HDP Grup Başkanvekili Buldan Açıklaması
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis Başkanlığına başvuracaklarını belirterek, "HDP'ye saldırmayı marifet sayan AKP ve MHP'ye çağrı yapıyoruz. Buyurun cesaretiniz, yüreğiniz, samimiyetiniz varsa tüm dokunulmazlıkları kaldıralım. Yolsuzluk, hırsızlık dosyaları dahil herkesin dosyası açılsın" dedi.
Buldan, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile Meclis'te düzenlediği ortak basın toplantısında, siyasi tarihin ve toplumsal yaşamın ciddi kırılmalarla karşı karşıya olduğu bir sürecin yaşandığını savundu.
"Ülkemiz ne yazık ki 7 Haziran seçim sonuçlarını geçersiz kılarak, kendi diktatörlük rejimini fiili olarak işletmeye çalışan saray devletinin demokrasiyi ve iç barışı tehdit eden darbe uygulamalarıyla karşı karşıyadır. İçinden geçmekte olduğumuz bu sürecin adı sivil bir darbedir" ifadelerini kullanan Buldan, "Bütün devlet kurumlarının saraya bağlandığını" ileri sürdü.
Parlamento, yargı, bürokrasi, siyaset kurumu, medya, özgürlükler, insan hakları ve barışın tehdit altında bulunduğunu iddia eden Buldan, şunları söyledi:
"Korsan saray devleti ve yetkisiz geçici hükümet, ülkeyi çatışmalı bir ortama ve bölgesel bir savaşa doğru sürüklemektedir. Hedefleri, diktatörlük sistemlerini hayata geçirmek, hırsızlık ve yolsuzluk düzenlerini devam ettirmek, karıştıkları suçlardan, kirli işlerden dolayı hesap vermekten kurtulmaktır. Devreye koydukları bu darbe sürecini daha da derinleştirmek için parti kapatmayı gündeme taşıyarak, psikolojik ortamı buna göre hazırlamaya çalışmaktadırlar. Aslında HDP'yi kapatarak, siyaset alanını ve demokratik sistemi tümden kapatmayı hedeflemektedirler. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki parti kapatmayı savunanlar demokrasiden nasibini almamış darbeci zihniyetlerdir. Darbeci zihniyetin bugünkü temsilcileri, milliyetçilerdir, AKP'lilerdir."
Buldan, kendilerinden hesap sorma cüretini gösterenleri ve kendilerini bedel ödetmekle tehdit edenleri uyardıklarını belirterek, "Dünya alem de biliyor ki siz hesap sorma konumunda değil, tam tersine hesap verme durumundasınız. Bu gerçeklikten kaçamazsınız" dedi.
HDP'yi siyasi linç kampanyasının hedefi haline getirenlere de çağrı yaptıklarını anımsatan Buldan, şunları kaydetti:
"Biz korkmuyoruz. Alnımız açık, başımız diktir. Dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak, siyaset yapan bir gelenekten gelmiyoruz. Bedel ödeyen, ama boyun eğmeyen, diz çökmeyen onurlu bir direniş mücadelesinin içerisinden geliyoruz. Eş Genel Başkanımızın dün grup toplantısında yaptığı çağrıda olduğu gibi biz sözümüzün arkasındayız. 80 vekilimizin imzasıyla bu açıklamanın hemen ardından dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için Meclis Başkanlığına başvuruyoruz. Tüm parlamentoya da çağrı yapıyoruz. Gelin 550 vekilin tüm dokunulmazlıklarını kaldıralım. Herkes yaptığının hesabını versin. HDP'ye saldırmayı marifet sayan AKP ve MHP'ye çağrı yapıyoruz. Buyurun cesaretiniz, yüreğiniz, samimiyetiniz varsa tüm dokunulmazlıkları kaldıralım. Yolsuzluk, hırsızlık dosyaları dahil herkesin dosyası açılsın. Cumhurbaşkanına da çağrı yapıyoruz, verilemeyecek bir hesabınızın olmadığını düşünüyorsanız buyurun siz de parlamentoya başvurun ve dokunulmazlığınızın kaldırılmasını isteyin. Cesaretiniz var mı yok mu? Herkes, bütün dünya görsün."
