Bilgi Toplantısında Kalifiye Eleman Vurgu
GAÜN Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Oğuzeli MYO Müdürü Doç. Dr. Fazıl Yılmaz, düzenlenen bilgi toplantısında kalifiye eleman vurgusu yaptı
Toplantıya, Oğuzeli Kaymakamı Yasin Yunak, Belediye Başkan Vekili Yusuf Taşdemir, Jandarma Komutanı Gökhan Acehan, Havaalanı Sanayi Bölgesi Sanayicileri Dernek Başkanı Ahmet Bazoğlu, KOSGEB KOBİ Uzmanı Yunus Atmalı ve İŞKUR Şube Müdürü Mehmet Özcan’ın yanı sıra, sanayiciler katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Kaymakam Yasin Yunak, Dünya ve Türkiye’nin kabuk değiştirme sürecine girdiğini, artık devlet - özel sektör ayırımının ortadan kalktığını belirterek, “Artık yeni yönetim felsefesi içerisinde toplumun farklı kesimlerinin, farklı coğrafyalarını birliktelik içinde olmasını istiyoruz. İşbirliği için de öncelikle bilgi birliği olması gerekli. Amacımız, iş adamlarıyla üniversitenin bilgilerini birleştirip geniş alanlara yayması” dedi.
Katma değerli, yenilikçi ürünler için üniversite ile sanayinin işbirliğinin önemine dikkat çeken Havaalanı OSB Başkanı Ahmet Bazoğlu ise, “Sanayi bu işin mutfağı, pratik olan kısmı. Eğer teori ile pratiği bir araya getiremezsek işletmelerimiz ileri değil, geriye gitmiş olur. Biz işyerlerimizde sorunlarımıza parmak basacak, bize yeni ürünler konusunda yol gösterecek elemanlar istiyoruz” diye konuştu.
KOSGEB KOBİ Uzmanı Yunus Atmaca konuşmasında kurum olarak yeni yatırım yapacak girişimcilere önemli bölümü hibe ve uzun vadeli krediler olmak üzere büyük destekler verdiklerini belirtti.
İŞKUR Şube Müdürü Mehmet Özcan da konuşmasında, “İş Başı Eğitim” desteği ile yeni işe başlayacak mezunların maaş ve sigorta desteği ile ilgili bilgilendirmede bulundu.
"TEKNOLOJİK REKABETE AYAK UYDURMAK ZORUNDAYIZ"
Konuşmasında GAÜN Oğuzeli Meslek Yüksekokulu’nun bin 376 öğrencisinin bulunduğunu belirten Yılmaz, Gaziantep Üniversitesi’nin 4 yıl önce başlattığı İntörn mühendislik uygulamasında büyük bir başarı elde edildiğini ve bu uygulamanın artık Oğuzeli Meslek Yüksekokulu’nda da yaşama geçirileceğini açıkladı.
Firmaların bulunduğu noktadan daha yukarı çıkabilmesi için teknolojik rekabette iyi olması gerektiğini kaydeden Yılmaz, sanayici ve üniversitelerin teknolojik rekabete ayak uydurmalarının zorunlu olduğunu kaydetti.
Yılmaz, “Çünkü dünyanın gelişmiş firmaları artık üretim konusunda artık çok esnek davranıyor. Kalkıp, başka ülkelerde üretim yapabiliyorlar. Bunun nedeni maliyetin düşmesi” dedi.
"BÜYÜK KALELER KÜÇÜK TAŞLARLA YAPILMAZ"
Dünyada acımasız bir rekabet olduğunu, firmaların rekabete ayak uydurabilmesi için teknik elemana ihtiyaç duyduklarını kaydeden Yılmaz, sanayicilere de seslendi. Yılmaz, “Yanımızda çalışan elemanlar ne kadar teknik olursa, biliniz ki ürettiğiniz ürünlerden elde edeceğimiz kar da o kadar yüksek olacaktır. Büyük kaleler küçük taşlardan yapılmaz. Eğer yanınızda çalıştırdığınız kişiler küçük taşlardan oluşuyorsa, siz büyük kale yapamazsınız. Onun için niteliğini artırmak zorundayız. Belki başlangıçta evet çalışanların düzeyleri düşük olabilir. Ama buna mutlaka kendimizi adapte etmek ve belli bir düzeyi yakaladıktan sonra üniversite ve yüksekokul mezunlarına doğru gitmeniz şarttır. Mühendis çalıştırmanız şarttır. Fakültelerin ilgili alanlarından, satış departmanlarından, pazarlama bölümlerinden eleman çalıştırmanız kaçınılmazdır. İlk dönemde bu bunlar için verdiğimiz ücretler göze gelebilir. Maliyeti artırmış olabilir. Ama bedelini ödemediğiniz bir şeyin karşılığını almamız da mümkün değildir. Onun için bu teknolojik rekabete biz şarttır diyoruz" ifadelerine yer verdi.
Yılmaz, Türkiye’nin, Dünya’da ekonomisi en iyi ülkeler sıralamasında 17. olduğunu ancak 148 dünya ülkesi arasında rekabet endeksinde 44. sırada yer aldığını vurguladı. Diğer rakamların da Türkiye’nin hak ettiği yerde olmadığını gösterdiğini ifade eden Yılmaz, “Yenilikçilik kapasitesine baktığımız zaman 45. sıradayız. İş hayatındaki kadının erkeğe oranında 134’yüz. Refah endeksinde 142 ülke arasında 89. sıradayız. Dünya hızlı. Rekabet çok çetin. Onun için farkındalık oluşturmak, insan kaynağımızı etkin kullanmak ve üretimimizde teknolojik tabanlı üretime ağırlık vermeliyiz. Biz Gaziantep Üniversitesi olarak bir yandan eğitim-öğretim verirken, diğer yandan da toplumun kılcal damarlarına kadar hitap etmek zorundayız. Onun için üniversitenin sanayiyle buluşması için önemli adımlar atıyoruz. Ama üniversite-sanayi ilişkisi tek taraflı bir ilişki gibi görünüyor. Üniversite sanayiye girsin, ama sanayi üniversiteye girmesin mi? Yıllardır üniversiteler kabuğuna çekilmiş kurumlardı. Biz GAÜN olarak bu kabuğu kırdık. İntörn dediğimiz bu uygulamayla, mühendis olmuş ama diplomasını almamış gençlerimizi sanayiye gönderiyoruz. Mühendisler için durum böyle ama bu kapsamda yüksekokul mezunlarının rolü ne olacak konusuyla ilgili yeni bir model oluşturuyoruz. Uygulamayla son dönemde her bir öğrencimizi sanayiye göndereceğiz. Sanayicimiz herhangi bir ücret ödemeyecek. Sigortasını biz yatıracağız. 4 ay süreyle sanayici o öğrenciyi yanında görecek. Öğrencinin iş karakterini, kendisine uyum sağlayıp sağlayamadığını anlayacak. Öğrenci de sizinle çalışıp çalışamayacağını görecek. Bu süreçte İntörn öğrencimiz hocaları tarafından kontrol edilecek. Öğrencimizin notunun yüzde 70’ini sanayicimiz verecek. Sanayicinin başarısız bulduğu öğrenci kalacak, yani dönem tekrarı yapacak. Ama ilişkilerimizin gelişmesi için sanayicilerimizi üniversitemize, Teknopark’a, Teknoloji Transfer Ofisi’ne bekliyoruz” dedi.