Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Açıklaması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs müzakereleri konusunda, "Bizde samimiyet var, Rum tarafında da samimiyet olursa bu sene çözeriz bu işi" dedi.
Çavuşoğlu, İzmir Ticaret Odası'nın genişletilmiş meclis toplantısında, Türkiye'nin yönetilemeyen ülkelerin, dondurulmaya bırakılmış ihtilafların bolca bulunduğu bir coğrafyada yer aldığını söyledi.
Avrupa'da da ekonomik ve mali krizin yanında yükselen bir yabancı düşmanlığı bulunduğunu, uluslararası terörizmin de bu ortamı besleyen bir yapıda olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu tablonun üzerine düzensiz göç akımlarının artarak devam ettiğini bildirdi.
Soğuk savaşın belirtilerinin yeniden ortaya çıktığının bazı çevreler tarafından tartışıldığını, NATO'nun işlevinde değişiklik yapmanın konuşulduğunu anlatan Çavuşoğlu, ekonomik dengelerin de değişmeye başladığını, Asya'nın payının artıtığını, Afrika'nın da gelecek dönemde yükselişinin beklendiğini dile getirdi.
Tüm bu tablo içinde Türkiye olarak çok yönlü, proaktif bir dış politika uyguladıklarını, her platformda bulunmaya çalıştıklarını, komşu ülkeler başta olmak üzere çok sayıda ülkeyle işbirliğini stratejik seviyeye çıkardıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, 20 ülkeyle yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi kuduklarını, son olarak Suudi Arabistan ile de ilişkileri bu bu seviyeye yükseltme kararı aldıklarına değindi.
Çavuşoğlu, 93 ülkeyle yatırımların teşviki, 80 ülkeyle çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması, 24 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladıklarını, ayrıca 14 ülkeyle de müzakerelerin devam ettiğini hatırlattı.
ABD ile AB arasında görüşmeleri devam eden, Türkiye'nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) dışında kalamayacağına işaret eden Çavuşoğlu, bu kapsamda Gümrük Birliğinin revize edilmesi için AB ile mutabakata vardıklarını, bu yenilemenin yapılmasıyla TTIP gibi anlaşmalarda yaşanan sorunun tek kalemde çözülmüş olacağını kaydetti.
-Vize uygulaması
AB'nin vize uygulamasının Türk işadamlarının hevesini kırdığını, bu muameleyi Türkiye'nin hak etmediğini anlatan Bakan Çavuşoğlu, bu konuda mevcut mahkeme kararlarının uygulanması sürecinde çifte standartların bulunduğunu savundu.
Bu sorunu çözmek için AB ile vize serbestisi diyaloğu anlaşması ve geri kabul anlaşması imzaladıklarını aktaran Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geri kabul anlaşması aslında bizim AB'ye üye olurken üstlenmemiz gereken bir yükümlülük. Ama bunu öne aldık. AB ülkelerine vizeyi kaldırmak için bu teklifi yaptık, kabul edildi, anlaşmaları Avrupa Parlamentosu ve Meclisimiz onayladı. AB'nin atacağı adımlar ve tedbirler var, bizim atacağımız adımlar ve tedbirler var, ortak çalışmalar var. Bu süreç beklediğimizden hızlı sürüyor. 2013'de bu imzayı attığımız zaman 3- 3,5 yıl öngörülüyordu. O süreçten de önce 2,5 sene hatta 2 sene içinde bile olabilir, AB'nin tabii sözünde durması lazım. 'Ben imzaladım ama sözünde durmam' olmaz. Kıbrıs'ta aldığı kararı uygulamadı, orada sözünde durmadı AB. Ama şu anda her şey seyrinde gidiyor. İnşallah 2 sene 2,5 sene içinde Avrupa Birliği ülkeleri yani Şengen ülkelerine vizeleri kaldıracağız. O zaman vatandaşımızın önündeki ciddi bir engel kalkacak."
Türkiye'nin çevre ülkelere yaptığı ihracatta gelişme yakaladığını, açılım politikalarıyla Afrika, Latin Amerika ve Asya ile dış ticaret hacimlerinin katlanarak arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, Rusya ile ticarette son aylardaki gerilemenin bu ülkedeki alım gücünün düşmesinden kaynaklandığını gelecek yıl yeniden artmasını beklediklerini belirtti.