- "Çözüm Süreci ile ilgili ortaya çıkan halk iradesi son derece nettir"-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Buldan, TBMM Genel Kurulu'nun, CHP'nin talebi üzerine "terör" gündemiyle bugün yapacağı olağanüstü toplantıya ilişkin, "HDP olarak bugün, bu olağanüstü toplantının kamuoyuna açık, insanlara, halka açık bir şekilde yapılmasında, tartışılmasında fayda olduğunu düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP'ye yüklenmesinde erken seçim olasılığı konusunda herhangi bir beklenti olduğunu düşünüyor musunuz" sorusu üzerine, "Bütün bu ülkenin içerisine girdiği savaş çıkmazının tek amacı var, o da olası bir erken seçimde HDP'yi baraj altına düşürmek" ifadesini kullandı.
Çözüm Süreci'nde gelinen aşamaya ilişkin soruya da Baluken, "Bizim başından beri Çözüm Süreci'nde referans aldığımız temel şey halkımızın, halklarımızın bu konudaki isteğidir. Çözüm Süreci ile ilgili ortaya çıkan halk iradesi son derece nettir. Özellikle 7 Haziran seçiminde bu sorunların Parlamento çatısı altında müzakere mekanizmaları kullanılarak hızla kalıcı barışa doğru gidilmesiyle ilgili çok güçlü bir mesaj bütün Türkiye sandıklarından çıktı" dedi.
Baluken, ortada büyük bir halk iradesi varken, parti olarak Çözüm Süreci'nin sonuca götürülmesine yönelik çaba içinde olacaklarını belirterek, "HDP olarak bugüne kadar AKP ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşımlarından çok halkın iradesine ve halkın taleplerini esas aldık. Bugün de bulunduğumuz nokta aynıdır" diye konuştu.
Baluken, hiç kimsenin bu süreci bitirme ya da sürece sırtını dönme lüksünün olmadığını da savundu.
Koalisyon görüşmelerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Baluken, "Biz başından beri söylüyoruz, eğer halkın iradesini esas alacaksak halk 7 Haziran'da bir koalisyonun kurulması gerektiği mesajını çok net olarak sandıklara yansıttı" yanıtını verdi.
HDP'nin belirlemiş olduğu ilkeleri de kapsayacak ülkenin temel sorunlarını çözmeyi amaçlayan esaslı bir programla kamuoyu önüne gelecek her türlü formüle destek sunabileceklerine ilişkin görüşlerini de hatırlatan Baluken, "Ama başından hükümet kurma yetkisini Başbakan'a verme konusunda süreci geciktiren, koalisyon arayışlarıyla ilgili bütün süreçleri toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışan, erken seçim arayışlarını her fırsatta kamuoyunun gündemine getiren Cumhurbaşkanı, bu koalisyon seçeneğinin hayata geçmesini istemiyor, bu son derece nettir" görüşünü paylaştı.
- "O okunan metin neydi peki"
Bir gazetecinin "Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Dolmabahçe'de bir mutabakat yok' diyor" demesi üzerine HDP Grup Başkanvekili Buldan, "O okunan metin neydi peki" diye sordu?
Baluken ise aynı soruya,"Ortada bir mutabakatın olmadığını söylemek her şeyden önce kendi emeğini inkar etmek anlamına gelir" karşılığını verdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendileriyle yaptığı görüşmelerdeki Çözüm Süreci'ne ilişkin değerlendirmeleri sorulan Baluken, şöyle konuştu:
"Başbakan'ın hem bizimle yapmış olduğu görüşmelerde hem de birkaç gün önce yapmış olduğu açıklamalarda Çözüm Süreci'nin devam etmesiyle ilgili ifade ettiği hususlar son derece nettir. Başbakan eğer gerçekten yetkili bir Başbakan ise çıkıp birkaç gün önce kamuoyuna açıklamış olduğu o iradenin arkasında olup olmadığını ifade etmek zorundadır. Cumhurbaşkanı'nın söylemleriyle sağa sola savrulan, kendi iradesinden vazgeçen, ortaya koyduğu söyleme sahip çıkmayan bir başbakan, her şeyden önce en büyük haksızlığı kendisine yapmış olan yetkisiz bir Başbakan olarak kamuoyunda değerlendirilir. Bizimle yaptığı görüşmede de Çözüm Süreci'nin devam etmesi gerektiğiyle ilgili çok açık ve net cümlelerle konuştu."
