CHP'li Koç'tan MHP'ye Eleştiri
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Meclis Başkanlığı seçiminde tutumu nedeniyle MHP’yi eleştirerek, "Ne zaman AKP dara düşse bir şekilde bir siyasi yardım mekanizmasını devreye sokuyorlar. Bu CHP’nin iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmez, CHP için bir yenilgi değil" dedi.
Keçiören Yunus Emre Kültür Merkezi’nde düzenlenen Keçiören İlçe Başkanlığı Danışma Kurulu Toplantısı’na CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, CHP Ankara milletvekilleri Şenal Sarıhan, Murat Emir, Necati Yılmaz, Bülent Kuşoğlu, Nihat Yeşil, CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin ile ilçe başkanları, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu üyeleri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan sürece işaret ederek, "1 aylık bir süre geçti. Bugün tam 4 hafta oldu. Bu süre içerisinde bazı değerlendirmeler oldu. Bu değerlendirmelerden belki en önemlisi 7 Haziran’da verilen mesajın doğru okunmasıydı. Kim tarafından? Siyaset erbabı tarafından, siyasetle uğraşan siyasi partilerimiz tarafından. Biz kendi penceremizden bu mesajı okuduk, seçim gecesinde de parti adına yaptığımız açıklamada bunların altını çizmiştik" dedi.
Koç, 7 Haziran mesajının çok açık ve net olduğunu belirterek, "Seçmen 7 Haziran’da Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını sandıkta devirmiştir. Bu fiili ve hukuki bir tespittir. Yine en önemli mesaj, tek kişiye dayalı baskıcı bir yönetim anlayışını seçmen 7 Haziran’da sandıkta reddetmiştir. Genel okuma bu şekilde" diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN ÜÇ ÖNEMLİ GÖREV NOKTASI"
Seçimlerin ardından yaşanan Meclis Başkanlığı seçimlerini hatırlatan Koç, "7 Haziran mesajı çok, net ortada. Milletin vermediği bir yetkiyi tek başına seçime muhalefet partileri olarak giren partiler 1 Temmuz günü Meclis Başkanlığı’nı Adalet ve Kalkınma Partisi’ne hediye ederek okuyamadığını gösterdiler. Açık ve net" dedi.
Türkiye’nin üç önemli görev noktası olarak "Cumhurbaşkanlığı", "Meclis Başkanlığı" ve "Başbakanlık" makamlarına dikkat çeken Koç, şöyle devam etti:
"Biz kuvvetler birliği değil kuvvetler ayrılığı ilkesini savunduk. Parlamenter demokrasinin güçlendirilmesini, parlamentonun, Meclis’in başkanının vesayet altında olmamasını savunduk, ’Sen mi susturacaksın yoksa gelip ben mi susturayım’ gibi ayar verilecek bir makam olmadığını ifade ettik; önüne gelen muhalefet partilerinin verdiği yazılı soru önergelerini iç tüzüğü ’Bunlar uygun, bunlar uygun değil’ diyerek denetim faaliyetini engellememesi, tüm Meclis’in başkanı olması gerektiğini söyledik. Meclis Başkanı’nın görevleri kapsamında Anayasa’da ve İç Tüzük’te ne yazıyor ise onun uygulanacağı tarafsız bir makam olmasını istedik. Bu doğrultuda ikinci büyük parti olarak adayımızı çıkarttık. Dördüncü turda yaşanan sonuçları hepiniz biliyorsunuz. Bunun üzerine tekrar bir yorum yapmak istemiyorum ama o günkü sekter tutumları, iki numaralı koltuğun devlet gücünü kullanmak için hala çırpınan, milletin sandıkta tek başına esirgediği gücün maalesef yine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin eline verildiğine tanık olduk. Şiddetli eleştiriler, tespitler oldu. Ben de parti sözcüsü olarak tepkilerimizi dile getirdim. Bunları burada tekrar etmeyeceğim. Ama bir savunma mekanizması geliştirmeye çalıştı bazı odaklar, bize dönük ’Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday olarak çıkardığımız Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek verseydiniz o seçilirdi’ dediler. Herkesi basit, matematik kuralları içerisinde düşünmeye davet ediyorum."
"HERKESİ BİRAZ TUTARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM"
CHP artı MHP’nin oylarının Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesi için yeterli olmadığını, bunun için HDP’nin oyuna ihtiyaç olduğunu hatırlatan Koç, "Onu istemem, dışarıdan versin istemem, içeri gelsin istemem.’ Bu mantıkla Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na diyelim HDP oy verdi, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu seçildiği anda istifa mı edeceksiniz. Biraz tutarlı olun. Bunun muhalefetteki bir siyasi parti için savunulacak bir tarafı yoktur" dedi.
"Ne zaman AKP dara düşse bir şekilde bir siyasi yardım mekanizmasını devreye sokuyorlar" diye konuşan Koç, şunları söyledi:
"Bu CHP’nin iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmez, CHP için bir yenilgi değildir. Biz duruşumuzu ortaya koyduk, bugün kamuoyu önünde çeşitli denklemlerle, hesaplamalarla davranışlarını izah etmeye çalışanlar düşünsün. Ne söylediniz kardeşim siz sokakta? ’Ver Bilal’i al iktidarı’ dediniz. Yolsuzluklarla ilgili ağzınıza geleni saydınız. Peki şimdi o yolsuzluk dosyaları geçen dönem Adalet Bakanlığı’ndan Meclis’e gelirken AKP’li Meclis Başkanı’nın nasıl engelleme içinde olduğunu unuttuk mu? Sizler unuttunuz mu? Şimdi siz dolaylı olarak bir AKP’liyi Meclis Başkanlığı’na getirdiğiniz zaman meydanlarda millete verdiğiniz söz nerede kalıyor? Bunun açıklanacak bir tarafı yok."
"BEDAVA PEYNİR ANCAK FARE KAPANINDA BULUNUR"
Bu hafta yaşanması beklenen koalisyon görüşmelerine işaret eden Koç, "Burada herkesin çok emin olması gerekiyor. Sonra söyleyeceğimizi baştan söyleyeyim. Bir halk deyimi vardır, zaman zaman halk deyimleriyle siyaseti yorumlamak daha kolay oluyor. Bedava peynir ancak fare kapanında bulunur. Bunu unutmayın. O yüzden ’Efendi kırmızı plakalara kandılar, şu oldu, bu oldu.’ Öyle bir şey yok. Fare kapanında neyin olduğunu biz biliyoruz" ifadesini kullandı.
"Herkes şunu iyi bilsin, CHP asla bir çözümsüzlüğün adresi olmayacak" diyen Koç, şunları kaydetti:
"Sayın Genel Başkanımız seçimlerden önce de olumlu bir siyaset dili kullanıyordu, bugün de o ve bizler yine olumlu bir siyaset dili kullanmaya devam ediyoruz. Ama CHP’ye karşı yapılan bir haksızlığa karşı da o haksızlığı yapanlara hak ettikleri cevabı verecek kadar Allah’a şükür Türkçemiz var. Sayın Genel Başkanımızın olumlu dil kullanması, ’Efendim CHP koalisyona teşne zaten’ anlamı çıkartacak bir boyut hiç kimsenin aklına getirmesin. İlkelerimiz açık ve net. 7 Haziran öncesinde sosyal ve ekonomik vaatlerde milletimize neler söylediysek CHP’nin görev alacağı bir yapının bunları yerine getirmesi koşulu 14 maddelerimiz içerisinde. Demokrasinin uğradığı zararın ortadan kaldırılması için atılması gereken adımlar yine bu maddelerin içerisinde. Yine çok emin olabilirsiniz, Türkiye’de yaşanan ve çeşitli siyaset sınıfının bulaştığı yolsuzluk iddialarının soruşturulmadan üzerinin geçilmesi, görmezden gelinmesi, unutturulması, CHP’nin sürecin içinde aktif olması gereken bir nokta isteniyorsa asla mümkün değildir. Bu bir devr-i sabık değil ama hesap sorulmayacağı anlamına gelmez. Bu önümüzdeki haftalarda sık sık konuşulacak."
"MEVCUT CUMHURBAŞKANI ’BEDELİ NE OLURSA OLSUN SAVAŞ’ DİYOR"
Medyada bugün Ankara’dan önemli askeri birliklerin Suriye sınırına kaydırıldığı yönünde haberlerin yer aldığını belirten Koç, "Türkiye’de görev alanı, sorumlulukları, yetkileri Anayasa tarafından çizilmiş mevcut Sayın Cumhurbaşkanı ’Bedeli ne olursa olsun savaş’ diyor" dedi.
Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin başına ’yolsuzluk, gelir dağılımı adaletsizliği’ dedik ama Türkiye’nin başına bugün dış politikada yapılan yanlışların ne gibi faturalar getirmekte olduğunu da çok net görüyoruz. CHP’nin başından beri dış politikaya itirazları dikkate alınsaydı, Türkiye bugün çok daha farklı bir düzlemde olabilirdi. ’Bedeli ne olursa olsun savaş.’ Sen kimsin, senin yetkin ne kardeşim, kimin adına sen konuşabiliyorsun? Şu anda yüzde 41,8’i temsil ediyorsunuz, ’Yüzde 52 aldım’ diye çıkma ortaya. ’Efendim o benim seçimim değildi?’ Senin seçimindi, sen çıktın meydana, sen taraf oldun, sen kendini oylattın. Doğru mu? O zaman sen yüzde 40 oyla ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Merkezi mevcut Sayın Başbakan acaba seninle aynı düşüncede mi? CHP olduğu sürece tıpkı 1 Mart 2003’te olduğu gibi hiç kimse Türkiye’yi sonucu belli olmayan, bataklıktan öteye anlam taşımayan hiçbir çatışma sürecinin içine sokamaz. Dün sokamadı, bugün sokamaz, yarın da sokamayacaktır. Bu konuda da özellikle CHP’nin, bu partinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Şu sözünü hiç unutmayalım ki savaş meydanlarından geliyor. Yıllarca normal hayat yaşamamış bir insan. ’Savaş zorunluluk olmadıkça ancak bir cinayettir’ sözü Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü. Onun için Türkiye şu anda kadar yanlış dış politika ile yanı başında bir Peşaver yaratma, yanı başında radikal terör örgütleriyle komşu olma sürecine geldiyse eğer bugün dört beş önemli Ortadoğu ülkesinde büyükelçi makamında temsil edilmiyorsa, eğer Türkiye’nin bu çatışmalı süreçlerde çatışan taraflar arasında bir ağırlığı kalmadıysa o zaman yürütülen dış politika iflas etmiştir. Bu tespiti birçok kişi yapıyor, AKP içinde de birçok kişi yapıyor, şu anda söyleme cesaretleri yok. Ama makul, mantıklı adım atılacak bir yapı Türkiye’nin dış politika alanında da önünü açabilecek, güvenceler getirecek, hem bölgeye barış getirme ihtimalini artıracak hem de Türkiye’nin iç güvenliği çok daha mantıklı, kalıcı hale getirebilecek adımlar atabilir."
"VATAN HAİNLİĞİNE KADAR GİDECEK BOYUTLARI VAR"
"Bedeli ne olursa olsun’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir zaman unutmasın, demokrasilerde güçler ayrılığı vardır" diye konuşan Koç, "7 Haziran’da millet ’Otur sen yerine kardeşim, sınırların içerisinde görev süren bitene kadar görevini yap’ dedi.
Diğer konularda karar almak güçler ayrılığı ilkesi çerçevesinde parlamentonundur ve onun içinden çıkacak yürütme organı hükümetindir. Onun için hele bu savaş naraları iç siyasette ihtiyaca binaen ortaya atılıyor ve sürdürülüyor ise bunun vatan hainliğine kadar gidecek boyutları vardır. Yakında tıkanacak olan iç siyaset ortamının tekrar veya erken genel seçim sürecine sürüklediğinde böyle bir savaşın karar vericisi ve yürütücüsü olarak ’Bedeli ne olursa olsun’ lafına ithaf ederek söylüyorum, ’bana iç politikada böyle bir savaşın getirisi lazım’ mantığından hareket edersek, bunun vatan hainliğine gidecek boyutları olduğunu da bir kere daha hatırlatmak isterim."
CHP’Lİ HALUK KOÇ’TAN MHP’Lİ SEMİH YALÇIN’A "KOLTUK DEĞNEĞİ" CEVABI
Açıklamalarının ardından çıkışta MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın kendisini "İnkılap yobazlarının bugünkü temsilcisi" olarak nitelediği sorusuna cevap veren Koç, "Kendi görüşleri Sayın Semih Yalçın bildiğim kadarıyla değerli bir bilim adamıdır, tarih profesörüdür. Düşüncelerini o şekilde değerlendirmek daha doğru olur" yanıtını verdi.