-İstanbul'a BM binası
Türk ürünlerinin girmediği bir ülkenin kalmadığını, bunda yurt dışı temsilcilik sayısının hızla artırılmasının da etkisinin olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, 228 temsilcilikle dünyada 6'ncı sırada bulunduklarını, bunun gelecek dönemde 245'e çıkacağını ve 5'inci olacaklarını kaydetti.
İstanbul'un Newyork'tan sonra en fazla yabancı temsilcilik bulunan kent olduğu bilgisini veren Çavuşoğlu, "Şu anda BM'nin en son açtığımız ofisiyle bölgesel merkezi olmaya başladı. Hedefimiz bu zaten. New York, Cenevre, Viyana ve İstanbul. En son BM Kalkınma Programı UNDP'nin Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölgesel Merkezi'ni İstanbul'a açtık. Şimdi büyük bir Birleşmiş Milletler Merkezi yapacağız. Bina arıyoruz, bulamazsak bir arsa üzerine New York'taki gibi büyük olmasa da bir Birleşmiş Milletler binası yapacağız İstanbul'a" diye konuştu.
TİKA'nın yürüttüğü faaliyetler ve G20 dönem başkanlığı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, kasım ayında yapılacak zirve kapsamında beyin fırtınası toplantısı olan T20 toplantısının İzmir'de yapılacağını söyledi.
-Yunanistan ile ilişkiler
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların çözülemeyecek konumda olmadığını dile getirdi.
Ege adaları konusunda epey mesafe kat ettiklerine değinen Çavuşoğlu "Biz bugün bu konularda adım atsak Türkiye vatandaşlarının yüzde 90'ı çok memnun olur ama Yunanistan'da ve Kıbrıs'ta malesef böyle değil. Yunanistan'daki atmosfer daha değişik. Sorunların çözümünde samimi gayret gösterdik. Kıbrıs konusunda da çok samimiyiz" dedi.
Türkiye'de bugün seçime gidilirken dahi siyasi partilerin Kıbrıs konusunu tartışmadığını, bunun çözüm konusundaki konsensüsün göstergesi olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Eski seçimlerde hep Kıbrıs konuşulur, 'Kıbrıs satıldı' diye konuşulurdu. Türkiye Cumhuriyeti'nde çözüm için bir konsensüs var, eskiden çözüm dediğiniz zaman Kıbrıs'a satmak diye düşünen insanlar bile artık çözüm istiyor. KKTC'de de aynı konsensüs var. Bizde samimiyet var, Rum tarafında da samimiyet olursa bu sene çözeriz bu işi. Ama topu taca atmamak lazım. Eskisine göre daha pozitif bir atmosfer var" şeklinde konuştu.
-Türkiye'nin garantörlüğü
Daha önce de müzakereler iyi giderken Rum tarafının tek taraflı sondaj çalışması başlattığını, Türkiye'nin de Barbaros Hayrettin Paşa gemisini göndermesi sonrası Rum tarafının müzakerelerden çekildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi Anastasiadis olumlu mesaj veriyor. Rum müzakerecinin görevi ne, tüm bu alanlar, Maraş da dahil unsurlar ve toprak konuları var, kazan kazan formülüyle bunları çözmek. Bugüne kadar yakınlaşmalar var zaten. Bunların üzerine uzlaşılmayan konuları gündeme getirin, müzakere edin, biz de destekleyelim. Şimdi Türkiye'nin garantörlüğünü gündeme getiriyorlar. Bu nedir, işi sulandırmaya çalışmaktır. Teknik konuları müzakere etmek yerine topu niye başka yere atıyorsun ? Ne zaman işler yolunda gitse mutlaka topu başka yere atmaya çalışıyorlar. Artık bu fırsatı kaçırmayalım. Bakınız böyle olmaz. Samimiyseniz, önünüzdeki dosyalarda anlaşın. Sonra 5'li bir araya geleceğiz. Garantörlük konusunda bizim kriterimiz Kıbrıs Türk halkıdır. Kıbrıs Türk halkı istediği sürece biz orada garantörüz. Onların kendisini güvende hissetmesi lazım. Sorumlusu biz değiliz ki. Kıbrıs'ta zamanında Türk halkına yapılanlara tekrar dönmeyelim, önümüze bakalım. Bugün geldiğimiz noktanın sorumlusu biz değiliz. Sen iyi niyetliysen Türkiye'nin garantörlüğünden niye çekiniyorsun, neden Türkiye'nin garantörlüğünden bir an evvel kurtulmak istiyorsun ? Madem çözüm, barış istiyorsun. Türkiye, şu anda negatif bir rol mü üstleniyor, yoo son derece pozitif. Bunu da bahane ederek biraz olayı sulandırmaya çalışıyorlar. Bu tür yollara tevessül etmesinler. Ortada bir fırsat var."
Rum tarafının tavrının İsrail'e benzediğini, orada da ne zaman müzakere başlasa, Filistin'de bir ulusal birlik hükümeti kurulsa İsrail'in Gazze'yi bombaladığını belirten Çavuşoğlu, "Çünkü İsrail bağımsız bir Filistin devletini istemiyor. Yöntemleri farklı da olsa buna benzetmeye başladım. İnşallah adada çözüm olur, barış olur, biz istiyoruz. Tam desteğimiz var, inşallah bu sene de çözüm yılı olur. Biz önümüzeki süreçte de bu kararlılığımızı göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
Mevlüt Çavuşoğlu, AB ile müzakerelerde tüm müzakere başlıklarını açabilecek durumda olduklarını kaydetti.
-Kıbrıs'taki tel örgüler
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinin sevindirici olduğunu, Ada'da iki kesim arasındaki varillerin ve tel örgülerin kaldırılması gerektiğini, Lefkoşa'nın dünyada tel örgüyle birbirinden ayrılmış tek başkent olduğunu ifade etti.
Kıbrıs'taki iş alemine moral vermek, bilişim ve pazarlama altyapısını geliştirmek için bir kalkınma ajansı kurulması gerektiğini savunan Demirtaş, ticaretin önündeki engellerin kalkması halinde Kıbrıs Adası'nın Akdeniz'in Singapur'u olabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Avrupa'da da ekonomik ve mali krizin yanında yükselen bir yabancı düşmanlığı bulunduğunu, uluslararası terörizmin de bu ortamı besleyen bir yapıda olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu tablonun üzerine düzensiz göç akımlarının artarak devam ettiğini bildirdi.
Soğuk savaşın belirtilerinin yeniden ortaya çıktığının bazı çevreler tarafından tartışıldığını, NATO'nun işlevinde değişiklik yapmanın konuşulduğunu anlatan Çavuşoğlu, ekonomik dengelerin de değişmeye başladığını, Asya'nın payının artıtığını, Afrika'nın da gelecek dönemde yükselişinin beklendiğini dile getirdi.
Tüm bu tablo içinde Türkiye olarak çok yönlü, proaktif bir dış politika uyguladıklarını, her platformda bulunmaya çalıştıklarını, komşu ülkeler başta olmak üzere çok sayıda ülkeyle işbirliğini stratejik seviyeye çıkardıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, 20 ülkeyle yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi kuduklarını, son olarak Suudi Arabistan ile de ilişkileri bu bu seviyeye yükseltme kararı aldıklarına değindi.
Çavuşoğlu, 93 ülkeyle yatırımların teşviki, 80 ülkeyle çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması, 24 ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzaladıklarını, ayrıca 14 ülkeyle de müzakerelerin devam ettiğini hatırlattı.
ABD ile AB arasında görüşmeleri devam eden, Türkiye'nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) dışında kalamayacağına işaret eden Çavuşoğlu, bu kapsamda Gümrük Birliğinin revize edilmesi için AB ile mutabakata vardıklarını, bu yenilemenin yapılmasıyla TTIP gibi anlaşmalarda yaşanan sorunun tek kalemde çözülmüş olacağını kaydetti.
