'Organik Çay Tarımı Projesi'

ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Organik Çay Tarımı Projesi hayata geçtiğinde dünyanın en büyük organik çay havzasını da oluşturacaklarını belirterek, "Aynı zamanda en yüksek oranda organik çay üreten ülke konumuna geleceğiz" dedi.

Çayeli ilçesine bağlı Yeşiltepe köyünde düzenlenen "Organik Çay Tarımı Projesi" toplantısında konuşan Sütlüoğlu, Organik Çay Tarımı Projesi'nin, ÇAYKUR ve Yeditepe Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttüğü önemli projelerinden biri olduğunu söyledi.

Organik çay tarımını gönüllük esasında yürüttüklerini ifade eden Sütlüoğlu, vatandaşların bu konuya çok büyük hassasiyet gösterdiğini ve sahip çıktığını dile getirdi.

Sütlüoğlu, projenin tamamlanmasıyla dünyanın en büyük organik havzasını oluşturmuş olacaklarına dikkati çekerek, "Dünyanın en yüksek oranda organik çayını üreten ülkesi durumuna geleceğiz. Çok büyük avantajlarımız var. Çayımızın üzerine kar yağıyor ve haşere yok. Çayımızın tamamen organik olma kabiliyeti var. Çay üreten hiçbir ülkenin böyle bir imkanı yok" ifadesini kullandı.

Çay tarımında yoğun olarak kullanılan kimyasal gübrenin kanser başta olmak üzere birçok hastalığın temelini oluşturduğuna işaret eden Sütlüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çay tarımında yoğun kimyasal gübre kullanımından dolayı bölgemizde topraklar artık toprak olma vasfını kaybetti. Çevre dengeleri ve düzeni bozuldu. Bölgemizi yeniden doğal yapısına kavuşturmamız gerekiyor. Bölgede yaşayan insanlar başta olmak üzere tüm canlılar kimyasal gübrelemeden olumsuz etkileniyor. Yeraltı sularımız ve denizlerimiz kirlendi. İçme suyu kaynaklarımız çok sağlıklı değil ve bu, kimyasal kirlenmeden kaynaklanıyor. Birçok hastalığın temelinde azot içerikli kimyasal gübrenin aşırı kullanımı yatıyor. Kendi sağlığımız ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir çevre bırakabilmek için Organik Çay Tarımı Projesi'ni hayata geçirdik. Buna hep birlikte sahip çıkmalıyız."

Sütlüoğlu, kimyasal gübre kullanımıyla ilgili Türkiye'de ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini kaydederek, çay tarımını ilgilendiren bölümünde kendilerinin çalışma yürüttüğünü sözlerine ekledi.

-"Yaşamak istiyorsak doğayı yaşatmak zorundayız"

Toplantıya katılan İstanbul Eğitim ve Kültür (İSTEK) Vakfı Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan ise bilimsel araştırmaların önemine değinerek, ÇAYKUR'un bu yöndeki çalışmalarını takdirle takip ettiklerini ve destek verdiklerini söyledi.

Türklerin bilime her dönem büyük önem verdiğini ve demiri ilk kullanan millet olduğunu kaydeden Dalan, şöyle devam etti:

"Demiri dünyada ilk kullanan millet olarak da rakiplerine karşı galip gelmiştir. Bilimi hayata geçirmek var olmakla eş değerdir. Ulusun var olmasıyla eş değerdir. Bilimi teknolojiyi geliştirip hayata soktuğunuz zaman artı değer kazanıyorsunuz, katma değer kazanıyorsunuz. Bilim ve teknolojiyi geliştiremeyen tüm milletler millet olma vasfını kaybediyor. Tümüyle yok olup gidiyorlar. Kullanılan bu kimyasal gübre akar sularla denizlere ulaşarak balıkların da zehirlenmesine neden oluyor. Yaşamak istiyorsak doğayı yaşatmak zorundayız. Doğayı yaşatmazsak biz de yaşayamayız. Dünya yaşayamaz. Proje yaşam açısından son derece önemli."

Toplantı sonrası Dalan'a, çay tarımına desteğinden dolayı yaş çay üreticisi cüzdanı verildi. Sütlüoğlu ve Dalan, beraberindekilerle organik gübrenin çay bahçelerine uygulanmasını takip etti.

Kaynak: AA