ABD'de Cumhuriyetçilerin İslam Karşıtı Söylemi Tepki Çekiyor

ABD'de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimi öncesinde özellikle Cumhuriyetçi Parti adayları arasında İslam karşıtı ve Suriyeli mültecilere yönelik son birkaç gün içinde sertleşen söylemler dikkat çekiyor.

Fransa'nın başkenti Paris'te geçen hafta 130 kişinin ölümüne yol açan terör saldırılarından hemen sonra ABD'de de Suriyeli mültecilerle ilglii başlayan tartışmalar alevleniyor. Obama yönetiminin, saldırılar öncesinde aldığı, gelecek yıl daha fazla Suriyeli sığınmacının ülkeye kabul edileceğine yönelik kararına eleştiriler, özellikle Cumhuriyetçi kanatta artıyor.

Mültecilerle ilgili tartışma önce bazı eyalet valilerinin sığınmacıları kabul etmeyeceklerini açıklamasıyla başladı. Büyük çoğunluğu Cumhuriyetçi olan en az 30 eyaletin valisi, Paris saldırılarının ardından Suriyeli mültecilerin arasına "teröristlerin de sızabileceği" ihtimalini gerekçe göstererek, Suriyelileri istemediklerini duyurdu.

Cumhuriyetçi siyasetçilerden birçoğu da ABD'nin Suriyeli hiçbir mülteciyi kabul etmemesi gerektiğini savunurken, tartışma birkaç gün içinde ABD Kongresi'nin Cumhuriyetçilerin ağırlıkta olduğu Temsilciler Meclisi kanadında yasa tasarısına dönüştü.

Yönetimin gelecek yıl 10 bin Suriyeli mülteciyi ülkeye dahil edecek programını engelleyebilecek hükümler içeren yasa tasarısı meclisten hızlı biçimde geçti.

Dahası tasarı, vekillerin üçte ikisi çoğunluğuyla onaylandığı için ABD Başkanı Barack Obama'nın veto yetkisi dahilinde değil.

Senato'ya gelecek yasa tasarısı, burada da üçte iki çoğunluğu aşarsa Obama tasarıyı veto edemeyecek. Ancak, Senato'daki Demokratların varlığı nedeniyle bu ihtimalin düşük olduğu belirtiliyor.

- Trump ve Carson'dan ağır sözler

Suriyeli mülteci tartışmaları başkanlık seçim kampanyalarına da sıçradı.

Valilerin açıklamalarının ardından ulusal güvenlik gerekçelerine dayandırılan ancak bir anlamda "siyasi malzeme" haline de dönüşen söylemler son günlerde sertleşmeye başladı.

Özellikle Cumhuriyetçi Parti'nin anketlerinde önde giden başkan aday adayları Ben Carson ve Donald Trump'ın bu konudaki sözleri ülkede geniş yankı buldu.

Carson, seçim çalışmasında mülteciler arasına sızabilecek teröristlerle ilgili konuşurken "kuduz köpek" benzetmesi yaptı. Mültecilerin neden kabul edilmemesi gerektiğiyle ilgili örnek vermeye çalışan Carson, "Mahallenizde dolaşan bir kuduz köpek varsa o köpekle ilgili iyi şeyler düşünmezsiniz" dedi.

Carson, ayrıca Müslüman bir başkan adayını desteklemeyeceğini çünkü İslam inancının ABD anayasasıyla tutarlı olmadığını iddia etti.

Trump da Amerika'da yaşayan Müslümanları bir anlamda fişleyecek veri tabanı oluşturulmasını önerdi. Trump, Almanya'da Nazilerin Yahudileri fişlemesine benzetilen öneri dışında da önlemler alınabileceğini söyledi ama detayları hakkında bilgi vermedi.

Camilerin kapatılması ve Müslümanlara özel kimlik verilmesi fikrini de göz ardı etmediğini belirten Trump, Müslümanların kayıt altına alınmasının zorunlu olup olmayacağının sorulması üzerine de "Olmalı" yanıtını verdi.

Cumhuriyetçi başkan aday adayı Jeb Bush ve Ted Cruz da sadece Hristiyan mültecilerin alınması öneresini getirdi.

