PMD'den 'Kulis Yasağı' Girişimine Tepki
Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), "Meclis kulisinde güvenlik gerekçesiyle basına sınırlama getirmek, yasakçı bir anlayışa kapı aralamak anlamına gelecektir" değerlendirmesinde bulundu.
PMD'den yapılan yazılı açıklamada, TBMM İdare amirlerinin Meclis'te uygulanacak yeni güvenlik önlemlerini belirlemek amacıyla yaptığı toplantıda, basın mensuplarına akşam 20.00'den sonra kulis yasağı getirilmesinin gündeme geldiği anımsatıldı.
TBMM Başkanlık Divanı onayına sunulacak, "Güvenlik Eylem Planı"na AK Parti, CHP ve MHP’li İdare amirlerinin imza koyduğu belirtilerek, "Parlamento muhabirlerine kulis sınırlamasının 'güvenlik eylem planı' içinde önerilmektedir. Gazetecilerin 'güvenliği tehdit eden' bir yapı olarak görülmesi son derece düşündürücüdür. TBMM kulislerinde saat 20.00’den sonra gazetecilerin görmesi istenmeyen, gizlenecek olan nedir, o da bir başka soru işaretidir" ifadesine yer verildi.
Önerinin, Meclis’te kamusal görev yapan parlamento muhabirlerinin basın özgürlüğünü engelleme riski barındırdığı savunularak, şunlar kaydedildi:
"Parlamento muhabirleri, demokrasinin beşiği olan Meclis’te halkın haber alma hakkı adına bulunmakta ve denetim görevi yapmaktadır. Kamusal alan olarak kabul edilen Meclis kulisleri de Parlamento muhabirlerinin habere ulaşmalarında önemli bir işlev görmektedir. 'Güvenlik' adı altında getirilen öneri, Anayasa ve Meclis İçtüzüğü'nün ruhuna ve basın özgürlüğünü düzenleyen maddelerine de aykırıdır. Parlamento muhabirleri, 23 Nisan 1920'den bu yana TBMM çatısı altında, sokaktaki insan adına denetim görevi yapmaktadır. Kurulduğu günden bu yana Meclis kulisleri, Parlamento muhabirlerine açıktır. Parlamento muhabirleri 95 yıldır demokrasi dışı girişimlere, darbelere, basın ve ifade özgürlüğünü sınırlamak isteyen antidemokratik anlayışlara direnmiş, kamusal görev bilinci ile her türlü yasağa, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan girişimlere tepki göstermiştir. Meclis kulisinde 'güvenlik' gerekçesiyle basına sınırlama getirmek, yasakçı bir anlayışa kapı aralamak anlamına gelecektir. Parlamento muhabirlerinin olmadığı, yasaklanıp sansürlendiği bir Meclis düşünülemez. Bizler, toplumun Meclis’teki gözü, kulağı, diliyiz. Kulisleri kapatmak, parlamento muhabirlerinin girişlerini sınırlamak, parlamentoyu halka kapatmak demektir."
Parlamento'da gazetecileri engellemenin, doğrudan halkın haber alma hakkını engellemenin yanı sıra demokrasiyi de engellemek ve güçsüz bırakmak anlamına geleceği vurgulanan açıklamada, bunun hem basın özgürlüğüne yönelik ağır bir darbeyi beraberinde getirebileceği hem de halkın haber alma hakkının ortadan kaldırılmasına neden olabilecek sansürcü anlayışlara zemin hazırlayacağı belirtildi.
Parlamentoların görevinin basın ve ifade özgürlüğünün önünü açmak, engelleri kaldırmak, kamunun doğru bilgilenmesi için çaba harcamak olduğuna işaret edilerek, şu görüşler paylaşıldı:
"Meclis’in dünyada örneği olmayan yasağa kapı aralama yolunu seçmesi kaygı verici olacak; demokrasi, basın ve ifade özgürlüğü ile bağdaşmayacaktır. Halkın gerçeği öğrenme hakkı başta iktidarlar olmak üzere herkes tarafından her koşulda korunmalıdır. Bir ülkede gerçekler bilinmiyorsa insanlık adına vahim gelişmelerin olması kaçınılmazdır."
PMD'nin öneriyi demokrasiye, basın ve ifade özgürlüğüne aykırı gördüğü ve kabul edilemez bulduğu belirtilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Sayın Meclis Başkanı ve TBMM Başkanlık Divanı’nın saygıdeğer üyeleri bu öneriye onay vermemeli; Anayasa, İçtüzük ve evrensel demokratik ilkeleri gözeterek kısmi yasağa karşı durmalıdır. Bilinmelidir ki parlamento muhabirleri her türlü sınırlama, yasaklama girişimlerine karşın basın özgürlüğü ve demokrasinin yanındaki duruşunu taviz vermeden sürdürmeye dün olduğu gibi bugün de kararlıdır. Parlamento muhabirleri 95 yıldır olduğu gibi bundan sonra da TBMM’ye ayna tutmaya; toplumun gözü, kulağı, sesi olmaya devam edecek."
