Davutoğlu'ndan önemli açıklamalar
Başbakan Davutoğlu, Bosna Hersek dönüşü uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu iki günlük Bosna Hersek ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, koalisyon görüşmelerinin ilk turuna ilişkin bir soru üzerine, 'keşke dört lider bir arada bir iftar yapabilsek' dedi.
Davutoğlu, Erdoğan'la aralarında görüş ayrılığı var iddialarına ise 'Görüş ayrılıkları, farklı kanaatleri olabilir Cumhurbaşkanımızla aramızda ama bu hiçbir zaman ülke çıkarının önüne geçmez ne onda ne de bende.' dedi.
Davutoğlu CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli'nin seçimden bu yana koalisyona ilişkin birbirinden farklı açıklamalarını değerlendirdi. Davutoğlu, 'blok', 'koalisyonun parçası olmayacağım', 'kabineye girmeyeceğim' açıklamalarına ilişkin şunları söyledi:
MEDYA ARACILIĞIYLA KONUŞMAYALIM
Önce koalisyon görüşmeleri veya hükümet kurma konusunda sürecin yöntemine bakmamız lazım. Sonra hükümet kurmanın yöntemini de konuşuruz. Yöntem açısından, son bir ayda benim görmek istemediğim şey, müzakerede konuşulacak şeylerin medya aracılığıyla konuşulmasıydı. Bu maalesef oldu. Ben hiç buna girmedim dikkat ettiyseniz, müzakerede konuşacağım hiçbir şeyi medya aracılığıyla dile getirmedim. Ne başkaları için bir şey dedim ne de şart dikte ettim. Nitekim Meclis Başkanımız da bu yöntemle seçildi; yani konuşmayan biz olduk.
3 PARTİYE DE MESAJ
Sürekli müzakerede konuşulması gereken şeyler gazeteciler aracılığıyla konuşulunca şu oluyor. Dikkat edin, ortaya sürekli çelişkili ifadeler çıkıyor. Çünkü günlük gerçeklerle konuşuluyor. MHP'nin mesajlarının değişmesi, CHP'nin çelişkili ifadeleri. Keşke böyle olmasa, kamuoyu önünde konuşulmak yerine müzakerede konuşulsa bunlar. Benim diplomasiden tecrübem, kamu önünde konuşulan her şeyin, sahadaki gerçekle uyuşmamasının sizin müzakere alanınızı daralttığı yönünde.
BİRLİKTE YÜRÜMEK GEREKİR
('Kılıçdaroğlu, hükümette yer almayacakmış' hatırlatması üzerine) Ciddi ortaklık birlikte yürümeyi gerektirir. Taşın altına her bakımdan elini sokmakla olur. O müzakerede Türkiye'nin geleceğini konuşacağız; önce güven gerekir. Ve karşılıklı güven olunca korkmadan ileriye bakıp birlikte yürümek gerekir.
KONGRE KAYGIM YOK
Siz sormadınız ama ben söyleyeyim, işte deniyor ki, ‘Davutoğlu hükümet kurmaya muhtaç çünkü kongre kaygısı var.' Bundan daha saçma bir şey olamaz. Benim bir kongre kaygım yok. Ne benim bir kongre kaygım var ne de Sayın Cumhurbaşkanımızla aramda böyle bir şey var. Ayrıca ülkenin hükümete ihtiyacı varken kongre konusu benim aklımın kenarından bile geçmez, geçemez.
KARŞILIĞI OLMAYAN İDDİALAR
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la 'görüş ayrılığı' iddialarının hiçbir karşılığının olmadığını belirterek şunları söyledi: Şu yorumlar da yapılıyor; ‘Davutoğlu Genel Kongre sebebiyle hükümet kurmak istiyor.' Bundan daha yanlış, bunu söyleyen kişiden beni daha az tanıyan kişi olamaz. Yok ben genel kongre istiyormuşum, Cumhurbaşkanımız erken seçim istiyormuş bunların hiçbir karşılığı yok. Birileri bunu pompalıyor. Burada da kasıt, Cumhurbaşkanımızla benim aramda görüş ayrılığı var kanaatini yerleştirmek, Cumhurbaşkanlığı ile benim hedeflerimin farklı olduğunu kanaatini göstermek. Görüş ayrılıkları, farklı kanaatleri olabilir Cumhurbaşkanımızla aramızda ama bu hiçbir zaman ülke çıkarının önüne geçmez ne onda ne de bende.
KEŞKE HEP BİRLİKTE İFTAR YAPSAK
('İlk tur nezaket ziyareti gibi mi olacak' sorusuna) Hayır ne münasebet, nezaket görüşmenin ilk birkaç dakikasıdır, sonra müzakere başlar. Ama düşünmedim değil, keşke dört lider bir arada bir iftar yapabilsek, o zaman nezaket yemeği olur, bence iyi de olur.
SADECE DİNLEMEKLE OLMAZ
Şimdi mesela Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 'Görüşmede biz başbakanı dinleyeceğiz' demiş. Bence bu yanlış. Aktif tutum almak gerekir. Oysa bu sözle kendisini daha başlamadan edilgen bir konuma sokuyor. Evet görev bende ama birlikte kuracağız. Sadece dinlemek değil katkıda da bulunmak gerekir, aktif tutumdan kastım bu.
BİRBİRİMİZE GÜVENMEYİ ÖĞRENMELİYİZ
Bence koalisyon kurarken en önce birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. Elbette ayrıntılı protokoller de olabilir ama önce karşılıklı güvenin olması lazım. Zihinlerdeki şüpheleri gidermek daha önemli; karşılıklı güven önemli. Birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. Ben hep söyledim, söz verdim mi yaparım ama yapamayacağım sözü de vermem. Dediğim gibi ayrıntılı protokolden daha önemli bu güven.
HDP DENKLEMDE NEDEN
Demirtaş, 'AKP'ye kapımız kapalı. AKP dışındaki seçenekleri konuşabiliriz' dedi. HDP'ye bizim tarafta da olumlu yaklaşım yok. 8 Haziran'da HDP, Kandil'i övmeyip, 'Biz artık Türkiye'nin önemli partisinden biriyiz. 80 vekilimiz var. Şiddetin Türkiye sınırları içinde yeri yoktur' deseydi o zaman kamuoyunda algısı değiştiği için koalisyon bağlamında olumlu bir atmosfer oluşabilirdi. Bunu duymak isterim. İletişimi kesmem ama ortaklığın da asgari şartları var.
ÇÖZÜM SÜRECİ NASIL DEVAM EDECEK?
HDP'nin, ilgili tarafların 2013 Mayıs'ında verdiği söz, silahlı grupların Türkiye'den terki ve Türkiye'de hiçbir silahlı unsurun kalmaması. Bunun için güçlü irade görmemiz lazım. Çatışmasızlık değil. Silahlı gruplar olsun ama çatışma olmasın 'hayır.' Artık silahsızlanma ve silahlı grupların ülkeyi terki konuşulmalı. Buna ne CHP ne MHP 'hayır' der ne de HDP karşı çıkar.
(Diyarbakır'da miting alanında patlayan bomba ile ilgili pek çok iddia ortaya atıldı. Ne düşünüyorsunuz? ) Zanlı yakalandı, bağlantıları çıkarılıyor. Ayrıca ihmal konusunda da soruşturma yapılıyor. Kimin ihmali varsa gereğini yapacağız.
Davutoğlu, Erdoğan'la aralarında görüş ayrılığı var iddialarına ise 'Görüş ayrılıkları, farklı kanaatleri olabilir Cumhurbaşkanımızla aramızda ama bu hiçbir zaman ülke çıkarının önüne geçmez ne onda ne de bende.' dedi.
Davutoğlu CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli'nin seçimden bu yana koalisyona ilişkin birbirinden farklı açıklamalarını değerlendirdi. Davutoğlu, 'blok', 'koalisyonun parçası olmayacağım', 'kabineye girmeyeceğim' açıklamalarına ilişkin şunları söyledi:
MEDYA ARACILIĞIYLA KONUŞMAYALIM
Önce koalisyon görüşmeleri veya hükümet kurma konusunda sürecin yöntemine bakmamız lazım. Sonra hükümet kurmanın yöntemini de konuşuruz. Yöntem açısından, son bir ayda benim görmek istemediğim şey, müzakerede konuşulacak şeylerin medya aracılığıyla konuşulmasıydı. Bu maalesef oldu. Ben hiç buna girmedim dikkat ettiyseniz, müzakerede konuşacağım hiçbir şeyi medya aracılığıyla dile getirmedim. Ne başkaları için bir şey dedim ne de şart dikte ettim. Nitekim Meclis Başkanımız da bu yöntemle seçildi; yani konuşmayan biz olduk.
3 PARTİYE DE MESAJ
Sürekli müzakerede konuşulması gereken şeyler gazeteciler aracılığıyla konuşulunca şu oluyor. Dikkat edin, ortaya sürekli çelişkili ifadeler çıkıyor. Çünkü günlük gerçeklerle konuşuluyor. MHP'nin mesajlarının değişmesi, CHP'nin çelişkili ifadeleri. Keşke böyle olmasa, kamuoyu önünde konuşulmak yerine müzakerede konuşulsa bunlar. Benim diplomasiden tecrübem, kamu önünde konuşulan her şeyin, sahadaki gerçekle uyuşmamasının sizin müzakere alanınızı daralttığı yönünde.
