Arınç: 'Hükümetimizin ayakta kalma sırrı...'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Ak Parti hükümetlerinin ayakta kalma sırrını açıkladı
Arınç: “2 kere 2, 4 eder derler matematikte, sinerji olursa 5 eder. Buna da laik tabiriyle sinerji, dini tabiriyle bereket denir. Sadaka vereceksiniz, bereket bulacaksınız. Dua alacaksınız, bereket bulacaksınız. 3 yapacaksınız 5 bulacaksınız. Biz hükümette de bu bereketle ayakta duruyoruz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde Tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteni Çok Amaçlı Salonu ve Nikah Salonu'nun açılışına katıldı.
Açılışa Arınç'ın yanı sıra Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, AK Parti Manisa Milletvekilleri Recai Berber, Uğur Aydemir, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, daire müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Birkaç hafta önce Cenevre'ye ziyarete gittiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Cenevre çevresindeki bölgelere gittim. Orada tarihi kimliğin nasıl yaşadığını, yaşatıldığını ve nasıl keyifle ziyaret edildiğini gördüm. İstedik ki bizde bu bölgede böyle bir şey meydana getirelim. Manisa'ya ziyarete gelecek olan bir kişi nereleri görmeli ? Herhalde ilk göreceği yerlerden birisi de Bedesten ve çevresi olmalıdır. Bu bölgede yapılacak bir cazibe merkeziyle eski Manisa yaşantısını örnekleriyle gösterilebilir.” dedi.
USTALIK BELGESİ BULUNANLARA SIFIR FAİZLİ KREDİ
Restore edilerek çok amaçlı salonu ve nikah salonu yapılan Rum Mehmet Paşa Bedesteni etrafında geçmişte çok güzel insanların yaşadığını vurgulayan Arınç, bu insanlardan şekerci Dede diye anılan Hüseyin Dede'yi anlattı. Arınç, “Hüseyin Dede dediğimiz çok mübarek zattı. Şurada çınar ağacının altında küçücük dükkanı vardı. Biz her zaman buraya giderdik. Sabah fakirler girerdi.Sabahtan akşama kadar da 500 tane ekmek dağıtılırdı. Hayırsever insanlar kutu kutu şekerler getirirdi. Hacı dede onları küçük çocuklara dağıtır sevindirirdi. İnsanlar zekatlarını fitrelerini getirirlerdi. Elini sürmezdi. Hemen önündeki masanın altında zekat fitresi paralarını koyarlardı. Onlar gider arkadan ihtiyaç sahipleri gelir ve herkes ihtiyacı kadar o zekat paralarından alırdı. Güzel nasihatları vardı. Arif ve gönlü açık biriydi.Şuan rahmetli Çatal Mezarlığı'nda yatıyor. Kendisine ölümü yakın dönemde soruyorlar;'Nereye defnedilmek istersen?' tabi herkes karısının yanına gömülmesini beklerken Hacı Dede'Beni ustamın yanına gömün. Ben dünya ve ahiret hakkında ne öğrendiysem ustamdan öğrendim.' Ustalar böyleydi eskiden. Ustalar sadece çıraklarını usta yapmak için uğraşmaz, onlara ahlak, edep, haya öğretirlerdi. Bizde bu kapsamda Sayın Başbakanımız geçtiğimiz günlerde esnafa yönelik bir paket açıklarken, elinde ustalık belgesi bulunduran ve 3 yıldan bu yana ustalık belgesi kullananlara sıfır faizli Halk Bankası'ndan kredi vermeyi vaad etti. Artık yaşamakta zorlanan sanatları icra edenlere de yine Halk Bankası'ndan sıfır faizli kredi verilecektir. Bunların yaşamasını arzu ediyoruz.” dedi.
JAPON İMPARATOR İLE OLAN ANISI SALONDAKİLERİ GÜLDÜRDÜ
Manisa'ya mutlaka turist gelmesi gerektiğini kaydeden Arınç, Japonyalı turistlerin tarihi eserlere olan ilgisinden bahsetti. Başbakan Yardımcısı Arınç'ın TBMM Başkanlığı döneminde ziyaret ettiği Japon İmparatoru Akihito ile aralarında geçen diyalogu esprili bir dille anlatması salondakileri güldürdü. “Meclis başkanlığı döneminde Japon İmparatorunu ziyaret etmiştim. İmparator bana 2 soru sordu. Sorular çalışmadığım yerden çıkınca da afalladım. Bir sürü şey konuştuk. Sonunda imparator dedi ki'Camlı Köşk ne durumdadır?' İnanın espri olsun diye söylemiyorum. Nereden buldu bu soruyu, Camlı Köşk de neresi? Biz ne konuşmaya geldik, bana ne soruyor' diye düşünürken,'tamam o iş' dedim. Sonra dışarı çıktım. Siz beni mahcup ettiniz bu Camlı Köşk neresi kardeşim? Adam durdu durdu bana Camlı Köşk'ü sordu. Efendim dediler'Camlı Köşk, Dolmabahçe Sarayı'nda Kabataş Caddesi üzerinde, sarayın dışarıya bakan tek mekanına Camlı Köşk derler. Bunun içerisinde kristal avizeler vardır, cam mamulleri vardır. Japonlar onları çok severler' dediler.‘Gözün çıkmasın. Baştan söyleseydin ben de daha güzel konuşacaktım' dedim. Sonra İstanbul'da Milli Sarayları aradım.'Şu Camlı Köşk ne durumda ?' diye sordum.'Efendim 7 aydır restorasyonu yapılıyor, bitmek üzere' diye yanıt verdiler. Bu vakayı atlattık diye beklerken ikinci soru geldi imparatordan.'Karahöyük'deki kazılar ne durumda?' dedi. Allah Allah biz Japonya-Türkiye ilişkilerini düşünüyoruz. Adam koskoca güneşin oğlu imparator, bana Karahöyük'deki kazıları soruyor kardeşim.'Karahöyük'deki kazılar da çok iyi gidiyor' dedim. Dedi ki'bizim prens Takahito her sene oraya geliyor. Kazı yapıyor, bir de orada müze yapacak. Hala kazılar bitmedi.' Biz de gaza geldik, bu sene bitireceğiz orayı' dedim. İnanın böyle. Biz neyse Temmuz ayında davul zurnayla, kendisin karşıladık. Kazılar başladı. 2.5 milyon dolara müze yapıldı. Demek istediğim şu, Japon çok geziyor. 170 milyon nüfuslu ülkeden Türkiye'ye 170 bin turist geliyor. Hepsi paralı, güneş, deniz falan filan onun için gelmiyorlar. Tarih için, arkeoloji için geliyorlar. Japonları buraya çekmemizin yolu, bu güzellikleri burada yansıtabilmekten geçiyor. Bizim de burada bir bedestenimiz var” diye konuştu.
BEREKETİN KAYNAĞI BURADA
Vakıflar Genel Müdürlüğünde yaptıkları çalışmalardan bahseden Arınç, “Bütçemiz 500 milyon lira ama biz 500 milyon liranın 3 misli hizmet yapıyoruz. Bereketin kaynağı burada. Sinerji denen şey böyle bir şeydir. 2 kere 2, 4 eder derler matematikte, sinerji olursa 5 eder. Buna da laik tabiriyle sinerji, dini tabiriyle bereket denir. Sadaka vereceksiniz, bereket bulacaksınız. Dua alacaksınız, bereket bulacaksınız. 3 yapacaksınız 5 bulacaksınız. Biz hükümette de bu bereketle ayakta duruyoruz. Her sene bütçeden 80 katrilyon sosyal güvenlik harcamamız var, siz hastanelerde daha rahat edesiniz diye. 80 katrilyonu bırak 1 milyar kredi bulmak için başbakanlar Avrupa'da kapıda bekliyordu. 1 milyonu bulunca Türkiye'ye müjde diye gönderiyordu. Bedesten'imiz hayırlı olsun, bereketli olsun. Manisa'mıza güzel bir gerdanlık gibi yakışsın” dedi.
YÜZÜ GÜLEN İNSAN BAŞARILI OLUR
Bedesten'in çevresinin de hareketlenmesi için Manisa Büyükşehir Belediyesine de iş düştüğünü kaydeden Arınç, “Buradaki esnafın yüzünün gülmesi lazım. Buradaki esnafın yüzü gülerse Manisa'nın yüzü gülecek. Yüzü gülen insan da dünyanın en başarılısı olur. Ömer Faruk Çelik'in seçilmesinin, başarılı olmasının sebebi, yüzünün gülmesidir. Ben sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na da bunu söylüyorum.'Ne kadar güzel en sıkıntılı zamanlarda bile yüzün gülüyor.' Ben böyle değilim. Benim içimde ne varsa dışıma hemen o çıkıveriyor. Suratım buruşur, asılır, ağlamaklı olurum, bazen hiddetlenirim. Allah sana bir vergi vermiş. Sen kızsan bile yüzün gülüyor. Bu Allah'ın sevdiği bir iş. Milletin de sevdiği bir iş. Yüzünüz gülsün arkadaşlar Bedesten artık sizin, hayırlı olsun” şeklinde konuştu.