-Vize uygulaması
AB'nin vize uygulamasının Türk işadamlarının hevesini kırdığını, bu muameleyi Türkiye'nin hak etmediğini anlatan Bakan Çavuşoğlu, bu konuda mevcut mahkeme kararlarının uygulanması sürecinde çifte standartların bulunduğunu savundu.
Bu sorunu çözmek için AB ile vize serbestisi diyaloğu anlaşması ve geri kabul anlaşması imzaladıklarını aktaran Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geri kabul anlaşması aslında bizim AB'ye üye olurken üstlenmemiz gereken bir yükümlülük. Ama bunu öne aldık. AB ülkelerine vizeyi kaldırmak için bu teklifi yaptık, kabul edildi, anlaşmaları Avrupa Parlamentosu ve Meclisimiz onayladı. AB'nin atacağı adımlar ve tedbirler var, bizim atacağımız adımlar ve tedbirler var, ortak çalışmalar var. Bu süreç beklediğimizden hızlı sürüyor. 2013'de bu imzayı attığımız zaman 3- 3,5 yıl öngörülüyordu. O süreçten de önce 2,5 sene hatta 2 sene içinde bile olabilir, AB'nin tabii sözünde durması lazım. 'Ben imzaladım ama sözünde durmam' olmaz. Kıbrıs'ta aldığı kararı uygulamadı, orada sözünde durmadı AB. Ama şu anda her şey seyrinde gidiyor. İnşallah 2 sene 2,5 sene içinde Avrupa Birliği ülkeleri yani Şengen ülkelerine vizeleri kaldıracağız. O zaman vatandaşımızın önündeki ciddi bir engel kalkacak."
Türkiye'nin çevre ülkelere yaptığı ihracatta gelişme yakaladığını, açılım politikalarıyla Afrika, Latin Amerika ve Asya ile dış ticaret hacimlerinin katlanarak arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, Rusya ile ticarette son aylardaki gerilemenin bu ülkedeki alım gücünün düşmesinden kaynaklandığını gelecek yıl yeniden artmasını beklediklerini belirtti.
-İstanbul'a BM binası
Türk ürünlerinin girmediği bir ülkenin kalmadığını, bunda yurt dışı temsilcilik sayısının hızla artırılmasının da etkisinin olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, 228 temsilcilikle dünyada 6'ncı sırada bulunduklarını, bunun gelecek dönemde 245'e çıkacağını ve 5'inci olacaklarını kaydetti.
İstanbul'un Newyork'tan sonra en fazla yabancı temsilcilik bulunan kent olduğu bilgisini veren Çavuşoğlu, "Şu anda BM'nin en son açtığımız ofisiyle bölgesel merkezi olmaya başladı. Hedefimiz bu zaten. New York, Cenevre, Viyana ve İstanbul. En son BM Kalkınma Programı UNDP'nin Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölgesel Merkezi'ni İstanbul'a açtık. Şimdi büyük bir Birleşmiş Milletler Merkezi yapacağız. Bina arıyoruz, bulamazsak bir arsa üzerine New York'taki gibi büyük olmasa da bir Birleşmiş Milletler binası yapacağız İstanbul'a" diye konuştu.
TİKA'nın yürüttüğü faaliyetler ve G20 dönem başkanlığı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, kasım ayında yapılacak zirve kapsamında beyin fırtınası toplantısı olan T20 toplantısının İzmir'de yapılacağını söyledi.
-Yunanistan ile ilişkiler
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunların çözülemeyecek konumda olmadığını dile getirdi.
Ege adaları konusunda epey mesafe kat ettiklerine değinen Çavuşoğlu "Biz bugün bu konularda adım atsak Türkiye vatandaşlarının yüzde 90'ı çok memnun olur ama Yunanistan'da ve Kıbrıs'ta malesef böyle değil. Yunanistan'daki atmosfer daha değişik. Sorunların çözümünde samimi gayret gösterdik. Kıbrıs konusunda da çok samimiyiz" dedi.
