Arabuluculuk Yargının Yükünü Hafifletecek

Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Kalabalık ‘Arabulucuk Sistemi’ hakkında bilgiler verdi.

Arabuluculuk Yargının Yükünü Hafifletecek
Arabuluculuk sisteminde sorunların çok kısa sürede çözüme kavuşturulabileceğini belirten Prof. Dr. Kalabalık, bu sayede yargıdaki ağır iş yükünün de hafifleyeceğine dikkat çekti. Günlük yaşamda pek çok konuda mahkemelere başvurulduğunu söyleyen Kalabalık, bu durumun yargının iş yükünü arttırdığını, davaların uzun sürdüğünü ve sonuçlansa bile taraflar arasındaki husumetin devam ettiğini kaydetti.

Arabulucuk sisteminin Türkiye’de henüz emekleme aşamasında olduğu kaydeden Kalabalık, buna karşın uygulamadaki başarının yüzde 98 düzeyinde olduğu bilgisini verdi. Dünyada pek çok ülkede bu sistemin başarıyla uygulandığı belirten Kalabalık “Örneğin İngiltere’de yaklaşık 1,5 milyon uyuşmazlığın 50 bin kadarı mahkemelere intikal ediyor. Geri kalanı arabulucular tarafından çözülüyor. İngiltere’deki yetkililer bu sayı 50 binin üzerine çıkarsa bizim mahkemelerimiz bunun altından kalkamaz, sistem çöker diyor” ifadelerini kullandı.

Ülkemizde arabulucuk sisteminin daha çok özel hukuk uyuşmazlıklarında kullanıldığını dile getiren Kalabalık “Kanuna göre tarafların serbestçe tasarruf edebileceği özel hukuk uyuşmazlıklarında arabulucuk kullanılabiliyor. Tazminat, kira, fikri ve sınai haklar, işçi-işveren, tüketici, ticaret uyuşmazlıklarında arabulucuk kullanılabiliyor” diye konuştu.

Arabuluculuk sisteminde tarafların kendi isteğiyle arabulucuya gittiklerine dikkat çeken Kalabalık, “Anlaşmazlıklar mahkeme yoluyla çözüldüğü zaman husumetler ortadan kalkmıyor. Kişiler mahkeme kararına uyuyor, ama kişisel husumet devam edebiliyor. Ancak arabuluculuk yönteminde kişiler tamamen kendi iradeleriyle bir çözüme ulaşıyorlar. Dolayısıyla karar sonucunda taraflar arasında bir husumet oluşmuyor. Bu özellikle ticari hayat için çok önemli bir husus” değerlendirmesinde bulundu. Ülkemizde arabulucuğun isteğe bağlı olduğunun altını çizen Kalabalık, tarafların her ikisinin de arabulucuya başvurması gerektiğini söyledi.

Tarafların her aşamada arabulucuya gidebileceklerini belirten Kalabalık “Kanuna göre, mahkeme sırasında hakim, tanıklara arabulucuya başvurma hakkı olduğunu hatırlatmak zorunda. Taraflar arabulucuya gitmek istedikleri zaman hakim onlara 3 aylık süre veriyor ve bu süre içinde hiçbir süre işlemiyor. Hatta taraflar isterlerse 3 ay daha ek süre alma hakları var. Anlaşamadılarsa mahkeme kaldığı yerden devam ediyor” şeklinde konuştu.

Arabulucuk müzakerelerinin gizli olduğuna dikkat çeken Kalabalık, “Taraflar uyuşmazlıklarının üçüncü kişilerce duyulmasını istemiyorlarsa arabulucu ile yapacakları müzakelerin gizli kalmasını isteyebilirler” diye konuştu.

Arabulucuk faaliyeti sırasında ortaya konan bütün deliller ve konuşmaların mahkemeye dahi açıklanamayacağını belirten Kalabalık, gizliliğe uymamanın 6 ay cezası olduğunu sözlerine ekledi.

Arabulucuk faaliyeti sonrasında ortaya çıkan anlaşma metninin mahkemeye onaylatılması durumunda mahkeme ilamı niteliğinde belge hüviyetine kavuşacağını belirten Kalabalık “Taraflar isterlerse bu anlaşma metnini uyuşmazlığa bakmaya yetkili hakime götürüyorlar. Hakim icra edilebilirlik şerhi verirse artık bu anlaşma mahkeme kararı niteliğinde belge oluyor. Türkiye’nin her yerinde İstenildiği zaman icra dairesine götürülüp icraya konulabilir” diye konuştu.

Arabulucu olabilmek için Adalet Bakanlığı tarafından yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olmak gerektiğini belirten Kalabalık, yazılı sınavın yılda iki kez yapıldığı bilgisini verdi. Kalabalık, yazılı sınava başvuru için hukuk fakültesi mezunu ve mesleğinde en az 5 yıl kıdeme sahip olmanın yanısıra arabuculuk eğitimini tamamlamak gerektiğini söyledi.

Hukuk fakültelerinin arabulucuk eğitimi verme yetkisi olduğunu hatırlatan Kalabalık şunları söyledi:

“Sadece Adalet Akademisi, Türkiye Barolar Birliği ve hukuk fakültelerinin arabulucuk eğitimi verme yetkisi var. Bu kurumların eğitim vermeye başlamadan önce bir dosya hazırlayarak Adalet Bakanlığı Arabulucuk Daire Başkanlığı’na akredite olmaları gerekiyor. Uygun şartları taşıyorlarsa 3 yıllık dönemlerde geçerli olmak üzere izin alıyorlar. Gerekli şartları taşıyan hukuk mezunları asgari 48 saatlik bir eğitim almak zorunda. Bundan sonra Adalet Bakanlığı tarafından yapılan yazılı ve sözlük sınava tabi tutuluyor. Başarılı olanlara Adalet Bakanlığı tarafından arabulucuk belgesi veriliyor. Arabulucuk faaliyetinde bulunacak kişiler bu belge ile bakanlığa başvurarak arabulucuk siciline kaydoluyor. Böylece arabulucuk faaliyetinde bulunma hakkı kazanıyorlar. Bu tıpkı noter gibi, avukat gibi ayrı bir meslek. Tüzel kişiler arabulucu olamıyor, arabulucular gerçek kişi olmak durumunda” dedi.

Türkiye’de arabulucuk eğitimi veren ilk kurumlardan birisinin SAÜ Hukuk Fakültesi olduğunu anımsatan Prof. Dr. Halil Kalabalık, SAÜ’nün arabulucuk eğitimleri ile ilgili şu bilgileri verdi: “İlk defa ocak ayında Amasya’da arabulucuk eğitimi verdik. Şubat ayında Düzce’de, eğitimlerimiz devam etti. Mart ayında Sakarya’da 32 avukata arabulucuk belgesi verdik. Arabulucuk için en az 48 saatlik eğitim gerekiyor. Eğitimi genellikle avukatlar alıyor. Avukatların iş saatleri ve günlerine göre eğitim saatlerini esnek bir şekilde düzenliyoruz. Örneğin Amasya’daki eğitimimiz 6 gün sürerken Sakarya’da 1 ay kadar devam etti. Eğitimlerimiz devam edecek. Arabulucuk sisteminin bilinirliği arttıkça, talep arttıkça eğitimlerin daha da yaygınlaşmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA