'Anadolu Masalları'nın Gösterimi Yapıldı
Anonim masallardan ortaya çıkan belgesel drama film, "Anadolu Masalları"nın gösterimi gerçekleştirildi.
İstanbul Modern'de gösterilen filmde, masal anlatıcıları, uzmanlar ve akademisyenlerin görüşlerine yer veriliyor.
Filmi hazırlayan ve yöneten Emin Fırat Övür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süre yurtdışında yaşadığını ve Batı kültürüyle büyüdüğünü vurgulayarak, "Amerika'ya gittim ve orada kendi kültürümün kodlarına dair çok az şey bildiğimi fark ettim. 2013'te Türkiye'ye döndüm ve ne yapacağımı bilemiyordum. Bir gün babam, elinde masal kitaplarıyla geldi. 'Nasıl kitaplar, bir baksana' dedi. Bana küçükken neredeyse hiç masal anlatılmadı. Kitaplara bakınca, ilk başta hiçbir ilişki kuramadım ama sonra okudukça, bana bir huzur verdi. Kafamı çalıştırmaya başladı" dedi.
Övür, kitapları okuduktan sonraki düşüncelerine ilişkin de "Bu toprağı tanımam gerektiğini hissettim. Bu toprakları tanıyıp, hikmetlerini keşfetmem gerekiyor. Aklıma, 'Bu toprağın hayal gücü ne üretmiş' sorusu geldi. Bunun da en iyi cevabını masallarda buluyorsun" ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda filmin yapımcılarından olan ve mevcut sistemden memnun olmadığını, yaptığı işlerde bunu irdelediğini dile getiren Övür şunları aktardı:
"Kendime, 'Biz neden bu hale geldik', 'Bu noktaya nasıl geldik' ve 'Bunun altında nasıl dinamikler var' gibi sorular sordum. Hrant Dink'in cenazesinde Rakel Dink'in söylediği, beni çok etkileyen bir laf vardı. 'Bir bebekten katil yaratan karanlıkla mücadele etmemiz lazım.' Saf, temiz ve günahsız bir bebek, bu noktaya gerçekten nasıl geliyor? Bunun tabii ki politik, ekonomik ve sosyolojik bir sürü sebebi var ama biz nasıl hikayeler anlatıyoruz ki bu çocuklar böyle oluyor. Bizim hikayelerimizde şiddet mi var acaba? Sonra fark ettim ki alakası yok. Masallar böyle bir şey anlatmıyor. Olay tamamen insanla alakalı."
Filmin yapımcılarından Sinan Yabgu Ünal da "Anadolu Masalları"nın, ilk uzun metraj filmi olduğu için çok özel olduğuna vurgu yaparak, "Fırat böyle bir belgesel fikriyle geldi. Biz yapım olanaklarıyla, Fırat'ın ve ekibinin hayal gücünü, Türkiye'deki bütçelerden dolayı, birleştirmek zorunda kaldık fakat yine de yapım, çekim ve anlatım kalitesi iyi oldu. Belgeselin yapımıyla ilgili, her seferinde bir adım atladık" diye konuştu.
Çekimleri Beykoz Kundura Fabrikası'nda bulunan platoda çektiklerini belirten Ünal, şöyle devam etti:
"Bir yandan drama kısımlarının olması da belgeseldeki sinematografiyi destekledi. Bir sinema filmine yaklaşmasını da sağladı. Türkiye'de çok yapılmıyor bu tarz işler. Bu konuda kendimizi çok cesur hissediyoruz. Başka biri olsaydı herhalde, sette biz ne yapıyoruz derdi. Çünkü biz bir masalı çektik. Hatta bir masal değil, bir sürü masalı harmanlayıp, bir masal haline getirip canlandırdık."
Sinan Yabgu Ünal, sinemada gerçekçi hedefler koymak zorunda olduklarına dikkati çekerek, "Bu bir yolculuk, bu filmden herhangi bir ticari beklenti olmasa bile, daha sonraki filmlere sponsor ve fonlama destekleri bulmak için iyi iş çıkartmak zorundayız. Bu işin de bizim yolumuza yakışan bir film olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgesel desteği alan ve yapımcılığını Ünal ve Övür'le birlikte Servan Güney'in üstlendiği filmin sanat yönetmenliğini Lara Ögel yaptı.
Drama kısımlarında pandomim sanatçılarının rol aldığı filmde, Ezel Akay, Gökdemir İhsan ve Metin Bobaroğlu gibi isimlerin görüşleri de yer alıyor.
