Başbakan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması
"Terörü lanetlerken, terörü suistimal edip hiç suçu, günahı olmayan geniş toplumsal kesimlere bu öfkenin yönlendirilmesine de mutlaka karşı durmamız lazım"
Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Terörü lanetlerken, terörü suistimal edip hiç suçu, günahı olmayan geniş toplumsal kesimlere bu öfkenin yönlendirilmesine de mutlaka karşı durmamız lazım" dedi.
Yılmaz, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Fransa'nın Charlie Hebdo'dan sonra ikinci kez terör saldırılarının hedefi olmasına ilişkin soru üzerine Cevdet Yılmaz, terörün bir adresinin bulunmadığını belirterek, bu tür saldırıların tüm insanlığa dönük olduğu görülerek, ortak bir tepki geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, uluslararası alanda terörizme karşı yeterli iş birliğinin olmadığını, bazen terörün uluslararası ilişkilerde bir araç olarak kullanıldığının görüldüğünü ifade etti.
Terör saldırılarında ne hedeflendiyse aksine hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Terörü lanetlerken, terörü suistimal edip hiç suçu, günahı olmayan geniş toplumsal kesimlere bu öfkenin yönlendirilmesine de mutlaka karşı durmamız lazım" diye konuştu.
Yılmaz, bir soru üzerine, Türkiye'nin Paris'teki saldırıdan bağımsız olarak terör konusunu G20'nin gündemine taşıdığını anımsatarak, bu terör saldırısıyla daha da anlamlı hale gelen terörle ilgili hazırlanan bildirgenin, geniş bir destekle daha güçlü bir içerikle kabul göreceğine inandığına kaydetti.
Cevdet Yılmaz, 30-40 yıldır terörden çeken Türkiye'nin bu konularda yeterli uluslararası desteği ve iş birliğini görmediğini, G20 vesilesiyle uluslararası camianın çok daha net duruşunu hep birlikte sergileme imkanının olacağını ifade etti.
"Türkiye'nin Suriye konusunda güvenli bölge söylemine Fransa'nın olumlu yaklaşımı vardı, bu saldırı sonrasında Türkiye ve Fransa'nın öncülük ettiği bu anlamda bir iş birliği hareketi gelişir mi?" sorusuna Yılmaz, daha güçlü bir şekilde gelişmesi gerektiğini belirterek, Suriye'yi açık bir yaraya benzetti ve uluslararası dünyanın bu anlamda çok daha aktif olması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Meseleyi yerinde çözmezseniz, zamanında gerekli müdahaleler yapılmazsa bunlar maalesef büyüyerek, katlanarak devam ediyor ve herkesi etkisi altına alıyor. Dolayısıyla daha güvenli bir Ortadoğu ve daha güvenli bir Akdeniz, Avrupa için Suriye meselesi konusunda eskisinden daha yoğun bir gayret gerektiğine inanıyorum. Burada Türkiye olarak ortaya koyduğumuz tezlerimizin daha geniş destek bulacağına inanıyorum. Teröristler bunun aksini arzu etmiş olsalar da bu yaşananlar, uluslararası camianın dikkatini daha fazla Suriye'ye yönlendirecektir."
Paris'teki saldırıların ardından terörle mücadelede istihbarat paylaşımı noktasında yeni bir stratejiye ihtiyaç olup olmadığının sorulması üzerine Cevdet Yılmaz, terörle mücadelenin yolunun iyi bir istihbarattan geçtiğini, bu noktada iş birliğinin hayati bir role sahip olduğunu bildirdi.
Saldırıların ardından zirve programında bir değişiklik olup olmayacağı sorusu üzerine Yılmaz, ana başlıklarda bir değişiklik olacağını düşünmediğini, terör konusunun bir başlık olarak zaten mevcut olduğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, gelecek dönemde nasıl bir Avrupa yapısı beklediğinin sorulması üzerine de en kötü sonucun, Avrupa'nın terör saldırılarından ötürü içe kapanması olacağını belirtti.
Bu noktada Avrupa'nın çevresiyle daha fazla ilgilenmesi gerektiğini anlatan Yılmaz, "Çevreniz güvenli değilse siz de güvenli olamıyorsunuz. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki istikrar, refah ve demokratikleşmenin çok daha fazla tartışılması gereken bir döneme girmeliyiz. Bu köklü meseleleri ele alamazsak, doğrusu bu olayların içinden tek tek çıkmak kolay olmuyor" diye konuştu.
