Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Canlı Yayında Açıklaması (2)
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verilen tutuklama kararına ilişkin, "İnanın ki biz de hükümet olarak olay ortaya çıktıktan sonra haberdar olduk. Burada hükümete eleştiri oklarını döndürmek de kimsenin hakkı değildir diye düşünüyorum. Bu gazetecilerle ilgili suçlamalar bizim de görebildiğimiz kadarıyla devlete ait olan bir takım mahrem bilgilerin, sırların ifşa edilmesi suçlamasıdır. Mahkemeler devam ediyor. Ümit ederiz ki mahkemeler adil bir şekilde karar verecektir, sonuçlarını da göreceğiz" dedi.
Kurtulmuş, TGRT Haber'de yayınlanan "Neler Oluyor?" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Alevilerin cemevi ve irfan merkezleriyle ilgili taleplerinin olduğunu bildiklerini belirten Kurtulmuş, bu talepler üzerinde Alevilerin tamamının uzlaşmadığına işaret etti. Bunların bir yasal statüye kavuşturulmasının zorunlu ve geç kalınmış bir durum olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bunun için de herkesin fikirlerini ortaya koyması gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, hak ve özgürlükler çerçevesinde taleplerin gerçekleşmesinin önemli olduğunu ifade etti.
"Siyasi olarak sorumluluğumuz, memlekette gerçekten iç ve toplumsal gerilimleri mümkün olduğunca azaltacak bir perspektife sahip olmaktır" diyen Kurtulmuş, AK Parti iktidarlarının en önemli başarılarından birisinin zihniyet devrimini başlatması olduğunu dile getirdi.
Numan Kurtulmuş, devletin ve ülkenin sahibinin bizatihi milletin kendisi olduğunu vurgulayarak, "Millette hangi farklılık varsa bu farklılıklar da hem yönetime hem siyasete toplumun bütün kesimlerine yayılmalıdır anlayışına geçtik. Hala bütünüyle buraya geldik mi? Bütünüyle geldiğimizi de söyleyemem. O eski alışkanlıkların bir kısmı hala devam ediyor. Fakat ceberut devletten kerim devlete geçişi sağlamak bir niyetti, anlayış, algı değişimiydi. Burada çok büyük mesafe alındı. İnşallah sonuna kadar yürüyeceğiz. Bu memleketin sahibi ne şu kimsedir, ne bu kimsedir, ne bu guruptur, ne şu partidir. Bu milletin sahibi bütünüyle 78 milyonun tamamıdır. 78 milyonda hangi farklılık varsa o farklılık ülke yönetimine yansımak mecburiyetindedir. Bunu sağlamak için de üzerimize düşen sorumluluğu samimiyetle yerine getireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Yüzde 50'nin oyunu alan AK Parti'nin, yüzde 50'nin de oyunu alamamış bir parti olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "Diğer bu yüzde 50'ye oy veren insanların arasında kim ne söylüyorsa iyi niyetle söylenen sözü biz de koşar adım ilerliyor olsak bile duracağız, dinleyeceğiz ne söylüyorsun kardeş diye bakacağız, ondan istifade etmeye çalışacağız. Birileri de kötü niyetli olarak sözler söylerse hiç kusura bakmasınlar bizim işimiz çok, kötü niyetli söz söyleyerek bizi yolumuzdan alıkoymak isteyenlere dönüp, ne diyorsun diye cevap bile vermeyeceğiz, yolumuza devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
- "Keşke bu gazetecilerin yargılanması, tutuksuz devam etseydi"
Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına ilişkin, Kurtulmuş, "Hükümet olarak da görüşümüzü açıkladık. Keşke bu gazetecilerin yargılanması, tutuksuz devam etseydi. Fakat sonuçta bu yargılamadan yasama, yürütme, yargı birbirinden bağımsız. İnanın ki biz de hükümet olarak olay ortaya çıktıktan sonra haberdar olduk. Dolayısıyla burada bu yargılama sürecinden sanki sorumlu hükümetmiş gibi kimse davranmasın. Burada hükümete eleştiri oklarını döndürmek de kimsenin hakkı değildir diye düşünüyorum. Bu gazetecilerle ilgili suçlamalar bizim de görebildiğimiz kadarıyla devlete ait olan bir takım mahrem bilgilerin, sırların ifşa edilmesi suçlamasıdır. Mahkemeler devam ediyor. Ümit ederiz ki mahkemeler adil bir şekilde karar verecektir, sonuçlarını da göreceğiz" sözlerini sarf etti.
