Türkiye'nin Diyalize Harcadığı Para 5 Milyar Dolar
Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, "2000 yılında biz nakile başladığımızda Türkiye’de 200 civarında canlı vericili böbrek nakli yapılıyordu. Her yıl 2-3 bin diyaliz hastası ekleniyordu. Şimdi nakil sayıları 3 binin üzerine çıkınca diyaliz hastası sayısı artmıyor. Artış durduruldu. Biz Türkiye’de yılda 7 bin civarında böbrek nakli yapmalıyız ki bu sayı azalsın" dedi.
Prof. Dr. Alper Demirbaş, gazetecilere bu yıl yaptıkları organ nakillerini değerlendirdi. Türkiye’de yapılan organ nakli sayısında yüzde 3’lük bir artış olduğunu dile getiren Prof. Dr. Demirbaş, son 7 yıldır ülkenin böbrek naklinde 3 bin rakamını aşamadığını aktardı.
Organ naklinin devlet politikası olarak kabul edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "3-4 gün önce Eskişehir’de organ bağışı oldu. Ambulans uçaklar Doğu bölgesindeydi. Bizim ekibimizin oraya gidip organları alması gerekiyordu. Silahlı kuvvetlerin sağladığı uçak sayesinde bu nedenle devlet desteği ile organlar alındı ve ardından hastalarımıza nakledildi. Türkiye’de bu olay devlet politikası haline geldi. Bu bizi mutlu ediyor" diye konuştu.
"ORGAN NAKLİNDE ŞEFFAFLIK"
Organ nakli merkezi olarak 2008’den bu yanan böbrek naklinden kayıtlı olan AB ve ABD’deki tüm organ nakli merkezlerinden daha fazla organ nakli gerçekleştirdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "Bu yıl gerçekleştirdiğimiz böbrek nakli sayısı 457’dir. Bu dünyanın en büyük merkezi olma konusunda açıklık getirmek istiyoruz. Kimse bize bu nedenle madalya takmıyor ve böyle bir yarışma yok. Organ naklinde en önemli şey şeffaflıktır. Nakil yapılan merkezlerin verilerin bir devlet kurumunda kaydedilmesi ne kadar nakil yapıldığı rakamlar bunlardır. AB ve ABD’de birebir kayıt altındadır. ABD, 238 organ nakil merkezi ve AB’deki 300 organ nakli merkezinin sonuçlarına göre verdiğimiz rakamlardır" şeklinde konuştu.
"BAŞARI ORANIMIZ YÜZDE 99.1"
Son 7 yıl içinde olduğu gibi bu yıl da Antalya Medical Park Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nin böbrek naklinde tüm bu merkezlerden daha fazla böbrek nakli gerçekleştirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "Başarı oranımız böbrek naklinde daha da yukarı çıktı. Böbrek nakillerinde başarı oranızı yüzde 99.1’dir. Bu oran Sağlık Bakanlığı’nın resmi sisteminde bildirilen rakamdır. 97.6 olan böbrek nakli başarı oranımız yükselmiştir. ABD’deki bütün merkezlerin ortalaması yüzde 95’dir, AB’de ülkelerinde yüzde 94’tür. Böbrek nakli anlamında oldukça iyi bir yıl geçirdik" dedi.
457 kişiye böbrek nakli, bunun yanında 37 kişiye de karaciğer nakli yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Demirbaş, karaciğer naklinde de başarı oranının yüzde 80.1 olduğunu ifade etti.
"BAZI ÜLKELERDEN BİLE ÇOK NAKİL YAPTIK"
Prof. Dr. Demirbaş şöyle devam etti: "Merkezimizde yapılan böbrek nakli sayıları diğer ülkelerdeki bazı merkezlerin yanında, bazı Avrupa ülkelerinden de daha fazla. Finlandiya, İsviçre, Norveç, İsveç bu ülkelerdeki toplam merkezlerde yapılan böbrek naklinden daha fazla böbrek nakli Antalya’daki merkezimizde yapılmıştır. Bu da bize ayrı bir mutluluk veriyor."
"RAKAMLAR"
Türkiye’de 78 adet böbrek nakli merkezi olduğunu açıklayan Prof. Dr. Demirbaş, "Bundan 7 yıl önce bu rakam 25 civarındaydı. Bu 78 merkezde yapılan böbrek nakillerinin yüzde 18’ini merkezimizde gerçekleştirmiş bulunuyoruz. 7 yılda 3 bin 537 böbrek, 212 karaciğer, 30 pankreas nakli olmak üzere 3 bin 879 organ nakli gerçekleştirdik. Bu insanların büyük çoğunluğu normal hayatlarına dönmüştür. Bu bizim için en büyük mutluluktur. Organ naklinde önemli olan organ bağışçılarıdır. Onların her biri bir kahramandır. Onların canını kurtaranlar o organları bağışlayanlardır" ifadelerine yer verdi.
