Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Gazetesi'ni Ziyaret Etti
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, "İki gazeteci arkadaşımızın tutuklanıp hapse atılmaları bizim basın tarihimiz açısından da, demokrasi tarihimiz açısından da kara bir lekedir. Haber yaptı diye gazetecinin tutuklandığı bir süreci maalesef yaşadık" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanması nedeniyle gazeteye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret çıkışında açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "İki gazeteci arkadaşımızın tutuklanıp hapse atılmaları bizim basın tarihimiz açısından da, demokrasi tarihimiz açısından da kara bir lekedir. Haber yaptı diye gazetecinin tutuklandığı bir süreci maalesef yaşadık. Gazetecinin görevi zaten haber yapmaktır. Haber yapmayan gazeteci mi olur. Haberin yanlış olduğunu söylemiyorlar, doğru olduğunu kabul ediyorlar. ’Neden doğru haber yaptın’ diye gazetecileri tutuklayıp hapse atıyorlar. Kabul edeceğimiz bir olay değildir" ifadelerini kulandı.
Açıklamalarında hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bütün bunlar ileri demokrasi söylemleri altında gerçekleşiyor. ’Medya özgürlüğü bizim için kırmızı çizgidir’ deniyor. Hangi çizgiden söz ediyorsun. Çağ dışı bir çizgiden kırmızı çizgi mi olur. O haber olmasaydı biz gerçekleri nereden öğrenecektik. Baskı ile susturmaya çalışıyorlar. Hepimizin ortak bir görevi var. Demokrasimize sahip çıkacağız, medyaya sahip çıkacağız, hukukun üstünlüğüne sahip çıkacağız. Adalet sarayı yapmakla adalet dağıtılmaz. Adalet, hukukun üstünlüğüne dayanılarak dağıtılır. Saray yapacaksınız adalet dağıtacaksınız. İçine hakim, savcı koyacaksınız, hukuk fakültesinin arka kapısından mezun olanları. Siyasal iktidarın taleplerini yerine getiren kişiye savcı ve hakim denmez. Hukukun üstünlüğüne göre karar veren kişi hakim ve savcıdır. O rütbeleri, o giysileri giyip adalet dağıttığını sananlar çocuklarına en kötü mirası bırakanlardır" diye konuştu.
Hakim ve savcılara da çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Yargının itibarını korumak istiyorsanız adaletle karar vereceksiniz. Adalet kavramı soylu bir kavramdır. Adalet kavramını koruması gereken yargıcın, savcının kendisidir. Cumhuriyet sıradan bir gazete değildir. Türk medyasının çınarıdır, bir okuldur burası. Her türlü düşüncenin özgürce filizlendiği yerdir. Bir düşünceyi açıklama özgürlüğünü savunmayacaksak neyi savunacağız. Bunların olmadığı bir yerde demokrasiden mi söz edeceğiz. Çok üzgünüm gerçekten. 21. yüzyıl Türkiye’sinde ben başka şeylerden söz etmeliydim. Siz medya özgürlüğünün ayaklar altında alındığını gelip bir yerlerde söylüyorsanız, Türkiye’nin geldiği noktayı birlikte düşünmek zorundayız. O arkadaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız."
Kaynak: İHA
Açıklamalarında hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bütün bunlar ileri demokrasi söylemleri altında gerçekleşiyor. ’Medya özgürlüğü bizim için kırmızı çizgidir’ deniyor. Hangi çizgiden söz ediyorsun. Çağ dışı bir çizgiden kırmızı çizgi mi olur. O haber olmasaydı biz gerçekleri nereden öğrenecektik. Baskı ile susturmaya çalışıyorlar. Hepimizin ortak bir görevi var. Demokrasimize sahip çıkacağız, medyaya sahip çıkacağız, hukukun üstünlüğüne sahip çıkacağız. Adalet sarayı yapmakla adalet dağıtılmaz. Adalet, hukukun üstünlüğüne dayanılarak dağıtılır. Saray yapacaksınız adalet dağıtacaksınız. İçine hakim, savcı koyacaksınız, hukuk fakültesinin arka kapısından mezun olanları. Siyasal iktidarın taleplerini yerine getiren kişiye savcı ve hakim denmez. Hukukun üstünlüğüne göre karar veren kişi hakim ve savcıdır. O rütbeleri, o giysileri giyip adalet dağıttığını sananlar çocuklarına en kötü mirası bırakanlardır" diye konuştu.
Hakim ve savcılara da çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Yargının itibarını korumak istiyorsanız adaletle karar vereceksiniz. Adalet kavramı soylu bir kavramdır. Adalet kavramını koruması gereken yargıcın, savcının kendisidir. Cumhuriyet sıradan bir gazete değildir. Türk medyasının çınarıdır, bir okuldur burası. Her türlü düşüncenin özgürce filizlendiği yerdir. Bir düşünceyi açıklama özgürlüğünü savunmayacaksak neyi savunacağız. Bunların olmadığı bir yerde demokrasiden mi söz edeceğiz. Çok üzgünüm gerçekten. 21. yüzyıl Türkiye’sinde ben başka şeylerden söz etmeliydim. Siz medya özgürlüğünün ayaklar altında alındığını gelip bir yerlerde söylüyorsanız, Türkiye’nin geldiği noktayı birlikte düşünmek zorundayız. O arkadaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız."