Büyüközer Açıklaması 'GDO'lu Balıklar Artık Marketlerde'

GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin transgenik somon balıklarına pazarlama izni çıkarmasının ardından tüketicileri uyardı.

Büyüközer Açıklaması 'GDO'lu Balıklar Artık Marketlerde'
Genetiği Değiştirilmiş somon balıklarının (GDO) pazarlanmasına onay çıktıktan sonra Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer, aslında bu kararın 2012 yılından itibaren alınmış olduğunu fakat kamuoyunun nabzı ölçüldükten sonra Beyaz Saray tarafından onaylandığını açıkladı.

2012 yılındaki bir analizde ’İlk ticari transgenik hayvana onay, transgenik somon 2014’de sofralarda’ başlığı ile ele alındığını ve bununla aslında bir kamuoyu oluşturulmak istendiğini açıklayan Büyüközer, söz konusu transgenik somon balıkları için 19 Kasım 2015 pazarlama izninin çıktığını söyledi.



GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer, “İngilizce kısaltmasının açılımı U.S. Food and Drug Administration olup, Türkçe ’Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ olarak ifade edilen FDA, transgenik somon balıklarına pazarlama izni çıkardı. Bir ABD firması olan Aqua Bounty Technologies, FDA’nın 19 Kasım 2015 tarihli haberine göre, söz konusu ürünün pazarlama iznini almış bulunuyor. Aslında firma başvurusunun, biyogüvenlikle ilgili raporu, 19 Nisan 2012 tarihinde hazırmış. Onay için Beyaz Saray’ın ’evet’ sinyalinin gelmesi beklenmiş. Bu da, olayın kamuoyunun nabzını tutarak yapılan siyasi analizlerle sonuçlandırıldığını göstermektedir. Atlantik somonuna, uzak akraba balıklardan iki ayrı gen (büyüme hormon geni ve antifiriz geni) transfer ediliyor. Üretimi denizde ağ veya tank sistemleri ile değil de, karada tanklarda gerçekleştirilmesi planlandığı söylenen bu tür somonun üretimi yalnız üreyemeyen dişilerle yapılacaktır. Diğer bir iddia da yeni transgenik somon, lezzet, renk, vitamin, yağ asidi, mineral ve diğer bileşenlerce normal somondan herhangi bir fark göstermemektedir” dedi.

GDO’lu somonların yılın her döneminde yetiştirilebilme ve dolayısıyla hızlı büyümeleri söz konusu olduğunu söyleyen Büyüközer, “Hâlbuki normal somon yalnız sıcak aylarda gelişebilmektedir. Transgenik ve normal somonun aynı sürede eriştikleri büyüklük çok farklı olmaktadır. Pazarlanma olgunluğuna erişim ise 30 aydan 16-18 aya inebilmektedir. Yetiştirilmelerinde maliyet azalmaktadır. Çünkü transgenikler yüzde 10 daha az yem tüketmektedirler. Diğer taraftan normal somon yetiştiriciliğinde kullanılan antibiyotik, transgenik somon yetiştiriciliğinde devreden çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

“GDO’lara karşı olanların endişeleri dinlendiğinde onlara katılmamak elde değildir. Doğal transgenik somonun doğadaki popülasyonlarla melezlenebileceği ve adeta dünya mirasını yok edeceği savunulmaktadır. Firmanın karşıt görüşü ise üretimde triploid (üreme kabiliyeti olmayan) dişi balıkların kullanılacağı ve üretimin okyanusta veya denizlerde ağ veya tank sistemiyle değil de okyanuslardan uzaklarda, karada, tanklarda yapılacağı şeklindedir” değerlendirmesinde bulunan Büyüközer, GDO karşıtlarının iddialarından birisinin de; verilerin, daha büyük bir gıda alerjisi tehdidi oluşturabilecek anlamında, genetiği değiştirilmiş somonda alerji üreten bileşiklerin yüksek seviyelerde, olabileceğini gösterdiği iddiasına karşı bir cevap verilemediğini bildirdi.

Yine karşıtların transgenik somonun beslenmesi ve gelişmesi için kendisinin üç misli protein kaynaklı yem gerektiğini ve dolayısıyla var olan yem olanaklarının somona yetemeyeceği vurgulayan Büyüközer, “Hatta kaynakları kurutabileceği endişesi vardır. Teknoloji sahiplerinin görüşleri bu konuda henüz kristalize olmuş değilse de, yem konusunun sorun olmayacağını savunuyorlar. Çok daha derin düşünenler karada tanklardaki üretimin de tehlikeli olacağını savunuyorlar. Kasırga, hortum gibi doğa olaylarının eksik olmadığı ABD’de anaç genotiplerin okyanuslara ulaşımının risk olasılığından bahisle transgenik somonların tesciline karşı çıkılıyor. Firmanın bu konuda görüşü ise bu tip tehlikelerden dahi etkilenmeyecek coğrafyaların seçileceği şeklindedir. Pazara sürümle ilgili olarak, üretimin yalnız Panama ve Kanada’da yapılmasına izin verilmiştir” diye konuştu.

FDA, ürünün pazarlanma aşamasına ’GDO’lu üründür’ benzeri etiketlemenin firmanın isteğine bırakıldığı şeklinde de bir açıklamada bulunduğunun altını çizen Büyüközer, dünya piyasalarında GDO’lu ürünlere karşı hassas olan tüketiciler için büyük bir sorun ve tehdit oluşturduğunu belirterek şu ayeti söyledi: “İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez” (Bakara 205).
Kaynak: İHA