Daha önce Malatya Film Festivali'nde gösterilen film, Antalya Film Festivali'ne de katılacak.
Kaynak: AA
Filmi hazırlayan ve yöneten Emin Fırat Övür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süre yurtdışında yaşadığını ve Batı kültürüyle büyüdüğünü vurgulayarak, "Amerika'ya gittim ve orada kendi kültürümün kodlarına dair çok az şey bildiğimi fark ettim. 2013'te Türkiye'ye döndüm ve ne yapacağımı bilemiyordum. Bir gün babam, elinde masal kitaplarıyla geldi. 'Nasıl kitaplar, bir baksana' dedi. Bana küçükken neredeyse hiç masal anlatılmadı. Kitaplara bakınca, ilk başta hiçbir ilişki kuramadım ama sonra okudukça, bana bir huzur verdi. Kafamı çalıştırmaya başladı" dedi.
Övür, kitapları okuduktan sonraki düşüncelerine ilişkin de "Bu toprağı tanımam gerektiğini hissettim. Bu toprakları tanıyıp, hikmetlerini keşfetmem gerekiyor. Aklıma, 'Bu toprağın hayal gücü ne üretmiş' sorusu geldi. Bunun da en iyi cevabını masallarda buluyorsun" ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda filmin yapımcılarından olan ve mevcut sistemden memnun olmadığını, yaptığı işlerde bunu irdelediğini dile getiren Övür şunları aktardı:
"Kendime, 'Biz neden bu hale geldik', 'Bu noktaya nasıl geldik' ve 'Bunun altında nasıl dinamikler var' gibi sorular sordum. Hrant Dink'in cenazesinde Rakel Dink'in söylediği, beni çok etkileyen bir laf vardı. 'Bir bebekten katil yaratan karanlıkla mücadele etmemiz lazım.' Saf, temiz ve günahsız bir bebek, bu noktaya gerçekten nasıl geliyor? Bunun tabii ki politik, ekonomik ve sosyolojik bir sürü sebebi var ama biz nasıl hikayeler anlatıyoruz ki bu çocuklar böyle oluyor. Bizim hikayelerimizde şiddet mi var acaba? Sonra fark ettim ki alakası yok. Masallar böyle bir şey anlatmıyor. Olay tamamen insanla alakalı."
Filmin yapımcılarından Sinan Yabgu Ünal da "Anadolu Masalları"nın, ilk uzun metraj filmi olduğu için çok özel olduğuna vurgu yaparak, "Fırat böyle bir belgesel fikriyle geldi. Biz yapım olanaklarıyla, Fırat'ın ve ekibinin hayal gücünü, Türkiye'deki bütçelerden dolayı, birleştirmek zorunda kaldık fakat yine de yapım, çekim ve anlatım kalitesi iyi oldu. Belgeselin yapımıyla ilgili, her seferinde bir adım atladık" diye konuştu.
Çekimleri Beykoz Kundura Fabrikası'nda bulunan platoda çektiklerini belirten Ünal, şöyle devam etti:
"Bir yandan drama kısımlarının olması da belgeseldeki sinematografiyi destekledi. Bir sinema filmine yaklaşmasını da sağladı. Türkiye'de çok yapılmıyor bu tarz işler. Bu konuda kendimizi çok cesur hissediyoruz. Başka biri olsaydı herhalde, sette biz ne yapıyoruz derdi. Çünkü biz bir masalı çektik. Hatta bir masal değil, bir sürü masalı harmanlayıp, bir masal haline getirip canlandırdık."
Sinan Yabgu Ünal, sinemada gerçekçi hedefler koymak zorunda olduklarına dikkati çekerek, "Bu bir yolculuk, bu filmden herhangi bir ticari beklenti olmasa bile, daha sonraki filmlere sponsor ve fonlama destekleri bulmak için iyi iş çıkartmak zorundayız. Bu işin de bizim yolumuza yakışan bir film olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgesel desteği alan ve yapımcılığını Ünal ve Övür'le birlikte Servan Güney'in üstlendiği filmin sanat yönetmenliğini Lara Ögel yaptı.
Drama kısımlarında pandomim sanatçılarının rol aldığı filmde, Ezel Akay, Gökdemir İhsan ve Metin Bobaroğlu gibi isimlerin görüşleri de yer alıyor.
Daha önce Malatya Film Festivali'nde gösterilen film, Antalya Film Festivali'ne de katılacak.