Akademisyenlere Müjde

Anadolu Üniversitesi, her alanda olduğu gibi akademisyenleri için de başarılı çalışmalara imza atarak hem kendi kariyerlerine hem de ülkelerine katkı sağlamaları için desteklerini sürdürüyor.

Akademisyenlere Müjde
Bu çalışmalar kapsamında önemli bir adım daha atıldı ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Açık ve Uzaktan Öğrenme alanlarında çalışan akademisyenlerin artık kendi alanlarında doçentlik ünvanına sahip olabilmeleri için gerekli düzenlemeler tamamlanarak söz konusu alanın kabulü Üniversitelerarası Kurul tarafından onaylandı. Açık ve uzaktan öğrenme alanındaki akademisyenlerin alanlarıyla ilgili doçentlik alabilmesi üzerine detaylı açıklamalarda bulunan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, doçentlik alanları belirleme yetkisinin Türkiye’de Üniversitelerarası Kurul’da bulunduğuna dikkat çekti. Gündoğan, “Üniversitemiz açık ve uzaktan öğrenmenin öncüsü olarak ilgili alanda yüksek lisans ve doktora programları yürütüyor ancak doçentlik bilim alanının eksikliğini hissediyordu. Doktoranın olduğu bir alanda mutlaka doçentlik bilim alanının da olması gereklidir. Önceden bu alan olmadığı için uzaktan eğitimde akademisyen olan arkadaşlarımız yıllarca bunun eksikliğini çektiler. Mutlaka geçmiş dönemlerde de eski rektörlerimiz çaba sarf ettiler, uğraştılar. Üniversitemiz yıllarca bu konuda çalıştı fakat herhangi bir sonuç elde edilemedi. Bu noktada özellikle bu alanda çalışan akademisyenlerimiz iki yıldır bu beklenti içerisinde olduklarını bizlere aktardı. Biz de bunun takipçisi olarak hem Açıköğretim Fakültesi dekanımız ki kendisi aynı zamanda Üniversitelerarası Kurul üyesidir hem ben iki yıldır bütün Üniversitelerarası Kurul toplantılarında bunu dile getirdik ve bu konu üzerine ilgililerle çalıştık. Bu dönemde tam doçentlik temel alanlarıyla ve bilim kriterleriyle ilgili yeni düzenlemeler yapılıyorken bu noktada biz de ağırlığımızı koyduk. Ben hem Üniversitelerarası Kurul üyesi olarak hem de Üniversitelerarası Kurul Sosyal Bilimler Eğitim Konseyi Başkanı sıfatımla da özellikle son iki yıldır Üniversitelerarası Kurul’da bu konuyu sürekli gündeme getirdim. Sonuç olarak bu konuyu, hazırlanan yeni taslak metne dâhil ettirdik. Bu alanın mutlaka olması gerektiğiyle ilgili nedenleri ve önemini anlattık. Bu noktada hem Üniversitelerarası Kurul dönem başkanı hem de YÖK başkanı gerçekten çok anlayış gösterdiler ve destek oldular. Bu sayede, 2015 Ekim ayı başvurularında da akademisyenler doçentlik başvuru hakkını elde etmiş oldu” dedi.

“ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME”

Bu gelişmenin çok önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gündoğan, “Açık ve uzaktan öğrenme alanında lisansüstü çalışanlar ve doktora yapanlar maalesef bu alanda doçentlik alanı olmadığı için eğitim, iletişim ya da idari bilimler gibi alanlardan doçentlik başvurusu yapmak zorunda kalıyorlardı. Doçentlik başvurularında da kendi alanlarındaki jüriler gelemediği için ciddi sıkıntılar yaşıyorlardı ama şimdi rahatlıkla kendi bilim alanları oldu ve bu alanda artık akademisyenler doçent ve gelecekte de profesör olacaklar” ifadelerini kullandı.

“AKADEMİSYENLERİMİZİN ÖNÜ AÇILMIŞ OLDU”

Prof. Dr. Gündoğan, Anadolu Üniversitesi’nin bu işe öncülük yapmasının gayet doğal olduğunu da hatırlatarak, “Yaklaşık 35 yıldır Anadolu Üniversitesi bu işi yürütüyordu. Bu çalışmaya önemli bir nokta koymak da bize kısmet oldu ve inşallah bu noktadan sonra da bu alanda çalışan akademisyenlerimizin önü açılmış oldu” diye konuştu.

