Bitkisel Hammadde Kaynakları Çalıştayı
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Araştırma Laboratuvarları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazan Demir, Türkiye'nin kozmetik ve ilaç pazarından ciddi anlamda pay almasının mümkün olduğunu belirterek, "Birçok ürünü üretiyoruz. Yeni ürün geliştirme çalışmaları da devam ediyor. Amacımız bu sektörde ithalatçı olan ülkemize akademik destek sağlamak" dedi.
Demir, Muğla'nın Ortaca ilçesinde bir otelde düzenlenen "Küresel Kozmetik ve İlaç Sektörleri İçin Ülkemizin Bitkisel Hammadde Kaynakları Çalıştayı"nda, insan doğasıyla uyumlu, ekolojik dengeleri bozmayan ürünlerin daha çok ilgi çektiğini, sektörde var olmanın bu dengelere dikkat etmekle mümkün olabileceğini söyledi.
Avrupa'da yaklaşık 12 bin 500 bitki türünün yetiştiğini, bunların 11 bininin Türkiye'de de bulunduğunu vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
"Bu bitki çeşitliliğinin de yaklaşık yüzde 34'ü endemik olarak ifade ediliyor. Bütün Avrupa'da en fazla endemik bitki bulunan ülke Türkiye. Bizim ülkemizde 3 bin, en yakından izleyen Yunanistan'da ise bu rakam 800. Bunlar çok önemli ekolojik zenginliklerimiz. Muğla, bitkisel kaynaklar açısında ülkemiz ve dünya için çok önemli bir nokta. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Muğla, dünyanın güzelliğe ve sağlığa açılan kapısı olacak."
Demir, ilaç ve kozmetik alanında en çok turunçgiller, gül, kantaron, kekik, defne yaprağı, sığla ağacı ve afyonun kullanıldığını bildirdi.
Türkiye'nin kozmetik ve ilaç pazarından ciddi anlamda pay almasının mümkün olduğunu belirten Demir, "Birçok ürünü üretiyoruz. Yeni ürün geliştirme çalışmaları da devam ediyor. Amacımız bu sektörde ithalatçı olan ülkemize akademik destek sağlamak" dedi.
- "İlaç ve kozmetik ürünleri için döviz ödüyoruz"
Muğla Valisi Amir Çiçek ise ülke bütçesinde en önemli açığı ilaç ihracatının oluşturduğunu ifade etti.
Kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin birçoğunun yurtdışından alındığını dile getiren Çiçek, şöyle konuştu:
"Yurtdışından aldığımız ilaç ve kozmetik ürünleri için döviz ödüyoruz. Bu iki önemli sektörün hammaddeleri Türkiye'de var mı yok mu? Elbette ki var. Doğada bulunan bu bitkisel florayı sanayiye endüstriye çevirme aşamasındayız. Bunun için önemli bir noktadayız. Üniversitemiz bu noktada çok güzel işlere imza atıyor. Biz de diğer kurumlarla koordineli olarak üniversitemize yardımcı olacağız."
Konuşmaların ardından katılımcılara sertifika verildi.
Kaynak: AA
Avrupa'da yaklaşık 12 bin 500 bitki türünün yetiştiğini, bunların 11 bininin Türkiye'de de bulunduğunu vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
"Bu bitki çeşitliliğinin de yaklaşık yüzde 34'ü endemik olarak ifade ediliyor. Bütün Avrupa'da en fazla endemik bitki bulunan ülke Türkiye. Bizim ülkemizde 3 bin, en yakından izleyen Yunanistan'da ise bu rakam 800. Bunlar çok önemli ekolojik zenginliklerimiz. Muğla, bitkisel kaynaklar açısında ülkemiz ve dünya için çok önemli bir nokta. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Muğla, dünyanın güzelliğe ve sağlığa açılan kapısı olacak."
Demir, ilaç ve kozmetik alanında en çok turunçgiller, gül, kantaron, kekik, defne yaprağı, sığla ağacı ve afyonun kullanıldığını bildirdi.
Türkiye'nin kozmetik ve ilaç pazarından ciddi anlamda pay almasının mümkün olduğunu belirten Demir, "Birçok ürünü üretiyoruz. Yeni ürün geliştirme çalışmaları da devam ediyor. Amacımız bu sektörde ithalatçı olan ülkemize akademik destek sağlamak" dedi.
- "İlaç ve kozmetik ürünleri için döviz ödüyoruz"
Muğla Valisi Amir Çiçek ise ülke bütçesinde en önemli açığı ilaç ihracatının oluşturduğunu ifade etti.
Kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin birçoğunun yurtdışından alındığını dile getiren Çiçek, şöyle konuştu:
"Yurtdışından aldığımız ilaç ve kozmetik ürünleri için döviz ödüyoruz. Bu iki önemli sektörün hammaddeleri Türkiye'de var mı yok mu? Elbette ki var. Doğada bulunan bu bitkisel florayı sanayiye endüstriye çevirme aşamasındayız. Bunun için önemli bir noktadayız. Üniversitemiz bu noktada çok güzel işlere imza atıyor. Biz de diğer kurumlarla koordineli olarak üniversitemize yardımcı olacağız."
Konuşmaların ardından katılımcılara sertifika verildi.