Hrant Dink Cinayetine Yeni İddianame (6)
İSTANBUL - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin hazırlanan yeni iddianamede, tüm soruşturma evrakı içeriği, deliller ve yapılan tespitler gereğince şüpheliler Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın, liderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı, resmi yazışmalarda Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) olarak yer alan "silahlı terör örgütünün yöneticileri" oldukları belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 168 sayfalık iddianamede, suç tarihinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürülüğü'nde komiser olarak görev yapan şüpheli Özkan Mumcu'nun, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden 17 Şubat 2006'da İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen "Yasin Hayal isimli şahıs tarafından Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e karşı İstanbul'da ses getirecek bir eylem yapmayı planladığı" yazısı üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden konu ile ilgili ayrıntılı bilgi almak isteyen kolluk görevlisine bilgi vermediği kaydedildi.
Şüpheli Mumcu'nun, yine Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden, İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilen yazı ekindeki 15 Şubat 2006 tarihli F4 raporu içeriğinde yer alan "Yasin Hayal'in Hrant Dink'i ne pahasına olursa olsun öldüreceği'' bilgisini söylemeyerek gizlediği ve bu şekilde Dink hakkında koruma kararı alınmasını engellediği vurgulanan iddianamede, şüpheli Mumcu'nun üyesi olduğu silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda araç suç niteliğindeki Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesi için vakıf olduğu bütün bilgileri kasten F/4 gizli haber raporlarına dönüştürmediğinin tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede, şüpheli Ercan Demir'in, Erhan Tuncel'in eski yardımcı istihbarat elemanı olduğu yönündeki bilgileri dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve soruşturmayı yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileriyle paylaşmayarak gizlediği bildirildi.
Şüpheli Demir'in, Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığı görevinden çıkarılmasını sağlayarak resmi kayıtlara geçebilecek bilgi akışını kestiği aktarılan iddianamede, "Ancak ilişiği kesilen Tuncel ile görüşme ve ilişkiyi devam ettirmek mevzuata göre yasak olmasına rağmen kayıt dışı bir şekilde, Tuncel ile ilişiğinin kesildiği 23 Kasım 2006'dan 7 Ocak 2007'ye kadar Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerine tahsis edilen telefon ile Tuncel ile toplamda 34 görüşme gerçekleştirildiği tespit edildi" denildi.
- Reşat Altay'a bilgi verilmemiş
Şüpheli Faruk Sarı'nın da Tuncel'in Yasin Hayal grubunun faaliyetleri, Hrant Dink'i öldürme planları konusunda verdiği bilgiler üzerine düzenlenen 3 adet F/4 gizli haber raporunun ve çok sayıda bu konuda düzenlenmiş F/5 raporlarının Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde bulunmasına rağmen Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Reşat Altay'ı bu konularda bilgilendirmediği kaydedilen iddianamede, cinayetin ardından gözaltına alınan Tuncel'in İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan ön sorgusunda, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bağlı yardımcı istihbarat elemanı olduğunu açıklanması üzerine konudan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah tarafından Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın da bilgilendirildiği anlatıldı.
İddianamede, "Bu aşamaya kadar Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan şüpheli Faruk Sarı'nın, tüm bu bilgileri Hrant Dink cinayetini soruşturan İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'dan suç örgütü yöneticileri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in talimatı üzerine gizlediği, yine Akyürek ve Yılmazer'in talimatı üzerine görevli olduğu Bayburt'tan Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gelen Muhittin Zenit ile Yasin Hayal grubunca geliştirilen cinayet tasarısı ile ilgili resmi yazışmaları düzenleyip bir kısmını yok ettiği anlaşılmıştır'' tespitinde bulunuldu.
Şüphelilerden dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın istihbarat elemanı Erhan Tuncel hakkında bilgisinin olmadığına dair ifadesinin çelişkili olduğu belirtilen iddianamede, şüpheli Altay'ın imzaladığı ve Trabzon İstihbarat Şube'nin arşivinde bulunan 12 numaralı F-3 raporunda, "Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarıldığı" ibaresinin bulunduğu, bu nedenle Erhan Tuncel'den bilgisinin olmadığının mümkün görünmediği vurgulandı.