“AÇIK VE UZAKTAN ÖĞRENME ALANINDA DOKTORA YAPMIŞ AKADEMİSYENLER, BUNDAN SONRA GÖNÜL RAHATLIĞI İLE AYNI ALANDA YAYIN YAPABİLECEKLER”

Bu önemli gelişmenin değerini en iyi bu alanda doktora yapmış olan akademisyenlerin bileceğini dile getiren Gündoğan, şimdiye kadar açık ve uzaktan öğrenmede doçentlik alanı olmamasının bir akademisyen için çok zor bir durum olduğunun altını çizdi. Bir akademisyenin doktora yaptığı bir alanda uzmanlaşmış, yayınlar yapmış olmasına rağmen doçent olabilmek için eğitim ya da iletişim alanına yönelmenin mecburi zorluğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gündoğan, şöyle devam etti:

“Bu o alanın kimliği ile ilgili bir sıkıntı oluşturuyordu. Bence şu anda açık ve uzaktan öğrenme alanındaki akademisyenler çok ciddi bir hak elde ettiler. Söz konusu alan artık doçentlik alanı olarak kabul gördüğü için akademisyenler bundan sonra doktora yapmış oldukları bu alanla gönül rahatlığıyla yayın yapabilecekler. Bu alan, eğitim alanında değil, sosyal bilimler temel alanı içinde bir doçentlik alanı oldu. Alan, eğitimde de ayrı bir anahtar kelime olarak geçiyor ancak bu alandaki akademisyenlerin jürilerine sosyal bilimciler girecek. Kısacası, bu uygulamayla açık ve uzaktan öğrenmenin sadece temel bir bilim alanı olması değil, sosyal bilimler ana alanının altında bir temel alan olarak kabul görmesi de önemli bir gelişme oldu diye düşünüyorum.”

BU YENİLİK ANADOLU ÜNİVERSİTESİ’NE NASIL BİR BAŞARI SAĞLAYACAK?

Gündoğan, Anadolu Üniversitesi’nin açık ve uzaktan öğrenmenin öncüsü ve lideri olan bir üniversite olduğunu anlatarak, “Öncülüğümüz, sadece açıköğretim eğitimi veriyoruz, çok iyi sınav ve organizasyon yapıyoruz düzeyinde olmamalı. Ben istiyorum ki özellikle bu alanda çalışan akademisyenlerimiz bununla ilgili dünyaya da örnek olabilecek yol gösterici içerikler üretsinler. Açık ve uzaktan öğrenmeyle ilgili akademik Ar-Ge çalışmaları artsın. Ben bu düzenlemenin bu çalışmaları arttıracağını düşünüyorum. Bundan sonra bu alanda doktora yapmış olan arkadaşlarımız, özellikle Ar-Ge konusuna yönelecekler çünkü biliyorlar ki bu alanla ilgili bir doçentlik alanları bulunuyor. Bu işlerine çok yarayacak. Dikkatlerini başka yerlere dağıtmayacaklar. Önceden doktorasını bitiren adaylar ben biraz iletişime, biraz idari bilimlere ya da eğitime yöneleyim diyorlardı. Artık bu zorunluluğa gerek kalmadan gerçek alanlarında çalışacaklar” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Gündoğan ayrıca, bu yeniliğin Türkiye’deki açık ve uzaktan öğrenmeye de çok büyük katkı sağladığını, Türkiye’de YÖK tarafından temel bir bilim alanı olarak kabul edilen bu alanda akademisyenlerin uzmanlaşabileceklerini ve önlerinin açık olduğunu görebileceklerini de aktardı.

“SADECE TÜRKİYE İLE SINIRLI KALMAMALIYIZ”

“Türkiye’deki diğer üniversiteler de güzel örneklere sahipler ama Anadolu Üniversitesi bu işin öncüsü bunu herkes kabul ediyor” diyen Prof. Dr. Gündoğan, şöyle konuştu:

“Benim bundan sonraki en önemli beklentim, Anadolu Üniversitesi’nde yetişmiş akademisyenler, dünya literatürüne açık ve uzaktan öğrenmeyle ilgili mutlaka yeni bir şeyler katmalı, öğretmeli. Yani sadece Türkiye ile sınırlı kalmamalıyız. Çünkü her gün değişen dünyada gelişen eğitim-öğretim teknolojileri teknikleri söz konusu. Gerçekten açık ve uzaktan öğrenmeyle ilgili çok güzel ve orijinal araştırmalar, çalışmalar yapılabilir. Bu gelişme üniversitemize bir değer katacak ve her şeyden önemlisi Türkiye’deki açık ve uzaktan öğrenme literatürünün dünyaya örnek olabilecek bir takım çalışmalarını da bu yolla yapmış olacağız diye düşünüyorum.”

Rektör Prof. Dr. Naci Gündoğan son olarak, emeği geçen herkese, özellikle doçent adaylarına “hayırlı olsun” dileklerini ileterek, çok iyi ve değerli çalışmaların ortaya çıkacağına inandığını sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA