Çevik Bir’den 28 Şubat itirafı
Türkiye’deki muhafazakarların üzerine karabulut gibi çöken 28 Şubat’tan, hedef gibi gösterilen FETÖ’nün nasıl kazançla çıktığını, darbenin mimarı Çevik Bir anlattı.
28 Şubat süreci muhafazakar camia üzerinde ağır etkiler oluşturdu. Başörtülü öğrenciler okullardan atıldı, ikna odaları kurulup başlarını açmaları için zorlandı. Çok sayıda kamu personeli işinden oldu.
Bu dönem muhafazakarlar için adeta cadı avına dönüştürüldü. Ancak bu süreçten sadece Fethullah Gülen örgütü hasar almadan, hatta güçlenerek çıktı. Gülen örgütünün palazlandığı dönem 28 Şubat süreciyle başladı. 28 Şubat sürecinde “İrtica” ile mücadele kapsamında Batı Çalışma Grubu gibi anti demokratik uygulamalara imza atan dönemin TSK bürokrasisinin, Gülen grubunu da sıraya koyduğu iddia edilmişti.
Ancak dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Gülen örgütü ile ilgili işlem yapılması konusunda Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın kendilerini yalnız bıraktığını itiraf etti. Çevik Bir, “FETÖ'nün tehdit olduğunu ilk kez Genelkurmay tespit etmişti. Ancak yalnız bırakıldık. Genelkurmay Başkanımız bizi yalnız bıraktı” dedi. Dönemin Genelkurmayı Karadayı, 1995 yılında Gülen örgütünün üst düzey yöneticilerini ağırlayarak, Gülen'in adamlarına plaket vermişti.
81. DURUŞMA
28 Şubat Davası'nın 81. Duruşmasına Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in ifadeleri damga vurdu. Çevik Bir, “Evvela özür dilerim. Ben 78 yaşında bir insanım. 20,5 ay cezaevinde hapis yattım” diyerek özetle şunları söyledi: “FETÖ'nün tehdit olduğunu ilk kez Genelkurmay tespit etmişti. Gülen örgütünün kaynaklarının 5 milyar lira olduğunu tespit ettik. Gülen Amerika'dan bana mektup yazdı. ‘Burada biz yapmış olduğumuz görev nedeniyle okulları siz alın, biz masumuz' demeye çalıştı. Biz yalnız bırakıldık. Genelkurmay Başkanımız bizi yalnız bıraktı. İsmail Hakkı Karadayı Paşa cezaevine gelirse, ‘Biz hizmet edelim, tabakları biz yıkayalım' diyen arkadaşlarımız vardı. Meclis Soruşturma Komisyonu'nda ifade verdikten sonra biz yalnız bırakıldığımızı anladık.”
28 ŞUBAT'IN SİVİL AYAĞI SORGULANACAK
Dava kapsamında daha önce “tanık” olarak dinlenen ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığında askerliğini yaparken Batı Çalışma Grubuna (BÇG) ait bazı gizli belgeleri sızdırdığı gerekçesiyle yargılanan Kadir Sarmusak'ın davaya katılma talebini kabul eden mahkeme, Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın aralarında bulunduğu 7 sanık için yurt dışı çıkış yasağını içeren adli kontrol şartlarının kaldırılmasına hükmetti. Mahkeme ayrıca, İlnur Çevik'in ‘tanık' olarak dinlenmesine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın akıbetinin sorulmasına, Balyoz, Ergenekon ve Poyrazköy dava dosyalarının istenmesini kararlaştırdı.
KARADAYI'DAN ÜST DÜZEY KABUL
1995 yılında Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Gülen örgütünün üst düzey yöneticilerini Genelkurmay Başkanlığı'nda ağırlayarak plaket vermiş ve Gülen Örgütü'nden övgülerle söz etmişti. Bu kabule ilişkin görüntüler basında yer almıştı. 28 Şubat soruşturması ve kovuşturma aşamasında dönemin üst düzey bürokrasisi hakkında tutuklama kararları çıkarıldı. Bir çoğu uzun süreler cezaevlerinde kaldı. Ancak, bizzat 2.Başkan Çevik Bir'in ifadelerine de yansıyan ve 28 Şubat sürecini başlatan kişi olduğu belirtilen Karadayı, paralel yapının yargıdaki uzantıları sayesinde, bu süreçte dışarıda kaldı.
