CHP MYK Toplantısı
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, “MYK’da seçimin sürecini, seçim sürecinde yaşadığımız sıkıntıları, daha çok özellikle orantısız seçim sürecinde yaşadığımız sıkıntıları değerlendireceğiz. Aynı zamanda CHP olarak da çok yönlü detaylı, bize oy vermeyen seçmenlerimizle ilgili ciddi bir araştırma yapacağız” dedi.
7 Haziran’da daha çok siyasi partilerin programlarını ve projelerini anlatma imkanı olduğunu ve bu doğrultuda seçmenin kararını verdiğini belirten Tekin, “Ne yazık ki 1 Kasım seçimleri birilerinin tarif ettiği stratejik alan içerisine taşındı. Tam bir terör, güvenlik, kaos ortamı içerisinde geçti. Hiçbir siyasi parti Türkiye’nin öncelikleri olan ekonomi, işsizlik, yoksulluk, sefaleti ne yazık ki konuşamadı. Bir ülkede 400’ün üzerinde insan hayatını kaybetmesi ancak savaş alanlarında olur. Bundan dolayı seçim tam bu güvenlik çerçevesi içerisinde geçti. Her şeye rağmen seçimin hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
“2007 yılında CHP olarak bizim iktisadi olarak özellikle taşeronlaşma, asgari ücret, emeklilerle ilgili daha çok emek ağırlıklı projelerimizi ilk kez 13 yıldır iktidar olmasına rağmen AKP’nin de kendi programına alması son derece sevindiricidir” ifadesini kullanan Tekin, “Bunun CHP olarak takipçisi olacağız. İnşallah önümüzdeki süreçte toplumun beklentilerine cevap verebilecek aynı zamanda siyasi partinin kendi programına almış olduğu bu projeleri uygulamak konusunda CHP olarak da destek vereceğimizi beyan etmek istiyorum” dedi.
“CHP OLARAK DA ÇOK YÖNLÜ DETAYLI, BİZE OY VERMEYEN SEÇMENLERİMİZLE İLGİLİ CİDDİ BİR ARAŞTIRMA YAPACAĞIZ”
Tekin konuşmasına şöyle devam etti:
“MYK’da seçimin sürecini, seçim sürecinde yaşadığımız sıkıntıları, daha çok özellikle orantısız seçim sürecinde yaşadığımız sıkıntıları değerlendireceğiz. Aynı zamanda CHP olarak da çok yönlü detaylı, bize oy vermeyen seçmenlerimizle ilgili ciddi bir araştırma yapacağız. O çalışmalarımız bittikten sonra paylaşmış olacağız. Böylesi bir seçim sürecinde sadece bizim siyasi partiler olarak değil, özellikle sivil toplum örgütleri, seçimin hassasiyeti, sağlıklı işleyebilmesi için içeride ve dışardaki sivil toplum örgütlerinin çektikleri sıkıntıları biliyoruz. Keşke bu mekanizmanın içinde devletin kurumları, sivil toplum örgütleri hatta futbol kulüplerine kadar siyasetin içine bulaştırılmamış olsaydı daha sağlıklı bir sonuç alınmış olurdu. Ama bütün buna rağmen biz CHP olarak önümüzdeki süreçte Türkiye’nin birikmiş sorunlarını, içeride ve dışarıdaki birikmiş sorunların farkındayız. Bu konuda Türkiye’nin birliği bütünlüğü kardeşliği için yapılması gereken ne varsa bu konuda ana muhalefet olarak görevimizi dün yaptığımız gibi bugünde o güven içerisinde yapacağız. 7 Haziran’dan bu meseleleri ve bu meseleler konusunda hassas davranan sadece CHP olmuştur. Özellikle Ankara’da yaşanan sürecin terörü yaratanların, terörü nasıl seçim sürecinde kullandığını da çok iyi biliyoruz. Bütün bunlara rağmen Sayın Genel Başkanımız, Sayın Başbakan Davutoğlu’na giderek Türkiye’de terörün bitmesi konusunda bütün düşüncelerimizi ifade ettik. Önümüzdeki günlerde kurullarımızın Parti Meclisi ve örgütlerimizin sahadaki düşüncelerini taleplerini de alacağız.”
