Bitlis'teki Sağlık Personellerinden Basın Açıklaması
Bitlis Devlet Hastanesi’nde görevli sağlık personelleri, arefe gününde hasta yakınları tarafından yapılan saldırıyı kınamak için basın açıklaması yaptılar.
Hastanenin acil servisi önünde toplanan sağlık personelleri, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundular. Yoğun bakımda görev yapan hemşirelere hasta yakınları tarafından yapılan saldırı ve hakareti kınamak için bir araya gelen sağlık personelleri, bu tür olayların artık son bulmasını istediler. Amaçlarının sadece Bitlis halkına hizmet etmek olduklarını belirten Sağlık Memuru Erol Öndaş, fedakar ve özverili şekilde işini yapmaya çalışan yoğun bakımda görevli hemşire arkadaşlarına, kendini bilmez onlarca kişinin saldırdığını ve kendilerinin bu hiçbir şekilde ne saldırıyı ne de hakareti hak etmediklerini söyledi.
Yoğun bakımdaki hastanın ne kaçak elektrik çarpmasında ne de kalbinin durmasında hiç bir sağlık çalışanının bir katkısı olmadığını ifade eden Öndaş, “Bilakis hastanın duran kalbi yoğun gayretler sonucu yeniden çalıştırılarak hayata döndürülmüş ve tedavilerinin devamı için en uygun ortam olan görevlilerle hasta haricinde hiç kimsenin girmemesi gereken yoğun bakıma alınmıştır. Söz konusu hastanın yakınlarına aralıksız bir şekilde sürekli hastanın sağlık durumu hakkında bilgi verilmesine rağmen hasta yakınları doyumsuz bir şekilde diğer hastalarında sağlıklarını tehlikeye atarak yoğun bakım kapılarını zorla açarak yaklaşık 40 kişi yoğun bakım servisine zorla girmişlerdir. Görevli arkadaşımızı acımaksızca darp etmiş, diğer görevli arkadaşlarımıza ağır hakaretlerde bulunmuşlardır. Serviste kullanılan araç gereçlere zarar verip, kapı camlarını dahi kırmışlardır. Böyle bir durumda hiç bir şekilde yoğun bakımda olmaması gereken görevli harici ve bu sayıdaki bir kalabalığın içerde oluşturduğu arbede esnasında başka bir hastanın hayati risk yaşaması ve hayatını kaybetmesi halinde bunun sorumlusu kim ya da kimler olacağı bellidir” şeklinde konuştu.
Öndaş, hastanede insanların sağlığını en üst seviyede devam ettirmelerini amaçladıklarını ve kendilerinin de bu amaçla en iyi şekilde hizmet verdiklerini söyledi.
Öndaş, “Hal böyle iken kendini bilmez bir şekilde ve nedeni bilinmeyen bir öfke ile bu durumun acısını sadece orada hastaların tedavisinde görevli bir sağlık çalışanını acımasızca kadın erkek demeden hep birlikte darp etmek hangi akla, mantığa, vicdana sığar? Biz sağlık çalışanları 7/24 saat halkımızın mutluluğu ve sağlığı için görev yapmaktayız. Ailemiz ve çocuklarımızdan ayrı kalarak hasta ve hasta yakınlarımızı görmekte onların dertlerine çare olmak için çaba harcamaktayız. Fakat elimizde sihirli bir değnek varmış gibi anında tüm dertlerine çözüm bulmalarını istemektedirler. Birçok hasta ve yakınlarının gözünde dışarıdaki şarlatan, kırıkçı ve çıkıkçı olarak bilinen yerli hekimler kadar değerimiz olmamaktadır. Bunun yanında son yıllarda sağlıktaki değişimle birlikte çalışanlar daha çok ezilmekte daha çok şiddete maruz kalmaktadır. Şiddete uğrayan çalışanlara baskı uygulanarak davacı ve şikayetçi olmaları engellenmektedir. Son yaşadığımız şiddet olayında gördüğümüz gibi dayak yiyen, hakarete uğrayan ve suçlu ilan edilen yine sağlık çalışanı olmuştur. Onlarca kişinin saldırısına uğraması kamera kayıtlarında alenen ortadayken özür dilemesi istenen yine sağlık çalışanı olmuştur. Artık kimseden yaptığımız iş için teşekkür bile beklemiyor, aksine teşhis ve tedavilerinde bulunduğumuz hasta ya da yakınlarının saldırılarına uğramamak için deyim yerinde ise dua ediyoruz. İstediğimiz tek şey burada hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan sağlık çalışanlarına fiziki ve sözlü şiddetin son bulmasıdır. Sağlık çalışanları emeğinin karşılığını tam anlamıyla alamazken, bir kuruş vergi dahi vermeyen yeşil kart sahibi insanların ‘maaşını ben veriyorum, benim vergilerimle karnını doyuruyorsun’ gibi laflarından bıktık. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete set çekecek, bu şekilde sürekli artarak devam eden kör şiddetin önüne geçilecek önlemlerin bir an önce alınması ve hayata geçirilmesini beklemekteyiz. Fedakar personelimize uygulanan şiddetin bir daha olmamasını temenni ederek şiddetle kınıyor, bu olayın takipçisi olacağımızı tüm kamu ile paylaşıyoruz” diye konuştu.