ADAY ADAYLARINA GÖNDERME
Arınç konuşmasının sonunda bedesten'in içindeki kalabalığı işaret ederek, “İnşallah güzel açılışlarda birlikte olacağız. Bugünkü bereketin altında yaklaşan seçimlerde var gibi geliyor bana. Aday adaylarımıza da şimdiden başarılar” dedi.Arınç'ın konuşmasının ardından Tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesten'i Çok Amaçlı Salon ve Nikah Salonu'nun açılışı yapılan duanın ardından kesilen kurdele ile gerçekleştirildi.
RUM MEHMET PAŞA BEDESTENİ
Manisa'daki bedesten, Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Rum Mehmet Paşa tarafından İstanbul'da yaptırılan cami ve medreseye vakıf olarak inşa edilmiştir. Kuzey-Güney yönünde uzanan enine dikdörtgen bir planlı olan tek katlı yapı içten içe 42 x 10 metre ölçülerindedir. Dört yönden giriş kapısı bulunmaktadır. Bina içten beş sivri kemerle altı bölüme ayrılmış ve üst örtü içten beşik tonozla kapatılıp dıştan klasik kiremitli bir kırma çatı ile örtülmüştür. Dış cephelerde 29 dükkan yer almıştır.Güney ve batı girişlerinin dış kısımlarında daha geç devirlerde yapılan birer Çeşme bulunmaktadır. Yapının inşaat malzemesi taş ve tuğladır. Günümüze oldukça iyi korunarak ulaşan bedestenin içinin küçük bölümler halinde satılmış ve bu bölümler yer yer tuğla duvarla çevrelenerek binanın plan özelliği bozulmuştur. Çeşitli kişilerce hurda deposu olarak kullanıldıktan sonra yakın dönemde Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün çalışmalarıyla restore edilen bedesten, Manisa'nın büyükşehir belediyesi olmasıyla birlikte Şehzadeler Belediyesi'ne devredildi. Tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteni, Şehzadeler Belediyesi tarafından nikah ve çok amaçlı salon olarak ilçeye kazandırıldı. 300 kişi kapasiteli mekan tarihi yapıya uygun şekilde dizayn edildi.
Kaynak: İHA
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde Tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteni Çok Amaçlı Salonu ve Nikah Salonu'nun açılışına katıldı.
Açılışa Arınç'ın yanı sıra Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, AK Parti Manisa Milletvekilleri Recai Berber, Uğur Aydemir, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, daire müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Birkaç hafta önce Cenevre'ye ziyarete gittiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Cenevre çevresindeki bölgelere gittim. Orada tarihi kimliğin nasıl yaşadığını, yaşatıldığını ve nasıl keyifle ziyaret edildiğini gördüm. İstedik ki bizde bu bölgede böyle bir şey meydana getirelim. Manisa'ya ziyarete gelecek olan bir kişi nereleri görmeli ? Herhalde ilk göreceği yerlerden birisi de Bedesten ve çevresi olmalıdır. Bu bölgede yapılacak bir cazibe merkeziyle eski Manisa yaşantısını örnekleriyle gösterilebilir.” dedi.
