mahkemenin kuruluşu ve görevlendirilmesinin doğal hakimlik ilkesine aykırı olduğunu öne süren Aydın, heyetin özel olarak oluşturulduğunu, bu mahkemelerin kaldırılan özel yetkili mahkemeler gibi ihtisas mahkemeleri şeklinde görev yaptığını söyledi.
Avukat Aydın, Dink cinayetinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu yönünde açılan dava ile ilgili görevsizlik kararını örnek göstererek, görevsizlik kararıyla dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi gerektiğini belirtti.
Cebir ve şiddet suçunun en önemli unsurunun silah olduğunu, sanıkların ise silahlı bir eyleminin bulunmadığını ifade eden Aydın, sanıklara atılı suçların maddi ve manevi unsurları oluşmadığından bu açıdan da dosyanın görevsizlikle diğer ağır ceza mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini ileri sürdü.
- "Mahkeme salonu yetersiz"
Hamza Tosun'un avukatı Osman Ertürk de mağdur avukatlarının sanık avukatlarıyla aynı yerde oturduğunu belirterek, "Alan dar. Ben rahatsızım. Salonun düzeninden dolayı adil bir yargılama yapılamayacağına inanıyorum. Burası yetmiyorsa Silivri'de duruşma yapılsın. Ya ben bu alandan çıkacağım ya da mağdur avukatlarıyla ilgili bir karar alın" dedi.
Mahkeme heyetinin bu talebi reddetmesi üzerine Ertürk, "Siz orada rahat oturuyorsunuz. Savunma hakkımızı ihlal etmeyin" dedi.
Avukat Murat Erdoğan da eski bakanların isimlerinin geçtiği 25 Aralık operasyonunu detaylı anlatmaya başlayınca, Mahkeme Heyeti Başkanı Ahmet Civelek tarafından uyarıldı.
Civelek, bu konuların dosyada bulunduğunu, usule ilişkin beyan alındığını kaydederek, Erdoğan'dan konuşmasını kısa tutmasını istedi.
Murat Erdoğan, mahkemenin yetkisizlik kararıyla dosyayı Ankara'ya göndermesini talep etti.
Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek'in duruşmaya ara verdiklerini belirttiği sırada sanık avukatları, müvekkillerine verilen kahvaltıdan oluşan kumanyanın yetersiz olduğunu ifade ederek, yemek getirme talebinde bulundu.
Civelek, yetkinin jandarmaya ait olduğunu söyleyince sanık Hüseyin Korkmaz, "Bunlara su bile vermeyin. Yemek yesem bu dava ne kaybeder" diye bağırdı.
Ara sırasında sanıkların yemek sorununun çözüldüğü belirtildi.
Kaynak: AA
Tutuklu sanıklar Mehmet Fatih Yiğit ve Mustafa Demirhan ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, müştekiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın avukatı hazır bulunurken, mağdur sıfatıyla yer alan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, eski bakanlar Taner Yıldız, Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan'ı ise avukatları temsil etti.
Sesli ve görüntülü kayıt sisteminin kullanıldığı duruşmada, avukatların usule ilişkin beyanları alındı.
Saygılı ve Aksoy'un avukatı Muammer Aydın, dava konusu olaylarla ilgili hakim ve savcılar hakkında Yargıtay'da görülen dosyayla bu davanın bağlantılı olduğunu ifade ederek, davaya bakmakla yetkili yargı çevresinin Ankara olduğunu savundu.
Soruşturma aşamasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), kovuşturmada da Yargıtay'ın görevli olduğunu kaydeden Aydın, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini istedi.
- "Yetkili yargı yeri Ankara'dır"
Aydın, usulsüz olduğu iddia edilen dinlemelerin TİB tarafından yapıldığını, bunun yerinin de Ankara'da olduğunu dile getirerek, "Sanıklar hakkında darbeye teşebbüs suçu vardır. Darbe suçu devlete yöneliktir. Yürütme Ankara'dadır. Bu nedenle yetkili yargı yeri Ankara'dır" dedi.
Mahkemenin kuruluşu ve görevlendirilmesinin doğal hakimlik ilkesine aykırı olduğunu öne süren Aydın, heyetin özel olarak oluşturulduğunu, bu mahkemelerin kaldırılan özel yetkili mahkemeler gibi ihtisas mahkemeleri şeklinde görev yaptığını söyledi.
Avukat Aydın, Dink cinayetinde kamu görevlilerinin ihmali olduğu yönünde açılan dava ile ilgili görevsizlik kararını örnek göstererek, görevsizlik kararıyla dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi gerektiğini belirtti.
Cebir ve şiddet suçunun en önemli unsurunun silah olduğunu, sanıkların ise silahlı bir eyleminin bulunmadığını ifade eden Aydın, sanıklara atılı suçların maddi ve manevi unsurları oluşmadığından bu açıdan da dosyanın görevsizlikle diğer ağır ceza mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini ileri sürdü.
- "Mahkeme salonu yetersiz"
Hamza Tosun'un avukatı Osman Ertürk de mağdur avukatlarının sanık avukatlarıyla aynı yerde oturduğunu belirterek, "Alan dar. Ben rahatsızım. Salonun düzeninden dolayı adil bir yargılama yapılamayacağına inanıyorum. Burası yetmiyorsa Silivri'de duruşma yapılsın. Ya ben bu alandan çıkacağım ya da mağdur avukatlarıyla ilgili bir karar alın" dedi.
Mahkeme heyetinin bu talebi reddetmesi üzerine Ertürk, "Siz orada rahat oturuyorsunuz. Savunma hakkımızı ihlal etmeyin" dedi.
Avukat Murat Erdoğan da eski bakanların isimlerinin geçtiği 25 Aralık operasyonunu detaylı anlatmaya başlayınca, Mahkeme Heyeti Başkanı Ahmet Civelek tarafından uyarıldı.
Civelek, bu konuların dosyada bulunduğunu, usule ilişkin beyan alındığını kaydederek, Erdoğan'dan konuşmasını kısa tutmasını istedi.
Murat Erdoğan, mahkemenin yetkisizlik kararıyla dosyayı Ankara'ya göndermesini talep etti.
Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek'in duruşmaya ara verdiklerini belirttiği sırada sanık avukatları, müvekkillerine verilen kahvaltıdan oluşan kumanyanın yetersiz olduğunu ifade ederek, yemek getirme talebinde bulundu.
Civelek, yetkinin jandarmaya ait olduğunu söyleyince sanık Hüseyin Korkmaz, "Bunlara su bile vermeyin. Yemek yesem bu dava ne kaybeder" diye bağırdı.
Ara sırasında sanıkların yemek sorununun çözüldüğü belirtildi.