İstanbul'daki 'Paralel Yapı' Soruşturmaları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 22 Temmuz 2014'ten bu yana yürütülen "paralel yapı"ya ilişkin soruşturmalarda tutuklanan şüphelilerin avukatları ile Dink cinayeti soruşturmasında tutuklanan Ramazan Akyürek'in avukatı, İstanbul sulh ceza hakimlerinin reddi ve müvekkillerinin tahliye talebi içeren dilekçeleri, yetkisi olmadığı halde İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sundukları ortaya çıktı. Talepleri kabul eden mahkeme, karar vermek üzere savcılardan soruşturma dosyalarını istedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 22 Temmuz 2014'ten beri sürdürülen "casusluk, yasa dışı dinleme, 25 Aralık kumpas, 'Selam Tevhid'de kumpas, Tahşiye grubuna yönelik kumpas, emniyetteki paralel yapı'' soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan, aralarında eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Yakup Saygılı, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Erol Demirhan, Serdar Bayraktutan ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın bulunduğu şüphelilerin avukatları ile Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in avukatı, İstanbul Adliyesi'nde görevli 10 sulh ceza hakiminin reddi ile tutuklu tüm şüphelilerin tahliyesini içeren dilekçeleri, 20 Nisan'da yetkisi olmadığı halde İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sundu.
Bu itirazlara bakma yetkisi olmadığı halde talepleri kabul ederek harekete geçen İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik, 21 Nisan'da soruşturmaları yürüten savcılara yazı yazarak, reddi hakim ve tahliye taleplerini karara bağlamak için dosyaları talep etti.
İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu hafta tevzi (dosyaların dağıtımı) nöbetçisi olduğu, kendine gelen talepleri dağıtmakla yükümlü iken söz konusu talepleri kendi uhdesinde değerlendirdiği dikkati çekti.
- Savcılığın cevabı
"Paralel yapı"ya ilişkin soruşturmaları yürüten savcılar ise dosyaları göndermedi.
Savcılar, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakim Özçelik'e gönderdikleri cevap yazısında, asliye ceza mahkemelerinin, sulh ceza mahkemelerinin aldığı kararları denetleyemeyeceği, sulh ceza hakimlerinin kararlarına ilişkin itirazları değerlendiremeyeceğini belirtti.

Savcılar, sulh ceza hakimliğinin verdiği kararlara ilişkin itirazlara ve reddi hakim taleplerine, numara olarak kendinden sonra gelen sulh ceza hakimliğinin bakabileceğini, bu nedenle söz konusu dosyaları mahkemeye gönderemeyeceklerini bildirdi. Savcılar ayrıca, bu konuyla ilgili Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün yazısını da ek olarak mahkemeye gönderdi.
- Bakanlığın yazısı
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 6 Şubat'ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği yazıda, asliye ceza mahkemelerinin sulh ceza mahkemeleri kararlarına bakamayacağı, sulh ceza hakimlikleri tarafından alınan kararlara ilişkin itirazları değerlendirme makamının yine sulh ceza hakimlikleri olduğu belirtilmişti.
Tutuklamaya ilişkin karar hakkında sulh ceza hakiminden başka birinin karar vermesinin yasal olmayacağı vurgulanan yazıda, ayrıca hakimin reddi müessesesinin, bir adliyede bulunan tüm hakimlerin toplu olarak reddi anlamında kullanılmasının mümkün olmadığı kaydedilmişti.
Kaynak: AA