USTALIK BELGESİ BULUNANLARA SIFIR FAİZLİ KREDİ
Restore edilerek çok amaçlı salonu ve nikah salonu yapılan Rum Mehmet Paşa Bedesteni etrafında geçmişte çok güzel insanların yaşadığını vurgulayan Arınç, bu insanlardan şekerci Dede diye anılan Hüseyin Dede'yi anlattı. Arınç, “Hüseyin Dede dediğimiz çok mübarek zattı. Şurada çınar ağacının altında küçücük dükkanı vardı. Biz her zaman buraya giderdik. Sabah fakirler girerdi.Sabahtan akşama kadar da 500 tane ekmek dağıtılırdı. Hayırsever insanlar kutu kutu şekerler getirirdi. Hacı dede onları küçük çocuklara dağıtır sevindirirdi. İnsanlar zekatlarını fitrelerini getirirlerdi. Elini sürmezdi. Hemen önündeki masanın altında zekat fitresi paralarını koyarlardı. Onlar gider arkadan ihtiyaç sahipleri gelir ve herkes ihtiyacı kadar o zekat paralarından alırdı. Güzel nasihatları vardı. Arif ve gönlü açık biriydi.Şuan rahmetli Çatal Mezarlığı'nda yatıyor. Kendisine ölümü yakın dönemde soruyorlar;'Nereye defnedilmek istersen?' tabi herkes karısının yanına gömülmesini beklerken Hacı Dede'Beni ustamın yanına gömün. Ben dünya ve ahiret hakkında ne öğrendiysem ustamdan öğrendim.' Ustalar böyleydi eskiden. Ustalar sadece çıraklarını usta yapmak için uğraşmaz, onlara ahlak, edep, haya öğretirlerdi. Bizde bu kapsamda Sayın Başbakanımız geçtiğimiz günlerde esnafa yönelik bir paket açıklarken, elinde ustalık belgesi bulunduran ve 3 yıldan bu yana ustalık belgesi kullananlara sıfır faizli Halk Bankası'ndan kredi vermeyi vaad etti. Artık yaşamakta zorlanan sanatları icra edenlere de yine Halk Bankası'ndan sıfır faizli kredi verilecektir. Bunların yaşamasını arzu ediyoruz.” dedi.
JAPON İMPARATOR İLE OLAN ANISI SALONDAKİLERİ GÜLDÜRDÜ
Manisa'ya mutlaka turist gelmesi gerektiğini kaydeden Arınç, Japonyalı turistlerin tarihi eserlere olan ilgisinden bahsetti. Başbakan Yardımcısı Arınç'ın TBMM Başkanlığı döneminde ziyaret ettiği Japon İmparatoru Akihito ile aralarında geçen diyalogu esprili bir dille anlatması salondakileri güldürdü. “Meclis başkanlığı döneminde Japon İmparatorunu ziyaret etmiştim. İmparator bana 2 soru sordu. Sorular çalışmadığım yerden çıkınca da afalladım. Bir sürü şey konuştuk. Sonunda imparator dedi ki'Camlı Köşk ne durumdadır?' İnanın espri olsun diye söylemiyorum. Nereden buldu bu soruyu, Camlı Köşk de neresi? Biz ne konuşmaya geldik, bana ne soruyor' diye düşünürken,'tamam o iş' dedim. Sonra dışarı çıktım. Siz beni mahcup ettiniz bu Camlı Köşk neresi kardeşim? Adam durdu durdu bana Camlı Köşk'ü sordu. Efendim dediler'Camlı Köşk, Dolmabahçe Sarayı'nda Kabataş Caddesi üzerinde, sarayın dışarıya bakan tek mekanına Camlı Köşk derler. Bunun içerisinde kristal avizeler vardır, cam mamulleri vardır. Japonlar onları çok severler' dediler.‘Gözün çıkmasın. Baştan söyleseydin ben de daha güzel konuşacaktım' dedim. Sonra İstanbul'da Milli Sarayları aradım.'Şu Camlı Köşk ne durumda ?' diye sordum.'Efendim 7 aydır restorasyonu yapılıyor, bitmek üzere' diye yanıt verdiler. Bu vakayı atlattık diye beklerken ikinci soru geldi imparatordan.'Karahöyük'deki kazılar ne durumda?' dedi. Allah Allah biz Japonya-Türkiye ilişkilerini düşünüyoruz. Adam koskoca güneşin oğlu imparator, bana Karahöyük'deki kazıları soruyor kardeşim.'Karahöyük'deki kazılar da çok iyi gidiyor' dedim. Dedi ki'bizim prens Takahito her sene oraya geliyor. Kazı yapıyor, bir de orada müze yapacak. Hala kazılar bitmedi.' Biz de gaza geldik, bu sene bitireceğiz orayı' dedim. İnanın böyle. Biz neyse Temmuz ayında davul zurnayla, kendisin karşıladık. Kazılar başladı. 2.5 milyon dolara müze yapıldı. Demek istediğim şu, Japon çok geziyor. 170 milyon nüfuslu ülkeden Türkiye'ye 170 bin turist geliyor. Hepsi paralı, güneş, deniz falan filan onun için gelmiyorlar. Tarih için, arkeoloji için geliyorlar. Japonları buraya çekmemizin yolu, bu güzellikleri burada yansıtabilmekten geçiyor. Bizim de burada bir bedestenimiz var” diye konuştu.
