Bakan Işık, Sanayi Üretim Rakamlarını Değerlendirdi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, gelecek dönem ülke ekonomisinin daha hızlı büyüyeceği bir dönem olacağını söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Eylül ayına ait sanayi üretim endeksine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Eylül’de takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,8 arttığını, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin ise bir önceki aya göre değişmediğini hatırlattı. Eylül’de sanayi üretiminin beklentilerden daha iyi bir performans sergilediğine işaret eden Bakan Işık, iç ve dış piyasalarda artan risk algısı ve geçen yılın aynı döneminde sanayi üretiminin yüksek olması nedeniyle oluşan baz etkisine rağmen sanayi üretiminin beklentilerden daha fazla arttığını belirtti.
Bakan Işık, Eylül ayının, dış piyasalardaki tedirginliklerin yanı sıra seçimler nedeniyle iç piyasalarda da risk algısının yüksek olduğu bir ay olduğuna dikkati çekerek, "Yüksek risk algısının yansımaları güven endekslerinde kendini göstermiş ve Eylül ayında keskin şekilde düşmüştür. Nitekim belirsizlik algısı iç talebi Eylül ayında aşağı yönlü bastırmıştır ve bu da sanayi üretiminin potansiyelinin altında kalmasına yol açmıştır" ifadelerini kullandı.
Çevre ülkelerde yaşanan siyasi sorunlar, euro/dolar paritesinin getirmiş olduğu baskı, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan performans düşüklüğü, düşen emtia fiyatları ve en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği’nin hala istenilen seviyede büyüyememesi gibi faktörlerin de ihracata dönük üretimi baskı altında tuttuğunu belirten Işık, tüm bunlara rağmen özellikle imalat sanayinin büyümeye devam etmesinin sevindirici olduğunu kaydetti.
Işık, "Her ne kadar sanayi üretimi Eylül ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş olsa da Türkiye sanayisi daha hızlı büyüyebilecek, daha fazla üretebilecek güce sahiptir" değerlendirmesinde bulundu.
SANAYİ ÜRETİMİ ÖNCÜLÜĞÜNDE BÜYÜME
1 Kasım seçimleri sonrasında, hükümet kurmaya dönük tedirginliklerin giderilmesiyle istikrara dair güvenin tekrar tesis edildiğini, iç piyasadaki belirsizlik kaynaklarından birinin ortadan kalktığını vurgulayan Bakan Işık, bu durumun hem üreticilerin ve yatırımcıların geleceğe dönük uzun vadeli kararlar almasının önünü açacağını, hem de ülkeye dönük risk primini aşağı çekerek yatırımların finansmanını kolaylaştıracağını belirtti.
Bugün açıklanan verilerle üçüncü çeyrek büyümesine dair en önemli öncü göstergenin de geldiğini ve sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,3 arttığını anımsatan Işık, "Bir önceki çeyrekte büyümenin öncülüğünü sanayi üretimi yapmıştı. Bugün açıklanan rakamlar, bu çeyrekte de ülkenin sanayi üretimi öncülüğünde büyüyeceğini göstermektedir" dedi.
Bakan Işık, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
"Sanayi üretiminin kompozisyonunda dış ticaretin ağırlığı artacaktır. Özellikle ana ticaret pazarımız Avrupa Birliği pazarlarındaki toparlanma işaretleri ihracatımıza olumlu yansıyacaktır. Son açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) da bu gerçekten yola çıkılarak hazırlanmıştır. Türkiye’ye karşı içeride ve dışarıda öngörülebilirliğin, dolayısıyla güvenin artacağı bir döneme giriyoruz. Nitekim seçim sonuçları sonrasında uluslararası kuruluşlardan da bunu teyit eden açıklamalar gelmektedir. Türkiye güçlü ve istikrarlı hükümetiyle, sanayiyi ön plana alan politikalarıyla, yüksek potansiyele sahip sanayi sektörüyle ve elbette sanayicilerimizin değerli gayretleriyle, önümüzdeki dönemi en iyi şekilde geçirecek, dünya ekonomileri arasında çok daha iyi bir seviyeye ulaşacaktır".
Kaynak: İHA
Bakan Işık, Eylül ayının, dış piyasalardaki tedirginliklerin yanı sıra seçimler nedeniyle iç piyasalarda da risk algısının yüksek olduğu bir ay olduğuna dikkati çekerek, "Yüksek risk algısının yansımaları güven endekslerinde kendini göstermiş ve Eylül ayında keskin şekilde düşmüştür. Nitekim belirsizlik algısı iç talebi Eylül ayında aşağı yönlü bastırmıştır ve bu da sanayi üretiminin potansiyelinin altında kalmasına yol açmıştır" ifadelerini kullandı.
Çevre ülkelerde yaşanan siyasi sorunlar, euro/dolar paritesinin getirmiş olduğu baskı, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan performans düşüklüğü, düşen emtia fiyatları ve en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği’nin hala istenilen seviyede büyüyememesi gibi faktörlerin de ihracata dönük üretimi baskı altında tuttuğunu belirten Işık, tüm bunlara rağmen özellikle imalat sanayinin büyümeye devam etmesinin sevindirici olduğunu kaydetti.
Işık, "Her ne kadar sanayi üretimi Eylül ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş olsa da Türkiye sanayisi daha hızlı büyüyebilecek, daha fazla üretebilecek güce sahiptir" değerlendirmesinde bulundu.
SANAYİ ÜRETİMİ ÖNCÜLÜĞÜNDE BÜYÜME
1 Kasım seçimleri sonrasında, hükümet kurmaya dönük tedirginliklerin giderilmesiyle istikrara dair güvenin tekrar tesis edildiğini, iç piyasadaki belirsizlik kaynaklarından birinin ortadan kalktığını vurgulayan Bakan Işık, bu durumun hem üreticilerin ve yatırımcıların geleceğe dönük uzun vadeli kararlar almasının önünü açacağını, hem de ülkeye dönük risk primini aşağı çekerek yatırımların finansmanını kolaylaştıracağını belirtti.
Bugün açıklanan verilerle üçüncü çeyrek büyümesine dair en önemli öncü göstergenin de geldiğini ve sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,3 arttığını anımsatan Işık, "Bir önceki çeyrekte büyümenin öncülüğünü sanayi üretimi yapmıştı. Bugün açıklanan rakamlar, bu çeyrekte de ülkenin sanayi üretimi öncülüğünde büyüyeceğini göstermektedir" dedi.
Bakan Işık, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
"Sanayi üretiminin kompozisyonunda dış ticaretin ağırlığı artacaktır. Özellikle ana ticaret pazarımız Avrupa Birliği pazarlarındaki toparlanma işaretleri ihracatımıza olumlu yansıyacaktır. Son açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) da bu gerçekten yola çıkılarak hazırlanmıştır. Türkiye’ye karşı içeride ve dışarıda öngörülebilirliğin, dolayısıyla güvenin artacağı bir döneme giriyoruz. Nitekim seçim sonuçları sonrasında uluslararası kuruluşlardan da bunu teyit eden açıklamalar gelmektedir. Türkiye güçlü ve istikrarlı hükümetiyle, sanayiyi ön plana alan politikalarıyla, yüksek potansiyele sahip sanayi sektörüyle ve elbette sanayicilerimizin değerli gayretleriyle, önümüzdeki dönemi en iyi şekilde geçirecek, dünya ekonomileri arasında çok daha iyi bir seviyeye ulaşacaktır".