Avustralya'da Kutlu Doğum Konferansı
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Avustralya'nın Melbourne kentinde düzenlenen konferansta, "Bizim Hazreti Peygamberi anlamaya, anmaya, yaşamaya ve yaşatmaya ihtiyacımız var" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Melbourne İdari ve Sosyal İşler Ataşeliği ile Victoria Türk Kuruluşları Konseyi tarafından Kutlu Doğum 2015 programları çerçevesinde Melbourne İshtar Resepsiyon Merkezi'nde "Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı" konulu konferans gerçekleştirildi.
Sunuculuğunu Broadmeadows Camii İmamı Erkan Ayçiçek'in yaptığı konferans, Türkiye ve Avustralya milli marşlarının ardından Kur'an-ı Kerim okunması ile başladı.
Programda, Melbourne İdari ve Sosyal İşler Ataşesi Kerim Birinci ve Melbourne Başkonsolosu Mehmet Küçüksakallı açılış konuşması yaptı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz, Hazreti Peygamber'in farklı din ve inançlara mensup kişilerle nasıl birlikte yaşadığını örneklerle açıklayarak, İslam'ın en büyük özelliğinin, inancı ve imanı tamamen vicdani bir olay olarak görmesi, din seçme, iman etme konusunda asla kimseye bir baskı uygulamaması olduğunu söyledi.
Avustralya'da yaşayan Türklerin farklı kültürlerle bir arada yaşama konusunda gösterdikleri uyumu gördüğünü ve bundan da memnuniyet duyduğunu aktaran Yılmaz bu tür çalışmaların önemine işaret ederek, "Bizim Hazreti Peygamberi anlamaya, anmaya, yaşamaya ve yaşatmaya ihtiyacımız var" ifadelerine kullandı.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknoloji çağında insanların yoğun bir etki altında kaldığını dile getirerek, "İnsanların zihinleri, kalpleri yoğun bir bombardımana tabi tutuluyor, bu yoğun bombardımandan kurtulmanın yolu da zaman zaman o ortamlardan çıkıp bir araya gelmek, göz göze gelmek, birlikte oturup konuşmak, konuşulanları dinlemek, paylaşmak" dedi.
- "İnsanlar bugün sevgi açlığı ile karşı karşıya"
Çağımızda insanların sevgi açlığı ve kalabalıklar içinde yalnızlık yaşadıklarına dikkati çeken Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz, "Paylaşmada problemlerimiz var, kalabalıklar çok ama insanlar kendi başlarına yalnızlar, yani insanların hepsi o kalabalıkların içerisinde bir yalnızlık yaşıyorlar, öyle görüyorum, dolayısıyla bu yalnızlığı aşmanın yolu da işte onların buluşacağı mekanları çoğaltmak, adresleri çoğaltmak" dedi.
Günümüzde yaşanan bazı olumsuz olayları da değerlendiren Yılmaz, "Bizim dini metinlerimizi, dini naslarımızı muhabbetle, merhametle, şefkatle okumak ve ona göre yorumlamak bence asıl olan ama siz nefretle okursanız oradan işte DAEŞ çıkıyor, oradan terör çıkıyor, başka şeyler çıkıyor. Daha doğrusu sevginin olmadığı yerden terör çıkar, İslam sevgiye doymuş bir medeniyet, dolayısı ile sevgi olan yerde terör olmaz, dinlerde terör olmaz zaten" şeklinde konuştu.
Yılmaz, yapılan bireysel hataları Müslümanlara ve Müslümanlığa mal etmenin yanlış olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bu arada kafalarını kalplerini kiraya vermiş ve hakikatten bu manada sorumluluk duygusu taşımayan kişilere de ben biraz akıllarını başlarına devşirmelerini tavsiye ederim. Müslümanlığın sorumlu olması gereken alanlar bellidir ve Müslümanlıkta adam öldürmek, adam katletmek yiğitlik mücahitlik değil, aslında dünyayı katletmek demektir, bir insanın katli insanlığın katlidir, bir insanın diriltilmesi ve kazanılması insanlığın kazanılmasıdır, bunu böyle görmek lazım ve biz ihyaya memuruz, imhaya, yok etmeye değil."
-"Müslümana yakışan her günü anneler günü gibi yaşmak"
Anneler Günü ile ilgili görüşlerini de açıklayan Yılmaz, İslam'da annelere verilen önemin çok büyük olduğununa dikkati çekerek, "Çünkü Hazreti Peygamber, 'Cennet annelerin ayakları altındadır' diyor. Bizim varlık sebebimiz olan, bizi bu günlere taşıyan, yetiştiren annelerimize her gün neler yapsak yetmez ama hiç yapamayanlar için sene de bir gün anneler günü kutlanmasının da ben makul olduğunu düşünüyorum, en azından bir gün de olsa onların gündem olması, konuşulması, kendilerine değer verildiğinin hissettirilmiş olması önemli ama Müslümana yakışan her günü anneler günü gibi yaşamak" dedi.