BEREKETİN KAYNAĞI BURADA
Vakıflar Genel Müdürlüğünde yaptıkları çalışmalardan bahseden Arınç, “Bütçemiz 500 milyon lira ama biz 500 milyon liranın 3 misli hizmet yapıyoruz. Bereketin kaynağı burada. Sinerji denen şey böyle bir şeydir. 2 kere 2, 4 eder derler matematikte, sinerji olursa 5 eder. Buna da laik tabiriyle sinerji, dini tabiriyle bereket denir. Sadaka vereceksiniz, bereket bulacaksınız. Dua alacaksınız, bereket bulacaksınız. 3 yapacaksınız 5 bulacaksınız. Biz hükümette de bu bereketle ayakta duruyoruz. Her sene bütçeden 80 katrilyon sosyal güvenlik harcamamız var, siz hastanelerde daha rahat edesiniz diye. 80 katrilyonu bırak 1 milyar kredi bulmak için başbakanlar Avrupa'da kapıda bekliyordu. 1 milyonu bulunca Türkiye'ye müjde diye gönderiyordu. Bedesten'imiz hayırlı olsun, bereketli olsun. Manisa'mıza güzel bir gerdanlık gibi yakışsın” dedi.
YÜZÜ GÜLEN İNSAN BAŞARILI OLUR
Bedesten'in çevresinin de hareketlenmesi için Manisa Büyükşehir Belediyesine de iş düştüğünü kaydeden Arınç, “Buradaki esnafın yüzünün gülmesi lazım. Buradaki esnafın yüzü gülerse Manisa'nın yüzü gülecek. Yüzü gülen insan da dünyanın en başarılısı olur. Ömer Faruk Çelik'in seçilmesinin, başarılı olmasının sebebi, yüzünün gülmesidir. Ben sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na da bunu söylüyorum.'Ne kadar güzel en sıkıntılı zamanlarda bile yüzün gülüyor.' Ben böyle değilim. Benim içimde ne varsa dışıma hemen o çıkıveriyor. Suratım buruşur, asılır, ağlamaklı olurum, bazen hiddetlenirim. Allah sana bir vergi vermiş. Sen kızsan bile yüzün gülüyor. Bu Allah'ın sevdiği bir iş. Milletin de sevdiği bir iş. Yüzünüz gülsün arkadaşlar Bedesten artık sizin, hayırlı olsun” şeklinde konuştu.
ADAY ADAYLARINA GÖNDERME
Arınç konuşmasının sonunda bedesten'in içindeki kalabalığı işaret ederek, “İnşallah güzel açılışlarda birlikte olacağız. Bugünkü bereketin altında yaklaşan seçimlerde var gibi geliyor bana. Aday adaylarımıza da şimdiden başarılar” dedi.Arınç'ın konuşmasının ardından Tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesten'i Çok Amaçlı Salon ve Nikah Salonu'nun açılışı yapılan duanın ardından kesilen kurdele ile gerçekleştirildi.
RUM MEHMET PAŞA BEDESTENİ
Manisa'daki bedesten, Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Rum Mehmet Paşa tarafından İstanbul'da yaptırılan cami ve medreseye vakıf olarak inşa edilmiştir. Kuzey-Güney yönünde uzanan enine dikdörtgen bir planlı olan tek katlı yapı içten içe 42 x 10 metre ölçülerindedir. Dört yönden giriş kapısı bulunmaktadır. Bina içten beş sivri kemerle altı bölüme ayrılmış ve üst örtü içten beşik tonozla kapatılıp dıştan klasik kiremitli bir kırma çatı ile örtülmüştür. Dış cephelerde 29 dükkan yer almıştır.Güney ve batı girişlerinin dış kısımlarında daha geç devirlerde yapılan birer Çeşme bulunmaktadır. Yapının inşaat malzemesi taş ve tuğladır. Günümüze oldukça iyi korunarak ulaşan bedestenin içinin küçük bölümler halinde satılmış ve bu bölümler yer yer tuğla duvarla çevrelenerek binanın plan özelliği bozulmuştur. Çeşitli kişilerce hurda deposu olarak kullanıldıktan sonra yakın dönemde Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün çalışmalarıyla restore edilen bedesten, Manisa'nın büyükşehir belediyesi olmasıyla birlikte Şehzadeler Belediyesi'ne devredildi. Tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteni, Şehzadeler Belediyesi tarafından nikah ve çok amaçlı salon olarak ilçeye kazandırıldı. 300 kişi kapasiteli mekan tarihi yapıya uygun şekilde dizayn edildi.