Türkiye'de bugün seçime gidilirken dahi siyasi partilerin Kıbrıs konusunu tartışmadığını, bunun çözüm konusundaki konsensüsün göstergesi olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Eski seçimlerde hep Kıbrıs konuşulur, 'Kıbrıs satıldı' diye konuşulurdu. Türkiye Cumhuriyeti'nde çözüm için bir konsensüs var, eskiden çözüm dediğiniz zaman Kıbrıs'a satmak diye düşünen insanlar bile artık çözüm istiyor. KKTC'de de aynı konsensüs var. Bizde samimiyet var, Rum tarafında da samimiyet olursa bu sene çözeriz bu işi. Ama topu taca atmamak lazım. Eskisine göre daha pozitif bir atmosfer var" şeklinde konuştu.
-Türkiye'nin garantörlüğü
Daha önce de müzakereler iyi giderken Rum tarafının tek taraflı sondaj çalışması başlattığını, Türkiye'nin de Barbaros Hayrettin Paşa gemisini göndermesi sonrası Rum tarafının müzakerelerden çekildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi Anastasiadis olumlu mesaj veriyor. Rum müzakerecinin görevi ne, tüm bu alanlar, Maraş da dahil unsurlar ve toprak konuları var, kazan kazan formülüyle bunları çözmek. Bugüne kadar yakınlaşmalar var zaten. Bunların üzerine uzlaşılmayan konuları gündeme getirin, müzakere edin, biz de destekleyelim. Şimdi Türkiye'nin garantörlüğünü gündeme getiriyorlar. Bu nedir, işi sulandırmaya çalışmaktır. Teknik konuları müzakere etmek yerine topu niye başka yere atıyorsun ? Ne zaman işler yolunda gitse mutlaka topu başka yere atmaya çalışıyorlar. Artık bu fırsatı kaçırmayalım. Bakınız böyle olmaz. Samimiyseniz, önünüzdeki dosyalarda anlaşın. Sonra 5'li bir araya geleceğiz. Garantörlük konusunda bizim kriterimiz Kıbrıs Türk halkıdır. Kıbrıs Türk halkı istediği sürece biz orada garantörüz. Onların kendisini güvende hissetmesi lazım. Sorumlusu biz değiliz ki. Kıbrıs'ta zamanında Türk halkına yapılanlara tekrar dönmeyelim, önümüze bakalım. Bugün geldiğimiz noktanın sorumlusu biz değiliz. Sen iyi niyetliysen Türkiye'nin garantörlüğünden niye çekiniyorsun, neden Türkiye'nin garantörlüğünden bir an evvel kurtulmak istiyorsun ? Madem çözüm, barış istiyorsun. Türkiye, şu anda negatif bir rol mü üstleniyor, yoo son derece pozitif. Bunu da bahane ederek biraz olayı sulandırmaya çalışıyorlar. Bu tür yollara tevessül etmesinler. Ortada bir fırsat var."
Rum tarafının tavrının İsrail'e benzediğini, orada da ne zaman müzakere başlasa, Filistin'de bir ulusal birlik hükümeti kurulsa İsrail'in Gazze'yi bombaladığını belirten Çavuşoğlu, "Çünkü İsrail bağımsız bir Filistin devletini istemiyor. Yöntemleri farklı da olsa buna benzetmeye başladım. İnşallah adada çözüm olur, barış olur, biz istiyoruz. Tam desteğimiz var, inşallah bu sene de çözüm yılı olur. Biz önümüzeki süreçte de bu kararlılığımızı göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
Mevlüt Çavuşoğlu, AB ile müzakerelerde tüm müzakere başlıklarını açabilecek durumda olduklarını kaydetti.
-Kıbrıs'taki tel örgüler
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ise yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinin sevindirici olduğunu, Ada'da iki kesim arasındaki varillerin ve tel örgülerin kaldırılması gerektiğini, Lefkoşa'nın dünyada tel örgüyle birbirinden ayrılmış tek başkent olduğunu ifade etti.
Kıbrıs'taki iş alemine moral vermek, bilişim ve pazarlama altyapısını geliştirmek için bir kalkınma ajansı kurulması gerektiğini savunan Demirtaş, ticaretin önündeki engellerin kalkması halinde Kıbrıs Adası'nın Akdeniz'in Singapur'u olabileceğini sözlerine ekledi.