Osman Sınav, Türkoloji Öğrencileriyle Buluştu
Yapımcı, yönetmen ve senarist Osman Sınav, Yunus Emre Enstitüsü tarafından düzenlenen etkinlikte Uluslararası Türkoloji Yaz Okulu öğrencileriyle bir araya geldi.
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nda düzenlenen etkinliğe katıldığı için çok heyecanlı olduğunu dile getiren Sınav, söyleşiye, "Allah niye hikaye anlatıyor? İnsanlara mesajını niye hikaye anlatarak söylüyor? Başka bir dille söylemiyor da hikaye diliyle söylüyor. Bütün kutsal kitaplarda insanlara hitap ederken rabbim, hikaye dili kullanıyor. Bıkmadan usanmadan hikaye dili kullanıyor. Bunu düşünmenizi istiyorum. Bu soruyu sizin kalbinize bırakıyorum. Bunun üstüne çok düşünmek gerekiyor. Benim için çok önemli" sözleriyle başladı.
Osman Sınav, sanatçı ve sinemacıların dramatik okuma yapmak zorunda olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"İnformatik okumayla sanat doğmaz, sadece bilim yapılır. Bilim adamları informatik okuma metodunu kullanırlar. Sanat yapanlarsa dramatik okuma yaparlar. Çağdaş algıyı yaratan da bu dramatik okuma yöntemidir. Bana göre sanatçı arafta durur. Dramatik okumayı yapmak, arafta durmakla mümkündür. Arafta durmuyorsanız dramatik okuma yapamazsınız."
Söyleşi öncesi "Uzun Hikaye" filmini izleyen öğrencilere, filme ilişkin bilgi veren Sınav, Mustafa Kutlu'nun kitabını 12-13 yıl önce çıktığı zaman okuduğunda, büyük bir heyecanla bu filmi yapmak istediğini söyledi.
Sınav, Uzun Hikaye'nin hicret hikayesi anlatmadığını kaydederek, "İnsan, iyi beslenmediği, kötülük gördüğü bir yerden, iyi beslenebileceği bir yere hicret eder. Hicretin bizim için nimet olan, güzel olan tarafı da odur" dedi.
- En çok Allah'tan destek aldım
Öğrencilerden birinin, kariyeri süresince kimden destek aldığı yönündeki sorusu üzerine Sınav, şunları söyledi:
"En çok Allah'tan destek aldım. Gerçekten de öyle. Kimseden destek görmedim. Sinemacı olmaya karar verdiğim zaman, hayatımda, sinemacı bir tane Allah'ın kulunu tanımıyordum. Ben hiç asistanlık yapamamış, asistanlık yapmadan yönetmenliğe başlamış ikinci kişiyim, Türk sinema tarihinde. Birincisi benim hocam, Metin Erksan'dır. O da hiç asistanlık yapamamış, yazarlık yapmaya ve senaryo yazmaya başlamış. Sonra yönetmenliğe başlamış. Beni kimse asistan olarak almadı. Kimseyi tanımıyordum. Tanışıp teklif ettiğim insanlar da kabul etmediler."
- Tarihi değiştiren insanların bir hayali vardı
Sınav, sinemacı olmak için destek almak gerekmediğini, hayal kurmak gerektiğini söyleyerek, "Siyasi, kültürel ve insanlık tarihini değiştiren herkesin bir hayali vardı. Fatih Sultan Mehmet'in de bir hayali vardı. Mustafa Kemal Atatürk'ün de bir hayali vardı ve bunu söylüyorlardı. Hayallerini stratejilendiriyorlar, doğru hayal ortaklarını yanına alıyorlar ve doğru hayal ortaklarıyla hareket ettiklerinde başarıyorlar. Zaten sizin bir hayaliniz yoksa, başkalarının hayalinin parçası olursunuz. Hayatta sadece bunu yapabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
"Deliyürek", "Kurtlar Vadisi", "Ekmek Teknesi", "Acı Hayat", "Hatasız Kul Olmaz", "Uzun Hikaye" gibi Türk dizi ve film sektöründe klasikleşen yapımları yöneten Sınav, beş sinema filminden oluşan bir paket hayali olduğunu dile getirdi.
Osman Sınav, Osmanlı'nın yıkılışı ve Kurtuluş Savaşı yıllarının başlangıcını konu edeceği 5 filmin ilkinin Abdülhamit Han'a yapılan Yıldız suikastını, ikinci filmin ise Mustafa Kemal Atatürk'ün de dahil olduğu 12 Osmanlı subayının gönüllü olarak katıldığı Trablusgarp Savaşını anlatacağını söyledi.
Türk sineması ve Türk dizi sektöründe uzun soluklu kariyeriyle ve yapımlarıyla tanınan Osman Sınav daha sonra Çanakkale, Yemen ve Medine müdafaasını konu eden filmleri çekmek istediğini kaydetti.
- Çobanoğlu: "Aslında sinema evrensel bir dildir"
Etkinliğe katılan Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Şaban Çobanoğlu ise kendisinin filolog ve Türkolog olduğunu söyleyerek, "Sizin sanat eleştirme gücünüze, sinemaya bakış açınıza büyük saygı duyuyorum" dedi.
Filolog ve Türkologların, insanın iç dünyasını ve dış gerçekliği incelediğini kaydeden Çobanoğlu, "Sinema da böyle bir dil yakalar, ya insanın iç dünyasını, psikolojisini, veya dış gerçekliği. Dış gerçeklikle, iç dünyası arasındaki bağı yansıtır. Aslında sinema evrensel bir dildir. Filologlar ve Türkologlar da diller üzerine çalışır ve yeni dilleri araştırırlar. Sanat her türüyle, sinemasıyla, şiiriyle, edebiyatıyla bir bütündür. Birbirinden ayrılması zordur. Sinemanın içinde bu dillerin bir çoğu var" ifadelerini kullandı.