"AMACIMIZ DOKUNABİLDİĞİMİZ KADAR HAYATAV DOKUNMAK"
Antalya’nın organ naklindeki yerini koruduğunun altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "Antalya’da 2000 yılından bu yana nakil yapıyoruz. Antalya’da 15 yıldır yaptığımız benim başımda bulunduğum organ nakli sayısı 6 bini geçti. Amacımız dokunabildiğimiz kadar hayata dokunmaktır. Biz inanıyoruz ki bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir. Günümüzde ülkemizde ve dünyada insan hayatının hiçe sayıldığı, kitleler halinde insanlığın katledildiği bugünlerde organ bağışı ile hayata dönen insanların yaşamlarının bu karanlık içinde birer mum olarak, aydınlık olarak insanlığa ışık verdiğini düşünüyoruz. Bu kalbimize gönlümüze de ışık veriyor. Benim kendi adıma yapmak istediğim başka iş yoktur. Bundan daha faydalı bir iş görmüyorum hayatımda insanlığa" dedi.
"Türkiye kadavradan bağışta dünyadan geride canlıdan bağışta ise önde, kadavrayı arttırmak için neler yapılmalı?" sorusuna Prof. Dr. Demirbaş, "Canlı vericili böbrek nakilleri dünyada 1955 yılından bu yana yapılan ameliyatlardır. Bu ameliyatların güvenilirliği kabul edilmiştir bilimsel çalışmalar ile. Bağış yapan insanların 50 yıllık takip sonuçları vardır elimizde. Peki bir böbreğini ve karaciğerinin bir parçasını bağışlayan insan kendine risk mi alıyor? Bu çok gereksiz insanları korkutan bir tartışmadır. Evet kadavradan da bağış arttırılmalıdır ama canlı vericiden yapılan nakillerin Türkiye’de çok fazla olması bu insanların bağışladıkları organlarla daha çok insanın hayatının kurtarılmasın sağlıyor bunun neresi yanlış. Kadavradan organ bağışında kültürel, sosyal, dini pek çok nedenleri var. Bunu aşmak için Türkiye bütün kurumlarıyla çalışma içinde" açıklamasında bulundu.
"YILDA 7 BİN BÖBREK NAKLİ YAPILMALI"
Canlı vericili böbrek naklinin alternatifinin diyaliz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Demirbaş, şu ifadeleri kaydetti:
"2000 yılında biz nakile başladığımızda 200 civarında canlı vericili böbrek nakli yapılıyordu. Her yıl 2-3 bin diyaliz hastası ekleniyordu. Şimdi bu nakil sayıları 3 binin üzerine çıkınca diyaliz hastası sayısı artmıyor. Sıfırlanma imkanı yok. Artış durduruldu. Biz Türkiye’de yılda 7 bin civarında böbrek nakli yapmalıyız ki bu sayı azalsın. Çünkü her böbrek hastasına nakil yapılamayabilir. Ama yapabilecek hastaların hepsine böbrek nakli yapabilirsek, bu yılda 7 bin nakil gerektiriyor. Diyalize giren hasta sayısını azaltırız. Diyaliz de bir sektördür. Hasta kaybetmek istemeyebilir. Türkiye’nin diyalize harcadığı pay 5 milyar dolardır. Bunu bu hastaları böbrek nakli yaparsanız bu pay 1 milyar dolara kadar düşebilir. Bir diyaliz hastasının sağlık bütçesinden aldığı pay, 70 normal insana harcanan pay kadardır. Bir böbrek nakli hastasının sağlık bütçesinden aldığı pay 10 tane insana harcanan pay kadardır. Biz böbrek nakli sayısını arttırırsak 60 insana daha fazla sağlık hizmeti sunma imkanı buluyoruz. Burada kaybeden, diyaliz sayısı azaldığı için diyaliz merkezleridir."
Türkiye’nin dünyada en fazla canlıdan böbrek ve karaciğer nakli yapan ülkesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Demirbaş, "Utanılacak bir şey yok. İnsanları normal yaşamlarına döndürdüğü bir yöntemdir" dedi.
"İDRAR SEVİNCİ"
Medical Park Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof .Dr. Asuman Yavuz ise nakilden sonra hastaların en çok idrar yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek, "İdrar başlaması farklı bir mucize oluyor. Annesi ile birlikte idrar yapan çocuk bir defasında ağlamıştı. Hastalar kendilerini diyaliz dönemi ile karşılaştırıyorlar. Ben ne yapabiliyorsam aynısını yapabileceklerini söylüyorum. 50 yaşında diyalizle gelen biri çökmüş olmasına rağmen naklin ardından iyi bir toparlanma başlıyor. Bu süreçte kişi kendini enfeksiyona karşı korumalı, kalabalıktan kaçınmalılar ilk 3 ay. Ama ilaçlarını düzenli olarak alması gerekir" ifadelerini kullandı.
