Naci Bostancı'dan 'Bildiri' Tepkisi
AK Parti Amasya Milletvekili ve Grup Başkanvekili Prof. Dr. Naci Bostancı, kamuoyunda tartışılan akademisyenler bildirisinin terör örgütünün tezlerinden farkı olmayan ifadeler esaslı olduğunu belirtti.
‘Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin yayınladığı bildiriye ilişkin değerlendirmede bulunan Naci Bostancı, “’Akademisyenler bildirisi’ denilen hadise, Temmuz ayından bu yana Suriye’de yaşanan gelişmeler dolayısı ile kendisine Türkiye’de fırsat çıktığını düşünen terör örgütünün ‘kurtarılmış bölgeler’ oluşturmak amaçlı terör girişimine devletin meşru müdahalesini ‘kınayan’, devleti ‘katliamla’ suçlayan, devletin ‘bölge halklarına karşı’ katliam ve sürgün politikaları uyguladığını iddia eden, oturduğu bağlam, tezleri, yaklaşımı itibarı ile terör örgütünün tezlerinden farkı olmayan ifadeler esaslı bir metindir” dedi.
“Metnin bakış açısı, devletin teröre karşı yürüttüğü mücadeleyi ‘evrensel insani bağlamda eleştiriye tabi tutan’ bir yerde değil, aksine kendini şiddetle var eden, başta adına konuştuğunu iddia ettiği etnik kimlikten kendine tabi olmayan insanlara ve sonrasında ona mesafeli tüm kesimlere karşı hasmane politikaların sahibi, sivil kesimler dahil olmak üzere her yere ve herkese karşı şiddet uygulamakta tereddüt etmeyen, bunu mistikleştirip yücelten, demokratik zemin ve süreçleri reddeden bir terör örgütünün zikredilen olaylara ilişkin bakışıyla örtüşen bir yerde durmaktadır” diyen Bostancı şöyle devam etti: “Entelektüel, adına konuştuğu kesimlerin problemlerini, acılarını ancak insanlığın ortak moral değerleriyle ortaya koyduğunda, kudret karşısındaki eleştirel tutumunu ortak hakkaniyet ve adalet esaslı ifade ettiğinde, konuşmasıyla sadece sözcüsü olduğu kesimlere değil ötekilere de nüfuz etme etkisini bu nedenle elinde tuttuğunda bu sıfatı hak edebilir. Sanki böyle yapıyormuş efekti doğurarak birikimini ve konumunu şiddet temelli bir organizasyonun tezlerini meşrulaştırma adına ifade ediyormuş düşüncesi, izlenimi, yorumu doğuran bu yaklaşım, adlarının önündeki sıfatlardan güç alması mümkün olmayan bir kesimin sadece angaje bir siyasal, ideolojik dille konuşması olarak görülür.”
Bu sebeplerle malum bildirinin politik mücadelede safı, yeri belli, olayları yaşayan sivil halkın kanaat ve yaklaşımlarından habersiz, popüler, klişe, terör örgütünün tezlerine paralel bir anlama sahip olduğunu öne süren Bostancı, “İlgili kişilere yönelik hukuki araştırma ve soruşturmanın ‘yeni bir hukuk ihdas edilerek’ yapılmadığını, meri hukukla yürütüldüğünü, bu ülkenin kendine güveni, teröre karşı yürüttüğü mücadelesinin haklılığı, halkın bu mücadeleye verdiği kararlı desteğin varlığı dikkate alındığında, Türkiye gibi demokrasi ve özgürlükler konusunda gelişmiş bir ülkenin en aykırı görüşleri bile hazmetme yeteneği ile birlikte bu soruşturma ve araştırmaların hem ortak vicdanda hem de teröre karşı yürütülen mücadelede bir sorun yaratmayacak tarzda çözüleceği muhakkaktır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
“Metnin bakış açısı, devletin teröre karşı yürüttüğü mücadeleyi ‘evrensel insani bağlamda eleştiriye tabi tutan’ bir yerde değil, aksine kendini şiddetle var eden, başta adına konuştuğunu iddia ettiği etnik kimlikten kendine tabi olmayan insanlara ve sonrasında ona mesafeli tüm kesimlere karşı hasmane politikaların sahibi, sivil kesimler dahil olmak üzere her yere ve herkese karşı şiddet uygulamakta tereddüt etmeyen, bunu mistikleştirip yücelten, demokratik zemin ve süreçleri reddeden bir terör örgütünün zikredilen olaylara ilişkin bakışıyla örtüşen bir yerde durmaktadır” diyen Bostancı şöyle devam etti: “Entelektüel, adına konuştuğu kesimlerin problemlerini, acılarını ancak insanlığın ortak moral değerleriyle ortaya koyduğunda, kudret karşısındaki eleştirel tutumunu ortak hakkaniyet ve adalet esaslı ifade ettiğinde, konuşmasıyla sadece sözcüsü olduğu kesimlere değil ötekilere de nüfuz etme etkisini bu nedenle elinde tuttuğunda bu sıfatı hak edebilir. Sanki böyle yapıyormuş efekti doğurarak birikimini ve konumunu şiddet temelli bir organizasyonun tezlerini meşrulaştırma adına ifade ediyormuş düşüncesi, izlenimi, yorumu doğuran bu yaklaşım, adlarının önündeki sıfatlardan güç alması mümkün olmayan bir kesimin sadece angaje bir siyasal, ideolojik dille konuşması olarak görülür.”
Bu sebeplerle malum bildirinin politik mücadelede safı, yeri belli, olayları yaşayan sivil halkın kanaat ve yaklaşımlarından habersiz, popüler, klişe, terör örgütünün tezlerine paralel bir anlama sahip olduğunu öne süren Bostancı, “İlgili kişilere yönelik hukuki araştırma ve soruşturmanın ‘yeni bir hukuk ihdas edilerek’ yapılmadığını, meri hukukla yürütüldüğünü, bu ülkenin kendine güveni, teröre karşı yürüttüğü mücadelesinin haklılığı, halkın bu mücadeleye verdiği kararlı desteğin varlığı dikkate alındığında, Türkiye gibi demokrasi ve özgürlükler konusunda gelişmiş bir ülkenin en aykırı görüşleri bile hazmetme yeteneği ile birlikte bu soruşturma ve araştırmaların hem ortak vicdanda hem de teröre karşı yürütülen mücadelede bir sorun yaratmayacak tarzda çözüleceği muhakkaktır” ifadelerini kullandı.