Kaynak: AA
Yılmaz, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Fransa'nın Charlie Hebdo'dan sonra ikinci kez terör saldırılarının hedefi olmasına ilişkin soru üzerine Cevdet Yılmaz, terörün bir adresinin bulunmadığını belirterek, bu tür saldırıların tüm insanlığa dönük olduğu görülerek, ortak bir tepki geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, uluslararası alanda terörizme karşı yeterli iş birliğinin olmadığını, bazen terörün uluslararası ilişkilerde bir araç olarak kullanıldığının görüldüğünü ifade etti.
Terör saldırılarında ne hedeflendiyse aksine hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Başbakan Yardımcısı Yılmaz, "Terörü lanetlerken, terörü suistimal edip hiç suçu, günahı olmayan geniş toplumsal kesimlere bu öfkenin yönlendirilmesine de mutlaka karşı durmamız lazım" diye konuştu.
Yılmaz, bir soru üzerine, Türkiye'nin Paris'teki saldırıdan bağımsız olarak terör konusunu G20'nin gündemine taşıdığını anımsatarak, bu terör saldırısıyla daha da anlamlı hale gelen terörle ilgili hazırlanan bildirgenin, geniş bir destekle daha güçlü bir içerikle kabul göreceğine inandığına kaydetti.
Cevdet Yılmaz, 30-40 yıldır terörden çeken Türkiye'nin bu konularda yeterli uluslararası desteği ve iş birliğini görmediğini, G20 vesilesiyle uluslararası camianın çok daha net duruşunu hep birlikte sergileme imkanının olacağını ifade etti.
"Türkiye'nin Suriye konusunda güvenli bölge söylemine Fransa'nın olumlu yaklaşımı vardı, bu saldırı sonrasında Türkiye ve Fransa'nın öncülük ettiği bu anlamda bir iş birliği hareketi gelişir mi?" sorusuna Yılmaz, daha güçlü bir şekilde gelişmesi gerektiğini belirterek, Suriye'yi açık bir yaraya benzetti ve uluslararası dünyanın bu anlamda çok daha aktif olması gerektiğini vurguladı.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Meseleyi yerinde çözmezseniz, zamanında gerekli müdahaleler yapılmazsa bunlar maalesef büyüyerek, katlanarak devam ediyor ve herkesi etkisi altına alıyor. Dolayısıyla daha güvenli bir Ortadoğu ve daha güvenli bir Akdeniz, Avrupa için Suriye meselesi konusunda eskisinden daha yoğun bir gayret gerektiğine inanıyorum. Burada Türkiye olarak ortaya koyduğumuz tezlerimizin daha geniş destek bulacağına inanıyorum. Teröristler bunun aksini arzu etmiş olsalar da bu yaşananlar, uluslararası camianın dikkatini daha fazla Suriye'ye yönlendirecektir."
Paris'teki saldırıların ardından terörle mücadelede istihbarat paylaşımı noktasında yeni bir stratejiye ihtiyaç olup olmadığının sorulması üzerine Cevdet Yılmaz, terörle mücadelenin yolunun iyi bir istihbarattan geçtiğini, bu noktada iş birliğinin hayati bir role sahip olduğunu bildirdi.
Saldırıların ardından zirve programında bir değişiklik olup olmayacağı sorusu üzerine Yılmaz, ana başlıklarda bir değişiklik olacağını düşünmediğini, terör konusunun bir başlık olarak zaten mevcut olduğunu kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Yılmaz, gelecek dönemde nasıl bir Avrupa yapısı beklediğinin sorulması üzerine de en kötü sonucun, Avrupa'nın terör saldırılarından ötürü içe kapanması olacağını belirtti.
Bu noktada Avrupa'nın çevresiyle daha fazla ilgilenmesi gerektiğini anlatan Yılmaz, "Çevreniz güvenli değilse siz de güvenli olamıyorsunuz. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki istikrar, refah ve demokratikleşmenin çok daha fazla tartışılması gereken bir döneme girmeliyiz. Bu köklü meseleleri ele alamazsak, doğrusu bu olayların içinden tek tek çıkmak kolay olmuyor" diye konuştu.