Kaynak: AA
"Ülkemiz ne yazık ki 7 Haziran seçim sonuçlarını geçersiz kılarak, kendi diktatörlük rejimini fiili olarak işletmeye çalışan saray devletinin demokrasiyi ve iç barışı tehdit eden darbe uygulamalarıyla karşı karşıyadır. İçinden geçmekte olduğumuz bu sürecin adı sivil bir darbedir" ifadelerini kullanan Buldan, "Bütün devlet kurumlarının saraya bağlandığını" ileri sürdü.
Parlamento, yargı, bürokrasi, siyaset kurumu, medya, özgürlükler, insan hakları ve barışın tehdit altında bulunduğunu iddia eden Buldan, şunları söyledi:
"Korsan saray devleti ve yetkisiz geçici hükümet, ülkeyi çatışmalı bir ortama ve bölgesel bir savaşa doğru sürüklemektedir. Hedefleri, diktatörlük sistemlerini hayata geçirmek, hırsızlık ve yolsuzluk düzenlerini devam ettirmek, karıştıkları suçlardan, kirli işlerden dolayı hesap vermekten kurtulmaktır. Devreye koydukları bu darbe sürecini daha da derinleştirmek için parti kapatmayı gündeme taşıyarak, psikolojik ortamı buna göre hazırlamaya çalışmaktadırlar. Aslında HDP'yi kapatarak, siyaset alanını ve demokratik sistemi tümden kapatmayı hedeflemektedirler. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki parti kapatmayı savunanlar demokrasiden nasibini almamış darbeci zihniyetlerdir. Darbeci zihniyetin bugünkü temsilcileri, milliyetçilerdir, AKP'lilerdir."
Buldan, kendilerinden hesap sorma cüretini gösterenleri ve kendilerini bedel ödetmekle tehdit edenleri uyardıklarını belirterek, "Dünya alem de biliyor ki siz hesap sorma konumunda değil, tam tersine hesap verme durumundasınız. Bu gerçeklikten kaçamazsınız" dedi.
HDP'yi siyasi linç kampanyasının hedefi haline getirenlere de çağrı yaptıklarını anımsatan Buldan, şunları kaydetti:
"Biz korkmuyoruz. Alnımız açık, başımız diktir. Dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak, siyaset yapan bir gelenekten gelmiyoruz. Bedel ödeyen, ama boyun eğmeyen, diz çökmeyen onurlu bir direniş mücadelesinin içerisinden geliyoruz. Eş Genel Başkanımızın dün grup toplantısında yaptığı çağrıda olduğu gibi biz sözümüzün arkasındayız. 80 vekilimizin imzasıyla bu açıklamanın hemen ardından dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için Meclis Başkanlığına başvuruyoruz. Tüm parlamentoya da çağrı yapıyoruz. Gelin 550 vekilin tüm dokunulmazlıklarını kaldıralım. Herkes yaptığının hesabını versin. HDP'ye saldırmayı marifet sayan AKP ve MHP'ye çağrı yapıyoruz. Buyurun cesaretiniz, yüreğiniz, samimiyetiniz varsa tüm dokunulmazlıkları kaldıralım. Yolsuzluk, hırsızlık dosyaları dahil herkesin dosyası açılsın. Cumhurbaşkanına da çağrı yapıyoruz, verilemeyecek bir hesabınızın olmadığını düşünüyorsanız buyurun siz de parlamentoya başvurun ve dokunulmazlığınızın kaldırılmasını isteyin. Cesaretiniz var mı yok mu? Herkes, bütün dünya görsün."