Hrant Dink cinayetine dair tasarının yapıldığı tarihlerde ve Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihte Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak görev yapan Reşat Altay'ın, cinayete dair hayati öneme haiz tetikçi "Ogün" ismi gibi detay bilgileri içeren F/4 haber raporunu, 14 Eylül 2006 tarihli yazı ekinde yer alan F/3 raporunda düzenlendiğine dair bilgi bulunmasına rağmen söz konusu yazıyı İstihbarat Daire Başkanlığı'na göndermediği ve bu bilginin soruşturma makamlarından gizlediği iddia edildi.
- Şüpheli Ahmet İlhan Güler
Hrant Dink cinayetine dair tasarının yapıldığı tarihlerde ve cinayetin işlendiği tarihte İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan, F/4 gizli haber raporlarını inceleme gereği duymayan şüpheli Sabri Uzun'un görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği belirtilen iddianamede, şüpheli Ahmet İlhan Güler hakkında şu tespitler yapıldı:
"Şüpheliler Akyürek, Yılmazer, ve Çakar liderliğinde oluşturulan suç örgütünce emniyet teşkilatı içinde bir yapının oluşturulması amacıyla planlanan Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları önünde engel olarak görülen dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'den F/4 raporlarına yansıyan Yasin Hayal tarafından Dink'in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği, bu amaçla hazırlıklara başladığı, takipten kurtulmak için telefonunu bir köyde bırakacağı gibi önemli bilgiler gizlenmiş olsa da; kendi ifadesiyle 18-19 yıl Türkiye'nin çeşitli yerlerinde İstihbarat Şube Müdürlüğü veya daha alt kademe istihbarat birimlerinde görev yapan tecrübeli bir istihbaratçı olan şüpheli Güler'in yüklendiği kamu görevi ve konumu itibariyle Dink'in yaşam hakkına yönelik açık ve yakın bir tehlike altında bulunduğunu öngörmemiş olması mümkün olmayıp, yine kendi ifadesiyle Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen 17 Şubat 2006 tarihli yazıyı ve Hayal tarafından Dink'e karşı ses getirecek eylem bilgisini İl Emniyet Müdürlüğü'ne hitaben yazılmadığı gerekçesiyle İl Emniyet Müdürü Cerrah'tan gizleyen şüpheli Güler'in eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu aştığı, maktul Dink'in yaşam hakkını korumayarak kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır.''
- "Cerrah'ın ihmali var"
İddianamede, Dink'i ölüme götüren süreçte İstanbul İl Emniyet Müdürü olarak görev yapan şüpheli Cerrah'ın, Dink'in yaşamına yönelik açık ve yakın tehlike altında olduğunu, yürütmekte olduğu kamu görevi, yetki ve konumu gereğince bilmemesinin mümkün olmadığı, Dink'in korunmasına dönük işlemleri koruma kuruluna götürmeyip, var olan yetkisini kullanmayarak görevi kötüye kullanma suçunu işlediğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Şüpheli mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'ne" üye olmadığı ancak örgütün amaçları doğrultusunda hareket ettiği aktarılan iddianamede, şüpheli Yıldız'ın, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki görevlilerle hareket ederek, cinayette sorumluluğu bulunan Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin açığa çıkartılmasını engellediği belirtildi.
- "Yasadışı C-5 bürosunda organize edilmiş"
İddianamede, tüm soruşturma evrakı içeriği, deliller ve yapılan tespitler gereğince şüpheliler Akyürek, Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın liderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı, resmi yazışmalarda FETÖ/PDY olarak yer alan "silahlı terör örgütünün yöneticileri"nden oldukları kaydedilen iddianamede, şüpheliler Yunus Yazar, Yılmaz Angın, Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Mehmet Uçar, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Faruk Sarı, Onur Karakaya'nın "silahlı terör örgütünün üyeleri" olduklarının tespit edildiği vurgulandı.
Hazırlanan iddianamede, Fetullah Gülen'in liderliğinde kurulan suç örgütünün Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına tamamen veya kısmen engel olmaya teşebbüs ettiği, askeri, siyasi, idare ve devlet bürokrasileri amaçları doğrultusunda tasfiye ve dizayn etmek amacıyla sonradan kumpas oldukları anlaşılan, uydurma delillerle yürütülen birçok soruşturmayı İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'nde oluşturdukları gizli ve yasadışı bir yapılanma olan C-5 bürosunda organize ederek başlattıkları belirtildi.
