İngiltere'nin Terör Ve Aşırılıkla Mücadele Çalışmaları

Hükümetin "ifade özgürlüğüne tehdit oluşturmakla" eleştirildiği aşırılıkla mücadele stratejisine, Birleşik Krallık'taki Ulusal Öğrenci Birliği'nden tepki geldi

Birleşik Krallık'taki Ulusal Öğrenci Birliği (NUS), İngiliz hükümetinin "ifade özgürlüğüne tehdit oluşturmakla" eleştirilen stratejisinin hayata geçirilecek olmasına tepki gösterdi.

Hükümetin geçen şubat ayında yürürlüğe koyduğu "Terörle Mücadele ve Güvenlik Yasası" kapsamında, ülkede aşırılığın önlenmesi amacıyla hazırlanan, öğrencilerin terör örgütlerine çekilmemesi ve aşırı yönelimlere kaymaması için okulların alması gereken önlemlerin sıralandığı "Prevent" isimli program, pazartesi günü uygulamaya geçirilecek.

Programa ilişkin "meşru kaygıları" bulunduğunu açıklayan NUS, üniversitelerin bu uygulamanın dışında tutulması için hükümete çağrıda bulundu.

- Yasa özgürlükler için endişe veriyor

NUS'un programa yönelik endişelerin yer aldığı açıklamada, "Eleştiriler ve tartışmalar bu politikanın oluşturulma sürecinin kalbinde yer alıyor. Bu nedenle yaklaşımlarına katılmayan kurumlara saldırmaktan öte, ajandalarındaki meşru kaygıları yansıtmaları ve bunlara kulak vermeleri için hükümete çağrıda bulunuyoruz. Öğrenci birlikleri kamu kuruluşu olmadığından, kanuna tabi değil ve bu nedenle hükümetin bizim işimize odaklanmış olması şaşırtıcı. NUS, bir kampanya örgütü ve bu nedenle hem prensipte hem de pratik endişeler bakımından bu ajandaya yönelik karşı duruşumuz gayet münasip" ifadesine yer verildi.

Birleşik Krallık'taki yüksek öğrenim kurumlarında görev yapan akademisyen, öğretim görevlileri ve araştırmacıların üyesi olduğu, Üniversite ve Kolej Sendikasından yapılan açıklamada da hükümetin aşırılıkla mücadele stratejisinin, ifade özgürlüğüne tehdit oluşturulduğu vurgulanarak, üniversitelerin "akademik özgürlük hakları ile açık tartışmaları koruması" gerektiği bildirildi.

İngiltere'deki üniversiteler için yasal savunma sağlayan "Universities UK" isimli örgütün Başkanı Nicola Dandridge de, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kişilerin aşırılığa eğilimlerinde daha birçok faktörün öne çıktığını belirterek, "Üniversite kampüsünden uzakta, mesela internet ortamında, sosyal medyada ve üniversitelerle bağlantılı olmayan gruplara yapacakları üyeliklerinin de kişilerin bu yöndeki eğilimlerinin bir parçası olabileceğini hatırlamak önemli" dedi.

Ülkedeki "Kolejler Birliği"nin Eğitim Direktörü David Corke ise gençlerin aşırıcı söylemler ile aşırıcı eylemlere çekilmesinin engellenmesinin üniversiteler tarafından çok ciddiye alındığını belirtti.

- "Programa yönelik karşı duruş hayal kırıklığı yarattı"

Öte yandan, İngiltere Üniversiteler ve Bilimden Sorumlu Devlet Bakanı Jo Johnson, pazartesi günü uygulanmaya başlanması beklenen hükümetin söz konusu programına gösterilen tepkiye ilişkin NUS'a bir mektup gönderdi.

