Suriyeli Doktorlar ABD Kongresi'nde
Suriyeli doktorlar, Esed rejiminin son aylarda sivilleri korkutmak için sistemli bir şekilde zehirli klor gazı kullandığını gösteren belgeleri ABD Kongresi'ne sundu.
Suriye Amerikan Tıp Topluluğu (SAMS) mensubu doktorlar Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde "Esed'in Kimyasal Silah Kullanımı" başlıklı oturuma katılarak, Esed rejimimin kendi halkına yönelik kimyasal silah kullandığını içeren belgeleri gösterdi.
Komitede videosu ve bazı fotoğrafları gösterilen belgelerde, Suriye rejiminin mart ile haziran ayları arasında gerçekleştirdiği 31 farklı klor saldırısının tespitine yer veriliyor.
Kongre'nin daha önce izlenimlerini anlatması için davet ettiği SAMS'nin Suriye'nin İdlib kenti koordinatörü Muhammed Tennari, 16 Mart tarihinden itibaren 31 klor gazı saldırısını belgelediklerini, bu saldırılarda nefes alamama sonucu aralarında çocukların da bulunduğu 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve 530 kişinin de gazdan etkilendiğini anlattı. Tennari, "Klor doldurulmuş varil bombalarının neden olduğu ölümler, patlayıcı ve şarapnel dolu bombaların sebep olduklarından çok az olsa da rejim İdlib halkına yönelik yeni bir psikolojik işkence türü ekledi" diye konuştu.
Tennari, anlatımını klor gazı saldırısına maruz kalan kentteki çocukların videosunu göstererek sürdürdü. Görüntülerde küçük yaştaki Ayşe, Sara ve Muhammed kardeşlerin saldırı sonrası kızarıklıktan, göz yanmasından, ağızda köpürme ve nefes alamamadan acı çektiklerini ifade eden Tennari, "Varil bombalarından biri çocukların evlerinin havalandırmasından içeri düştü, içerisi klor gazı ile doldu. Bodrum katını adeta gaz odasına çevirdi. Yaptığımız her şey onların hayatlarını kurtarmamıza yetmedi" diye konuştu.
-"Ölümlere aşina bir doktorum ama böylesini görmedim"
Suriye sınırında 2012 yılından bu yana sağlık görevlisi olarak hizmet eden Annie Sparrow da rejimin klor gazı saldırısını sadece sivillerin bulunduğu alanlarda gerçekleştirdiğinden söz etti. Sparrow, şöyle konuştu:
"Ben bir doktorum ve ölümlere çok aşinayım. Ancak çocukları öldürmek için bundan daha tiksindirici bir yol görmedim. Bu şekilde acı çeken insanları hiç görmedim. Bizim DAEŞ ile meşguliyetimiz, sivillerin evlerinde, sokaklarında, hastanelerinde ve okullarındaki bu sistematik saldırıdan dikkatimizi uzaklaştırıyor."
Cumhuriyetçi Parti Güney Caroline Milletvekili Jeff Duncan, izledikleri görüntülerin söylenecek "milyonlarca kelimeye bedel" olduğuna vurgu yaparak, Esed rejiminin zalimliğini anlatmak için videonun ABD genelinde gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.
Komitenin Cumhuriyetçi başkanı Ed Royce da kendi vatandaşlarına işkence yapan ve DAEŞ gibi terör gruplarının bölgede varlık nedeni olan Beşşar Esed'in iktidardan gitmesi gerektiğini belirterek, "Esed'in amacı insanların şehirleri terk etmesi. Suriye halkının şu anda iki düşmanı bulunuyor, biri Esed diğeri de DAEŞ" değerlendirmesinde bulundu.
-Uçuşa yasak güvenli bölge
Oturumda Türkiye'nin de ısrarla dile getirdiği uçuşa yasak güvenli bölgenin, halkı, Esed'in varil bombalarından koruyacak tek seçenek olduğuna işaret edildi.
Böyle bir uygulamanın faydalı olacağına vurgu yapan Annie Sparrow, "Bombalama yapılamayacak bir alanın oluşturulması, özellikle zehirli gazlara karşı savunmasız ve şarapnellerle minik vücutları parçalanan çocukların yanı sıra Suriye halkının öldürülmesi ve yıldırılması için kullanılan en önemli aracı durduracaktır" dedi.