Silahlı terör örgütünün birçok mensuplarının soruşturmalar nedeniyle yurtdışına kaçtığı, bir kısmı hakkında tutuklama kararları verilerek kamu davalarının açıldığı hatırlatılan iddianamede, Hrant Dink cinayetinin, "emniyet içinde cemaat olarak tanımlanan bir yapıyı gerçekleştiren Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın yöneticisi olduğu silahlı terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirme adına işlenmesine izin verilmiş araç suç" niteliğinde olduğu vurgulandı.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Şüpheli Mumcu'nun, yine Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden, İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilen yazı ekindeki 15 Şubat 2006 tarihli F4 raporu içeriğinde yer alan "Yasin Hayal'in Hrant Dink'i ne pahasına olursa olsun öldüreceği'' bilgisini söylemeyerek gizlediği ve bu şekilde Dink hakkında koruma kararı alınmasını engellediği vurgulanan iddianamede, şüpheli Mumcu'nun üyesi olduğu silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda araç suç niteliğindeki Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesi için vakıf olduğu bütün bilgileri kasten F/4 gizli haber raporlarına dönüştürmediğinin tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede, şüpheli Ercan Demir'in, Erhan Tuncel'in eski yardımcı istihbarat elemanı olduğu yönündeki bilgileri dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve soruşturmayı yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileriyle paylaşmayarak gizlediği bildirildi.
Şüpheli Demir'in, Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığı görevinden çıkarılmasını sağlayarak resmi kayıtlara geçebilecek bilgi akışını kestiği aktarılan iddianamede, "Ancak ilişiği kesilen Tuncel ile görüşme ve ilişkiyi devam ettirmek mevzuata göre yasak olmasına rağmen kayıt dışı bir şekilde, Tuncel ile ilişiğinin kesildiği 23 Kasım 2006'dan 7 Ocak 2007'ye kadar Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerine tahsis edilen telefon ile Tuncel ile toplamda 34 görüşme gerçekleştirildiği tespit edildi" denildi.
- Reşat Altay'a bilgi verilmemiş
Şüpheli Faruk Sarı'nın da Tuncel'in Yasin Hayal grubunun faaliyetleri, Hrant Dink'i öldürme planları konusunda verdiği bilgiler üzerine düzenlenen 3 adet F/4 gizli haber raporunun ve çok sayıda bu konuda düzenlenmiş F/5 raporlarının Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü arşivinde bulunmasına rağmen Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Reşat Altay'ı bu konularda bilgilendirmediği kaydedilen iddianamede, cinayetin ardından gözaltına alınan Tuncel'in İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yapılan ön sorgusunda, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bağlı yardımcı istihbarat elemanı olduğunu açıklanması üzerine konudan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah tarafından Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın da bilgilendirildiği anlatıldı.
İddianamede, "Bu aşamaya kadar Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan şüpheli Faruk Sarı'nın, tüm bu bilgileri Hrant Dink cinayetini soruşturan İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ve Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'dan suç örgütü yöneticileri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in talimatı üzerine gizlediği, yine Akyürek ve Yılmazer'in talimatı üzerine görevli olduğu Bayburt'tan Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gelen Muhittin Zenit ile Yasin Hayal grubunca geliştirilen cinayet tasarısı ile ilgili resmi yazışmaları düzenleyip bir kısmını yok ettiği anlaşılmıştır'' tespitinde bulunuldu.
Şüphelilerden dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın istihbarat elemanı Erhan Tuncel hakkında bilgisinin olmadığına dair ifadesinin çelişkili olduğu belirtilen iddianamede, şüpheli Altay'ın imzaladığı ve Trabzon İstihbarat Şube'nin arşivinde bulunan 12 numaralı F-3 raporunda, "Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarıldığı" ibaresinin bulunduğu, bu nedenle Erhan Tuncel'den bilgisinin olmadığının mümkün görünmediği vurgulandı.
Hrant Dink cinayetine dair tasarının yapıldığı tarihlerde ve Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihte Trabzon İl Emniyet Müdürü olarak görev yapan Reşat Altay'ın, cinayete dair hayati öneme haiz tetikçi "Ogün" ismi gibi detay bilgileri içeren F/4 haber raporunu, 14 Eylül 2006 tarihli yazı ekinde yer alan F/3 raporunda düzenlendiğine dair bilgi bulunmasına rağmen söz konusu yazıyı İstihbarat Daire Başkanlığı'na göndermediği ve bu bilginin soruşturma makamlarından gizlediği iddia edildi.
