Mecliste Bir İlk
TBMM Genel Kurulu ilk defa HDP’li bir Meclis Başkanvekili tarafından yönetiliyor. TBMM Genel Kurulu, HDP Iğdır Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Pervin Buldan başkanlığında açıldı.
TBMM Genel Kurulu ilk defa HDP’li bir Meclis Başkanvekili tarafından yönetilirken, Genel Kurul HDP’li Başkanvekili Pervin Buldan tarafından yönetiliyor. Genel Kurulu açtıktan sonra bir konuşma yapan Buldan, “Bizlere bu meşaleyi devrederek barış ve demokrasi mücadelesi uğrunda yaşamını yitiren sayısız arkadaşımızın her birini sonsuz bir minnet ve saygıyla anıyorum” dedi.
“Yeryüzünde insanlık adına ne varsa savaşların hedefine konulduğu, Orta Doğu’nun kadim halklarına tarifsiz acıların ve kıyımların yaşatıldığı, binlerce kadının köle pazarlarında satıldığı, körpecik çocuk bedenlerin kıyılarımıza vurduğu amansız bir zamana tanıklık ediyoruz” diyen Pervin Buldan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “28 büyük uygarlığın doğup geliştiği, birçok etnik ve mezhepsel kimliğin bir arada yaşadığı, bütün büyük dinlere yurt olmuş ülke topraklarımız ölüm yurdu, kıyım yurdu, talan yurdu haline getirildi.
Aylardır ülkenin bir yarısında yüz binlerce insan evlerine hapsedilmekte, temel yaşam gereksinimlerinden mahrum bırakılmakta, evleri, yerleri, yurtları ve hatta mezarlıkları topa tutulmaktadır. Yurttaşlarımız ölüme maruz bırakılmaktadır. Öldürülen yurttaşlarımızın bedenleri teşhir edilmekte, sokaklar boyu sürüklenmektedir.”
Türkiye’nin herkesin şartlı tahliyeyle dışarıda olduğu kocaman bir hapishaneye çevrildiğini söyleyen Buldan, “Toplumsal yarılma tarihimizde hiç olmadığı kadar derinleşmiş, şiddet hayatın tüm saflarına yerleşmiş, hukuk dışılık tamamen normalleştirilmiştir. Bir ülkenin kurtuluşunun öldürme ve yok etme siyasetinde aranmasından daha çok felaket çağıran bir tercih, topraklarına çocuklarının kanının dökülmesinden daha içler acısı bir durum yoktur. Bizler, bu ülkede olup biten bütün kötülüklerden, bütün acılardan sorumluyuz ve bu sorumluluğun gereklerini icra etmediğimiz oranda da suçlu olacağız. Bu nedenle, bu parlamentonun yükü ağırdır ve büyük bir tarihsel öneme sahiptir. Ölüm cenderesinden yükselen halk çığlığını duymak bin yıllardır beraber varlık bulduğumuz bu ortak vatanda barışı, huzuru ve refahı tesis etmek bu parlamentonun sorumluluğundadır. Erdemli bir siyasetin ülke ve dünya barışına hizmet etmekten başka bir seçeneği yoktur. Zira, insanlık tarihi göstermiştir ki, iyi bir savaş, kötü bir barış hiç olmamıştır” diye konuştu.