Oturuma konuşmacı olarak katılan ABD'nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford da uçuşa yasak alanın Suriye krizine siyasi çözüm bulunmasında etkili olabileceğine değindi. Ford, "Uçuşa yasak bir bölge, Esed'in müzakere masasına getirtilmesi için baskı gücü olarak kullanılabilirdi" ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Komitede videosu ve bazı fotoğrafları gösterilen belgelerde, Suriye rejiminin mart ile haziran ayları arasında gerçekleştirdiği 31 farklı klor saldırısının tespitine yer veriliyor.
Kongre'nin daha önce izlenimlerini anlatması için davet ettiği SAMS'nin Suriye'nin İdlib kenti koordinatörü Muhammed Tennari, 16 Mart tarihinden itibaren 31 klor gazı saldırısını belgelediklerini, bu saldırılarda nefes alamama sonucu aralarında çocukların da bulunduğu 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve 530 kişinin de gazdan etkilendiğini anlattı. Tennari, "Klor doldurulmuş varil bombalarının neden olduğu ölümler, patlayıcı ve şarapnel dolu bombaların sebep olduklarından çok az olsa da rejim İdlib halkına yönelik yeni bir psikolojik işkence türü ekledi" diye konuştu.
Tennari, anlatımını klor gazı saldırısına maruz kalan kentteki çocukların videosunu göstererek sürdürdü. Görüntülerde küçük yaştaki Ayşe, Sara ve Muhammed kardeşlerin saldırı sonrası kızarıklıktan, göz yanmasından, ağızda köpürme ve nefes alamamadan acı çektiklerini ifade eden Tennari, "Varil bombalarından biri çocukların evlerinin havalandırmasından içeri düştü, içerisi klor gazı ile doldu. Bodrum katını adeta gaz odasına çevirdi. Yaptığımız her şey onların hayatlarını kurtarmamıza yetmedi" diye konuştu.
-"Ölümlere aşina bir doktorum ama böylesini görmedim"
Suriye sınırında 2012 yılından bu yana sağlık görevlisi olarak hizmet eden Annie Sparrow da rejimin klor gazı saldırısını sadece sivillerin bulunduğu alanlarda gerçekleştirdiğinden söz etti. Sparrow, şöyle konuştu:
"Ben bir doktorum ve ölümlere çok aşinayım. Ancak çocukları öldürmek için bundan daha tiksindirici bir yol görmedim. Bu şekilde acı çeken insanları hiç görmedim. Bizim DAEŞ ile meşguliyetimiz, sivillerin evlerinde, sokaklarında, hastanelerinde ve okullarındaki bu sistematik saldırıdan dikkatimizi uzaklaştırıyor."
Cumhuriyetçi Parti Güney Caroline Milletvekili Jeff Duncan, izledikleri görüntülerin söylenecek "milyonlarca kelimeye bedel" olduğuna vurgu yaparak, Esed rejiminin zalimliğini anlatmak için videonun ABD genelinde gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.
Komitenin Cumhuriyetçi başkanı Ed Royce da kendi vatandaşlarına işkence yapan ve DAEŞ gibi terör gruplarının bölgede varlık nedeni olan Beşşar Esed'in iktidardan gitmesi gerektiğini belirterek, "Esed'in amacı insanların şehirleri terk etmesi. Suriye halkının şu anda iki düşmanı bulunuyor, biri Esed diğeri de DAEŞ" değerlendirmesinde bulundu.
-Uçuşa yasak güvenli bölge
Oturumda Türkiye'nin de ısrarla dile getirdiği uçuşa yasak güvenli bölgenin, halkı, Esed'in varil bombalarından koruyacak tek seçenek olduğuna işaret edildi.
Böyle bir uygulamanın faydalı olacağına vurgu yapan Annie Sparrow, "Bombalama yapılamayacak bir alanın oluşturulması, özellikle zehirli gazlara karşı savunmasız ve şarapnellerle minik vücutları parçalanan çocukların yanı sıra Suriye halkının öldürülmesi ve yıldırılması için kullanılan en önemli aracı durduracaktır" dedi.
Oturuma konuşmacı olarak katılan ABD'nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford da uçuşa yasak alanın Suriye krizine siyasi çözüm bulunmasında etkili olabileceğine değindi. Ford, "Uçuşa yasak bir bölge, Esed'in müzakere masasına getirtilmesi için baskı gücü olarak kullanılabilirdi" ifadesini kullandı.