AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nebati Açıklaması 'Demirtaş'ın Söylediği Şey Kendisiyle Çelişir Bir Durum”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfa Milletvekili Adayı Dr. Nureddin Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlara inmesini eleştiren Demirtaş’a tepki gösterdi. Demirtaş’ın söylediği ile yaptığının çeliştiğini belirten Nebati, eleştiriyi tipik bir muhalefet hastalığı olarak değerlendirdi.
Şanlıurfa’da Hayrat Vakfı’nı ziyaret eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfa Milletvekili Adayı Dr. Nureddin Nebati, bilim adamları ile buluştu. Vakfın hayır çalışmaları ile ilgili bilgi verilen Nebati, bilim adamları ile sohbet etti. Osmanlıca’nın önemine değinen Nebati, Osmanlıca ile insanların hem Arapça hem de Kur’an-ı Kerim’i öğrenme fırsatı bulduğunu ifade etti.
Nebati, imkanı olan kurumlar, sivil toplum kuruluşlar ve yerel yönetimlerden Osmanlıca kursu açmalarını istedi. Gazetecilerin sorusu üzerine Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de oyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Nebati, “Cumhurbaşkanlığına ayrılmış bir bütçe var. Bu yasalar çerçevesi içerisinde Meclis’ten geçirilmiş bir bütçedir. Cumhurbaşkanı gittiği dolaştığı, ister ulusal, uluslararası her türkü çalışmasını kendisine ayrılmış bütçeden karşılar. Bu çok net, normal ve doğal bir duruştur. Bugün nasıl ki bir başbakan hükümet, Türkiye Cumhuriyeti adına gittiği her yerde bu bütçeyi kullanabiliyorsa, bir vali, bir belediye başkanı, kendisine ayrılmış bir bütçeyle gezilerini gerçekleştirebiliyorsa bu da normaldir” dedi.
Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir belediyelerinin HDP’li olduğunu hatırlatan Nebati, şöyle devam etti:
“Demirtaş’ın söylediği şey kendisiyle çelişir bir durum. HDP’nin büyükşehir belediyeleri, gezileri acaba nerden yapıyorlar, programları kim adına yapıyorlar? Halkın seçtiği, seçmen iradesi ile büyükşehir belediye başkanı oldular. Masrafları da kendi belediyesi tarafından karşılamaları doğal. Halkın iradesi ile gelmiş bir Cumhurbaşkanı’nı şikayet edebilecek bir konuma getirmek, ancak tipik Türkiye’deki muhalefet partilerinin düsturlarından bir tanesidir. Yanlış, anlaşılması kolay olmayan bir davranış.”
Demirtaş’a “Siz gezilerinizi Selahattin Demirtaş olarak mı yapıyorsunuz yoksa HDP’nin eş genel başkanı olarak mı yapıyorsunuz?” diye soran Nebati, “Eş genel başkanı olarak yapıyorsanız partinizin ayrılmış bir bütçesi karşılığında gezilerinizi yapıyorsunuz. Doğal olarak yapmış olduğunuz gezileri partiniz karşılıyor. Kendi partinizde yaptığınız harcamayı, büyükşehir belediye başkanlarınızın büyükşehir belediye bütçesinden yaptığı harcamaları doğal karşılıyorsunuz da, Cumhurbaşkanımızın harcamalarını niye doğal karşılamıyorsunuz? Bunu da ben soruyorum. Bu Türkiye’deki tipik bir muhalefet hastalığının tezahürüdür. Muhalefet ‘bir yere vurayım’ derken, kendi durumuna bakmadan bunu yapıyor. İnsanları anlamaz, bilmez ve duymaz insanlar olarak nitelendiriyor. Türkiye’deki tipik Cumhuriyet Halk Partisi’nin vesayetçi zihniyetinin HDP’ye aktarılmış bir versiyonudur” diye konuştu.