- "Çözüm Süreci ile ilgili ortaya çıkan halk iradesi son derece nettir"-
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Buldan, TBMM Genel Kurulu'nun, CHP'nin talebi üzerine "terör" gündemiyle bugün yapacağı olağanüstü toplantıya ilişkin, "HDP olarak bugün, bu olağanüstü toplantının kamuoyuna açık, insanlara, halka açık bir şekilde yapılmasında, tartışılmasında fayda olduğunu düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP'ye yüklenmesinde erken seçim olasılığı konusunda herhangi bir beklenti olduğunu düşünüyor musunuz" sorusu üzerine, "Bütün bu ülkenin içerisine girdiği savaş çıkmazının tek amacı var, o da olası bir erken seçimde HDP'yi baraj altına düşürmek" ifadesini kullandı.
Çözüm Süreci'nde gelinen aşamaya ilişkin soruya da Baluken, "Bizim başından beri Çözüm Süreci'nde referans aldığımız temel şey halkımızın, halklarımızın bu konudaki isteğidir. Çözüm Süreci ile ilgili ortaya çıkan halk iradesi son derece nettir. Özellikle 7 Haziran seçiminde bu sorunların Parlamento çatısı altında müzakere mekanizmaları kullanılarak hızla kalıcı barışa doğru gidilmesiyle ilgili çok güçlü bir mesaj bütün Türkiye sandıklarından çıktı" dedi.
Baluken, ortada büyük bir halk iradesi varken, parti olarak Çözüm Süreci'nin sonuca götürülmesine yönelik çaba içinde olacaklarını belirterek, "HDP olarak bugüne kadar AKP ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşımlarından çok halkın iradesine ve halkın taleplerini esas aldık. Bugün de bulunduğumuz nokta aynıdır" diye konuştu.
Baluken, hiç kimsenin bu süreci bitirme ya da sürece sırtını dönme lüksünün olmadığını da savundu.
Koalisyon görüşmelerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Baluken, "Biz başından beri söylüyoruz, eğer halkın iradesini esas alacaksak halk 7 Haziran'da bir koalisyonun kurulması gerektiği mesajını çok net olarak sandıklara yansıttı" yanıtını verdi.
HDP'nin belirlemiş olduğu ilkeleri de kapsayacak ülkenin temel sorunlarını çözmeyi amaçlayan esaslı bir programla kamuoyu önüne gelecek her türlü formüle destek sunabileceklerine ilişkin görüşlerini de hatırlatan Baluken, "Ama başından hükümet kurma yetkisini Başbakan'a verme konusunda süreci geciktiren, koalisyon arayışlarıyla ilgili bütün süreçleri toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışan, erken seçim arayışlarını her fırsatta kamuoyunun gündemine getiren Cumhurbaşkanı, bu koalisyon seçeneğinin hayata geçmesini istemiyor, bu son derece nettir" görüşünü paylaştı.
- "O okunan metin neydi peki"
Bir gazetecinin "Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Dolmabahçe'de bir mutabakat yok' diyor" demesi üzerine HDP Grup Başkanvekili Buldan, "O okunan metin neydi peki" diye sordu?
Baluken ise aynı soruya,"Ortada bir mutabakatın olmadığını söylemek her şeyden önce kendi emeğini inkar etmek anlamına gelir" karşılığını verdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kendileriyle yaptığı görüşmelerdeki Çözüm Süreci'ne ilişkin değerlendirmeleri sorulan Baluken, şöyle konuştu:
"Başbakan'ın hem bizimle yapmış olduğu görüşmelerde hem de birkaç gün önce yapmış olduğu açıklamalarda Çözüm Süreci'nin devam etmesiyle ilgili ifade ettiği hususlar son derece nettir. Başbakan eğer gerçekten yetkili bir Başbakan ise çıkıp birkaç gün önce kamuoyuna açıklamış olduğu o iradenin arkasında olup olmadığını ifade etmek zorundadır. Cumhurbaşkanı'nın söylemleriyle sağa sola savrulan, kendi iradesinden vazgeçen, ortaya koyduğu söyleme sahip çıkmayan bir başbakan, her şeyden önce en büyük haksızlığı kendisine yapmış olan yetkisiz bir Başbakan olarak kamuoyunda değerlendirilir. Bizimle yaptığı görüşmede de Çözüm Süreci'nin devam etmesi gerektiğiyle ilgili çok açık ve net cümlelerle konuştu."