Çevre Ve Şehircilik Bakanı Sarı Açıklaması
'Biz 78 milyon insanı kucaklayan bir anlayışla yola çıktık. Bu anlayışla yola çıkan bir iktidarın bakanlığı olarak bizim, atık toplayıcılarımızı mağdur edecek herhangi bir çalışmanın veya yaptırımın içinde olmamız söz konusu değil' 'Bugüne kadar bin 117 firmaya lisans vermişiz. Bugün kamuoyunda, 'ceza kesiliyor' denilen, sanki cezayı atık toplayıcılarına kesilmiş gibi gösteren olay, aslında tamamen bu firmaların denetlenmesi sonucunda, çeşitli sebeplerle yönetmeliğe aykırı bulunmuş olan bazı problemlerine kesilmiş cezalardır''(Terörden etkilenen bölgelerde kentsel dönüşüm) İhtiyaç duyulan mahallelerde, sokaklarda, ihtiyaç duyulan ilçe bazında bir kentsel dönüşüm gerekliyse bu noktada, Türkiye'nin her yerinde yaptığımız çalışmayı orada da yapacağız. Yapmamız gerekiyorsa ilk fırsatta oraya gideceğiz. Ama bu sadece o bölge için geçerli olan bir çalışma değil' 'Şehirleşmemizin önünü elimizden geldiğince o bölgenin coğrafi, mimari yapısına uygun olacak şekilde yapmamız gerekiyor. Bu demek değildir ki bütün dikey yapılaşmanın önünü keseceğiz ya da bütün yapılaşmaları yataya çevireceğiz. Olması gereken yerde belki yüksek binalar, olması gereken yerde de yatay yapılaşmanın önünü açmak lazım'
Sarı, bakanlığın çalışmalarını takip eden basın mensuplarıyla tanışma toplantısı düzenledi.
Önlerinde yoğun bir dönem olduğunu, birçok projeyi hayata geçireceklerini belirterek, 'Çok güzel projelere imza atan başarılı bir ekibimiz var. Onlarla birlikte 'bundan sonrasında daha güzel projeleri nasıl üretebiliriz'in çalışmasını başlattık' diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Sarı, katı atık toplayıcılarla ilgili yapılan çalışmaların hatırlatılması üzerine, konunun yaklaşık bir haftadan bu yana kamuoyunu meşgul ettiğini söyledi.
Sarı, 2008'den bu yana sahalarda çalışan, AK Parti içinde siyaset yapan biri olduğunu hatırlatan Sarı, şöyle devam etti:
'Biz 78 milyon insanı kucaklayan bir anlayışla yola çıktık. Bu anlayışla yola çıkan bir iktidarın bakanlığı olarak bizim, atık toplayıcılarımızı mağdur edecek herhangi bir çalışmanın veya yaptırımın içinde olmamız söz konusu değil. Öncelikle alın teriyle, kar kış demeden, yağmur demeden ekmek parası peşinde koşan atık toplayıcılarımızın her zaman yanında olduğumuzu bildirmek istiyorum. Çünkü bunlar bizim ekonomimize katkı sağlayan görünmez savaşçılar ve biz onların yanında her zaman durmak isteyen bir iktidarız. O yüzden atık toplayıcılarımızı mağdur edecek bir çalışmanın altında kesinlikle imzamız olamaz. Son günlerde gündeme gelen yaptırımları ele alırsak ki bunlar atık toplayıcılarımızı birebir sokakta tespit edip de ceza kesilen bir uygulama değildir. Tam tersi bunlar lisanslı veya lisanssız firmaların denetimleri sonucu ortaya çıkmış bir uygulamadır.'
Ambalaj atıklarının yönetimiyle ilgili düzenlemenin 2005'te yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile başlatıldığını anımsatan Sarı, yönetmelikte 2007 ve 2011'de birtakım düzenlemeler yapıldığını bildirdi.
