Zirve Yayınevi Davası'nın 109. Duruşması Görüldü

Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 109’uncu duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Zirve Yayınevi Davası'nın 109. Duruşması Görüldü
Zirve Yayınevi Davası’nın 109. duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım polis araçlarıyla getirildi.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan katıldı.

Tutuksuz sanıklar Cuma Özdemir Darende Adliyesi’nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya dahil edildi. Öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske ve kızları Miriam, Michael Geske ile yine olayda öldürülen Uğur Yüksel’in annesi Hatice Yüksel de katıldı.

Mahkeme Başkanı Vedat Koç, dosyaya gelen belgeleri okudu. Daha sonra söz alan Savcı Burhanettin Olğun, okunan belgelere karşı bir diyeceğinin olmadığını söyledi.

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yeni iş bölümü gereğince celse arasında dosyasının tarafına tevdii edildiğini kaydeden Savcı Olğun, “Dosya üzerinde detaylı inceleme incelememiz devam ediyor. Esas hakkında yeni mütalaa verilecekse, yeni mütalaamızı hazırlamak üzere dosyanın yeniden tarafımıza tevdiinin talep ediyorum” diye konuştu.

Tutuksuz sanık emekli orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer, kesinleşen Poyrazköy Davası’na değindi. Sezer, “Bu davanın kesinleşme şerhinin celbini, Dink cinayeti ile ilgili son iddianamenin bahsi geçen ve Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili olduğu değerlendirilen 79 adet belgenin dosyanın celbini, İlker Çınar’ın beyanları değerlendirilirken dosyaya sunmuş olduğumuz ayrıntılı dilekçelerimiz ve beyanlarının sonradan çürütüldüğüne ilişkin olduğunu değerlendirdiğimiz delillerinde iddia makamınca dosya incelenirken dikkate alınmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Tutuksuz sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger, özellikle C5 bürosu ile ilgili basında çıkan haberlerin dikkate alınarak, Zirve Yayınevi cinayeti ile ilgili olanların değil, bütün belgelerin dosyaya celbini talep etti.

Daha sonra söz alan Haydar Yeşil, iddia makamının mütalaasını sunmasının ardından beyanda bulunacağını kaydetti.

Dosyanın gizli tanığı ve sanığı İlker Çınar’ın ses ve görüntü kayıtlarının digital versiyonlarının kendilerine verilmediğini aktaran Ruhi Abat, ifadeleri alınırken ses ve görüntü kayıtları alınmamışsa nedeninin araştırılmasını, iddianamenin word olarak hazırlanmış digital örneğininin tarafına verilmesini, İlker Çınar ile ilgili varsa ses kayıtlarının ne zaman oluşturulduğu hususunun araştırılmasını talep etti. Abat, “Bu sahteliklerin neden gizlendiğini bilmek istiyoruz. Ben paralelciler gibi kimseye iftira atmadım. Ben bir şeyler yazmak istesem makale yazarım ve yayınlarım. Bütün bu yalanları her yerde anlatacağım” ifadelerini kullandı.

Okunan belgelere diyecek bir şeyinin olmadığını söyleyen bir diğer tutuksuz sanık Abdullah Atılgan, hakkındaki iddialarının çoğunun HTS kayıtlarına dayandığını, HTS kayıtlarıyla ilgili bilirkişi raporunda bu kayıtların sahtecilikle yapıldığının belirlendiğini belirtti.

Atılgan, bu nedenle kendisine ait ham HTS kayıtlarının dikkate alınmasını talep etti.

Terör suçuyla yargılandığını ifade eden tutuksuz sanık Murat Göktürk, “Her ne kadar terör örgütü suçlanması ile yargılanıyor olsam da şu an Terör Suçlarına bakan büroda görevlendirildim. Bu devletimizin ve komutanlarımın bana olan güvenini gösteriyor. Bu hususun dikkate alınmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Kendisi hakkında 20 Kasım 2008 yılında Taraf gazetesine gönderilen ihbar mektubu hakkında konuşan tutuksuz sanık Levent Ercan Gelegen, bu ihbar mektubundan dolayı davaya dahil edildiğini söyledi.

Gelegen, “Bu kapsamda bu ihbar mektubunun gazeteye ne şekilde gönderildiği hususunda o dönem gazetenin yazı işleri müdürlüğü görevini yapan Eray Özer’in tanık olarak dinlenmesini ve bu hususta ihbarın ne şekilde yapıldığının araştırılmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Tutuksuz sanıklar Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker adli kontrol hükümlerinin hafifletilmesini talep ederken, Emre Günaydın ise herhangi bir talebinin olmadığını söyledi.



Mahkeme Başkanı Vedat Koç, Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske’ye de söz verdi. Geske, gerçeklerin ortaya çıkmasını istediğini ifade etti.

Uğur Yüksel’in annesi Hatice Yüksel de, bu olaydan vazgeçmeyeceğini belirtti.

Mahkeme heyeti daha sonra ara kararlarını açıkladı.

Heyet, iddia makamının talebi doğrultusunda varsa kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini bildirmek veya esas hakkındaki yeni mütalaanın verilecekse yeni mütalaasını hazırlamak üzere iddia makamına yeninde süre verilmesine ve dosyanın iddia makamına tevdiine, sanık Ruhi Abat’ın İlker Çınar’ın ses ve görüntü kayıtlarının digital olarak tespit edilmediği ve tespit edilmemişse bunun nedeninin araştırılmasına yönelik talebi ile iddianamenin word formatında hazırlanmış digital örneğinin dosyaya celbi yönündeki taleplerinin, beyanların alınırken ses ve görüntü kaydı yapılmasına ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmaması ve adliyelerde UYAP sisteminin kullanılması nedeniyle belgelerin word ortamında hazırlanmadığı hususları dikkate alınarak, bu yöndeki kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin reddine. Levent Ercan Gelegen’in Taraf Gazetesine yapılan ihbarla ilgili teknik araştırma ve o dönemin yazı işleri müdür Eray Özer’in tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine, bazı sanıkların adli kontrol kararlarının yumuşatılmasına yönelik taleplerinin reddine. Kamuoyunda “Dink Cinayeti Davası” olarak bilinen kamu davasının iddianamesinden bir örneğinin celbi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 14. Ceza Mahkemesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılmasına. Dink Cinayeti Davası olarak bilinen ve iddianame içeriğinde Malatya Zirve Yayıncılık Cinayeti ile ilgili 79 adet belgenin araştırılarak, tespiti ve mahkemeye gönderilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 14. Ceza Mahkemesi, İstanbul TEM Şube Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve ilgili iddianameyi düzenleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ayrı ayrı müzekkere yazılmasına, tutuklu sanık Varol Bülent Aral’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı, 1 Mart 2016 tarihine erteledi.
Kaynak: İHA