Güneydoğu, Ekonomide Terör Baskısından Kurtulmak İstiyor
Güneydoğu Anadolu bölgesi, terör baskısından kurtularak, yatırım, üretim ve ihracatta söz sahibi olmak istiyor.
Ticari potansiyelini terör olayları ve çatışmalı ortam nedeniyle yeterince yansıtamayan Güneydoğu Anadolu bölgesi yatırımı akamete uğrayan çatışmalı ortamı daimi sona erdirecek Çözüm Süreci'nin barışla sonuçlanmasını istiyor.
Huzur ortamıyla sağlanacak üretim ve yatırımlarla işsizliği, zorunlu göçü sona erdirerek makus talihini yenmeyi bekleyen bölge, ülkenin önemli bir ticaret merkezi olmayı hedefliyor.
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, huzur ve güvenin olmadığı bölgeye yatırım yapılmasının mümkün olmadığını belirterek, Çözüm Süreci'nin olumlu sonuçlanmasının bölgede sanayiye ve ticari gelişmelere önemli katkılar sunacağını söyledi.
"1980'li yıllardan bu yana bölgeye ciddi teşvikler verildi ancak bunlar yatırıma dönüşmedi, dönüşemedi. Bölgedeki sivil toplum kuruluşları bu sorunun çözümü için ön ayak olmalıdır. Yoksa istediğiniz kadar teşvik verin, kimse yatırım yapmaz" diyen Çıkmaz, sermayenin korkak ve ürkek olduğunu vurguladı.
- "Terör, Güneydoğu'da üretimi, ticareti, ihracatı olumsuz etkiledi"
Çıkmaz, "Terör, 30 yıldır Güneydoğu'da üretimi, ticareti, ihracatı olumsuz etkiledi. Biz bu bölgeye yatırım yapılmasını, fabrika bacalarından dumanların tütmesini istiyoruz" dedi.
"Geçen yıl bölge 11 milyar dolarlık ihracat yaptı, terör olaylarının son bulmasıyla bu rakam 33 milyar dolara çıkabilir" ifadesini kullanan Çıkmaz, ihracat rakamlarında geçen yıllara oranla düşüş yaşandığını dile getirdi.
Çıkmaz, şöyle konuştu:
"Yılın ilk 6 ayında düşüş, haziranda ise önceki aya oranla ihracatta artış yaşandı. Ancak ihracat rakamları istenilen seviyede değil. Özellikle son bir yıldır istenilen seviyeyi yakalayamıyoruz. Avrupa Birliği'ndeki kriz, Yunanistan krizi, Libya'da hükümetin kurulamaması, Ortadoğu ve Suriye'deki iç savaşlar, Mısır'la yaşanan sorunlar ihracattaki düşüşün diğer nedenleridir."
- "Teknolojisi yüksek yatırımlar yapmamız gerekiyor"
Çıkmaz, Güneydoğu'dan en fazla ihracat yapılan ülkelerin başında Irak'ın geldiğine işaret ederek, buradaki ihracat verilerinde de gerileme olduğunu ancak buna rağmen Irak'ın bölgenin önemli ticaret partneri olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için teknolojisi yüksek yatırımlara ağırlık vermesi gerektiğine dikkati çeken Çıkmaz, şunları kaydetti:
"Ülke olarak 2023 hedeflerini yakalamak istiyorsak teknolojisi yüksek yatırımlar yapmamız gerekiyor. Bunlar da hükümet politikasıyla sağlanabilir. Geleneksel ihracat ürünleriyle buraya kadar gelebiliriz. Artık teknolojisi yüksek ürünler ihraç etmemiz gerekiyor."
- "Çatışma ortam bölgeyi gün geçtikçe geriye götürdü"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar da Osmanlı döneminden Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar Diyarbakır'ın önemli bir ticaret merkezi olduğunu, 1927 yılında hazırlanan sanayi envanterinde Diyarbakır'ın Türkiye'nin ticaret açısından en büyük üçüncü kenti olarak yer aldığını belirtti.
Diyarbakır'ın o dönemde özellikle sanat gerektiren alanlarda ülkeye yön veren pozisyonda olduğunu aktaran Sayar, "Kentin İpekyolu üzerinde bulunuyor olmasının da bunda etkisi büyük. Daha sonra Diyarbakır ve bölgesi, sosyo-ekonomik olarak 67. sıraya geriledi. Bunda çatışmalı ortam ve bölgenin bu nedenle ihmal edilmesi etkili oldu" şeklinde konuştu.
