Halit Bekiroğlu, Said Halim Paşa'yı Anlattı
Önder Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, Said Halim Paşa’nın, Cemiyet-i Akvam (Birleşmiş Milletler) kurulduğunda, üyelere bir mektup gönderdiğini belirterek, “Eğer siz Osmanlı’nın yıkılışına sebep olursanız, 100 yıl dahi bu coğrafya huzura kavuşamaz, siz de huzur bulamazsınız, demiştir” diye konuştu.
Yazar Mahmut Bıyıklı’nın moderatörlüğünü yaptığı programda Said Halim Paşa’nın bilinmeyen yönlerini anlatan Bekiroğlu, Mısır’da dünyaya gelen Said Halim Paşa’nın Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu olduğunu ifade etti.
İstanbul’a geldikten sonra farklı görevlerde bulunduğunu kaydeden Bekiroğlu, Said Halim Paşa’nın 1913-1917 yılları arasında Sadrazam olarak görev yaptığını, 1.Dünya Savaşı’nda ve İttihat Terakki’de yer aldığını anlattı. Said Halit Paşa’nın aynı zamanda mütefekkir olduğunun altını çizen Bekiroğlu, şöyle konuştu: “1917’den sonra gönderildiği sürgünde risaleler(makale) kaleme almıştır. O dönemlerde Cemiyet-i Akvam (Birleşmiş Milletler) ilk kurulduğunda üyelere bir mektup göndermiştir. Mektubunda, diyor ki, ‘eğer siz Osmanlı’nın yıkılışına sebep olursanız, destek olursanız 100 yıl dahi bu coğrafya huzura kavuşamaz, siz de huzur bulamazsınız.’ Günümüzde dünya hala büyük bir kriz yaşıyor ve Osmanlı dönemini arıyor.”
SAİD HALİM PAŞA ‘ÖZÜMÜZE DÖNELİM” DİYOR
Yazar Yusuf Akçura’nın, “3 Tarzlı Siyaset” adlı kitabında Osmanlının yıkılmaması için Osmanlıcılık, Türkçülük ve Batıcılık diye fikirler öne sürdüğünü kaydeden Bekiroğlu, Said Halim Paşa ise bu fikirlere İslamcılığı eklediğini anlattı. Said Halim Paşa’nın ‘çözüm kendimizdedir’ dediğini de vurgulayan Bekiroğlu, ‘O,her yol Mekke’ye çıkar. Mekke ve Kâbe bizim özümüzdür. Özümüze dönelim’ diyor. İslamcılık üzerine önemli metinler vermiştir” şeklinde konuştu.
“ROMA’DA BİR ERMENİ TARAFINDAN ŞEHİT EDİLDİ”
Said Halim Paşa’nın Roma’da 6 Aralık 1921 sabahı bir Ermeni tarafından şehit edildiğini de hatırlatan Bekiroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ermenilere uygulanan tehcirde imzasının olduğu iddia ediliyor. Bunun üzerine sürgün döneminde, ‘ben kendi ülkemde kendi ülkemin mahkemelerinde yargılanmak istiyorum’ diyor. Tüm talebine rağmen ülkeye gelmesine izin verilmiyor. Çünkü ileri görüşlü bir insan olduğu için gelmesine izin verilmiyor. O aynı zamanda bir entelektüel ve mütefekkirdir. Geleceğe yönelik sözleri var. Tehlikeli görülüyor. Israrla sürgünde tutuluyor. Her yol Roma’ya çıkar sözüne karşı çıkarak, ‘‘her yol Mekke’ye çıkar’ diyen bu büyük insanı bir sabah vakti Roma’da şehit ettiler.”