Tarihi davanın mağdurları konuştu

12 Eylül’ün ‘Teğmenler Davası’nda tek tip kıyafetle mahkemeye çıkarılan ve kelepçeleri açılınca kıyafetlerini yırtan ‘Üsteğmenler’ yaşadıklarını anlattı

Tarihi davanın mağdurları konuştu
Tarihi davanın mağdurları konuştu
Darbe döneminde “Teğmenler Davası” olarak bilinen THKP/C 3. Yol davasının ilk duruşmasında, tek tip cezaevi kıyafetiyle sıkı yönetim mahkemesine çıkmayı reddeden askerlerin Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Deniz Tezel tarafından iç çamaşırlarıyla çekilmiş fotoğrafı 12 Eylül'ün simge fotoğrafları arasında yer aldı. Elleri arkadan kelepçeli, tek tip kıyafetle mahkemeye getirilen sanıklar ellerindeki kelepçenin çıkarılmasının ardından üstlerindeki kıyafetleri yırtarak tepkilerini gösterdi. Tarihe geçen fotoğrafın ardından sanıklar, mahkeme heyeti tarafından apar topar salondan çıkarıldı. Birçoğu TSK'da üsteğmen olan sanıklar ‘anayasal düzeni yıkmak' suçlamasıyla günlerce işkence gördü. 2.5 yıl hapis hapis yatan askerler, beraat etseler de askerlikten ihraç edildi. Tarihi fotoğraftaki 6 üstteğmen, Evren'in ölümünün ardından konuştu.


Mehmet Şemsettin Dikmen: “O dönem jandarmada üsteğmendim. 2 yıla yakın hapis yattım. Çeşitli yerlerde çalıştım, ticaret yaptım. Firma kurdum; onu büyüttüm, geliştirdim. Evren için ‘Allah rahmet eylemesin' diyorum.”

Tuna Atalay: “Kenan Evren öldü ama onun kurduğu 12 Eylül rejimi sürüyor. Evren'in yaptığı Anayasa duruyor, yasalar duruyor. Biz o dönem hiçbir hakkımız verilmeden kapının önüne konulduk. 2.5 yıl Metris'te yattım. İşkenceli sorgulardan geçtik. Çıktığımızda mesleğimiz yoktu.”

Mehmet Sami Akdöl: “O fotoğraf, dönemin hukukunu, adaletini, mahkemelerin niteliğini, insanlık dışı durumu açıkça ifade eden bir fotoğraf. O dönem farklı biçimlerde de olsa sürüyor. Evren'in ölümünü duyunca hiçbir şey hissetmedim.Yargılanması ve cezasını alması gerekiyordu.”

Rahmi Yıldırım: “O fotoğraf o dönemde cezaevlerinde işkencenin, zulmün protesto edildiği bir fotoğraftır. Evren, işlediği günahların bu dünyadaki kefaretini fazlasıyla sürünerek ödemeliydi. Onu affetmiyoruz.”

İbrahim Coşkun: “2.5 yıl cezaevinde yattım. Sonraki süreçte seyyar köftecilik yaptım. Park bekçiliği yaptım. Hukuk Fakültesi'ni dışardan bitirdim avukat oldum.”

Ünal Çakır: “Öldüğüne üzülüyorum çünkü bize çektirdiği acılardan daha fazlasını çekmesini istiyordum. Cezaevinden çıktıktan sonra nakliyecilik yaptım. Üniversiteyi bitirip mali müşavir oldum.”

Aynı davada yargılanan Teğmen Ömer Yazgan idam edilmişti.