Sayar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çatışmalı ortam nedeniyle bölgede yatırım ihmal edildi. Kimse bölgeye ilgi göstermedi. Bu ortamda terör olayları daha da arttı. Özellikle son 30 yıldaki çatışma ortam bölgeyi gün geçtikçe geriye götürdü. Ticaretin doğasında, güven, barış ve istikrar var. Bunların olduğu yerde ticaret büyür ve gelişir. Son 30 yılda bu çatışmalı ortam, bir taraftan insanların köyden kente göç etmek zorunda kalmalarına, diğer taraftan yatırımcıların bölgeden uzaklaşmasına, böylelikle sermayenin gitmesine neden oldu. Barış ortamı olmayınca mevcut yatırımcı işini geliştiremedi, dışarıdaki yatırımcı da iş yapma olanağı bulamadı. Bu da sanayinin, ticaretin, üretimin ve ihracatın gelişmesini engelledi, işsizliği arttırdı."
- "Kalıcı barış ekonomik büyümeyi etkileyecek"
Çözüm Süreci'nin önemine değinen Sayar, terör ortamının ülke ve bölgeye kayıplar yaşattığını, teröre harcanan paranın yüzde 10'u ile bölge altyapısının tamamlanmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Teröre yıllardır trilyonlarca para harcandığını anlatan Sayar, "Bugüne kadar yapılan harcamaların yüzde 10'u ile geri kalmışlık makası kapanacak. Böylelikle bölge yatırımcılar için cazip hale gelecek" dedi.
Yatırımcının bölgeye yatırım için kalıcı barışı beklediğini kaydeden Sayar, şöyle konuştu:
"Gaziantep, Adana ve Kahramanmaraş gibi iller 1990'lı yıllarda dönemin avantajlarını iyi kullanan şehirler. Altyapılarını bu dönemde oluşturdular ve hükümetin de buraya yüksek yatırımları oldu. Diyarbakır çatışma ortamdan en fazla etkilenen şehir. Bu sebeple yatırımcı gelmedi. Kalıcı barış sağlanırsa yatırımlar buraya gelecek. Çünkü burası Ortadoğu'ya özellikle Irak'a daha yakın ve lojistik potansiyeli olan bir il ayrıca teşvik paketinde de avantajlı durumda."
Barış ortamının ekonomik büyümeyi sağlayacağını vurgulayan Sayar, kalıcı bir barışın sağlanmasıyla bölge ve ülke ekonomisinin hedeflerine ulaşabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Huzur ortamıyla sağlanacak üretim ve yatırımlarla işsizliği, zorunlu göçü sona erdirerek makus talihini yenmeyi bekleyen bölge, ülkenin önemli bir ticaret merkezi olmayı hedefliyor.
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, huzur ve güvenin olmadığı bölgeye yatırım yapılmasının mümkün olmadığını belirterek, Çözüm Süreci'nin olumlu sonuçlanmasının bölgede sanayiye ve ticari gelişmelere önemli katkılar sunacağını söyledi.
"1980'li yıllardan bu yana bölgeye ciddi teşvikler verildi ancak bunlar yatırıma dönüşmedi, dönüşemedi. Bölgedeki sivil toplum kuruluşları bu sorunun çözümü için ön ayak olmalıdır. Yoksa istediğiniz kadar teşvik verin, kimse yatırım yapmaz" diyen Çıkmaz, sermayenin korkak ve ürkek olduğunu vurguladı.
- "Terör, Güneydoğu'da üretimi, ticareti, ihracatı olumsuz etkiledi"
Çıkmaz, "Terör, 30 yıldır Güneydoğu'da üretimi, ticareti, ihracatı olumsuz etkiledi. Biz bu bölgeye yatırım yapılmasını, fabrika bacalarından dumanların tütmesini istiyoruz" dedi.
"Geçen yıl bölge 11 milyar dolarlık ihracat yaptı, terör olaylarının son bulmasıyla bu rakam 33 milyar dolara çıkabilir" ifadesini kullanan Çıkmaz, ihracat rakamlarında geçen yıllara oranla düşüş yaşandığını dile getirdi.
Çıkmaz, şöyle konuştu:
"Yılın ilk 6 ayında düşüş, haziranda ise önceki aya oranla ihracatta artış yaşandı. Ancak ihracat rakamları istenilen seviyede değil. Özellikle son bir yıldır istenilen seviyeyi yakalayamıyoruz. Avrupa Birliği'ndeki kriz, Yunanistan krizi, Libya'da hükümetin kurulamaması, Ortadoğu ve Suriye'deki iç savaşlar, Mısır'la yaşanan sorunlar ihracattaki düşüşün diğer nedenleridir."