BİRLİKTE YÜRÜMEK GEREKİR
('Kılıçdaroğlu, hükümette yer almayacakmış' hatırlatması üzerine) Ciddi ortaklık birlikte yürümeyi gerektirir. Taşın altına her bakımdan elini sokmakla olur. O müzakerede Türkiye'nin geleceğini konuşacağız; önce güven gerekir. Ve karşılıklı güven olunca korkmadan ileriye bakıp birlikte yürümek gerekir.
KONGRE KAYGIM YOK
Siz sormadınız ama ben söyleyeyim, işte deniyor ki, ‘Davutoğlu hükümet kurmaya muhtaç çünkü kongre kaygısı var.' Bundan daha saçma bir şey olamaz. Benim bir kongre kaygım yok. Ne benim bir kongre kaygım var ne de Sayın Cumhurbaşkanımızla aramda böyle bir şey var. Ayrıca ülkenin hükümete ihtiyacı varken kongre konusu benim aklımın kenarından bile geçmez, geçemez.
KARŞILIĞI OLMAYAN İDDİALAR
Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la 'görüş ayrılığı' iddialarının hiçbir karşılığının olmadığını belirterek şunları söyledi: Şu yorumlar da yapılıyor; ‘Davutoğlu Genel Kongre sebebiyle hükümet kurmak istiyor.' Bundan daha yanlış, bunu söyleyen kişiden beni daha az tanıyan kişi olamaz. Yok ben genel kongre istiyormuşum, Cumhurbaşkanımız erken seçim istiyormuş bunların hiçbir karşılığı yok. Birileri bunu pompalıyor. Burada da kasıt, Cumhurbaşkanımızla benim aramda görüş ayrılığı var kanaatini yerleştirmek, Cumhurbaşkanlığı ile benim hedeflerimin farklı olduğunu kanaatini göstermek. Görüş ayrılıkları, farklı kanaatleri olabilir Cumhurbaşkanımızla aramızda ama bu hiçbir zaman ülke çıkarının önüne geçmez ne onda ne de bende.
KEŞKE HEP BİRLİKTE İFTAR YAPSAK
('İlk tur nezaket ziyareti gibi mi olacak' sorusuna) Hayır ne münasebet, nezaket görüşmenin ilk birkaç dakikasıdır, sonra müzakere başlar. Ama düşünmedim değil, keşke dört lider bir arada bir iftar yapabilsek, o zaman nezaket yemeği olur, bence iyi de olur.
SADECE DİNLEMEKLE OLMAZ
Şimdi mesela Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 'Görüşmede biz başbakanı dinleyeceğiz' demiş. Bence bu yanlış. Aktif tutum almak gerekir. Oysa bu sözle kendisini daha başlamadan edilgen bir konuma sokuyor. Evet görev bende ama birlikte kuracağız. Sadece dinlemek değil katkıda da bulunmak gerekir, aktif tutumdan kastım bu.
BİRBİRİMİZE GÜVENMEYİ ÖĞRENMELİYİZ
Bence koalisyon kurarken en önce birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. Elbette ayrıntılı protokoller de olabilir ama önce karşılıklı güvenin olması lazım. Zihinlerdeki şüpheleri gidermek daha önemli; karşılıklı güven önemli. Birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. Ben hep söyledim, söz verdim mi yaparım ama yapamayacağım sözü de vermem. Dediğim gibi ayrıntılı protokolden daha önemli bu güven.
HDP DENKLEMDE NEDEN
Demirtaş, 'AKP'ye kapımız kapalı. AKP dışındaki seçenekleri konuşabiliriz' dedi. HDP'ye bizim tarafta da olumlu yaklaşım yok. 8 Haziran'da HDP, Kandil'i övmeyip, 'Biz artık Türkiye'nin önemli partisinden biriyiz. 80 vekilimiz var. Şiddetin Türkiye sınırları içinde yeri yoktur' deseydi o zaman kamuoyunda algısı değiştiği için koalisyon bağlamında olumlu bir atmosfer oluşabilirdi. Bunu duymak isterim. İletişimi kesmem ama ortaklığın da asgari şartları var.
ÇÖZÜM SÜRECİ NASIL DEVAM EDECEK?
HDP'nin, ilgili tarafların 2013 Mayıs'ında verdiği söz, silahlı grupların Türkiye'den terki ve Türkiye'de hiçbir silahlı unsurun kalmaması. Bunun için güçlü irade görmemiz lazım. Çatışmasızlık değil. Silahlı gruplar olsun ama çatışma olmasın 'hayır.' Artık silahsızlanma ve silahlı grupların ülkeyi terki konuşulmalı. Buna ne CHP ne MHP 'hayır' der ne de HDP karşı çıkar.
(Diyarbakır'da miting alanında patlayan bomba ile ilgili pek çok iddia ortaya atıldı. Ne düşünüyorsunuz? ) Zanlı yakalandı, bağlantıları çıkarılıyor. Ayrıca ihmal konusunda da soruşturma yapılıyor. Kimin ihmali varsa gereğini yapacağız.