Haluk Koç, "AK Parti-CHP koalisyonu olası mıdır?" sorusu üzerine, "CHP’nin sürece bakış açışını ortaya koyduk. 14 madde, sosyal, ekonomik vaatler, güçler ayrılığı ilkesinin yaşama geçirilmesi, parlamenter sistemin güçlendirilmesi, demokratik kurum ve kurallardaki tahribatın önlenmesi ve dış politika alanında Türkiye’nin içinde girdiği çıkmazın aşılabilmesi bakımından yapılması gerekenler şeklinde ifade ettim. Demokratik teamüller çerçevesinde herhalde Sayın Davutoğlu görev alacak, geldiğin kendi tespitlerini de yapacak CHP de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da düşüncelerini bu çerçeve içerisinde değerlendirecek" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan sürece işaret ederek, "1 aylık bir süre geçti. Bugün tam 4 hafta oldu. Bu süre içerisinde bazı değerlendirmeler oldu. Bu değerlendirmelerden belki en önemlisi 7 Haziran’da verilen mesajın doğru okunmasıydı. Kim tarafından? Siyaset erbabı tarafından, siyasetle uğraşan siyasi partilerimiz tarafından. Biz kendi penceremizden bu mesajı okuduk, seçim gecesinde de parti adına yaptığımız açıklamada bunların altını çizmiştik" dedi.
Koç, 7 Haziran mesajının çok açık ve net olduğunu belirterek, "Seçmen 7 Haziran’da Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını sandıkta devirmiştir. Bu fiili ve hukuki bir tespittir. Yine en önemli mesaj, tek kişiye dayalı baskıcı bir yönetim anlayışını seçmen 7 Haziran’da sandıkta reddetmiştir. Genel okuma bu şekilde" diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN ÜÇ ÖNEMLİ GÖREV NOKTASI"
Seçimlerin ardından yaşanan Meclis Başkanlığı seçimlerini hatırlatan Koç, "7 Haziran mesajı çok, net ortada. Milletin vermediği bir yetkiyi tek başına seçime muhalefet partileri olarak giren partiler 1 Temmuz günü Meclis Başkanlığı’nı Adalet ve Kalkınma Partisi’ne hediye ederek okuyamadığını gösterdiler. Açık ve net" dedi.
Türkiye’nin üç önemli görev noktası olarak "Cumhurbaşkanlığı", "Meclis Başkanlığı" ve "Başbakanlık" makamlarına dikkat çeken Koç, şöyle devam etti:
"Biz kuvvetler birliği değil kuvvetler ayrılığı ilkesini savunduk. Parlamenter demokrasinin güçlendirilmesini, parlamentonun, Meclis’in başkanının vesayet altında olmamasını savunduk, ’Sen mi susturacaksın yoksa gelip ben mi susturayım’ gibi ayar verilecek bir makam olmadığını ifade ettik; önüne gelen muhalefet partilerinin verdiği yazılı soru önergelerini iç tüzüğü ’Bunlar uygun, bunlar uygun değil’ diyerek denetim faaliyetini engellememesi, tüm Meclis’in başkanı olması gerektiğini söyledik. Meclis Başkanı’nın görevleri kapsamında Anayasa’da ve İç Tüzük’te ne yazıyor ise onun uygulanacağı tarafsız bir makam olmasını istedik. Bu doğrultuda ikinci büyük parti olarak adayımızı çıkarttık. Dördüncü turda yaşanan sonuçları hepiniz biliyorsunuz. Bunun üzerine tekrar bir yorum yapmak istemiyorum ama o günkü sekter tutumları, iki numaralı koltuğun devlet gücünü kullanmak için hala çırpınan, milletin sandıkta tek başına esirgediği gücün maalesef yine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin eline verildiğine tanık olduk. Şiddetli eleştiriler, tespitler oldu. Ben de parti sözcüsü olarak tepkilerimizi dile getirdim. Bunları burada tekrar etmeyeceğim. Ama bir savunma mekanizması geliştirmeye çalıştı bazı odaklar, bize dönük ’Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday olarak çıkardığımız Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek verseydiniz o seçilirdi’ dediler. Herkesi basit, matematik kuralları içerisinde düşünmeye davet ediyorum."
"HERKESİ BİRAZ TUTARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM"
CHP artı MHP’nin oylarının Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesi için yeterli olmadığını, bunun için HDP’nin oyuna ihtiyaç olduğunu hatırlatan Koç, "Onu istemem, dışarıdan versin istemem, içeri gelsin istemem.’ Bu mantıkla Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na diyelim HDP oy verdi, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu seçildiği anda istifa mı edeceksiniz. Biraz tutarlı olun. Bunun muhalefetteki bir siyasi parti için savunulacak bir tarafı yoktur" dedi.