“ŞİDDETLE KINIYORUM”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Tekin, bir gazetecinin Nokta Dergisine yönelik gözaltıları sorması üzerine, “Nokta Dergisine baskıya gelince bir ülkede hukukun rafa kaldırıldığı, bir eşkıyalık sisteminin hayata geçtiği dönemi anlattım. Daha dün Sayın Davutoğlu Mevlana söylemiyle başlarken bugün bir derginin çalışanlarını gözaltına alması bu iktidarın önümüzdeki süreçte nasıl bir davranış sergileyeceğinin de fotoğrafı olarak görüyorum. Şiddetle kınıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
CHP MYK üyelerinden bir istifanın söz konusu olup olmadığı ve Kılıçdaroğlu’nun MYK’da revizyona ilişkin görüşünün olup olmadığı sorusuna Tekin, “Hiçbir arkadaşımızın istifası şuanda söz konusu değil. Elbette Sayın Genel Başkanımız önümüzdeki süreçte nasıl takdir ediyorsa bir yenileşmeye gidebilir ya da devam edebilir. Takdir Genel Başkanımıza bağlı” yanıtını verdi.
“BU KONUDA MUTLAKA YENİ BİR DÜZENLEME OLMASI LAZIM”
Seçimlerden sonra yayın organlarının yapmış oldukları yayınlara ilişkin YSK’dan gelen cezalarla ilgili soruya ise Tekin, şunları kaydetti:
“Gerçekten bu gidişatta en çok muzdarip olan mevcut hukuk sisteminde iktidar mensupları bir ciddiyet içerisinde davranacaklarsa sadece bu evrensel kurallar bir parlamentoyu toplumu değil basını medyayı hayatın bütün alanlarını ilgilendiren bir meseledir. Bu konuda mutlaka yeni bir düzenleme olması lazım. Bir ülkede basın medya özgür değilse o ülkede demokrasi özgür değil demektir. Hiçbir gazete televizyon üstündeki baskıyı gerçekten meşru son derece kendi haklarını kullanarak yayın yapacaklarsa bu konuda CHP olarak herkesin yanında olacağımızı beyan etmek istiyoruz. Hiç kimse korkmasın. Dünya medyasında 2002-2005-2007 yılındaki AKP’ye karşı olumlu manşetlerinin bugün hangi manşetlerle sunulduğunu hepiniz görüyorsunuz. Bu son derece üzücüdür. Herhalde Davutoğlu bunları fark ediyor. En azından bundan sonraki süreçte Konya’daki konuşmasını da hatırlatarak bu anlayıştan vazgeçeceklerini umuyoruz.”
CHP’nin yerinde sayması ve adaylarını stratejik yerleştirememesi yönündeki eleştirilerin sorulması üzerine Tekin, “Parti içi demokrasiyi, mekanizmayı işleten tek siyasi partiyiz. Belirlemiş olduğumuz milletvekillerimizin yüzde 80’nin biz millet iradesiyle tespit ettik. Sadece biz değil bizim dışımızdaki hiçbir siyasi parti kendisini ifade edemedi. Ankara’daki patlamadan sonda televizyonlar 10 gün karartıldı. IŞİD terör örgütünün 102 insanı katledişini yüzde 30 vatandaşımız haberdar değildir. Bütün bunları anlıyoruz ama Türkiye bütün bunları aşabilecek. Özellikle CHP bu konularda bunları aşabilecek güçtedir” karşılığını verdi.
“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE 78 MİLYON YURTTAŞIMIZIN BİR SİYASİ PARTİNİN BİR SİYASAL YAPININ UYGULAMALARINDAN KAYNAKLI ÇOK CİDDİ TAZMİNATLARLA KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ”
İpek Koza Grubundan 58 basın mensubunun işine son verilmesinin sorulması üzerine Tekin, şunları söyledi:
“Bütün bu hukuksuzlukları yapan bir siyasal anlayış 58 tane insanı sokağa atması, tartışma konusu bile olmaz. Hangi hukuki gerekçelerle 7 televizyonun yayınını kesiyorsanız hangi gerekçelerle insanların mal varlıklarına el koyuyarsanız aynı gerekçelerle 58 tane insanı sokağa atabilirsiniz. Her şeye rağmen ben Türkiye’de hukukun işleyeceği inancı içerisindeyim. Önümüzdeki günlerde 78 milyon yurttaşımızın bir siyasi partinin bir siyasal yapının uygulamalarından kaynaklı çok ciddi tazminatlarla karşı karşıya kalabiliriz.”