- Şüpheli Ahmet İlhan Güler
Hrant Dink cinayetine dair tasarının yapıldığı tarihlerde ve cinayetin işlendiği tarihte İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan, F/4 gizli haber raporlarını inceleme gereği duymayan şüpheli Sabri Uzun'un görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği belirtilen iddianamede, şüpheli Ahmet İlhan Güler hakkında şu tespitler yapıldı:
"Şüpheliler Akyürek, Yılmazer, ve Çakar liderliğinde oluşturulan suç örgütünce emniyet teşkilatı içinde bir yapının oluşturulması amacıyla planlanan Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları önünde engel olarak görülen dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'den F/4 raporlarına yansıyan Yasin Hayal tarafından Dink'in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği, bu amaçla hazırlıklara başladığı, takipten kurtulmak için telefonunu bir köyde bırakacağı gibi önemli bilgiler gizlenmiş olsa da; kendi ifadesiyle 18-19 yıl Türkiye'nin çeşitli yerlerinde İstihbarat Şube Müdürlüğü veya daha alt kademe istihbarat birimlerinde görev yapan tecrübeli bir istihbaratçı olan şüpheli Güler'in yüklendiği kamu görevi ve konumu itibariyle Dink'in yaşam hakkına yönelik açık ve yakın bir tehlike altında bulunduğunu öngörmemiş olması mümkün olmayıp, yine kendi ifadesiyle Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderilen 17 Şubat 2006 tarihli yazıyı ve Hayal tarafından Dink'e karşı ses getirecek eylem bilgisini İl Emniyet Müdürlüğü'ne hitaben yazılmadığı gerekçesiyle İl Emniyet Müdürü Cerrah'tan gizleyen şüpheli Güler'in eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu aştığı, maktul Dink'in yaşam hakkını korumayarak kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçunu ve görevi kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmıştır.''
- "Cerrah'ın ihmali var"
İddianamede, Dink'i ölüme götüren süreçte İstanbul İl Emniyet Müdürü olarak görev yapan şüpheli Cerrah'ın, Dink'in yaşamına yönelik açık ve yakın tehlike altında olduğunu, yürütmekte olduğu kamu görevi, yetki ve konumu gereğince bilmemesinin mümkün olmadığı, Dink'in korunmasına dönük işlemleri koruma kuruluna götürmeyip, var olan yetkisini kullanmayarak görevi kötüye kullanma suçunu işlediğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Şüpheli mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'ne" üye olmadığı ancak örgütün amaçları doğrultusunda hareket ettiği aktarılan iddianamede, şüpheli Yıldız'ın, Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu olan İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki görevlilerle hareket ederek, cinayette sorumluluğu bulunan Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin açığa çıkartılmasını engellediği belirtildi.
- "Yasadışı C-5 bürosunda organize edilmiş"
İddianamede, tüm soruşturma evrakı içeriği, deliller ve yapılan tespitler gereğince şüpheliler Akyürek, Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın liderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı, resmi yazışmalarda FETÖ/PDY olarak yer alan "silahlı terör örgütünün yöneticileri"nden oldukları kaydedilen iddianamede, şüpheliler Yunus Yazar, Yılmaz Angın, Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Mehmet Uçar, Ercan Demir, Özkan Mumcu, Faruk Sarı, Onur Karakaya'nın "silahlı terör örgütünün üyeleri" olduklarının tespit edildiği vurgulandı.
Hazırlanan iddianamede, Fetullah Gülen'in liderliğinde kurulan suç örgütünün Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına tamamen veya kısmen engel olmaya teşebbüs ettiği, askeri, siyasi, idare ve devlet bürokrasileri amaçları doğrultusunda tasfiye ve dizayn etmek amacıyla sonradan kumpas oldukları anlaşılan, uydurma delillerle yürütülen birçok soruşturmayı İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'nde oluşturdukları gizli ve yasadışı bir yapılanma olan C-5 bürosunda organize ederek başlattıkları belirtildi.
Silahlı terör örgütünün birçok mensuplarının soruşturmalar nedeniyle yurtdışına kaçtığı, bir kısmı hakkında tutuklama kararları verilerek kamu davalarının açıldığı hatırlatılan iddianamede, Hrant Dink cinayetinin, "emniyet içinde cemaat olarak tanımlanan bir yapıyı gerçekleştiren Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar'ın yöneticisi olduğu silahlı terör örgütünün amaçlarını gerçekleştirme adına işlenmesine izin verilmiş araç suç" niteliğinde olduğu vurgulandı.
(Sürecek)