Kaynak: AA
TBMM Başkanlık Divanı onayına sunulacak, "Güvenlik Eylem Planı"na AK Parti, CHP ve MHP’li İdare amirlerinin imza koyduğu belirtilerek, "Parlamento muhabirlerine kulis sınırlamasının 'güvenlik eylem planı' içinde önerilmektedir. Gazetecilerin 'güvenliği tehdit eden' bir yapı olarak görülmesi son derece düşündürücüdür. TBMM kulislerinde saat 20.00’den sonra gazetecilerin görmesi istenmeyen, gizlenecek olan nedir, o da bir başka soru işaretidir" ifadesine yer verildi.
Önerinin, Meclis’te kamusal görev yapan parlamento muhabirlerinin basın özgürlüğünü engelleme riski barındırdığı savunularak, şunlar kaydedildi:
"Parlamento muhabirleri, demokrasinin beşiği olan Meclis’te halkın haber alma hakkı adına bulunmakta ve denetim görevi yapmaktadır. Kamusal alan olarak kabul edilen Meclis kulisleri de Parlamento muhabirlerinin habere ulaşmalarında önemli bir işlev görmektedir. 'Güvenlik' adı altında getirilen öneri, Anayasa ve Meclis İçtüzüğü'nün ruhuna ve basın özgürlüğünü düzenleyen maddelerine de aykırıdır. Parlamento muhabirleri, 23 Nisan 1920'den bu yana TBMM çatısı altında, sokaktaki insan adına denetim görevi yapmaktadır. Kurulduğu günden bu yana Meclis kulisleri, Parlamento muhabirlerine açıktır. Parlamento muhabirleri 95 yıldır demokrasi dışı girişimlere, darbelere, basın ve ifade özgürlüğünü sınırlamak isteyen antidemokratik anlayışlara direnmiş, kamusal görev bilinci ile her türlü yasağa, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan girişimlere tepki göstermiştir. Meclis kulisinde 'güvenlik' gerekçesiyle basına sınırlama getirmek, yasakçı bir anlayışa kapı aralamak anlamına gelecektir. Parlamento muhabirlerinin olmadığı, yasaklanıp sansürlendiği bir Meclis düşünülemez. Bizler, toplumun Meclis’teki gözü, kulağı, diliyiz. Kulisleri kapatmak, parlamento muhabirlerinin girişlerini sınırlamak, parlamentoyu halka kapatmak demektir."
Parlamento'da gazetecileri engellemenin, doğrudan halkın haber alma hakkını engellemenin yanı sıra demokrasiyi de engellemek ve güçsüz bırakmak anlamına geleceği vurgulanan açıklamada, bunun hem basın özgürlüğüne yönelik ağır bir darbeyi beraberinde getirebileceği hem de halkın haber alma hakkının ortadan kaldırılmasına neden olabilecek sansürcü anlayışlara zemin hazırlayacağı belirtildi.
Parlamentoların görevinin basın ve ifade özgürlüğünün önünü açmak, engelleri kaldırmak, kamunun doğru bilgilenmesi için çaba harcamak olduğuna işaret edilerek, şu görüşler paylaşıldı:
"Meclis’in dünyada örneği olmayan yasağa kapı aralama yolunu seçmesi kaygı verici olacak; demokrasi, basın ve ifade özgürlüğü ile bağdaşmayacaktır. Halkın gerçeği öğrenme hakkı başta iktidarlar olmak üzere herkes tarafından her koşulda korunmalıdır. Bir ülkede gerçekler bilinmiyorsa insanlık adına vahim gelişmelerin olması kaçınılmazdır."
PMD'nin öneriyi demokrasiye, basın ve ifade özgürlüğüne aykırı gördüğü ve kabul edilemez bulduğu belirtilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Sayın Meclis Başkanı ve TBMM Başkanlık Divanı’nın saygıdeğer üyeleri bu öneriye onay vermemeli; Anayasa, İçtüzük ve evrensel demokratik ilkeleri gözeterek kısmi yasağa karşı durmalıdır. Bilinmelidir ki parlamento muhabirleri her türlü sınırlama, yasaklama girişimlerine karşın basın özgürlüğü ve demokrasinin yanındaki duruşunu taviz vermeden sürdürmeye dün olduğu gibi bugün de kararlıdır. Parlamento muhabirleri 95 yıldır olduğu gibi bundan sonra da TBMM’ye ayna tutmaya; toplumun gözü, kulağı, sesi olmaya devam edecek."