Moderatörlüğünü Suat Köçer'in yaptığı etkinlikte, Yunus Emre Enstitüsü'nün Yaz Okulu etkinliğiyle ilgili video gösterildi.
Bu yıl, 40 ülkeden, yaklaşık 175 kişinin katıldığı Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu, 22 Ağustos'a kadar devam edecek.
Kaynak: AA
Osman Sınav, sanatçı ve sinemacıların dramatik okuma yapmak zorunda olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"İnformatik okumayla sanat doğmaz, sadece bilim yapılır. Bilim adamları informatik okuma metodunu kullanırlar. Sanat yapanlarsa dramatik okuma yaparlar. Çağdaş algıyı yaratan da bu dramatik okuma yöntemidir. Bana göre sanatçı arafta durur. Dramatik okumayı yapmak, arafta durmakla mümkündür. Arafta durmuyorsanız dramatik okuma yapamazsınız."
Söyleşi öncesi "Uzun Hikaye" filmini izleyen öğrencilere, filme ilişkin bilgi veren Sınav, Mustafa Kutlu'nun kitabını 12-13 yıl önce çıktığı zaman okuduğunda, büyük bir heyecanla bu filmi yapmak istediğini söyledi.
Sınav, Uzun Hikaye'nin hicret hikayesi anlatmadığını kaydederek, "İnsan, iyi beslenmediği, kötülük gördüğü bir yerden, iyi beslenebileceği bir yere hicret eder. Hicretin bizim için nimet olan, güzel olan tarafı da odur" dedi.
- En çok Allah'tan destek aldım
Öğrencilerden birinin, kariyeri süresince kimden destek aldığı yönündeki sorusu üzerine Sınav, şunları söyledi:
"En çok Allah'tan destek aldım. Gerçekten de öyle. Kimseden destek görmedim. Sinemacı olmaya karar verdiğim zaman, hayatımda, sinemacı bir tane Allah'ın kulunu tanımıyordum. Ben hiç asistanlık yapamamış, asistanlık yapmadan yönetmenliğe başlamış ikinci kişiyim, Türk sinema tarihinde. Birincisi benim hocam, Metin Erksan'dır. O da hiç asistanlık yapamamış, yazarlık yapmaya ve senaryo yazmaya başlamış. Sonra yönetmenliğe başlamış. Beni kimse asistan olarak almadı. Kimseyi tanımıyordum. Tanışıp teklif ettiğim insanlar da kabul etmediler."
- Tarihi değiştiren insanların bir hayali vardı
Sınav, sinemacı olmak için destek almak gerekmediğini, hayal kurmak gerektiğini söyleyerek, "Siyasi, kültürel ve insanlık tarihini değiştiren herkesin bir hayali vardı. Fatih Sultan Mehmet'in de bir hayali vardı. Mustafa Kemal Atatürk'ün de bir hayali vardı ve bunu söylüyorlardı. Hayallerini stratejilendiriyorlar, doğru hayal ortaklarını yanına alıyorlar ve doğru hayal ortaklarıyla hareket ettiklerinde başarıyorlar. Zaten sizin bir hayaliniz yoksa, başkalarının hayalinin parçası olursunuz. Hayatta sadece bunu yapabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
"Deliyürek", "Kurtlar Vadisi", "Ekmek Teknesi", "Acı Hayat", "Hatasız Kul Olmaz", "Uzun Hikaye" gibi Türk dizi ve film sektöründe klasikleşen yapımları yöneten Sınav, beş sinema filminden oluşan bir paket hayali olduğunu dile getirdi.
Osman Sınav, Osmanlı'nın yıkılışı ve Kurtuluş Savaşı yıllarının başlangıcını konu edeceği 5 filmin ilkinin Abdülhamit Han'a yapılan Yıldız suikastını, ikinci filmin ise Mustafa Kemal Atatürk'ün de dahil olduğu 12 Osmanlı subayının gönüllü olarak katıldığı Trablusgarp Savaşını anlatacağını söyledi.
Türk sineması ve Türk dizi sektöründe uzun soluklu kariyeriyle ve yapımlarıyla tanınan Osman Sınav daha sonra Çanakkale, Yemen ve Medine müdafaasını konu eden filmleri çekmek istediğini kaydetti.
- Çobanoğlu: "Aslında sinema evrensel bir dildir"
Etkinliğe katılan Yunus Emre Enstitüsü Başkan Yardımcısı Şaban Çobanoğlu ise kendisinin filolog ve Türkolog olduğunu söyleyerek, "Sizin sanat eleştirme gücünüze, sinemaya bakış açınıza büyük saygı duyuyorum" dedi.
Filolog ve Türkologların, insanın iç dünyasını ve dış gerçekliği incelediğini kaydeden Çobanoğlu, "Sinema da böyle bir dil yakalar, ya insanın iç dünyasını, psikolojisini, veya dış gerçekliği. Dış gerçeklikle, iç dünyası arasındaki bağı yansıtır. Aslında sinema evrensel bir dildir. Filologlar ve Türkologlar da diller üzerine çalışır ve yeni dilleri araştırırlar. Sanat her türüyle, sinemasıyla, şiiriyle, edebiyatıyla bir bütündür. Birbirinden ayrılması zordur. Sinemanın içinde bu dillerin bir çoğu var" ifadelerini kullandı.
Moderatörlüğünü Suat Köçer'in yaptığı etkinlikte, Yunus Emre Enstitüsü'nün Yaz Okulu etkinliğiyle ilgili video gösterildi.
Bu yıl, 40 ülkeden, yaklaşık 175 kişinin katıldığı Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu, 22 Ağustos'a kadar devam edecek.