- "Teknolojisi yüksek yatırımlar yapmamız gerekiyor"
Çıkmaz, Güneydoğu'dan en fazla ihracat yapılan ülkelerin başında Irak'ın geldiğine işaret ederek, buradaki ihracat verilerinde de gerileme olduğunu ancak buna rağmen Irak'ın bölgenin önemli ticaret partneri olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşılabilmesi için teknolojisi yüksek yatırımlara ağırlık vermesi gerektiğine dikkati çeken Çıkmaz, şunları kaydetti:
"Ülke olarak 2023 hedeflerini yakalamak istiyorsak teknolojisi yüksek yatırımlar yapmamız gerekiyor. Bunlar da hükümet politikasıyla sağlanabilir. Geleneksel ihracat ürünleriyle buraya kadar gelebiliriz. Artık teknolojisi yüksek ürünler ihraç etmemiz gerekiyor."
- "Çatışma ortam bölgeyi gün geçtikçe geriye götürdü"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar da Osmanlı döneminden Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar Diyarbakır'ın önemli bir ticaret merkezi olduğunu, 1927 yılında hazırlanan sanayi envanterinde Diyarbakır'ın Türkiye'nin ticaret açısından en büyük üçüncü kenti olarak yer aldığını belirtti.
Diyarbakır'ın o dönemde özellikle sanat gerektiren alanlarda ülkeye yön veren pozisyonda olduğunu aktaran Sayar, "Kentin İpekyolu üzerinde bulunuyor olmasının da bunda etkisi büyük. Daha sonra Diyarbakır ve bölgesi, sosyo-ekonomik olarak 67. sıraya geriledi. Bunda çatışmalı ortam ve bölgenin bu nedenle ihmal edilmesi etkili oldu" şeklinde konuştu.
Sayar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çatışmalı ortam nedeniyle bölgede yatırım ihmal edildi. Kimse bölgeye ilgi göstermedi. Bu ortamda terör olayları daha da arttı. Özellikle son 30 yıldaki çatışma ortam bölgeyi gün geçtikçe geriye götürdü. Ticaretin doğasında, güven, barış ve istikrar var. Bunların olduğu yerde ticaret büyür ve gelişir. Son 30 yılda bu çatışmalı ortam, bir taraftan insanların köyden kente göç etmek zorunda kalmalarına, diğer taraftan yatırımcıların bölgeden uzaklaşmasına, böylelikle sermayenin gitmesine neden oldu. Barış ortamı olmayınca mevcut yatırımcı işini geliştiremedi, dışarıdaki yatırımcı da iş yapma olanağı bulamadı. Bu da sanayinin, ticaretin, üretimin ve ihracatın gelişmesini engelledi, işsizliği arttırdı."
- "Kalıcı barış ekonomik büyümeyi etkileyecek"
Çözüm Süreci'nin önemine değinen Sayar, terör ortamının ülke ve bölgeye kayıplar yaşattığını, teröre harcanan paranın yüzde 10'u ile bölge altyapısının tamamlanmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Teröre yıllardır trilyonlarca para harcandığını anlatan Sayar, "Bugüne kadar yapılan harcamaların yüzde 10'u ile geri kalmışlık makası kapanacak. Böylelikle bölge yatırımcılar için cazip hale gelecek" dedi.
Yatırımcının bölgeye yatırım için kalıcı barışı beklediğini kaydeden Sayar, şöyle konuştu:
"Gaziantep, Adana ve Kahramanmaraş gibi iller 1990'lı yıllarda dönemin avantajlarını iyi kullanan şehirler. Altyapılarını bu dönemde oluşturdular ve hükümetin de buraya yüksek yatırımları oldu. Diyarbakır çatışma ortamdan en fazla etkilenen şehir. Bu sebeple yatırımcı gelmedi. Kalıcı barış sağlanırsa yatırımlar buraya gelecek. Çünkü burası Ortadoğu'ya özellikle Irak'a daha yakın ve lojistik potansiyeli olan bir il ayrıca teşvik paketinde de avantajlı durumda."
Barış ortamının ekonomik büyümeyi sağlayacağını vurgulayan Sayar, kalıcı bir barışın sağlanmasıyla bölge ve ülke ekonomisinin hedeflerine ulaşabileceğini sözlerine ekledi.