Ağır söylemler siyasetçilerle de sınırlı kalmadı. WorldNetDaily adlı medya organında köşe yazarlığı yapan Burt Prelutsky, terör örgütü DAEŞ'in yok edilmesinin yetmeyeceğini, "milyarlarca Müslümana ders vermek için Mekke'nin yerle bir edilmesi gerektiğini" savundu.

-Obama ve Demokratlar tepkili

İslam karşıtı söylemlere Demokrat Parti saflarından sert tepkiler geldi.

Demokratların önde görünen iki adayı Hillary Clinton ve Bernie Sanders, hem Trump hem de Carson'ın açıklamalarını eleştirdi.

Clinton, sosyal medyadaki mesajında, tüm Cumhuriyetçilere bu açıklamaları reddetme çağrısı yaparak, "Bu söylem şok edici. Bu ülkeye liderlik etmek isteyen herkes bunu kınamalı" dedi.

Sanders da Trump'ı "bağnaz" şeklinde tanımlayarak, iş adamının sözlerinin "çok çirkin" olduğunu belirtti. Sanders, "Turmp kendinden utanmalı. DAEŞ'i anayasanın ve dini özgürlüklerin altını oyarak yok etmeyeceğiz" ifadesine yer verdi.

Obama da Türkiye'deki G20 Liderler Zirvesi'ne katıldığında, Cumhuriyetçi siyasetçilerin söylemleri karşısında kendilerine 11 Eylül saldırılarından sonra camiyi ziyaret eden Cumhuriyetçi George W. Bush örneğini hatırlatarak, "Bazıları (sığınmacılardan) sadece Hristiyanları almamız gerektiğini söylüyor, Müslümanları değil. Siyasi liderlerin, bu konuda dini bir test olması gerektiği yönündeki teklifleri, utanç verici. Bu Amerikalı olmak değil, bu biz değiliz" demişti.

O dönem "İslam'ın barış anlamına geldiği ve tüm Müslümanların birkaç radikalin yaptıklarıyla yargılanmaması" gerektiği belirten Bush, "Amerika'nın düşmanı Müslümanlar değil, radikal terörist ağıdır" mesajını vermişti.

-Tepkiler üzerine bazı Cumhuriyetçiler söylem değiştirdi

Tepkiler üzerine Cumhuriyetçi başkan aday adaylarından Bush öncekinden farklı bir duruş sergileyerek, Trump'ın Müslümanlar için veritabanı oluşturulmasına dair açıklamasını "nefret verici" şeklinde nitelendirdi. Bush, "İnsanları gözaltına almaktan, camileri kapatmaktan, halkı fişlemekten bahsediyorsunuz ve bu tamamen yanlış" ifadesini kullandı.

Aynı partiden yarışan Ohio Valisi John Kasich da Trump'ın "halkı bölmeye çalıştığını" söyledi.

Seçim kampanyası boyunca daha önce Trump aleyhinde konuşmayan Ted Cruz ise "ünlü iş adamının hayranı olduğunu ama hükümetin Amerikan vatandaşlarını fişlemesi fikrine hayran olmadığını" dile getirdi. Cruz, Amerikan anayasasının dini özgürlükleri koruduğunu vurguladı.

Bazı uzmanlar da özellikle Trump'ın Müslümanların fişlenmesine dair önerisinin anayasanın ihlali anlamına geldiğini yazdı.

-ABD'deki Müslümanlardan kınama

ABD'deki Müslümanlar da hem Carson hem Trump'ın söylemini kınadı.

Ülkedeki en geniş Müslüman örgüt olan Amerika İslam İlişkileri Konseyi'nden (CAIR) yapılan açıklamada, Trump ve Carson'ın yorumlarının sadece İslam karşıtı değil, aynı zamanda anayasaya aykırı olduğunu kaydetti.

Açıklamada, "Donald Trump ve Ben Carson, siyasi hırsları tatmin olduğunda düzeltmeleri zor olacak bir zehirli çevreye katkıda bulunuyor" denildi.

Kaynak: AA