GÜLEN DARBENİN ORTAĞI
Müdahil avukatlarından Hüsnü Tuna, bazı sanıklar ve avukatlarının müdahillerin Gülen örgütüyle ilişkilendirdiklerini hatırlattı. 28 Şubat döneminde başörtülü oldukları için üniversitelerden ve memuriyetten atılanlar olduğunu belirten Tuna, şunları söyledi: “Fethullah Gülen'in 28 Şubat'ta başörtülü öğrencisi, memuru yoktu. Burada müdahil olan öğrenciler ve memurlar, kesinlikle Fetullah Gülen'e sempati besleyenlerden değildir. Savcıya yüklenecekseniz, başka kanaldan yüklenin. Bana göre savcı sizi korumuştu. Kaldı ki bize göre Fetullah Gülen 28 Şubat darbesinin ortaklarındandır. Zaman Gazetesi İmtiyaz Sahibi Alaeddin Kaya'nın Genelkurmayda ne konuştuğunun açıklanması gerekir. Gülen'in Genelkurmaya sunduğu mektubun içeriği açıklanmalıdır. Bu döneme ilişkin sivil destek Fetullah Gülen'in açıklamaları var. Dolayısıyla 28 Şubat'ın ortağı birinin müdahillerle bağlantısı olduğunu düşünmüyorum.”
Çiller ve Yılmaz tanıklık yapacak
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, tanık olarak beyanlarının alınması için çağrı kağıdı çıkartılan ancak sağlık raporları nedeniyle duruşmaya katılamayan eski Başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın beyanlarının alınması için yeniden çağrı kağıdı çıkarılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca; 54. Hükümet döneminde milletvekili olan ve DYP'den istifa eden Cavit Çağlar, Rifat Serdaroğlu, Hasan Denizkurdu, Işılay Saygın, İbrahim Turhan Arınç, Emre Gönensay, Şekibe Gencay Gürün, Cefi Kamhi, Hasan Tekin Enerem, Mehmet Bahattin Yücel, Ali Günaydın, Hikmet Aydın, Edip Safter Gaydalı, Muzaffer Arıkan, Kubilay Uygun, İsmet Sezgin, Köksal Toptan, Hatice Ayseli Göksoy, Mehmet Korkmaz, Şamil Ayrım, İlhan Aküzüm, İsmail Köse, Erkan Kemaloğlu, Ali Uyar ve Nuri Yabuz'a, “istifalarında doğrudan veya dolaylı herhangi bir baskı, tehdit, cebir ve zorlamaya maruz kalıp kalmadıklarını” soracak.
Bu dönem muhafazakarlar için adeta cadı avına dönüştürüldü. Ancak bu süreçten sadece Fethullah Gülen örgütü hasar almadan, hatta güçlenerek çıktı. Gülen örgütünün palazlandığı dönem 28 Şubat süreciyle başladı. 28 Şubat sürecinde “İrtica” ile mücadele kapsamında Batı Çalışma Grubu gibi anti demokratik uygulamalara imza atan dönemin TSK bürokrasisinin, Gülen grubunu da sıraya koyduğu iddia edilmişti.
Ancak dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Gülen örgütü ile ilgili işlem yapılması konusunda Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın kendilerini yalnız bıraktığını itiraf etti. Çevik Bir, “FETÖ'nün tehdit olduğunu ilk kez Genelkurmay tespit etmişti. Ancak yalnız bırakıldık. Genelkurmay Başkanımız bizi yalnız bıraktı” dedi. Dönemin Genelkurmayı Karadayı, 1995 yılında Gülen örgütünün üst düzey yöneticilerini ağırlayarak, Gülen'in adamlarına plaket vermişti.
81. DURUŞMA
28 Şubat Davası'nın 81. Duruşmasına Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in ifadeleri damga vurdu. Çevik Bir, “Evvela özür dilerim. Ben 78 yaşında bir insanım. 20,5 ay cezaevinde hapis yattım” diyerek özetle şunları söyledi: “FETÖ'nün tehdit olduğunu ilk kez Genelkurmay tespit etmişti. Gülen örgütünün kaynaklarının 5 milyar lira olduğunu tespit ettik. Gülen Amerika'dan bana mektup yazdı. ‘Burada biz yapmış olduğumuz görev nedeniyle okulları siz alın, biz masumuz' demeye çalıştı. Biz yalnız bırakıldık. Genelkurmay Başkanımız bizi yalnız bıraktı. İsmail Hakkı Karadayı Paşa cezaevine gelirse, ‘Biz hizmet edelim, tabakları biz yıkayalım' diyen arkadaşlarımız vardı. Meclis Soruşturma Komisyonu'nda ifade verdikten sonra biz yalnız bırakıldığımızı anladık.”