Selahattin Demirtaş’ı ve HDP’yi aklı selim davranmaya davet eden Nebati, “Aksi takdirde bende bir Urfa milletvekili adayı olarak, ‘Büyükşehir belediyelerinin yaptığı masrafları ne için yapıyorsunuz?’ sorusunu sorma hakkını elde edeceğim. Ufak işlerle uğraşmaktan vazgeçelim. Türkiye’nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı, gezi de, miting de, açılış da yapar. Halkı adına, 78 milyon insanın temsilcisi adına da her türlü uluslararası ve ulusal gezilere de katılır” dedi.
KAN AKAN MUSLUK AFİŞİ
Nebati, kan akan musluk afişinin sorulması üzerine ise afişin HDP’li siyasetçilerin iç dünyasını yansıttığını kaydetti.
Afişin AK Parti ile diğer partiler arasındaki duruş farkını gösteren vahim bir örnek olduğunu kaydeden Nebati, “Bir parti, bir belediye ya da bir kişi musluklarından kan akan bir afişle ilana çıkıyorsa, aslında bu zihinsel dünyanın dışa vurulmasından başka bir şey değildir. Demek ki onların iç dünyalarında kan, gözyaşı, bomba, öldürme, tehdit, şantaj gibi insanlığın asla kabul edemeyeceği düşüncelerin hakim olduğunu göstermesi açısından vahim. O musluktan akan kan kimin kanı acaba? Kürd’ün kanı mı, Türk’ün kanı mı, Arab’ın kanı mı, Alevi’nin kanı mı, Sünni’nin kanı mı, Yezidi’nin kanı mı? Bizce insan kanı. Kan, bu kadar hafif olamaz. Bizim için her insanın kanı değerlidir. Can ve mal güvenliği elzemdir. Bu konuda hiçbir taviz verilemez. ‘Bunu mu görmek istiyorsun’ diyerek musluklardan kan akan resimleri göstermek, aslında çok açıkça bir tehditle Güneydoğu’daki vatandaşlarımızı tahkir etmektedirler. Kendi sağduyuları ile oylarını kullanacaklardır. Emin olsunlar, devlete güvensinler. Kamu otoritesi her yerde, her mezrada, her köyde, her kenar mahallede, her ilçede kendisini gösterecektir. Hiçbir şekilde tehdide boyun eğmesinler. Bir takım manipülasyonlara karşı biz de parti olarak teyakkuzda olacağız. Bizim musluklarımızdan barış, güzellik, birlik ve kardeşlik akar” diye konuştu.
Nebati, kahvaltının ardından vakıftan ayrıldı.
Kaynak: İHA
Nebati, imkanı olan kurumlar, sivil toplum kuruluşlar ve yerel yönetimlerden Osmanlıca kursu açmalarını istedi. Gazetecilerin sorusu üzerine Nebati, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de oyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Nebati, “Cumhurbaşkanlığına ayrılmış bir bütçe var. Bu yasalar çerçevesi içerisinde Meclis’ten geçirilmiş bir bütçedir. Cumhurbaşkanı gittiği dolaştığı, ister ulusal, uluslararası her türkü çalışmasını kendisine ayrılmış bütçeden karşılar. Bu çok net, normal ve doğal bir duruştur. Bugün nasıl ki bir başbakan hükümet, Türkiye Cumhuriyeti adına gittiği her yerde bu bütçeyi kullanabiliyorsa, bir vali, bir belediye başkanı, kendisine ayrılmış bir bütçeyle gezilerini gerçekleştirebiliyorsa bu da normaldir” dedi.
Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir belediyelerinin HDP’li olduğunu hatırlatan Nebati, şöyle devam etti:
“Demirtaş’ın söylediği şey kendisiyle çelişir bir durum. HDP’nin büyükşehir belediyeleri, gezileri acaba nerden yapıyorlar, programları kim adına yapıyorlar? Halkın seçtiği, seçmen iradesi ile büyükşehir belediye başkanı oldular. Masrafları da kendi belediyesi tarafından karşılamaları doğal. Halkın iradesi ile gelmiş bir Cumhurbaşkanı’nı şikayet edebilecek bir konuma getirmek, ancak tipik Türkiye’deki muhalefet partilerinin düsturlarından bir tanesidir. Yanlış, anlaşılması kolay olmayan bir davranış.”