Kurtulmuş, Diyarbakır'daki terör saldırısının, Türkiye'nin terörle mücadelesinde ne kadar haklı ve zor bir pozisyonda olduğunu gösterdiğini belirtti.
Diyarbakır'daki görüntülerde polisleri şehit eden insanların kaçtığını, çıkan çatışmada da Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin vefat ettiğini anımsatan Kurtulmuş, "Birilerinin Türkiye'yi terörle mücadelede eleştirirken, aynı şekilde Türkiye'nin her yerinde ilçelerini, sokaklarını terör yuvası haline döndürmüş terör çetelerine karşı üç çift laf söylemelerini bekleriz. Türkiye teröre karşı mücadelede mümkün olduğunca hassas, dikkatli davranıyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki polise silahlı saldırı olayında, polislerin sivil halka zarar gelmemesi için mümkün olduğunca itinalı davrandığını ama birinin çıkıp polislere ateş ettiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve polislerimizin şehit edilmesi aslında bir taraftan da herkesin, 'Türkiye terörle mücadelede ne kadar haklı en azından sözle destek verelim' demesini gerektiriyor. Bu bakımdan da bizim yapacak bir şeyimiz yok bu mücadele devam edecek. Taa ki Türkiye'nin bütün sokakları, dağları, ovaları terörden temizlenene kadar" diye konuştu.
- "Her şeye karşı bizim de tedbirlerimiz var"
Rusya'nın Türkiye'ye yönelik yaptırım kararıyla ilgili, Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bütün vatandaşlarımız şundan emin olsunlar evet önemli bir kriz bir takım Rusyanın ekonomik yaptırımlar meselesinin ne keder sürer? Ben bunların da çok uzun süreceğini tahmin etmiyorum. Zaten bunların bir kısmı da henüz başlamış değil Ocak'ta başlayacak. Uzun süre devam edebilecek bir takım yaptırımlar olacağını zannetmiyoruz. Ancak sonuçta geçtiğimiz cuma günü yaptığımız Bakanlar Kurulunda ekonomiyle ilgili bütün bakan arkadaşlarımızın her açıdan enerji, çalışma hayatı, ithalat ihracat, tarım, müteahhit hizmetleri bakımından karşımıza nasıl bir senaryo çıkabilir bunlar konuşuldu. İlgili arkadaşlarımız Sayın Mehmet Şimşek'in başkanlığında toplantılar yaptılar.
Sonuçta şunu biliyoruz, bundan sonra a, b, c planı uygulanabilecek herşeye karşı bizim de tedbirlerimiz var. Burada Türkiye'de tarımla, ihracatla ilgili bütün kesimlerin mağduriyeti oluşmaması için neler yapılabileceğini biliyoruz. İnşallah böyle bir tablo karşımıza çıkmaz. Çıkarsa neler yapılabileceğini bunları bildiğimiz için bu anlamda rahatız. Vatandaşlarımız da müsterih olsun. İnşallah böyle bir ekonomik yaptırımın Rusya'nın ekonomik şartları bakımından da uzun süre sürmeyeceğini, uygulanmayacağını tahmin ediyoruz."
Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığına işaret eden Kurtulmuş, büyük bir potansiyele sahip olmanın riskleri bulunduğunu bunun yanı sıra büyük avantajlarının da olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Yaz aylarında başlayan olağanüstü yüksek düzeyde Avrupa'yı alarma geçiren mülteci krizi. Biz bununla 5 senedir yaşıyoruz. Hazmetme kapasitesi diyorlar ya, bizim millet olarak hazmetme kapasitemiz mağdurların ve mazlumların seslerini duymaya ve onlara el uzatma kapasitemiz çok yüksek olduğu için biz hiçbir şekilde bundan yüksünmüyoruz, şikayet etmiyoruz. 5 senedir bunu yapıyoruz Avrupa karşılaşınca başladı feveran etmeye" açıklamasında bulundu.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Alevilerin cemevi ve irfan merkezleriyle ilgili taleplerinin olduğunu bildiklerini belirten Kurtulmuş, bu talepler üzerinde Alevilerin tamamının uzlaşmadığına işaret etti. Bunların bir yasal statüye kavuşturulmasının zorunlu ve geç kalınmış bir durum olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bunun için de herkesin fikirlerini ortaya koyması gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, hak ve özgürlükler çerçevesinde taleplerin gerçekleşmesinin önemli olduğunu ifade etti.
"Siyasi olarak sorumluluğumuz, memlekette gerçekten iç ve toplumsal gerilimleri mümkün olduğunca azaltacak bir perspektife sahip olmaktır" diyen Kurtulmuş, AK Parti iktidarlarının en önemli başarılarından birisinin zihniyet devrimini başlatması olduğunu dile getirdi.
Numan Kurtulmuş, devletin ve ülkenin sahibinin bizatihi milletin kendisi olduğunu vurgulayarak, "Millette hangi farklılık varsa bu farklılıklar da hem yönetime hem siyasete toplumun bütün kesimlerine yayılmalıdır anlayışına geçtik. Hala bütünüyle buraya geldik mi? Bütünüyle geldiğimizi de söyleyemem. O eski alışkanlıkların bir kısmı hala devam ediyor. Fakat ceberut devletten kerim devlete geçişi sağlamak bir niyetti, anlayış, algı değişimiydi. Burada çok büyük mesafe alındı. İnşallah sonuna kadar yürüyeceğiz. Bu memleketin sahibi ne şu kimsedir, ne bu kimsedir, ne bu guruptur, ne şu partidir. Bu milletin sahibi bütünüyle 78 milyonun tamamıdır. 78 milyonda hangi farklılık varsa o farklılık ülke yönetimine yansımak mecburiyetindedir. Bunu sağlamak için de üzerimize düşen sorumluluğu samimiyetle yerine getireceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Yüzde 50'nin oyunu alan AK Parti'nin, yüzde 50'nin de oyunu alamamış bir parti olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "Diğer bu yüzde 50'ye oy veren insanların arasında kim ne söylüyorsa iyi niyetle söylenen sözü biz de koşar adım ilerliyor olsak bile duracağız, dinleyeceğiz ne söylüyorsun kardeş diye bakacağız, ondan istifade etmeye çalışacağız. Birileri de kötü niyetli olarak sözler söylerse hiç kusura bakmasınlar bizim işimiz çok, kötü niyetli söz söyleyerek bizi yolumuzdan alıkoymak isteyenlere dönüp, ne diyorsun diye cevap bile vermeyeceğiz, yolumuza devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
- "Keşke bu gazetecilerin yargılanması, tutuksuz devam etseydi"
Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına ilişkin, Kurtulmuş, "Hükümet olarak da görüşümüzü açıkladık. Keşke bu gazetecilerin yargılanması, tutuksuz devam etseydi. Fakat sonuçta bu yargılamadan yasama, yürütme, yargı birbirinden bağımsız. İnanın ki biz de hükümet olarak olay ortaya çıktıktan sonra haberdar olduk. Dolayısıyla burada bu yargılama sürecinden sanki sorumlu hükümetmiş gibi kimse davranmasın. Burada hükümete eleştiri oklarını döndürmek de kimsenin hakkı değildir diye düşünüyorum. Bu gazetecilerle ilgili suçlamalar bizim de görebildiğimiz kadarıyla devlete ait olan bir takım mahrem bilgilerin, sırların ifşa edilmesi suçlamasıdır. Mahkemeler devam ediyor. Ümit ederiz ki mahkemeler adil bir şekilde karar verecektir, sonuçlarını da göreceğiz" sözlerini sarf etti.