Türk kökeniyle bilinen Londra Belediye Başkanı Borish Johnson'ın erkek kardeşi Jo Johnson, NUS için kaleme aldığı mektubunda, akademik özgürlüklerin korunacağına dair güvence verdi. Johnson mektubunda, "Üniversiteler, aşırıcı görüşlerle mücadele etmede önemli bir sahneyi temsil ediyor. Aşırıcı ideolojilerle mücadele ve kampüslerdeki öğrencilerin korunması konusunda hepimizin oynayabileceği bir rol olduğunu düşünüyorum. Nihayetinde, 'Prevent' programı, kişilerin aşırılaşmasını engellemek için. Bu nedenle, bu programa yönelik yapılan alenen karşı duruş hayal kırıklığı yarattı" ifadelerini kullandı.

- Başbakan Cameron yasayı savundu

Konuya ilişkin açıklama yapan İngiltere Başbakanı David Cameron da, aşırılıkla mücadele kapsamında yürütülen stratejinin gerekliliğinin altını çizerek, "Aşırılığın kökünün kazınmasında tüm kamu kuruluşlarının oynayacağı bir rolü var. Bu uygulama, ifade özgürlüğünü kısıtlama ya da akademik özgürlüğü bastırma amaçlı değil. Bu politika, aşırıcı görüşler ve fikirlerin büyümesine engel oluşturacak oksijenin kesilmesi hedefli" dedi.

Program kapsamında, hükümetin üniversitelerin benimsemesini istediği önlemler arasında, üniversitelerin davet ettiği konuşmacıların aşırıcı görüşlere sahip olmadığından emin olunması için doğru bir değerlendirme süreci yürütülmesi yer alıyor. Hükümet ayrıca, üniversitelerin bilişim teknolojisi alanında da bazı politikalarda değişikliğe gitmesi ile aşırılık eğilimi gösterenlerin tespiti için çalışanların eğitilmesi ve öğrenci refah programlarının konulmasını talep ediyor.

- Üniversitelere gelen konuşmacılar

Öte yandan, hükümetin, terör ve aşırılıkla mücadele çalışmaları kapsamında kurduğu, "Aşırılık Analiz Birimi" de, geçen yıl üniversite kampüslerinde düzenlenen 70'den fazla etkinlikte, aşırıcı görüşlere sahip konuşmacının yer aldığının tespit edildiğini bildirdi. Birim, söz konusu etkinliklerin bazılarının ülkenin önde gelen üniversitelerinde düzenlendiğine dikkat çekti.

"Terörle Mücadele ve Güvenlik Yasası" kapsamında hükümetin benzer uygulamaları geçen Temmuz ayında belediyeler, hapishaneler ve sağlık merkezleri gibi kamu kurum ve kuruluşlarında hayata geçirilmişti.

- Müslüman öğrenciler arasında anket yapıldı

Geçtiğimiz mayıs ayında da, hükümetin aşırılıkla mücadele çalışmaları çerçevesinde ülkedeki bazı okullarda radikalleşme eğilimleri olup olmadığının anlaşılması için Müslüman öğrenciler arasında anket yapıldığı ortaya çıkmıştı.

Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen ve "Güven ve Entegrasyon Aracılığıyla Esneklik İnşa Etme (BRIT)" programı çerçevesinde, başkent Londra'daki Walthamshow Belediyesi tarafından yapılan anketlerin, özellikle Müslüman ailelerin çocuklarının radikalleşmeye eğilimleri olup olmadığının anlaşılması ve eğilimi olanların da radikalleşmesinin önlenmesi için yapıldığı iddia edilmişti.

Söz konusu yasa, yürürlüğe girmeden önce, İngiltere'deki 24 üniversite, yüksek eğitim kurumlarının bu uygulamanın dışında tutulması için hükümete çağrıda bulunmuş, yasanın uygulamaya alınmasının ardından, 500'den fazla profesör, hükümete yönelik kaleme aldıkları mektupta, yasanın "gereksiz ve eksik planlanmış" olduğunu vurgulamıştı.
Kaynak: AA