Konferansın sonunda Melbourne Başkonsolosluğu İdari İşler Ataşesi Kerim Birinci katılımcı derneklerin başkanlarına kırmızı gül takdim etti.
Kaynak: AA
Sunuculuğunu Broadmeadows Camii İmamı Erkan Ayçiçek'in yaptığı konferans, Türkiye ve Avustralya milli marşlarının ardından Kur'an-ı Kerim okunması ile başladı.
Programda, Melbourne İdari ve Sosyal İşler Ataşesi Kerim Birinci ve Melbourne Başkonsolosu Mehmet Küçüksakallı açılış konuşması yaptı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz, Hazreti Peygamber'in farklı din ve inançlara mensup kişilerle nasıl birlikte yaşadığını örneklerle açıklayarak, İslam'ın en büyük özelliğinin, inancı ve imanı tamamen vicdani bir olay olarak görmesi, din seçme, iman etme konusunda asla kimseye bir baskı uygulamaması olduğunu söyledi.
Avustralya'da yaşayan Türklerin farklı kültürlerle bir arada yaşama konusunda gösterdikleri uyumu gördüğünü ve bundan da memnuniyet duyduğunu aktaran Yılmaz bu tür çalışmaların önemine işaret ederek, "Bizim Hazreti Peygamberi anlamaya, anmaya, yaşamaya ve yaşatmaya ihtiyacımız var" ifadelerine kullandı.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknoloji çağında insanların yoğun bir etki altında kaldığını dile getirerek, "İnsanların zihinleri, kalpleri yoğun bir bombardımana tabi tutuluyor, bu yoğun bombardımandan kurtulmanın yolu da zaman zaman o ortamlardan çıkıp bir araya gelmek, göz göze gelmek, birlikte oturup konuşmak, konuşulanları dinlemek, paylaşmak" dedi.
- "İnsanlar bugün sevgi açlığı ile karşı karşıya"
Çağımızda insanların sevgi açlığı ve kalabalıklar içinde yalnızlık yaşadıklarına dikkati çeken Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yılmaz, "Paylaşmada problemlerimiz var, kalabalıklar çok ama insanlar kendi başlarına yalnızlar, yani insanların hepsi o kalabalıkların içerisinde bir yalnızlık yaşıyorlar, öyle görüyorum, dolayısıyla bu yalnızlığı aşmanın yolu da işte onların buluşacağı mekanları çoğaltmak, adresleri çoğaltmak" dedi.
Günümüzde yaşanan bazı olumsuz olayları da değerlendiren Yılmaz, "Bizim dini metinlerimizi, dini naslarımızı muhabbetle, merhametle, şefkatle okumak ve ona göre yorumlamak bence asıl olan ama siz nefretle okursanız oradan işte DAEŞ çıkıyor, oradan terör çıkıyor, başka şeyler çıkıyor. Daha doğrusu sevginin olmadığı yerden terör çıkar, İslam sevgiye doymuş bir medeniyet, dolayısı ile sevgi olan yerde terör olmaz, dinlerde terör olmaz zaten" şeklinde konuştu.
Yılmaz, yapılan bireysel hataları Müslümanlara ve Müslümanlığa mal etmenin yanlış olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bu arada kafalarını kalplerini kiraya vermiş ve hakikatten bu manada sorumluluk duygusu taşımayan kişilere de ben biraz akıllarını başlarına devşirmelerini tavsiye ederim. Müslümanlığın sorumlu olması gereken alanlar bellidir ve Müslümanlıkta adam öldürmek, adam katletmek yiğitlik mücahitlik değil, aslında dünyayı katletmek demektir, bir insanın katli insanlığın katlidir, bir insanın diriltilmesi ve kazanılması insanlığın kazanılmasıdır, bunu böyle görmek lazım ve biz ihyaya memuruz, imhaya, yok etmeye değil."
-"Müslümana yakışan her günü anneler günü gibi yaşmak"
Anneler Günü ile ilgili görüşlerini de açıklayan Yılmaz, İslam'da annelere verilen önemin çok büyük olduğununa dikkati çekerek, "Çünkü Hazreti Peygamber, 'Cennet annelerin ayakları altındadır' diyor. Bizim varlık sebebimiz olan, bizi bu günlere taşıyan, yetiştiren annelerimize her gün neler yapsak yetmez ama hiç yapamayanlar için sene de bir gün anneler günü kutlanmasının da ben makul olduğunu düşünüyorum, en azından bir gün de olsa onların gündem olması, konuşulması, kendilerine değer verildiğinin hissettirilmiş olması önemli ama Müslümana yakışan her günü anneler günü gibi yaşamak" dedi.
Konferansın sonunda Melbourne Başkonsolosluğu İdari İşler Ataşesi Kerim Birinci katılımcı derneklerin başkanlarına kırmızı gül takdim etti.