Kurtulmuş, Diyarbakır'daki terör saldırısının, Türkiye'nin terörle mücadelesinde ne kadar haklı ve zor bir pozisyonda olduğunu gösterdiğini belirtti.
Diyarbakır'daki görüntülerde polisleri şehit eden insanların kaçtığını, çıkan çatışmada da Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin vefat ettiğini anımsatan Kurtulmuş, "Birilerinin Türkiye'yi terörle mücadelede eleştirirken, aynı şekilde Türkiye'nin her yerinde ilçelerini, sokaklarını terör yuvası haline döndürmüş terör çetelerine karşı üç çift laf söylemelerini bekleriz. Türkiye teröre karşı mücadelede mümkün olduğunca hassas, dikkatli davranıyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki polise silahlı saldırı olayında, polislerin sivil halka zarar gelmemesi için mümkün olduğunca itinalı davrandığını ama birinin çıkıp polislere ateş ettiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve polislerimizin şehit edilmesi aslında bir taraftan da herkesin, 'Türkiye terörle mücadelede ne kadar haklı en azından sözle destek verelim' demesini gerektiriyor. Bu bakımdan da bizim yapacak bir şeyimiz yok bu mücadele devam edecek. Taa ki Türkiye'nin bütün sokakları, dağları, ovaları terörden temizlenene kadar" diye konuştu.
- "Her şeye karşı bizim de tedbirlerimiz var"
Rusya'nın Türkiye'ye yönelik yaptırım kararıyla ilgili, Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bütün vatandaşlarımız şundan emin olsunlar evet önemli bir kriz bir takım Rusyanın ekonomik yaptırımlar meselesinin ne keder sürer? Ben bunların da çok uzun süreceğini tahmin etmiyorum. Zaten bunların bir kısmı da henüz başlamış değil Ocak'ta başlayacak. Uzun süre devam edebilecek bir takım yaptırımlar olacağını zannetmiyoruz. Ancak sonuçta geçtiğimiz cuma günü yaptığımız Bakanlar Kurulunda ekonomiyle ilgili bütün bakan arkadaşlarımızın her açıdan enerji, çalışma hayatı, ithalat ihracat, tarım, müteahhit hizmetleri bakımından karşımıza nasıl bir senaryo çıkabilir bunlar konuşuldu. İlgili arkadaşlarımız Sayın Mehmet Şimşek'in başkanlığında toplantılar yaptılar.
Sonuçta şunu biliyoruz, bundan sonra a, b, c planı uygulanabilecek herşeye karşı bizim de tedbirlerimiz var. Burada Türkiye'de tarımla, ihracatla ilgili bütün kesimlerin mağduriyeti oluşmaması için neler yapılabileceğini biliyoruz. İnşallah böyle bir tablo karşımıza çıkmaz. Çıkarsa neler yapılabileceğini bunları bildiğimiz için bu anlamda rahatız. Vatandaşlarımız da müsterih olsun. İnşallah böyle bir ekonomik yaptırımın Rusya'nın ekonomik şartları bakımından da uzun süre sürmeyeceğini, uygulanmayacağını tahmin ediyoruz."
Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığına işaret eden Kurtulmuş, büyük bir potansiyele sahip olmanın riskleri bulunduğunu bunun yanı sıra büyük avantajlarının da olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Yaz aylarında başlayan olağanüstü yüksek düzeyde Avrupa'yı alarma geçiren mülteci krizi. Biz bununla 5 senedir yaşıyoruz. Hazmetme kapasitesi diyorlar ya, bizim millet olarak hazmetme kapasitemiz mağdurların ve mazlumların seslerini duymaya ve onlara el uzatma kapasitemiz çok yüksek olduğu için biz hiçbir şekilde bundan yüksünmüyoruz, şikayet etmiyoruz. 5 senedir bunu yapıyoruz Avrupa karşılaşınca başladı feveran etmeye" açıklamasında bulundu.
(Sürecek)