Halkın bütün farklı kesimleri adına ayrım yapmaksızın görevini yerine getireceğini kaydeden Buldan, “Bu nedenle, cinsiyeti, kimliği ve görüşü ne olursa olsun, bütün milletvekillerimize eşit muamele göstereceğimi, tarafsızlığı asla elden bırakmayacağımı taahhüt ederim ve yine bu temelde Meclis Genel Kurulu çalışmalarının yürütüldüğü sırada hiçbir üyenin ayrımcılığa uğratılmasına, farklılıklarından dolayı taciz edilme, engellenme ve hakarete maruz bırakılmasına asla müsamaha göstermeyeceğim. Özellikle, cinsiyet ayrımcılığına dayanan eril söylem ve davranışların başkanlığa vekâlet ettiğim oturumlarda, tarafımdan asla kabul ve hoşgörü görmeyeceğini önemle belirtmek isterim. Bu nedenle, sayın milletvekillerinden Genel Kurul çalışmaları esnasında saygıyı, tahammülü, hakkaniyet ve nezaketi hiçbir koşulda elden bırakmamalarını rica ediyorum” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
“Yeryüzünde insanlık adına ne varsa savaşların hedefine konulduğu, Orta Doğu’nun kadim halklarına tarifsiz acıların ve kıyımların yaşatıldığı, binlerce kadının köle pazarlarında satıldığı, körpecik çocuk bedenlerin kıyılarımıza vurduğu amansız bir zamana tanıklık ediyoruz” diyen Pervin Buldan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “28 büyük uygarlığın doğup geliştiği, birçok etnik ve mezhepsel kimliğin bir arada yaşadığı, bütün büyük dinlere yurt olmuş ülke topraklarımız ölüm yurdu, kıyım yurdu, talan yurdu haline getirildi.
Aylardır ülkenin bir yarısında yüz binlerce insan evlerine hapsedilmekte, temel yaşam gereksinimlerinden mahrum bırakılmakta, evleri, yerleri, yurtları ve hatta mezarlıkları topa tutulmaktadır. Yurttaşlarımız ölüme maruz bırakılmaktadır. Öldürülen yurttaşlarımızın bedenleri teşhir edilmekte, sokaklar boyu sürüklenmektedir.”
Türkiye’nin herkesin şartlı tahliyeyle dışarıda olduğu kocaman bir hapishaneye çevrildiğini söyleyen Buldan, “Toplumsal yarılma tarihimizde hiç olmadığı kadar derinleşmiş, şiddet hayatın tüm saflarına yerleşmiş, hukuk dışılık tamamen normalleştirilmiştir. Bir ülkenin kurtuluşunun öldürme ve yok etme siyasetinde aranmasından daha çok felaket çağıran bir tercih, topraklarına çocuklarının kanının dökülmesinden daha içler acısı bir durum yoktur. Bizler, bu ülkede olup biten bütün kötülüklerden, bütün acılardan sorumluyuz ve bu sorumluluğun gereklerini icra etmediğimiz oranda da suçlu olacağız. Bu nedenle, bu parlamentonun yükü ağırdır ve büyük bir tarihsel öneme sahiptir. Ölüm cenderesinden yükselen halk çığlığını duymak bin yıllardır beraber varlık bulduğumuz bu ortak vatanda barışı, huzuru ve refahı tesis etmek bu parlamentonun sorumluluğundadır. Erdemli bir siyasetin ülke ve dünya barışına hizmet etmekten başka bir seçeneği yoktur. Zira, insanlık tarihi göstermiştir ki, iyi bir savaş, kötü bir barış hiç olmamıştır” diye konuştu.
Halkın bütün farklı kesimleri adına ayrım yapmaksızın görevini yerine getireceğini kaydeden Buldan, “Bu nedenle, cinsiyeti, kimliği ve görüşü ne olursa olsun, bütün milletvekillerimize eşit muamele göstereceğimi, tarafsızlığı asla elden bırakmayacağımı taahhüt ederim ve yine bu temelde Meclis Genel Kurulu çalışmalarının yürütüldüğü sırada hiçbir üyenin ayrımcılığa uğratılmasına, farklılıklarından dolayı taciz edilme, engellenme ve hakarete maruz bırakılmasına asla müsamaha göstermeyeceğim. Özellikle, cinsiyet ayrımcılığına dayanan eril söylem ve davranışların başkanlığa vekâlet ettiğim oturumlarda, tarafımdan asla kabul ve hoşgörü görmeyeceğini önemle belirtmek isterim. Bu nedenle, sayın milletvekillerinden Genel Kurul çalışmaları esnasında saygıyı, tahammülü, hakkaniyet ve nezaketi hiçbir koşulda elden bırakmamalarını rica ediyorum” şeklinde konuştu.