'İki Yaka Arasındaki Yitik Yaşamlar Paneli'
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, "Türkiye'de mülteci meselesi, yoğunluklu olarak 4 yıl kadar önce başlayan Suriye iç savaşından sonra 25 Nisan 2011'den itibaren 'Türkiye'ye gelen mülteciler olgusu'yla günlük kamuoyu tartışmalarına, yaşama girdi" dedi.
Kılıç, Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki bir sanat galerisinde düzenlenen "İki Yaka Arasındaki Yitik Yaşamlar" başlıklı panelde, Türkiye'nin tarihinin göç ve ilticayla çok içli dışlı olduğunu söyledi.
Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu, Orta Asya'nın sürekli göç hareketi içinde olduğunu belirten Kılıç, yakın tarih itibarıyla Suriyelilerle mülteci meselesinin birçok ülkenin gündemini meşgul ettiğini anlattı.
Kılıç, 20 Haziran'ın Dünya Mülteciler Günü olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Uzun yıllardır Birleşmiş Milletler tarafından kutlanan bu gün, mültecilerin, göçmenlerin, sorununa daha çok odaklanılan bir fırsat oluşturuluyor. Türkiye'de mülteci meselesi, yoğunluklu olarak 4 yıl kadar önce başlayan Suriye iç savaşından sonra 25 Nisan 2011'den itibaren 'Türkiye'ye gelen mülteciler olgusu'yla günlük kamuoyu tartışmalarına, yaşama girdi. Halen sıcak olarak sınırdan girişler devam ediyor. Daha birkaç gün önce Suriye sınırında çok ciddi çatışmalardan, bombardımandan kaçıp tabiri caizse tel örgülerimize yapışan, bir sığınma arayan, güvenlik arayan insanlarla karşı karşıyayız. Takriben 2 milyon kadar insan Türkiye'ye sığınmış durumda. Benzeri bir şekilde coğrafyası, nüfusu ve kaynakları çok daha kıt olmasına rağmen Ürdün, Lübnan, Irak, Mısır başta olmak üzere dünyanın 70 kadar ülkesine Suriyeli mülteciler dağılmış durumda."
Suriye içinde de çok sayıda kişinin yerlerinden edildiğini dile getiren Kılıç, sınırları aşamamış ancak yaşamlarından, evlerinden, iş yerlerinden kopmuş insanlar bulunduğunu belirtti.
Kılıç, Suriyelileri yakından izlemeye çalıştıklarını ifade ederek, "Ne oluyor da bu insanlar yerlerini yurtlarını terk edip denizlerde böylesi tehlikeli yolculuklara çıkıyorlar, kaçakçılara para veriyorlar ve bazen hayatlarından yaşamlarından oluyorlar? Ne oluyor da bunlar yaşanıyor? Bu soruların cevaplarını bulmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Uluslararası Af Örgütü Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Begüm Başdaş ise örgütün yaklaşık üç senedir "SOS Avrupa" adlı kampanya yürüttüğünü aktardı.
Bu doğrultuda, Ege ve Akdeniz'de mülteci hakları alanında raporlar çıkardıklarına değinen Başdaş, "Bunlardan üçü özellikle Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-Bulgaristan sınırlarında yaşanan mülteci hakları ve insan hakları ihlallerine yöneliktir" diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü Yunanistan-Midilli Direktörü Efi Latsoudi, Yunanistan-Midilli Koordinatörü Elenera Velivasaki'nin de konuşma yaptığı panelde, "Ege Denizi ve Akdeniz Mülteci Hakları" konusu da ele alındı.
Panelin ardından, İranlı bir sığınmacı olan fotoğraf sanatçısı Mohammad Hosein Shokoohi tarafından hazırlanan yaklaşık 30 fotoğrafın yer aldığı "Bir Sığınmacının Objektifinden" adlı kaçakların dramlarını anlatan fotoğrafların yer aldığı sergi gezildi.
Kaynak: AA
Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu, Orta Asya'nın sürekli göç hareketi içinde olduğunu belirten Kılıç, yakın tarih itibarıyla Suriyelilerle mülteci meselesinin birçok ülkenin gündemini meşgul ettiğini anlattı.
Kılıç, 20 Haziran'ın Dünya Mülteciler Günü olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Uzun yıllardır Birleşmiş Milletler tarafından kutlanan bu gün, mültecilerin, göçmenlerin, sorununa daha çok odaklanılan bir fırsat oluşturuluyor. Türkiye'de mülteci meselesi, yoğunluklu olarak 4 yıl kadar önce başlayan Suriye iç savaşından sonra 25 Nisan 2011'den itibaren 'Türkiye'ye gelen mülteciler olgusu'yla günlük kamuoyu tartışmalarına, yaşama girdi. Halen sıcak olarak sınırdan girişler devam ediyor. Daha birkaç gün önce Suriye sınırında çok ciddi çatışmalardan, bombardımandan kaçıp tabiri caizse tel örgülerimize yapışan, bir sığınma arayan, güvenlik arayan insanlarla karşı karşıyayız. Takriben 2 milyon kadar insan Türkiye'ye sığınmış durumda. Benzeri bir şekilde coğrafyası, nüfusu ve kaynakları çok daha kıt olmasına rağmen Ürdün, Lübnan, Irak, Mısır başta olmak üzere dünyanın 70 kadar ülkesine Suriyeli mülteciler dağılmış durumda."
Suriye içinde de çok sayıda kişinin yerlerinden edildiğini dile getiren Kılıç, sınırları aşamamış ancak yaşamlarından, evlerinden, iş yerlerinden kopmuş insanlar bulunduğunu belirtti.
Kılıç, Suriyelileri yakından izlemeye çalıştıklarını ifade ederek, "Ne oluyor da bu insanlar yerlerini yurtlarını terk edip denizlerde böylesi tehlikeli yolculuklara çıkıyorlar, kaçakçılara para veriyorlar ve bazen hayatlarından yaşamlarından oluyorlar? Ne oluyor da bunlar yaşanıyor? Bu soruların cevaplarını bulmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Uluslararası Af Örgütü Kampanya ve Aktivizm Koordinatörü Begüm Başdaş ise örgütün yaklaşık üç senedir "SOS Avrupa" adlı kampanya yürüttüğünü aktardı.
Bu doğrultuda, Ege ve Akdeniz'de mülteci hakları alanında raporlar çıkardıklarına değinen Başdaş, "Bunlardan üçü özellikle Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-Bulgaristan sınırlarında yaşanan mülteci hakları ve insan hakları ihlallerine yöneliktir" diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü Yunanistan-Midilli Direktörü Efi Latsoudi, Yunanistan-Midilli Koordinatörü Elenera Velivasaki'nin de konuşma yaptığı panelde, "Ege Denizi ve Akdeniz Mülteci Hakları" konusu da ele alındı.
Panelin ardından, İranlı bir sığınmacı olan fotoğraf sanatçısı Mohammad Hosein Shokoohi tarafından hazırlanan yaklaşık 30 fotoğrafın yer aldığı "Bir Sığınmacının Objektifinden" adlı kaçakların dramlarını anlatan fotoğrafların yer aldığı sergi gezildi.