Bu yönetmelik gereği, çevrenin korunması amacıyla ambalaj atıklarının lisanslı işletmeler tarafından belediye sisteminde, kaynakta ayrı toplanması ve geri kazanımının yapılması gerektiğinin altını çizen Sarı, 'Biz Çevre Kanunu'nun 11. maddesi ve yönetmelik gereğince ambalaj atıklarının kaynakta ayrı toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri dönüşüm ve kazanımı alanında faaliyet gösteren işletmelere aynı zamanda lisans veren bir bakanlığız' dedi.
Sarı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Bugüne kadar da bin 117 firmaya lisans vermişiz. Bugün kamuoyunda, 'ceza kesiliyor' denilen, sanki cezayı atık toplayıcılarına kesilmiş gibi gösteren olay aslında tamamen bu firmaların denetlenmesi sonucunda, çeşitli sebeplerle yönetmeliğe aykırı bulunmuş olan bazı problemlerine kesilmiş cezalardır. Her işletmenin, her fabrikanın zaman zaman denetlendiği gibi bakanlığımızın sorumluluğu altında olan lisanslı firmaları eskiden olduğu gibi 2015 yılında da denetledik. Ama bugün bir haftadan beri bu denetlemeler çok farklı bir şekilde basına yansıtılıyor. Özellikle sokakta atık toplayan vatandaşlarımızı suistimal eden, onları kullanan bir anlayışla, belki farklı noktalardan hedefe gitmeyi düşünen insanların yaklaşımıyla bunların maalesef gerçek dışı bir şekilde gündeme getirildiğini görüyoruz.'
Geçen yıl toplam 48 bin 651 denetim yapıldığını ifade eden Bakan Sarı, bu denetimler sonucu 119 firmaya idari yaptırım cezası uygulandığını söyledi.
Bunun rutin bir denetim olduğunu ve sokakta atık toplayanlarla alakası bulunmadığını vurgulayan Sarı, 'Biz 78 milyon insanı kucakladığımız gibi sokaklarımızda ekonomimize katkı sağlamak amacıyla atık toplayan vatandaşlarımızı kucaklayacak bir anlayışa sahibiz' diye konuştu.
Sokakta atık toplayanların çalışma ortamlarının, hem iş hem de sağlık anlamında yetersiz seviyede olduğuna dikkati çeken Sarı, bunlara atıklarını teslim ettikleri firmalarca sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
'En basitinden bu kişilere uygun kıyafet, eldiven, bir maske ve daha modernize edilmiş araçlarla destek olunabilir' diye konuşan Sarı, bu bilinçle yola çıkarak ilgili bakanlıklarla, lisanslı firmalarla ve belediyelerle bir araya gelmek ve bunun çalışmasını yapmak istediklerini ifade etti. Sarı, 'Ama iki olay birbirinden farklıdır. Kesilen cezalar rakamsal olarak 20 bin ile 140 bin lira arasında değişebilir ama tamamen denetim sonucunda uygunsuzluk görüldüğü için kesilmiştir' açıklamasını yaptı.
Sarı, bir soru üzerine bu konularla ilgili görüşmelerin zaman zaman yapıldığını ancak sorunun bugünden yarına kısa sürede çözümünün kolay olmadığını vurguladı.
- 'Rahmetli babamı tekerlekli sandalyede taşırken yaşadım'
Sarı, başta kaldırımlar ve yollar olmak üzere belediyelerin çalışma alanlarına yönelik denetimlerle ilgili bir soru üzerine ise eylem planına koydukları her çalışmayı hayata geçirmek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
'Engelsiz yaşam alanlarına' yönelik zaten uzun zamandır yürüttükleri bir proje olduğunu hatırlatan Sarı, 'Bu proje çerçevesinde kaldırımlardan tutun da bina girişlerine kadar her tarafın engelsiz hale getirilmesi lazım. Mevcut bir yapılaşmayı dönüştürmek gerçekten zaman isteyen bir iş. Ama bu sadece yasayla veya yaptırımlarla uygulanacak bir şey değil' diye konuştu.
Yurt dışında kaldırımların neredeyse yollarla aynı seviyede olduğunu belirten Sarı, aynı şeyin Türkiye'de yapılması durumunda ise kaldırımların araç park yeri haline getirildiğini söyledi.
Sarı, 'Biz insandan önce aracımızı değerli hale getiriyoruz, normalde insanların yürüyeceği yere araçlarımızı park ediyoruz' dedi.
Kaybettiği babasını, rahatsızlandığı bir gün tekerlekli sandalyeyle yolun karşısına geçirmek isterken yaşadıklarını paylaşan Sarı, 'Hayatımda ilk defa kaldırımdaki o rampaların ne kadar önemli olduğunu fark etmiştim. Bir araba tam oraya park etmişti ve ben çok zorlanarak tekerlikli sandalyedeki babamı kaldırımdan karşıya geçirmeye çalıştım. O gün fark ettim ki belki ben de o hatayı yapıyordum geçmişte, bilinçli veya bilinçsiz, ondan sonra hassasiyet göstermeye başladım. Bizim işte olaylar başımıza gelmeden o hassasiyeti gösterecek seviyeye gelmemiz gerekiyor' diye konuştu.
- Yatay yapılaşma
Yatay yapılaşmaya yönelik bir soru Sarı, 'dikey yapılaşma yerine yatay yapılaşmaya teşvik' için bir eylem planının uygulandığını hatırlattı.
Yapılaşma konusundaki hassasiyetini dile getiren Sarı, 'Bu da bir fırsat oldu, benim de elime bir fırsat geçti. Bu şekilde şehirleşmemizin önünü elimizden geldiğince o bölgenin coğrafi, mimari yapısına uygun olacak şekilde yapmamız gerekiyor. Bu demek değildir ki bütün dikey yapılaşmanın önünü keseceğiz ya da bütün yapılaşmaları yataya çevireceğiz. Olması gereken yerde belki yüksek binalar, olması gereken yerde de yatay yapılaşmanın önünü açmak lazım' ifadesini kullandı.
- Doğu ve Güneydoğu'daki şehirlerin yeniden inşası
Terörden etkilenen bölgelerde, özellikle kentsel dönüşümle ilgili bakanlığın çalışmalarının hangi aşamada olduğunun sorulması üzerine de Sarı, bu noktada bir 'master planları' olduğunu bildirdi.
'Bakanlık olarak bizim üzerimize düşen her görevi yapmaya hazır ekiplerimiz var' diyen Sarı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Türkiye genelinde sorumluluğu bulunduğunu dile getirdi. Sarı, şunları kaydetti:
'Bölge denilince biz sanki bütün Doğu, Güneydoğu'nun bir anda kentsel dönüşümü gibi diyoruz ama biz İstanbul'da, tamamından daha büyük alanlarda kentsel dönüşümü başlatmış, devam eden hatta bitme aşamasına gelmiş olan bir noktadayız. Türkiye'nin her yerinin kentsel dönüşüme ihtiyacı olan yerleri var. Üçte ikisi deprem riski olan bir ülkede yaşıyoruz. Çarpık yapılaşmanın temizlenmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm buna bir fırsat, o yüzden Türkiye'nin dört bir köşesinde biz zaten böyle bir seferberlik ilan etmiş durumdayız. O bölgede de belki sıcak bir gündem olduğu için daha çok ortaya çıkıyor ama inanın her gün bir ilçe belediyesi beni ziyaret edip kentsel dönüşüm için projelerini anlatıyor. Orada da yapılması gereken bir kentsel dönüşüm çalışmasıdır. İnsan sağlığına ve can güvenliğine risk doğuracak bütün yapıların Türkiye'nin neresinde olursa olsun yaptığımız gibi temizlenmesi, daha yaşanabilir konutların inşası gerekiyor. Bunun için çalışmalarımız hazırda zaten var, bu çalışmaların benzerlerini oralarda da uygulayacağız.'
Bakan Sarı, bu çalışmaların Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TOKİ ile ortaklaşa yürütüldüğünü de aktardı.
Kentsel dönüşümde sürecin ilerleme hızıyla ilgili bir soru üzerine Sarı, sahada çalışırken zaman zaman aksaklıklar yaşandığına ve eksikliklerin görüldüğüne dikkati çekti. Sarı, tespit ettikleri eksiklikleri de göz önünde bulundurarak Kentsel Dönüşüm Yasası üzerinde bir düzenlemeyi bir yıl içinde yapacaklarını bildirdi.