Oyuncu Levent Tülek Aliağa'da Konuştu
Aliağa Belediyesi tarafından ramazan ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşiye katılan Oyuncu Atilla Arcan, "Ramazan’ın en güzel tarafı birlikte olmaktır. Maalesef biz büyük şehirlerde bu birlikteliği kaybettik. Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum; iftarı komşularımız ile birlikte yapardık, ben o birliktelik yıllarını çok özlüyorum" dedi.
Aliağa Belediyesi, ramazan ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında yapılan söyleşilere sanat dünyasından birbirinden ünlü isimler katılıyor. Oyuncu Atilla Arcan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşilerin dün akşamki konuğu oyuncu Levent Tülek oldu. Atilla Arcan’ın sorularını yanıtlayan Levent Tülek, tüm sorulara içtenlikle cevap verdi.
İlk olarak oyunculuğa nasıl başladığını anlatan Tülek, sıkı bir tiyatro izleyicisi olan babasının kendisinin oyuncu olmasında büyük payı olduğunu, çocukluk yıllarında babası ile birlikte gittiği tiyatrodan çok etkilendiğini ve babasının tiyatroya olan hayranlığının kendisinin de oyuncu olmasına vesile olduğunu söyledi.
Profesyonel oyunculuğa Üniversite’ye başlamadan önce başladığını kaydeden Tülek, şöyle konuştu: "15 Yaşında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nin deneme sahnesinde kurslara başladım. Bu benim için çok büyük bir deneyim oldu. Oyunculuk kariyerimde; Altan Erbulak, Erol Günaydın, Ali Poyrazoğlu, Zeki Alasya gibi duayen isimlerle çalışma şerefine nail oldum. Açıkçası ben usta çırak ekolünden gelen bir oyuncuyum."
Türkiye’de altı dolu olmayan bir mizah anlayışı geliştiğini vurgulayan Levent Tülek, "Her gülünen şey mizah değildir. Mizahın amacı sadece güldürmek değil, güldürürken de düşündürmek olmalıdır. Toplumsal mesaj verme noktasında en etkili yöntemlerden biri olan mizah sanatı en iyi şekilde kullanılmalıdır. Mizah, etik kuralları çerçevesinde yapılmalı ve güldürürken de toplumu düşünmeye sevk etmelidir" dedi.
Ayrıca halk arasında Türkçeyi yıpratan, dilde kirlenmeye neden olan bir jargon geliştiğine de dikkat çeken Tülek, sözlerine şöyle devam etti: "Bu konuyu irdeleyen 2 kitabım ve oyun senaryolarım var. Katıldığım her programda, dost meclislerinde ve her yeri geldiğinde bu çağrıyı yapıyorum. Lütfen güzel Türkçemizi koruyalım, sahip çıkalım."
"BİRLİKTELİĞİ ÖZLÜYORUM"
Konuşmasını ramazan ayı ilgili sürdüren Tülek, "Ramazan’ın en güzel tarafı birlikte olmaktır. Maalesef biz büyük şehirlerde bu birlikteliği kaybettik. Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum; iftarı komşularımız ile birlikte yapardık, ben o birliktelik yıllarını çok özlüyorum. Bu bağlamda tek başına tutulan Oruç’unda pek keyifli olduğuna inanmıyorum" dedi.
Kaynak: İHA
İlk olarak oyunculuğa nasıl başladığını anlatan Tülek, sıkı bir tiyatro izleyicisi olan babasının kendisinin oyuncu olmasında büyük payı olduğunu, çocukluk yıllarında babası ile birlikte gittiği tiyatrodan çok etkilendiğini ve babasının tiyatroya olan hayranlığının kendisinin de oyuncu olmasına vesile olduğunu söyledi.
Profesyonel oyunculuğa Üniversite’ye başlamadan önce başladığını kaydeden Tülek, şöyle konuştu: "15 Yaşında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nin deneme sahnesinde kurslara başladım. Bu benim için çok büyük bir deneyim oldu. Oyunculuk kariyerimde; Altan Erbulak, Erol Günaydın, Ali Poyrazoğlu, Zeki Alasya gibi duayen isimlerle çalışma şerefine nail oldum. Açıkçası ben usta çırak ekolünden gelen bir oyuncuyum."
Türkiye’de altı dolu olmayan bir mizah anlayışı geliştiğini vurgulayan Levent Tülek, "Her gülünen şey mizah değildir. Mizahın amacı sadece güldürmek değil, güldürürken de düşündürmek olmalıdır. Toplumsal mesaj verme noktasında en etkili yöntemlerden biri olan mizah sanatı en iyi şekilde kullanılmalıdır. Mizah, etik kuralları çerçevesinde yapılmalı ve güldürürken de toplumu düşünmeye sevk etmelidir" dedi.
Ayrıca halk arasında Türkçeyi yıpratan, dilde kirlenmeye neden olan bir jargon geliştiğine de dikkat çeken Tülek, sözlerine şöyle devam etti: "Bu konuyu irdeleyen 2 kitabım ve oyun senaryolarım var. Katıldığım her programda, dost meclislerinde ve her yeri geldiğinde bu çağrıyı yapıyorum. Lütfen güzel Türkçemizi koruyalım, sahip çıkalım."
"BİRLİKTELİĞİ ÖZLÜYORUM"
Konuşmasını ramazan ayı ilgili sürdüren Tülek, "Ramazan’ın en güzel tarafı birlikte olmaktır. Maalesef biz büyük şehirlerde bu birlikteliği kaybettik. Çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum; iftarı komşularımız ile birlikte yapardık, ben o birliktelik yıllarını çok özlüyorum. Bu bağlamda tek başına tutulan Oruç’unda pek keyifli olduğuna inanmıyorum" dedi.