Demirtaş’a “Siz gezilerinizi Selahattin Demirtaş olarak mı yapıyorsunuz yoksa HDP’nin eş genel başkanı olarak mı yapıyorsunuz?” diye soran Nebati, “Eş genel başkanı olarak yapıyorsanız partinizin ayrılmış bir bütçesi karşılığında gezilerinizi yapıyorsunuz. Doğal olarak yapmış olduğunuz gezileri partiniz karşılıyor. Kendi partinizde yaptığınız harcamayı, büyükşehir belediye başkanlarınızın büyükşehir belediye bütçesinden yaptığı harcamaları doğal karşılıyorsunuz da, Cumhurbaşkanımızın harcamalarını niye doğal karşılamıyorsunuz? Bunu da ben soruyorum. Bu Türkiye’deki tipik bir muhalefet hastalığının tezahürüdür. Muhalefet ‘bir yere vurayım’ derken, kendi durumuna bakmadan bunu yapıyor. İnsanları anlamaz, bilmez ve duymaz insanlar olarak nitelendiriyor. Türkiye’deki tipik Cumhuriyet Halk Partisi’nin vesayetçi zihniyetinin HDP’ye aktarılmış bir versiyonudur” diye konuştu.
Selahattin Demirtaş’ı ve HDP’yi aklı selim davranmaya davet eden Nebati, “Aksi takdirde bende bir Urfa milletvekili adayı olarak, ‘Büyükşehir belediyelerinin yaptığı masrafları ne için yapıyorsunuz?’ sorusunu sorma hakkını elde edeceğim. Ufak işlerle uğraşmaktan vazgeçelim. Türkiye’nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı, gezi de, miting de, açılış da yapar. Halkı adına, 78 milyon insanın temsilcisi adına da her türlü uluslararası ve ulusal gezilere de katılır” dedi.
KAN AKAN MUSLUK AFİŞİ
Nebati, kan akan musluk afişinin sorulması üzerine ise afişin HDP’li siyasetçilerin iç dünyasını yansıttığını kaydetti.
Afişin AK Parti ile diğer partiler arasındaki duruş farkını gösteren vahim bir örnek olduğunu kaydeden Nebati, “Bir parti, bir belediye ya da bir kişi musluklarından kan akan bir afişle ilana çıkıyorsa, aslında bu zihinsel dünyanın dışa vurulmasından başka bir şey değildir. Demek ki onların iç dünyalarında kan, gözyaşı, bomba, öldürme, tehdit, şantaj gibi insanlığın asla kabul edemeyeceği düşüncelerin hakim olduğunu göstermesi açısından vahim. O musluktan akan kan kimin kanı acaba? Kürd’ün kanı mı, Türk’ün kanı mı, Arab’ın kanı mı, Alevi’nin kanı mı, Sünni’nin kanı mı, Yezidi’nin kanı mı? Bizce insan kanı. Kan, bu kadar hafif olamaz. Bizim için her insanın kanı değerlidir. Can ve mal güvenliği elzemdir. Bu konuda hiçbir taviz verilemez. ‘Bunu mu görmek istiyorsun’ diyerek musluklardan kan akan resimleri göstermek, aslında çok açıkça bir tehditle Güneydoğu’daki vatandaşlarımızı tahkir etmektedirler. Kendi sağduyuları ile oylarını kullanacaklardır. Emin olsunlar, devlete güvensinler. Kamu otoritesi her yerde, her mezrada, her köyde, her kenar mahallede, her ilçede kendisini gösterecektir. Hiçbir şekilde tehdide boyun eğmesinler. Bir takım manipülasyonlara karşı biz de parti olarak teyakkuzda olacağız. Bizim musluklarımızdan barış, güzellik, birlik ve kardeşlik akar” diye konuştu.
Nebati, kahvaltının ardından vakıftan ayrıldı.