SAÜ'de 'Geleceğin Teknoloji Dünyasında Gençliğimizin Rolü'İsimli Etkinlik Düzenlendi
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM) tarafından “Geleceğin Teknoloji Dünyasında Gençliğimizin Rolü” isimli bir etkinlik düzenlendi.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe, Medipol Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Arslan konuşmacı olarak katıldı.
Teknolojinin hayatımızdaki yeri ve önemi üzerinde duran Prof. Dr. Hüseyin Arslan, gençlerin teknolojiye olan eğiliminin arttırılması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Arslan, “Hayatımızın bir parçası olan teknoloji çok önemli bir yere sahip. Sağlıktan savunma teknolojilerine, cep telefonlarına, televizyonlara kadar her şey teknoloji oldu. Bugün savaşlar bile teknoloji ile kazanılıp, teknolojisizlik ile kaybediliyor. Ülkemizin ve ümmetimizin büyüklüğü teknolojimize ne yazık ki yansımıyor. Baktığımızda Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasında, özellikle insan kaynağı anlamında inanılmaz bir kaynak barındırıyoruz. Ama genç nüfusumuzu bir türlü üretime ve teknolojiye alıştıramıyoruz. Bu durum mutlaka aşılmalı” ifadelerini kullandı.
Ülkenin gücünün yüksek teknolojiyle doğru orantılı olduğunu belirten Prof. Dr. Arslan, “Sürekli ve iyi bir kullanıcıyız. Marketimiz çok iyi. Cari açığımızın büyük bir kısmı ise yüksek teknoloji ürünlerinin ithalatını teşkil ediyor. Bir ülkede yüksek teknoloji çok önemli. Ümmetimizin batıya boyun eğmesinin en önemli sebebi de teknoloji açığımızdır. Güç, teknolojik üstünlük demektir. Güçlü olmak istiyorsak yüksek teknolojiyi üretmemiz lazım” dedi.
Ülkedeki teknolojik gelişmelerle ilgili durum değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Arslan, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Ülkemizde servis ve ulaşım sektöründe çok güzel çalışmalar yapıldı ama daha ileri seviyeye ulaşmamız için mutlaka ulaşım sektörüyle birlikte teknolojik üretim sektörünü de geliştirmemiz lazım. Sağlık sektöründe de son yıllarda inanılmaz adımlar atıldı fakat sağlıkta kullanılan yüksek teknolojiler büyük ölçüde dışarıdan transfer oluyor. Baktığımızda doktorlar da artık bu ileri teknoloji ürünler olmadan ne teşhis koyabiliyorlar ne de tedavi yapabiliyorlar. Belki de ileride doktora gerek kalmadan robotlar vasıtasıyla kendi kendimizi teşhis edip tedavi edebileceğiz. Teknoloji, haberleşme ve siber savunma alanında da gelişmeler meydana geldi. Banka hesaplarımızı bile artık akıllı telefonlarımızdan yönlendirebiliyoruz. Ama bu başkasının eline geçerse meydana gelecek hasar da çok büyük. Buna biz siber sistemlerin güvenliği diyoruz. Bu yüzden bu tür kritik şeylerin kontrolünün elimizde olması lazım.”
Teknolojinin gelişmesinde hayal gücünün çok önemli olduğunu vurgulayan Arslan, “Teknoloji deyince aklımıza inovasyon gelir. İnovasyon, yeni teknolojilerin üretilmesi, yeni fikirlerin oluşturulmasıdır. Diğer bir tanımla, var olanı görebilme sanatıdır. Teknolojiyi geliştirmek için bilgi, motivasyon, hayal gücü ve sabır gerekir. En önemlisi de hayal gücüdür. Asla hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Devam edenler mutlaka kazanır” şeklinde konuştu.
Ülkedeki mühendis açığından bahseden Arslan, sözlerine şunları ekledi: “Teknolojinin hammaddesi; düşünebilen, üretebilen, işinde ciddi, çalışkan ve özgüveni tam olan insandır. Ülkemizde inanılmaz bir mühendis açığı var ama öteki taraftan da çok fazla diplomalı mühendisimiz var. En verimli çağlarınızda üretim modunda olmanız lazım. Diplomaya değil, gerçek mühendislere talibiz. Sevdiğimiz işi yapmalı, yaptığımız işi sevmeliyiz.”