Toplantıya, Medical Park Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Asuman Yavuz, Medical Park Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Levent Yücetin katıldı.
Kaynak: İHA
Organ naklinin devlet politikası olarak kabul edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "3-4 gün önce Eskişehir’de organ bağışı oldu. Ambulans uçaklar Doğu bölgesindeydi. Bizim ekibimizin oraya gidip organları alması gerekiyordu. Silahlı kuvvetlerin sağladığı uçak sayesinde bu nedenle devlet desteği ile organlar alındı ve ardından hastalarımıza nakledildi. Türkiye’de bu olay devlet politikası haline geldi. Bu bizi mutlu ediyor" diye konuştu.
"ORGAN NAKLİNDE ŞEFFAFLIK"
Organ nakli merkezi olarak 2008’den bu yanan böbrek naklinden kayıtlı olan AB ve ABD’deki tüm organ nakli merkezlerinden daha fazla organ nakli gerçekleştirdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "Bu yıl gerçekleştirdiğimiz böbrek nakli sayısı 457’dir. Bu dünyanın en büyük merkezi olma konusunda açıklık getirmek istiyoruz. Kimse bize bu nedenle madalya takmıyor ve böyle bir yarışma yok. Organ naklinde en önemli şey şeffaflıktır. Nakil yapılan merkezlerin verilerin bir devlet kurumunda kaydedilmesi ne kadar nakil yapıldığı rakamlar bunlardır. AB ve ABD’de birebir kayıt altındadır. ABD, 238 organ nakil merkezi ve AB’deki 300 organ nakli merkezinin sonuçlarına göre verdiğimiz rakamlardır" şeklinde konuştu.
"BAŞARI ORANIMIZ YÜZDE 99.1"
Son 7 yıl içinde olduğu gibi bu yıl da Antalya Medical Park Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nin böbrek naklinde tüm bu merkezlerden daha fazla böbrek nakli gerçekleştirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "Başarı oranımız böbrek naklinde daha da yukarı çıktı. Böbrek nakillerinde başarı oranızı yüzde 99.1’dir. Bu oran Sağlık Bakanlığı’nın resmi sisteminde bildirilen rakamdır. 97.6 olan böbrek nakli başarı oranımız yükselmiştir. ABD’deki bütün merkezlerin ortalaması yüzde 95’dir, AB’de ülkelerinde yüzde 94’tür. Böbrek nakli anlamında oldukça iyi bir yıl geçirdik" dedi.
457 kişiye böbrek nakli, bunun yanında 37 kişiye de karaciğer nakli yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Demirbaş, karaciğer naklinde de başarı oranının yüzde 80.1 olduğunu ifade etti.
"BAZI ÜLKELERDEN BİLE ÇOK NAKİL YAPTIK"
Prof. Dr. Demirbaş şöyle devam etti: "Merkezimizde yapılan böbrek nakli sayıları diğer ülkelerdeki bazı merkezlerin yanında, bazı Avrupa ülkelerinden de daha fazla. Finlandiya, İsviçre, Norveç, İsveç bu ülkelerdeki toplam merkezlerde yapılan böbrek naklinden daha fazla böbrek nakli Antalya’daki merkezimizde yapılmıştır. Bu da bize ayrı bir mutluluk veriyor."
"RAKAMLAR"
Türkiye’de 78 adet böbrek nakli merkezi olduğunu açıklayan Prof. Dr. Demirbaş, "Bundan 7 yıl önce bu rakam 25 civarındaydı. Bu 78 merkezde yapılan böbrek nakillerinin yüzde 18’ini merkezimizde gerçekleştirmiş bulunuyoruz. 7 yılda 3 bin 537 böbrek, 212 karaciğer, 30 pankreas nakli olmak üzere 3 bin 879 organ nakli gerçekleştirdik. Bu insanların büyük çoğunluğu normal hayatlarına dönmüştür. Bu bizim için en büyük mutluluktur. Organ naklinde önemli olan organ bağışçılarıdır. Onların her biri bir kahramandır. Onların canını kurtaranlar o organları bağışlayanlardır" ifadelerine yer verdi.