"Ne zaman AKP dara düşse bir şekilde bir siyasi yardım mekanizmasını devreye sokuyorlar" diye konuşan Koç, şunları söyledi:
"Bu CHP’nin iddialarından vazgeçtiği anlamına gelmez, CHP için bir yenilgi değildir. Biz duruşumuzu ortaya koyduk, bugün kamuoyu önünde çeşitli denklemlerle, hesaplamalarla davranışlarını izah etmeye çalışanlar düşünsün. Ne söylediniz kardeşim siz sokakta? ’Ver Bilal’i al iktidarı’ dediniz. Yolsuzluklarla ilgili ağzınıza geleni saydınız. Peki şimdi o yolsuzluk dosyaları geçen dönem Adalet Bakanlığı’ndan Meclis’e gelirken AKP’li Meclis Başkanı’nın nasıl engelleme içinde olduğunu unuttuk mu? Sizler unuttunuz mu? Şimdi siz dolaylı olarak bir AKP’liyi Meclis Başkanlığı’na getirdiğiniz zaman meydanlarda millete verdiğiniz söz nerede kalıyor? Bunun açıklanacak bir tarafı yok."
"BEDAVA PEYNİR ANCAK FARE KAPANINDA BULUNUR"
Bu hafta yaşanması beklenen koalisyon görüşmelerine işaret eden Koç, "Burada herkesin çok emin olması gerekiyor. Sonra söyleyeceğimizi baştan söyleyeyim. Bir halk deyimi vardır, zaman zaman halk deyimleriyle siyaseti yorumlamak daha kolay oluyor. Bedava peynir ancak fare kapanında bulunur. Bunu unutmayın. O yüzden ’Efendi kırmızı plakalara kandılar, şu oldu, bu oldu.’ Öyle bir şey yok. Fare kapanında neyin olduğunu biz biliyoruz" ifadesini kullandı.
"Herkes şunu iyi bilsin, CHP asla bir çözümsüzlüğün adresi olmayacak" diyen Koç, şunları kaydetti:
"Sayın Genel Başkanımız seçimlerden önce de olumlu bir siyaset dili kullanıyordu, bugün de o ve bizler yine olumlu bir siyaset dili kullanmaya devam ediyoruz. Ama CHP’ye karşı yapılan bir haksızlığa karşı da o haksızlığı yapanlara hak ettikleri cevabı verecek kadar Allah’a şükür Türkçemiz var. Sayın Genel Başkanımızın olumlu dil kullanması, ’Efendim CHP koalisyona teşne zaten’ anlamı çıkartacak bir boyut hiç kimsenin aklına getirmesin. İlkelerimiz açık ve net. 7 Haziran öncesinde sosyal ve ekonomik vaatlerde milletimize neler söylediysek CHP’nin görev alacağı bir yapının bunları yerine getirmesi koşulu 14 maddelerimiz içerisinde. Demokrasinin uğradığı zararın ortadan kaldırılması için atılması gereken adımlar yine bu maddelerin içerisinde. Yine çok emin olabilirsiniz, Türkiye’de yaşanan ve çeşitli siyaset sınıfının bulaştığı yolsuzluk iddialarının soruşturulmadan üzerinin geçilmesi, görmezden gelinmesi, unutturulması, CHP’nin sürecin içinde aktif olması gereken bir nokta isteniyorsa asla mümkün değildir. Bu bir devr-i sabık değil ama hesap sorulmayacağı anlamına gelmez. Bu önümüzdeki haftalarda sık sık konuşulacak."
"MEVCUT CUMHURBAŞKANI ’BEDELİ NE OLURSA OLSUN SAVAŞ’ DİYOR"
Medyada bugün Ankara’dan önemli askeri birliklerin Suriye sınırına kaydırıldığı yönünde haberlerin yer aldığını belirten Koç, "Türkiye’de görev alanı, sorumlulukları, yetkileri Anayasa tarafından çizilmiş mevcut Sayın Cumhurbaşkanı ’Bedeli ne olursa olsun savaş’ diyor" dedi.
Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin başına ’yolsuzluk, gelir dağılımı adaletsizliği’ dedik ama Türkiye’nin başına bugün dış politikada yapılan yanlışların ne gibi faturalar getirmekte olduğunu da çok net görüyoruz. CHP’nin başından beri dış politikaya itirazları dikkate alınsaydı, Türkiye bugün çok daha farklı bir düzlemde olabilirdi. ’Bedeli ne olursa olsun savaş.’ Sen kimsin, senin yetkin ne kardeşim, kimin adına sen konuşabiliyorsun? Şu anda yüzde 41,8’i temsil ediyorsunuz, ’Yüzde 52 aldım’ diye çıkma ortaya. ’Efendim o benim seçimim değildi?’ Senin seçimindi, sen çıktın meydana, sen taraf oldun, sen kendini oylattın. Doğru mu? O zaman sen yüzde 40 oyla ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Merkezi mevcut Sayın Başbakan acaba seninle aynı düşüncede mi? CHP olduğu sürece tıpkı 1 Mart 2003’te olduğu gibi hiç kimse Türkiye’yi sonucu belli olmayan, bataklıktan öteye anlam taşımayan hiçbir çatışma sürecinin içine sokamaz. Dün sokamadı, bugün sokamaz, yarın da sokamayacaktır. Bu konuda da özellikle CHP’nin, bu partinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Şu sözünü hiç unutmayalım ki savaş meydanlarından geliyor. Yıllarca normal hayat yaşamamış bir insan. ’Savaş zorunluluk olmadıkça ancak bir cinayettir’ sözü Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü. Onun için Türkiye şu anda kadar yanlış dış politika ile yanı başında bir Peşaver yaratma, yanı başında radikal terör örgütleriyle komşu olma sürecine geldiyse eğer bugün dört beş önemli Ortadoğu ülkesinde büyükelçi makamında temsil edilmiyorsa, eğer Türkiye’nin bu çatışmalı süreçlerde çatışan taraflar arasında bir ağırlığı kalmadıysa o zaman yürütülen dış politika iflas etmiştir. Bu tespiti birçok kişi yapıyor, AKP içinde de birçok kişi yapıyor, şu anda söyleme cesaretleri yok. Ama makul, mantıklı adım atılacak bir yapı Türkiye’nin dış politika alanında da önünü açabilecek, güvenceler getirecek, hem bölgeye barış getirme ihtimalini artıracak hem de Türkiye’nin iç güvenliği çok daha mantıklı, kalıcı hale getirebilecek adımlar atabilir."
"VATAN HAİNLİĞİNE KADAR GİDECEK BOYUTLARI VAR"
"Bedeli ne olursa olsun’ diyen Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir zaman unutmasın, demokrasilerde güçler ayrılığı vardır" diye konuşan Koç, "7 Haziran’da millet ’Otur sen yerine kardeşim, sınırların içerisinde görev süren bitene kadar görevini yap’ dedi.
Diğer konularda karar almak güçler ayrılığı ilkesi çerçevesinde parlamentonundur ve onun içinden çıkacak yürütme organı hükümetindir. Onun için hele bu savaş naraları iç siyasette ihtiyaca binaen ortaya atılıyor ve sürdürülüyor ise bunun vatan hainliğine kadar gidecek boyutları vardır. Yakında tıkanacak olan iç siyaset ortamının tekrar veya erken genel seçim sürecine sürüklediğinde böyle bir savaşın karar vericisi ve yürütücüsü olarak ’Bedeli ne olursa olsun’ lafına ithaf ederek söylüyorum, ’bana iç politikada böyle bir savaşın getirisi lazım’ mantığından hareket edersek, bunun vatan hainliğine gidecek boyutları olduğunu da bir kere daha hatırlatmak isterim."
CHP’Lİ HALUK KOÇ’TAN MHP’Lİ SEMİH YALÇIN’A "KOLTUK DEĞNEĞİ" CEVABI
Açıklamalarının ardından çıkışta MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın kendisini "İnkılap yobazlarının bugünkü temsilcisi" olarak nitelediği sorusuna cevap veren Koç, "Kendi görüşleri Sayın Semih Yalçın bildiğim kadarıyla değerli bir bilim adamıdır, tarih profesörüdür. Düşüncelerini o şekilde değerlendirmek daha doğru olur" yanıtını verdi.
Haluk Koç, "AK Parti-CHP koalisyonu olası mıdır?" sorusu üzerine, "CHP’nin sürece bakış açışını ortaya koyduk. 14 madde, sosyal, ekonomik vaatler, güçler ayrılığı ilkesinin yaşama geçirilmesi, parlamenter sistemin güçlendirilmesi, demokratik kurum ve kurallardaki tahribatın önlenmesi ve dış politika alanında Türkiye’nin içinde girdiği çıkmazın aşılabilmesi bakımından yapılması gerekenler şeklinde ifade ettim. Demokratik teamüller çerçevesinde herhalde Sayın Davutoğlu görev alacak, geldiğin kendi tespitlerini de yapacak CHP de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da düşüncelerini bu çerçeve içerisinde değerlendirecek" ifadelerini kullandı.