Etkinliğin sonunda Prof. Dr. Hüseyin Arslan, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Kaynak: İHA
Teknolojinin hayatımızdaki yeri ve önemi üzerinde duran Prof. Dr. Hüseyin Arslan, gençlerin teknolojiye olan eğiliminin arttırılması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Arslan, “Hayatımızın bir parçası olan teknoloji çok önemli bir yere sahip. Sağlıktan savunma teknolojilerine, cep telefonlarına, televizyonlara kadar her şey teknoloji oldu. Bugün savaşlar bile teknoloji ile kazanılıp, teknolojisizlik ile kaybediliyor. Ülkemizin ve ümmetimizin büyüklüğü teknolojimize ne yazık ki yansımıyor. Baktığımızda Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasında, özellikle insan kaynağı anlamında inanılmaz bir kaynak barındırıyoruz. Ama genç nüfusumuzu bir türlü üretime ve teknolojiye alıştıramıyoruz. Bu durum mutlaka aşılmalı” ifadelerini kullandı.
Ülkenin gücünün yüksek teknolojiyle doğru orantılı olduğunu belirten Prof. Dr. Arslan, “Sürekli ve iyi bir kullanıcıyız. Marketimiz çok iyi. Cari açığımızın büyük bir kısmı ise yüksek teknoloji ürünlerinin ithalatını teşkil ediyor. Bir ülkede yüksek teknoloji çok önemli. Ümmetimizin batıya boyun eğmesinin en önemli sebebi de teknoloji açığımızdır. Güç, teknolojik üstünlük demektir. Güçlü olmak istiyorsak yüksek teknolojiyi üretmemiz lazım” dedi.
Ülkedeki teknolojik gelişmelerle ilgili durum değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Arslan, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Ülkemizde servis ve ulaşım sektöründe çok güzel çalışmalar yapıldı ama daha ileri seviyeye ulaşmamız için mutlaka ulaşım sektörüyle birlikte teknolojik üretim sektörünü de geliştirmemiz lazım. Sağlık sektöründe de son yıllarda inanılmaz adımlar atıldı fakat sağlıkta kullanılan yüksek teknolojiler büyük ölçüde dışarıdan transfer oluyor. Baktığımızda doktorlar da artık bu ileri teknoloji ürünler olmadan ne teşhis koyabiliyorlar ne de tedavi yapabiliyorlar. Belki de ileride doktora gerek kalmadan robotlar vasıtasıyla kendi kendimizi teşhis edip tedavi edebileceğiz. Teknoloji, haberleşme ve siber savunma alanında da gelişmeler meydana geldi. Banka hesaplarımızı bile artık akıllı telefonlarımızdan yönlendirebiliyoruz. Ama bu başkasının eline geçerse meydana gelecek hasar da çok büyük. Buna biz siber sistemlerin güvenliği diyoruz. Bu yüzden bu tür kritik şeylerin kontrolünün elimizde olması lazım.”
Teknolojinin gelişmesinde hayal gücünün çok önemli olduğunu vurgulayan Arslan, “Teknoloji deyince aklımıza inovasyon gelir. İnovasyon, yeni teknolojilerin üretilmesi, yeni fikirlerin oluşturulmasıdır. Diğer bir tanımla, var olanı görebilme sanatıdır. Teknolojiyi geliştirmek için bilgi, motivasyon, hayal gücü ve sabır gerekir. En önemlisi de hayal gücüdür. Asla hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Devam edenler mutlaka kazanır” şeklinde konuştu.
Ülkedeki mühendis açığından bahseden Arslan, sözlerine şunları ekledi: “Teknolojinin hammaddesi; düşünebilen, üretebilen, işinde ciddi, çalışkan ve özgüveni tam olan insandır. Ülkemizde inanılmaz bir mühendis açığı var ama öteki taraftan da çok fazla diplomalı mühendisimiz var. En verimli çağlarınızda üretim modunda olmanız lazım. Diplomaya değil, gerçek mühendislere talibiz. Sevdiğimiz işi yapmalı, yaptığımız işi sevmeliyiz.”
Etkinliğin sonunda Prof. Dr. Hüseyin Arslan, katılımcıların sorularını yanıtladı.