28 ŞUBAT'IN SİVİL AYAĞI SORGULANACAK
Dava kapsamında daha önce “tanık” olarak dinlenen ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığında askerliğini yaparken Batı Çalışma Grubuna (BÇG) ait bazı gizli belgeleri sızdırdığı gerekçesiyle yargılanan Kadir Sarmusak'ın davaya katılma talebini kabul eden mahkeme, Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın aralarında bulunduğu 7 sanık için yurt dışı çıkış yasağını içeren adli kontrol şartlarının kaldırılmasına hükmetti. Mahkeme ayrıca, İlnur Çevik'in ‘tanık' olarak dinlenmesine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın akıbetinin sorulmasına, Balyoz, Ergenekon ve Poyrazköy dava dosyalarının istenmesini kararlaştırdı.
KARADAYI'DAN ÜST DÜZEY KABUL
1995 yılında Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Gülen örgütünün üst düzey yöneticilerini Genelkurmay Başkanlığı'nda ağırlayarak plaket vermiş ve Gülen Örgütü'nden övgülerle söz etmişti. Bu kabule ilişkin görüntüler basında yer almıştı. 28 Şubat soruşturması ve kovuşturma aşamasında dönemin üst düzey bürokrasisi hakkında tutuklama kararları çıkarıldı. Bir çoğu uzun süreler cezaevlerinde kaldı. Ancak, bizzat 2.Başkan Çevik Bir'in ifadelerine de yansıyan ve 28 Şubat sürecini başlatan kişi olduğu belirtilen Karadayı, paralel yapının yargıdaki uzantıları sayesinde, bu süreçte dışarıda kaldı.
GÜLEN DARBENİN ORTAĞI
Müdahil avukatlarından Hüsnü Tuna, bazı sanıklar ve avukatlarının müdahillerin Gülen örgütüyle ilişkilendirdiklerini hatırlattı. 28 Şubat döneminde başörtülü oldukları için üniversitelerden ve memuriyetten atılanlar olduğunu belirten Tuna, şunları söyledi: “Fethullah Gülen'in 28 Şubat'ta başörtülü öğrencisi, memuru yoktu. Burada müdahil olan öğrenciler ve memurlar, kesinlikle Fetullah Gülen'e sempati besleyenlerden değildir. Savcıya yüklenecekseniz, başka kanaldan yüklenin. Bana göre savcı sizi korumuştu. Kaldı ki bize göre Fetullah Gülen 28 Şubat darbesinin ortaklarındandır. Zaman Gazetesi İmtiyaz Sahibi Alaeddin Kaya'nın Genelkurmayda ne konuştuğunun açıklanması gerekir. Gülen'in Genelkurmaya sunduğu mektubun içeriği açıklanmalıdır. Bu döneme ilişkin sivil destek Fetullah Gülen'in açıklamaları var. Dolayısıyla 28 Şubat'ın ortağı birinin müdahillerle bağlantısı olduğunu düşünmüyorum.”
Çiller ve Yılmaz tanıklık yapacak
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, tanık olarak beyanlarının alınması için çağrı kağıdı çıkartılan ancak sağlık raporları nedeniyle duruşmaya katılamayan eski Başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın beyanlarının alınması için yeniden çağrı kağıdı çıkarılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca; 54. Hükümet döneminde milletvekili olan ve DYP'den istifa eden Cavit Çağlar, Rifat Serdaroğlu, Hasan Denizkurdu, Işılay Saygın, İbrahim Turhan Arınç, Emre Gönensay, Şekibe Gencay Gürün, Cefi Kamhi, Hasan Tekin Enerem, Mehmet Bahattin Yücel, Ali Günaydın, Hikmet Aydın, Edip Safter Gaydalı, Muzaffer Arıkan, Kubilay Uygun, İsmet Sezgin, Köksal Toptan, Hatice Ayseli Göksoy, Mehmet Korkmaz, Şamil Ayrım, İlhan Aküzüm, İsmail Köse, Erkan Kemaloğlu, Ali Uyar ve Nuri Yabuz'a, “istifalarında doğrudan veya dolaylı herhangi bir baskı, tehdit, cebir ve zorlamaya maruz kalıp kalmadıklarını” soracak.