Açıklamanın ardın toplanan sağlık personeli tekrardan görevlerinin başına döndüler.
Kaynak: İHA
Yoğun bakımdaki hastanın ne kaçak elektrik çarpmasında ne de kalbinin durmasında hiç bir sağlık çalışanının bir katkısı olmadığını ifade eden Öndaş, “Bilakis hastanın duran kalbi yoğun gayretler sonucu yeniden çalıştırılarak hayata döndürülmüş ve tedavilerinin devamı için en uygun ortam olan görevlilerle hasta haricinde hiç kimsenin girmemesi gereken yoğun bakıma alınmıştır. Söz konusu hastanın yakınlarına aralıksız bir şekilde sürekli hastanın sağlık durumu hakkında bilgi verilmesine rağmen hasta yakınları doyumsuz bir şekilde diğer hastalarında sağlıklarını tehlikeye atarak yoğun bakım kapılarını zorla açarak yaklaşık 40 kişi yoğun bakım servisine zorla girmişlerdir. Görevli arkadaşımızı acımaksızca darp etmiş, diğer görevli arkadaşlarımıza ağır hakaretlerde bulunmuşlardır. Serviste kullanılan araç gereçlere zarar verip, kapı camlarını dahi kırmışlardır. Böyle bir durumda hiç bir şekilde yoğun bakımda olmaması gereken görevli harici ve bu sayıdaki bir kalabalığın içerde oluşturduğu arbede esnasında başka bir hastanın hayati risk yaşaması ve hayatını kaybetmesi halinde bunun sorumlusu kim ya da kimler olacağı bellidir” şeklinde konuştu.
Öndaş, hastanede insanların sağlığını en üst seviyede devam ettirmelerini amaçladıklarını ve kendilerinin de bu amaçla en iyi şekilde hizmet verdiklerini söyledi.
Öndaş, “Hal böyle iken kendini bilmez bir şekilde ve nedeni bilinmeyen bir öfke ile bu durumun acısını sadece orada hastaların tedavisinde görevli bir sağlık çalışanını acımasızca kadın erkek demeden hep birlikte darp etmek hangi akla, mantığa, vicdana sığar? Biz sağlık çalışanları 7/24 saat halkımızın mutluluğu ve sağlığı için görev yapmaktayız. Ailemiz ve çocuklarımızdan ayrı kalarak hasta ve hasta yakınlarımızı görmekte onların dertlerine çare olmak için çaba harcamaktayız. Fakat elimizde sihirli bir değnek varmış gibi anında tüm dertlerine çözüm bulmalarını istemektedirler. Birçok hasta ve yakınlarının gözünde dışarıdaki şarlatan, kırıkçı ve çıkıkçı olarak bilinen yerli hekimler kadar değerimiz olmamaktadır. Bunun yanında son yıllarda sağlıktaki değişimle birlikte çalışanlar daha çok ezilmekte daha çok şiddete maruz kalmaktadır. Şiddete uğrayan çalışanlara baskı uygulanarak davacı ve şikayetçi olmaları engellenmektedir. Son yaşadığımız şiddet olayında gördüğümüz gibi dayak yiyen, hakarete uğrayan ve suçlu ilan edilen yine sağlık çalışanı olmuştur. Onlarca kişinin saldırısına uğraması kamera kayıtlarında alenen ortadayken özür dilemesi istenen yine sağlık çalışanı olmuştur. Artık kimseden yaptığımız iş için teşekkür bile beklemiyor, aksine teşhis ve tedavilerinde bulunduğumuz hasta ya da yakınlarının saldırılarına uğramamak için deyim yerinde ise dua ediyoruz. İstediğimiz tek şey burada hizmet etmekten başka bir gayesi olmayan sağlık çalışanlarına fiziki ve sözlü şiddetin son bulmasıdır. Sağlık çalışanları emeğinin karşılığını tam anlamıyla alamazken, bir kuruş vergi dahi vermeyen yeşil kart sahibi insanların ‘maaşını ben veriyorum, benim vergilerimle karnını doyuruyorsun’ gibi laflarından bıktık. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete set çekecek, bu şekilde sürekli artarak devam eden kör şiddetin önüne geçilecek önlemlerin bir an önce alınması ve hayata geçirilmesini beklemekteyiz. Fedakar personelimize uygulanan şiddetin bir daha olmamasını temenni ederek şiddetle kınıyor, bu olayın takipçisi olacağımızı tüm kamu ile paylaşıyoruz” diye konuştu.
Açıklamanın ardın toplanan sağlık personeli tekrardan görevlerinin başına döndüler.