"AMACIMIZ DOKUNABİLDİĞİMİZ KADAR HAYATAV DOKUNMAK"
Antalya’nın organ naklindeki yerini koruduğunun altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, "Antalya’da 2000 yılından bu yana nakil yapıyoruz. Antalya’da 15 yıldır yaptığımız benim başımda bulunduğum organ nakli sayısı 6 bini geçti. Amacımız dokunabildiğimiz kadar hayata dokunmaktır. Biz inanıyoruz ki bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir. Günümüzde ülkemizde ve dünyada insan hayatının hiçe sayıldığı, kitleler halinde insanlığın katledildiği bugünlerde organ bağışı ile hayata dönen insanların yaşamlarının bu karanlık içinde birer mum olarak, aydınlık olarak insanlığa ışık verdiğini düşünüyoruz. Bu kalbimize gönlümüze de ışık veriyor. Benim kendi adıma yapmak istediğim başka iş yoktur. Bundan daha faydalı bir iş görmüyorum hayatımda insanlığa" dedi.
"Türkiye kadavradan bağışta dünyadan geride canlıdan bağışta ise önde, kadavrayı arttırmak için neler yapılmalı?" sorusuna Prof. Dr. Demirbaş, "Canlı vericili böbrek nakilleri dünyada 1955 yılından bu yana yapılan ameliyatlardır. Bu ameliyatların güvenilirliği kabul edilmiştir bilimsel çalışmalar ile. Bağış yapan insanların 50 yıllık takip sonuçları vardır elimizde. Peki bir böbreğini ve karaciğerinin bir parçasını bağışlayan insan kendine risk mi alıyor? Bu çok gereksiz insanları korkutan bir tartışmadır. Evet kadavradan da bağış arttırılmalıdır ama canlı vericiden yapılan nakillerin Türkiye’de çok fazla olması bu insanların bağışladıkları organlarla daha çok insanın hayatının kurtarılmasın sağlıyor bunun neresi yanlış. Kadavradan organ bağışında kültürel, sosyal, dini pek çok nedenleri var. Bunu aşmak için Türkiye bütün kurumlarıyla çalışma içinde" açıklamasında bulundu.
"YILDA 7 BİN BÖBREK NAKLİ YAPILMALI"
Canlı vericili böbrek naklinin alternatifinin diyaliz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Demirbaş, şu ifadeleri kaydetti:
"2000 yılında biz nakile başladığımızda 200 civarında canlı vericili böbrek nakli yapılıyordu. Her yıl 2-3 bin diyaliz hastası ekleniyordu. Şimdi bu nakil sayıları 3 binin üzerine çıkınca diyaliz hastası sayısı artmıyor. Sıfırlanma imkanı yok. Artış durduruldu. Biz Türkiye’de yılda 7 bin civarında böbrek nakli yapmalıyız ki bu sayı azalsın. Çünkü her böbrek hastasına nakil yapılamayabilir. Ama yapabilecek hastaların hepsine böbrek nakli yapabilirsek, bu yılda 7 bin nakil gerektiriyor. Diyalize giren hasta sayısını azaltırız. Diyaliz de bir sektördür. Hasta kaybetmek istemeyebilir. Türkiye’nin diyalize harcadığı pay 5 milyar dolardır. Bunu bu hastaları böbrek nakli yaparsanız bu pay 1 milyar dolara kadar düşebilir. Bir diyaliz hastasının sağlık bütçesinden aldığı pay, 70 normal insana harcanan pay kadardır. Bir böbrek nakli hastasının sağlık bütçesinden aldığı pay 10 tane insana harcanan pay kadardır. Biz böbrek nakli sayısını arttırırsak 60 insana daha fazla sağlık hizmeti sunma imkanı buluyoruz. Burada kaybeden, diyaliz sayısı azaldığı için diyaliz merkezleridir."
Türkiye’nin dünyada en fazla canlıdan böbrek ve karaciğer nakli yapan ülkesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Demirbaş, "Utanılacak bir şey yok. İnsanları normal yaşamlarına döndürdüğü bir yöntemdir" dedi.
"İDRAR SEVİNCİ"
Medical Park Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof .Dr. Asuman Yavuz ise nakilden sonra hastaların en çok idrar yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek, "İdrar başlaması farklı bir mucize oluyor. Annesi ile birlikte idrar yapan çocuk bir defasında ağlamıştı. Hastalar kendilerini diyaliz dönemi ile karşılaştırıyorlar. Ben ne yapabiliyorsam aynısını yapabileceklerini söylüyorum. 50 yaşında diyalizle gelen biri çökmüş olmasına rağmen naklin ardından iyi bir toparlanma başlıyor. Bu süreçte kişi kendini enfeksiyona karşı korumalı, kalabalıktan kaçınmalılar ilk 3 ay. Ama ilaçlarını düzenli olarak alması gerekir" ifadelerini kullandı.
Toplantıya, Medical Park Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Asuman Yavuz, Medical Park Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Levent Yücetin katıldı.