17 Kasım Dünya Prematüre Günü
Sağlık kuruluşlarındaki Yenidoğan Yoğun Bakım Üniteleri (YYBÜ)’de sunulan hizmetin önemli bir kısmını prematürelik ve prematüriteye ait sorunların oluşturduğu belirtildi.
Çukurova Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nejat Narlı, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında bir açıklama yaptı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2012’de yayımlanan Erken Doğum Hakkında Küresel Eylem Raporunda, dünyada prematüre doğum oranlarının yüzde 5-18 arasında değiştiği bilgisinin yer aldığına dikkati çeken Prof. Dr. Narlı, Türkiye’de bu oranın yüzde 12 olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Narlı, yıllık 1 milyon 200 bin doğum gerçekleştiğine göre yaklaşık 140 bin bebeğin prematüre doğduğunu, bunların 50 bininin de bir kilo altında olan Aşırı Düşük Doğum Ağırlıklı (ADDA) bebekler olarak dünyaya geldiğini ifade etti.
Ülkemizde bebek ölüm hızının giderek azalma gösterirken, son 2 yılda özellikle de prematüreler başta olmak üzere maalesef ölüm hızının artış gösterdiğini bildiren Narlı, "Bunun birçok nedeni var ve özellikle yenidoğan yoğun bakım organizasyonundaki dağınıklık en önemli etken. Prematürelik gibi özellikle yenidoğan bebeklerin neonatolog (yenidoğan uzmanı) gözetiminde olması gerekir. Özellikle 32 haftanın altında doğan bebeklerin yenidoğan uzmanlarının olduğu ileri düzey yoğun bakım ünitelerinde izlenmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Narlı, bölgede son yıllarda artan sığınmacılar da prematüre doğum oranının daha fazla olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Özellikle Hatay, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa gibi Suriyeli sığınmacıların yoğun olduğu yerlerde prematüre konusunda çok ciddi sorun yaşanmaktadır. Kamplar veya evlerde, yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatması gereken bebekler veya Suriye’den tedavi için gelen bebekler sonucu ciddi bir yoğunluk yaşanmaktadır. Doğurganlık oranlarının yüksek olması, gebelik takiplerinin yapılmaması veya yetersiz olması, olumsuz hijyen koşulları gibi birçok nedenle Suriyeli yenidoğan bebeklerin erken doğma ve yoğun bakıma yatma gereksinimleri daha fazla olmaktadır."
Kaynak: İHA
Prof. Dr. Narlı, yıllık 1 milyon 200 bin doğum gerçekleştiğine göre yaklaşık 140 bin bebeğin prematüre doğduğunu, bunların 50 bininin de bir kilo altında olan Aşırı Düşük Doğum Ağırlıklı (ADDA) bebekler olarak dünyaya geldiğini ifade etti.
Ülkemizde bebek ölüm hızının giderek azalma gösterirken, son 2 yılda özellikle de prematüreler başta olmak üzere maalesef ölüm hızının artış gösterdiğini bildiren Narlı, "Bunun birçok nedeni var ve özellikle yenidoğan yoğun bakım organizasyonundaki dağınıklık en önemli etken. Prematürelik gibi özellikle yenidoğan bebeklerin neonatolog (yenidoğan uzmanı) gözetiminde olması gerekir. Özellikle 32 haftanın altında doğan bebeklerin yenidoğan uzmanlarının olduğu ileri düzey yoğun bakım ünitelerinde izlenmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Narlı, bölgede son yıllarda artan sığınmacılar da prematüre doğum oranının daha fazla olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Özellikle Hatay, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa gibi Suriyeli sığınmacıların yoğun olduğu yerlerde prematüre konusunda çok ciddi sorun yaşanmaktadır. Kamplar veya evlerde, yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatması gereken bebekler veya Suriye’den tedavi için gelen bebekler sonucu ciddi bir yoğunluk yaşanmaktadır. Doğurganlık oranlarının yüksek olması, gebelik takiplerinin yapılmaması veya yetersiz olması, olumsuz hijyen koşulları gibi birçok nedenle Suriyeli yenidoğan bebeklerin erken doğma ve yoğun bakıma yatma gereksinimleri daha fazla olmaktadır."