(özel Haber) Atilla Sertel Açıklaması

CHP İzmir 2. Bölge'den milletvekilliği adaylığı iptal edilen ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Atilla Sertel, “Cumhurbaşkanı en büyük kamu kuruluşu olan başbakanlıktan istifa etmeden cumhurbaşkanlığı seçimine giriyorsa, Sayın Binali Yıldırım bakanlıktan istifa etmeden büyükşehir belediyesinde başkanlık yarışına giriyorsa, Atilla Sertel bir ‘genel kurula katıldı’ diye devlet memuru insanı sayılamaz.

(özel Haber) Atilla Sertel Açıklaması
Gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Anayasa Mahkemesi’nden umutluyum” dedi.


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir 2. Bölge'den milletvekilliği adaylığı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ‘Basın İlan Kurumu’ndaki görevinden istifa etmediği’ gerekçesiyle düşürülen ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan Atilla Sertel, Yüksek Mahkeme’nin hakkını teslim edeceğine inandığını belirtti.

YSK’nın daha önce de buna benzer olaylarda emsal kararları olduğunu hatırlatan Sertel, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) hakkında yayınladığı resmi yazının da büyük kanıt oluşturduğunu dile getirdi.

“KAZANMIŞKEN MASA BAŞINDA KAYBETMEYİ SİNDİREMİYORUZ”
Milletvekilliği adaylığı iptal edilen Sertel, “Kamu kurum kuruluşunda görevli olmadığımı söylüyordum, bunu Basın İlan Kurumu yazdığı yazı ile kanıtladı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen görev gördüğümü, herhangi bir maaş almadığımı, kimseye karşı herhangi bir emir alma verme yetkisi olmadığını, sosyal güvenlik ödemesi yapılmadığını, her şeyi çok açık ve net dile getirdi. Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda doğru bir karar vereceğine inanıyorum. Beni kamu personeli olarak göstermek isteyen Yüksek Seçim Kurulu BİK’in yazdığı bu yazıyı daha önce kurumdan istemiş olsaydı, bu karar böyle çıkmazdı. Buna inanıyorum. YSK tamamen istifa edip etmediğime ilişkin bir görüş almış ve ona ilişkin karar vermiş. Ben 13 bin oyla önseçimi kazanmış, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili seçilmiş bir insanım. Bazı insanlar tarafından ihbar niteliği taşıyan mektuplar gerekçe gösterilerek adaylığımızın düşürüldüğüne ilişkin karar çıktı. Bu kararı ne hukuki olarak ne de vicdanen kabul etmek mümkün değil. Eğer 13 bin oy ve milli irade söz konusu ise biz bileğimizin hakkıyla aldığımız seçimi masa başında kaybetmeyi içimize sindiremiyoruz. CHP yetkilileri, başta Genel Başkanımız olmak üzere üst düzey yetkiler de bu işin üzerinde duruyor” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI BAŞBAKANLIKTAN İSTİFA ETMEDEN SEÇİLDİ”
Verilen kararın aslında bir demokrasi sorunu olduğuna işaret eden Atilla Sertel, şunları söyledi: “Bir ülkede cumhurbaşkanı en büyük kamu kuruluşu olan başbakanlıktan istifa etmeden cumhurbaşkanlığı seçimine giriyor ve YSK buna sesini çıkarmıyorsa, Sayın Binali Yıldırım Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan istifa etmeden gelip büyükşehir belediyesinde başkanlık yarışına giriyorsa, Atilla Sertel bir genel kurula katıldı diye devlet memuru sayılamaz. Gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Anayasa Mahkemesi’nden umutluyum. Bu dava görülürse yüzde 99.9 kazanacağız. Kazanan da ben değil, kazanan demokrasi olacak, insan hakları olacak, kazanan hak olacak. Kazanan bize gönül vermiş milyonlarca insan ve Türkiye olacak. Bu nedenle bu işin peşini bırakmamaya kararlıyım.”

“YSK 6 KÜRT ADAYA MAZBATASINI GERİ VERMİŞTİ”
YSK kararlarının kesin olduğunu ancak emsal kararlar da olduğunu hatırlatan Sertel, “YSK kararları kesin ancak bireysel başvuru hakkı var. Örneğin 2011 yılında YSK karar almıştı 6 Kürt kökenli milletvekiline mazbatasını vermemişti. Sonra yeniden bir oturum yaptı 6 adaya hakkını teslim eti. YSK tekrar oturum yapsa benim de hakkımın teslim edileceğine inanıyorum. Çünkü bu belgeler kamu ile hiçbir ilişkim olmadığını ortaya koyuyor. BİK’in yazısını okusalar yeterlidir diye düşünüyorum” diye konuştu.

“GENEL BAŞKANIMIZ HESAP SORULACAĞINI SÖYLEDİ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile de telefonda görüştüğünü aktaran Sertel, Kılıçdaroğlu’nun durumdan üzüntü duyduğunu ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Genel Başkanımız bu işi yapanlardan hesap sorulacağını söyledi.

Ben de ön seçimle gelmiş, temiz mücadele vermiş biri olarak hakkımın aranmasını kendisinden talep ettim. Zaten bu konuda partinin üst düzey yetkilileri de bu işin peşini bırakmayacaktır diye düşünüyorum ve umuyorum.”
Kaynak: İHA