Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması
'Bütün şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmamız lazım, örgütün kirli işleri, saldırıları sebebiyle bir takım mahallelerde ciddi zararlar oluştu' 'Bir kentsel dönüşümü, bu şehirleri yeniden ayağa kaldırmak, zarar gören tarihi mekanları, kutsal mekanları ayağa kaldırmak çok önemli. Bununla ilgili hükümetimiz her türlü çalışmayı yürütüyor, insanların mağduriyet yaşamaması için ne gerekiyorsa yapılacak''Devlete söylenmedik söz kalmadı. O devlete her türlü hakareti yapanlar, bunun hadi onda birini örgüte yapsınlar. Çıksınlar o aydın müsveddeleri, devlete demedik laf bırakmadılar, çıksınlar onda birini terör örgütüne desinler' 'Bu terör örgütü hastaneleri bombalamadı mı, daha geçen hafta anaokulunu yaktı, sivilleri öldürdü. Lojman önünde araç patlattılar, bebekler öldü. Niye çıkıp kimse eleştiremiyor, niye kimse çıkıp kınayamıyor?' 'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Paralel Yapı, bildiriye imza atanlara destek çıkıyor. Onların derdi de zaten paralel devlet. KCK'nın derdi paralel devlet, otorite kurmak, bunların derdi zaten paralel yapılanmaya gitmek. Türkiye düşmanlığında ittifak halinde paralel iki yapı. Türkiye'nin kim düşmanlığını yaparsa onunla hemen saf tutuyor'
Akdoğan, AK Parti Çankaya İlçe Başkanlığı Danışma Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de gündemin çok hızlı değiştiğini ve gerçekleştirilen toplantılarla gündemi değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörle mücadele operasyonlarının hız kesmeden devam ettiğini, Cumhuriyet tarihinin en büyük terör operasyonları düzenlendiğini, terör örgütünün Kuzey Irak'ta önemli ölçüde etkisizleştirildiğini, Türkiye kırsalındaki ataklarının ve son olarak da şehir merkezlerinde kurtarılmış mahalleler oluşturma çabalarının boşa çıkartıldığını anlatan Akdoğan, güvenlik güçlerinin kayıp vermemesi ve sivillerin zarar görmemesi için terörle mücadelenin titizlikle yürütüldüğünü, yavaş yavaş sonuca yaklaşıldığını söyledi.
Çatışmaların yaşandığı şehirlerin tekrar ayağa kaldırılması, buralarda hayatın normalleşmesinin sağlanmasının da bundan sonraki süreçte önemli olduğunu vurgulayan Akdoğan, Yüksekova ve Cizre ile ilgili konunun Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandığını anımsattı. Akdoğan, 'Bütün şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmamız lazım, örgütün kirli işleri, saldırıları sebebiyle bir takım mahallelerde ciddi zararlar oluştu. Bir kentsel dönüşümü, bu şehirleri yeniden ayağa kaldırmak, zarar gören tarihi mekanları, kutsal mekanları ayağa kaldırmak çok önemli. Bununla ilgili hükümetimiz her türlü çalışmayı yürütüyor, insanların mağduriyet yaşamaması için ne gerekiyorsa yapılacak' diye konuştu.
-'Terör örgütü dirileri istismar ettiği gibi ölüleri de istismar ediyor'
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, terör örgütünün, insanların dirilerini istismar ettiği gibi, ölülerini de istismar ettiğini, cenazeler üzerinden istismar yaptığını dile getirerek, 'Nasıl insanların dirilerini istismar ediyorlar, nasıl ölülerini istismar ediyorlar, her türlü istismar var. İnsanların çocuklarını kaçırdılar, ellerine silah verdiler, ölüme gönderdiler, onları istismar ettiler. Şimdi de cenazeler üzerinden istismar yapıyorlar. 'Mahallelerdeki cenazeler alınmıyor' diye yaygara yapıyorlar. Ambulans gidiyor, cenaze arabası gidiyor kurşunluyorsunuz, alınmasına izin vermiyorsunuz. Bunun istismarını yapıyorsunuz, morgda cenazeler var, onların alınmasını, gömülmesini engelliyorlar. Aileleri tehdit ediyorlar, cenazeler üzerinden ayrı istismar var. Bunları toplu gösterilere dönüştürelim diye hala insanların çocuklarını kaçırmışlar, beyinlerini yıkamışlar, eline silah vermişler, ölüme göndermişler, öldükten sonra da rahat yok' değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütünün insan diye, Kürtler diye bir derdi bulunmadığını, terör örgütünün hegemonya peşinde olduğunu ifade eden Akdoğan, şöyle devam etti:
'Kim varsa nefes dahi alamasın, bunların tasallutu altında kalsın, böyle bir çabanın içindeler. En ufak eleştiriye tahammülleri yok. Devlete söylenmedik söz kalmadı. O devlete her türlü hakareti yapanlar, bunun hadi onda birini örgüte yapsınlar. Çıksınlar o aydın müsveddeleri, devlete demedik laf bırakmadılar, çıksınlar onda birini terör örgütüne desinler. Bu terör örgütü hastaneleri bombalamadı mı, daha geçen hafta anaokulunu yaktı, sivilleri öldürdü. Lojman önünde araç patlattılar, bebekler öldü. Niye çıkıp kimse eleştiremiyor, niye kimse çıkıp kınayamıyor? Madem demokratsınız, çıkın bir tane de eleştiri cümlesi kurun. Ama biliyorsunuz devlet hukuka tabi, ama örgüt öyle değil. Orada demokrasi sökmüyor, onun için bunların borusu sadece devlete ötüyor.
Bu örgüt her şeyin içini boşalttı. Bunlar demokrasinin düşmanıdır, partinin içini boşalttılar, propaganda birimi gibi çalışıyor. Bölgede STK'ların içini boşalttılar, kendi birimi gibi emir komuta içinde çalıştırıyorlar. Aydınlar, demokratik unsurlar gibi görülen ne kadar aktör varsa hepsini anlamsızlaştırdılar, içini boşalttılar. Bu yüzden bunların gelişmesi demokrasinin güçlenmesine hizmet etmiyor. Birileri bildiri yayınlıyor, o yayınlayanın sıfatının aydın olması bir anlam ifade etmiyor, yayınlanan şeyin bildiri olması tek başına onu mazur göstermiyor. Suçu işleyen ister siyasetçi olsun, ister aydın olsun bunların farklı bir yeri yok. Hukuk herkes için geçerlidir ve yapılan suçsa elbette onun da gereği yapılmalıdır.'
Akdoğan, akademisyenlerin imzaladığı bildiriyi 'tam bir deli saçması' olarak niteleyerek, bildiride imzası bulunanların bir çoğunun metni okumadığını belirterek, 2,5 milyon sığınmacıya Türkiye'nin kucak açtığını, Irak'tan gelen Kürtlere, Ezidilere kucak açan bir ülkeye yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu söyledi.
- 'Kılıçdaroğlu ve Paralel Yapı bildiriye imza atanlara destek çıktı'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve paralel yapının bildiriye imza atanlara destek çıktığına işaret eden Akdoğan, şöyle devam etti:
'Onların derdi de zaten paralel devlet. KCK'nın derdi paralel devlet, otorite kurmak, bunların derdi zaten paralel yapılanmaya gitmek. Türkiye düşmanlığında ittifak halinde paralel iki yapı. Türkiye'nin kim düşmanlığını yaparsa onunla hemen saf tutuyor. CHP'de hemen arkasında yer alır. Terör örgütünün yandaşlarıyla kol kola gelecekseniz, bu söylemlerin arkasında duracaksanız, bugüne kadar milleti kandırıyordunuz o zaman. Sayın Kılıçdaroğlu'nun, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik ifadeleri, bir ana muhalefet liderine yakışır mı? Yüzde 52 oy almış, halkın seçtiği cumhurbaşkanına bu şekilde zehir zemberek ifadeler, hakaretler... Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek siyasi kariyer yaptığını, koltuğunu koruduğunu düşünüyor. Kaç seçim geçirdik, hepsinde Cumhurbaşkanımıza düşmanlık yaptılar, ne oldu, hep kaybettiler. Cumhurbaşkanımızın arkasında halk desteği, muhabbeti var. Siz buna düşmanlık yaptığınız sürece bu halk size geçit vermez. Bu üslubu hiçbir zaman takdir etmez.
'Ben kimseden korkmam' diyor. Korkma kardeşim, korkma ama saygılı dil kullan. Türkiye çok kritik süreçlerden geçiyor, önemli hadiseler var önümüzde ama hiçbir konuda muhalefetin yapıcı bir tavır takındığını görmüyoruz, kendi devletinin yanında yer aldığını da görmüyoruz. Suriye konusunda gider Esed ile işbirliği yaparlar, terör konusu olur hükümetin yanında durmazlar. Peki siz ne zaman kendi ülkenizin, devletinizin, hükümetinizin yanında milli meselelerde milli bir duruş sergileyeceksiniz. Kobani olaylarından sonra hükümet dedi ki ilave tedbirler lazım, iç güvenlik paketi geçirdi, niçin destek olmadılar. Şimdi ahkam kesiyorlar. İç Güvenlik Paketi terörle mücadelenin daha etkin olması içindi. Hükümet aldı tedbirlerini ve siz destek olmadınız. Biz, hep pozitif gündemle hareket edeceğiz. Millete verdiğimiz sözler, vaatler, reformlar var, bunları hayata geçiriyoruz. Ulusal çıkarlarımızı ilgilendiren konuları da yakından takip edeceğiz, gereken neyse yapacağız.'
Hükümetin yaptığı işleri, yürüttüğü politikaları halka anlatmanın teşkilatların görevi olduğunu belirten Akdoğan, teşkilatın çalışmalarının önemine dikkati çekti.